merhaba, nasilsiniz? allaha emanet olun ! görüsmek üzere, hoscakalin sevgiler saygilar
Süleyman Zaman 22 March 2006 17:04 |
NEVRUZ VE GERÇEKLER
Eski çað insanlarý; tüm doðayý canlý olarak düþünmüþlerdir. Ýnsanlar doðayý, çevreyi var olan her þeyi Animist bir anlayýþla deðerlendirmiþlerdir. Öyle ki Ýnsan ve canlýlarýn yaþamýyla, doðada olup bitenleri özdeþleþtirmeye çalýþmýþlardýr. Ýnsanlar uzam içinde her zaman doðayý anlamaya,oluþlarý, olgularý kendi mantýk deðerleri içinde, dillendirip yorumlamýþ ve bunlarý kavramlaþtýrmýþlardýr. Nasýl ki insanlar doðuyor, büyüyor ve sonunda ölüyorlarsa, doðada da bunu gözlemlemiþler. Animist bir yaklaþýmla insan yaþamýyla benzerlikler kurup, oluþlarý deðerlendirmiþ ve biçimlendirmiþlerdir. Ýnsanlýðýn en eski uygarlýklarýnda, doðanýn da ölüp,dirildiði inancý egemendir. Doða her zaman kendini yeniler. Doðum ve ölüm birbirinden farklý þeyler deðil; birbirlerinin dönüþümüdürler. Diyalektik anlamda da bu böyledir. Bir þeyin yok olmasý, bir baþka þeyin doðumudur. Doða kýþýn ölüyor, canlýlýðýný yitiriyor ama koþullar oluþtuðunda yeniden doðuyor. Ýþte doðanýn yeniden canlanýþý;atmosferik olarak, güneþ ýþýnlarýnýn daha dik olarak gelmesi sonucunda; havanýn ýsýnmasý; bu ýsýnýn topraðý uyandýrmasý; mikro organik canlýlarýn ortaya çýkmasý; aðaçlarýn çiçek vermesi; göçmen kuþlarýn geri dönmesi; bitkilerin yeþillenmesi, tomurcuklarýn oluþmasý, sularýn bollaþmasý...vb. insanda farklý coþkular, güzel duygular uyandýrmýþ ve doðada ki bu uyanýþý , özgün diriliþi kültürel bir etkinliðe dönüþtürmüþtür. Ýþte nevruz denilen olgu budur. Nevruz, doðanýn diriliþi, yeniden doðuþu demektir. Nevruz Ýlkbaharýn baþlangýcýdýr. Eski Ýran takvimine göre bu tarih Mart'ýn 21. günüdür. Bu tarihte ayný zamanda gece ve gündüz eþit konumdadýr. Bu tarihten itibaren günler daha da uzar. Geceler ise kýsalýr. Tarihe baktýðýmýzda Nevruz; Ortadoðu, Orta Asya,Anadolu...vb. gibi toplumlarýn ortak kültürü olmuþtur. Bunu tek baþýna bir kesimin, bir ýrkýn kendisine mal etmesi çok yanlýþ ve tarihsel gerçeklikle baðdaþmayan bir durumdur. Tabii ki Ýnsanlar bu günü kendi yaþam duruþlarýna göre yorumlayabilirler, kendi anlayýþlarýna göre onu yaþayabilirler ama bu günü asla kendilerine mal edemezler. Böylesi bir yaklaþým merkezcil, bencil, egosantrik bir davranýþ biçimidir. Bundan kaçýnmak gerekir. Nevruz tek baþýna, ne Türklerin, ne Kürtlerin, ne acemlerin ve ne de diðer ýrklarýn tekelinde deðildir. Bu günü ortak duygular ve birlik havasý içinde kutlamak, günümüz dünya koþullarýnda barýþ için olmazsa- olmaz koþuludur. Durum böyleyken, Mersin'de yapýlan Nevruz kutlamalarýnda; Türk Bayraðýnýn ayaklar altýna alýnýp çiðnenmesi, yakýlmak istenmesi, ne kadar tehlikeli bir ortama doðru sürüklenmek istediðimizin bir göstergesidir adeta. Bayrak bir toplumun simgesidir. Ben yurtdýþýnda hiçbir ülkeye gitmedim. Ama gitmediðim o ülkeleri bayraklarýndan tanýyorum. Dünyada var olan yaklaþýk 180 ülke var. Her ülke kendini simgeleyen bayraðý ile özdeþleþmiþtir. Bir ulusa gösterilen saygý onun bayraðýna gösterilen saygýyla olur. Eðer birlileri bir ulusun bayraðýna saldýrýrsa, o ulusun varlýðýna saldýrmýþ olur. Varolan deðerlere saldýrmak, hak aramak deðildir. Þu açýkça bilinmelidir ki; bayraða saldýran,her ýrkçý kafa, karþýt ýrkçýlýðýn palazlanmasýný da azdýrýr. Bu olayýn arkasýnda ki güçler bunu bildikleri için bu durumu sürekli körüklüyorlar.
Ey halkým dikkatli ol. Ortak düþmaný taný. Birileri Anadolu'yu parçalamak, var olan etnik ayrýmlýlýðý, mezhepçiliði, körükleyip, iç savaþ çýkarmak için yýllardýr uðraþýyorlar. Geçmiþe doðru baktýðýmýzda bu gibi provalarý görmek olasýdýr. Sivas kýyýmý, gazi olaylarý, Kahramanmaraþ, Çorum katliamlarý, Kubilay olayý....vb. hafýzalarda hemen canlanacak olanlardýr. Lütfen oyuna gelmeyelim. Bu zengin topraklar birilerinin iþtahýný kabartýyor. Onun için dikkatli olmak çok önemli. Politikalarýmýz ayrýmcýlýðý deðil,birlik ve beraberliði, hep banacýlýðý deðil; paylaþmayý; aþýrý tüketimi deðil, üretmeyi...savunan bir konumda olmalýdýr. Yoksa hepimiz çok acý çekeriz. Þöyle demeliyiz. Hey ortak akýl neredesin. Oyunu birliktelik içinde bozalým.
22.03.2006
Not; Bu yazýyý geçen yýl yazmýþtým. Aynýsýný yayýnlýyorum.
Süleyman Zaman 22 March 2006 17:04 |
NEVRUZ VE GERÇEKLER
Eski çað insanlarý; tüm doðayý canlý olarak düþünmüþlerdir. Ýnsanlar doðayý, çevreyi var olan her þeyi Animist bir anlayýþla deðerlendirmiþlerdir. Öyle ki Ýnsan ve canlýlarýn yaþamýyla, doðada olup bitenleri özdeþleþtirmeye çalýþmýþlardýr. Ýnsanlar uzam içinde her zaman doðayý anlamaya,oluþlarý, olgularý kendi mantýk deðerleri içinde, dillendirip yorumlamýþ ve bunlarý kavramlaþtýrmýþlardýr. Nasýl ki insanlar doðuyor, büyüyor ve sonunda ölüyorlarsa, doðada da bunu gözlemlemiþler. Animist bir yaklaþýmla insan yaþamýyla benzerlikler kurup, oluþlarý deðerlendirmiþ ve biçimlendirmiþlerdir. Ýnsanlýðýn en eski uygarlýklarýnda, doðanýn da ölüp,dirildiði inancý egemendir. Doða her zaman kendini yeniler. Doðum ve ölüm birbirinden farklý þeyler deðil; birbirlerinin dönüþümüdürler. Diyalektik anlamda da bu böyledir. Bir þeyin yok olmasý, bir baþka þeyin doðumudur. Doða kýþýn ölüyor, canlýlýðýný yitiriyor ama koþullar oluþtuðunda yeniden doðuyor. Ýþte doðanýn yeniden canlanýþý;atmosferik olarak, güneþ ýþýnlarýnýn daha dik olarak gelmesi sonucunda; havanýn ýsýnmasý; bu ýsýnýn topraðý uyandýrmasý; mikro organik canlýlarýn ortaya çýkmasý; aðaçlarýn çiçek vermesi; göçmen kuþlarýn geri dönmesi; bitkilerin yeþillenmesi, tomurcuklarýn oluþmasý, sularýn bollaþmasý...vb. insanda farklý coþkular, güzel duygular uyandýrmýþ ve doðada ki bu uyanýþý , özgün diriliþi kültürel bir etkinliðe dönüþtürmüþtür. Ýþte nevruz denilen olgu budur. Nevruz, doðanýn diriliþi, yeniden doðuþu demektir. Nevruz Ýlkbaharýn baþlangýcýdýr. Eski Ýran takvimine göre bu tarih Mart'ýn 21. günüdür. Bu tarihte ayný zamanda gece ve gündüz eþit konumdadýr. Bu tarihten itibaren günler daha da uzar. Geceler ise kýsalýr. Tarihe baktýðýmýzda Nevruz; Ortadoðu, Orta Asya,Anadolu...vb. gibi toplumlarýn ortak kültürü olmuþtur. Bunu tek baþýna bir kesimin, bir ýrkýn kendisine mal etmesi çok yanlýþ ve tarihsel gerçeklikle baðdaþmayan bir durumdur. Tabii ki Ýnsanlar bu günü kendi yaþam duruþlarýna göre yorumlayabilirler, kendi anlayýþlarýna göre onu yaþayabilirler ama bu günü asla kendilerine mal edemezler. Böylesi bir yaklaþým merkezcil, bencil, egosantrik bir davranýþ biçimidir. Bundan kaçýnmak gerekir. Nevruz tek baþýna, ne Türklerin, ne Kürtlerin, ne acemlerin ve ne de diðer ýrklarýn tekelinde deðildir. Bu günü ortak duygular ve birlik havasý içinde kutlamak, günümüz dünya koþullarýnda barýþ için olmazsa- olmaz koþuludur. Durum böyleyken, Mersin'de yapýlan Nevruz kutlamalarýnda; Türk Bayraðýnýn ayaklar altýna alýnýp çiðnenmesi, yakýlmak istenmesi, ne kadar tehlikeli bir ortama doðru sürüklenmek istediðimizin bir göstergesidir adeta. Bayrak bir toplumun simgesidir. Ben yurtdýþýnda hiçbir ülkeye gitmedim. Ama gitmediðim o ülkeleri bayraklarýndan tanýyorum. Dünyada var olan yaklaþýk 180 ülke var. Her ülke kendini simgeleyen bayraðý ile özdeþleþmiþtir. Bir ulusa gösterilen saygý onun bayraðýna gösterilen saygýyla olur. Eðer birlileri bir ulusun bayraðýna saldýrýrsa, o ulusun varlýðýna saldýrmýþ olur. Varolan deðerlere saldýrmak, hak aramak deðildir. Þu açýkça bilinmelidir ki; bayraða saldýran,her ýrkçý kafa, karþýt ýrkçýlýðýn palazlanmasýný da azdýrýr. Bu olayýn arkasýnda ki güçler bunu bildikleri için bu durumu sürekli körüklüyorlar.
Ey halkým dikkatli ol. Ortak düþmaný taný. Birileri Anadolu'yu parçalamak, var olan etnik ayrýmlýlýðý, mezhepçiliði, körükleyip, iç savaþ çýkarmak için yýllardýr uðraþýyorlar. Geçmiþe doðru baktýðýmýzda bu gibi provalarý görmek olasýdýr. Sivas kýyýmý, gazi olaylarý, Kahramanmaraþ, Çorum katliamlarý, Kubilay olayý....vb. hafýzalarda hemen canlanacak olanlardýr. Lütfen oyuna gelmeyelim. Bu zengin topraklar birilerinin iþtahýný kabartýyor. Onun için dikkatli olmak çok önemli. Politikalarýmýz ayrýmcýlýðý deðil,birlik ve beraberliði, hep banacýlýðý deðil; paylaþmayý; aþýrý tüketimi deðil, üretmeyi...savunan bir konumda olmalýdýr. Yoksa hepimiz çok acý çekeriz. Þöyle demeliyiz. Hey ortak akýl neredesin. Oyunu birliktelik içinde bozalým.
22.03.2006
Not; Bu yazýyý geçen yýl yazmýþtým. Aynýsýný yayýnlýyorum.
Süleyman Zaman 22 March 2006 17:03 |
Aþýk Veysel gelenkesel halk ozanlýðý geleneðinden gelen o serçeþmeden beslenen ozanlardan birisidir. Aþýk Veysel sözlerini seçen, sözlerini doðru bir þekilde kullanan, gönül gözü ve sezgi gücü ileri derecede geliþmiþ yaratýcý bir ozandýr. Aþýk Veysel, ürettiði þiirlerde, kullandýðý dille çaðdaþ bir duruþ sergilemiþtir. Aþýk Veysel 20. Yüzyýlýn en büyük ozanlarýndan birisidir. O, doðayý, toplumu ve insaný çok iyi bir þekilde çözümlemiþ ve þiirlerinde bu konularda çok güzel örnekler sunmuþtur. Aþýk Veysel’in tasavvufi þiirleri de vardýr. Aþýk Veysel daha çok doða üzerine eserler üretmiþtir. Onun konusu daha çok, toprak, ceylan, gül, bülbül, hak, adalet...olmuþtur. Toplumsal k7onulara da deðinmekle birlikte bu konuya çok derinlemesine inmemiþtir. Aþýk Veysel’in felsefesini onun “Toprak Þiiri” özetler. Aþýk Veysel’in girmediði bir alan kalmamýþtýr. O çaðýnýn ozaný olmasýný bilmiþtir. “ Yezit nedir, ne Kýzýlbaþ / Deðil miyiz? Hep bir kardaþ/ Bizi yakar, bizim ataþ / Söndürmektir tek çaresi
Diyerek; toplumdaki farklýlýklarýn düþmanlýk yaratmamasýný, birlik ve beraberliðin, barýþýn egemen olmasýný savunmuþtur. Veysel’e göre farklýlýklar zenginliktir. Doðada tek bir çiçek yok ki. Toplumlarda da tek bir insan tipi, insan ýrký olamaz. Gine; Bir küçük dünyam var, içimde benim Mihnetim, ziynetim bana kafidir Görenler dar görür, geniþtir bana Sohbetim, ulfetim bana kafidir
Veysel bu dörtlüðünde kendi içinde kendine ait farklý bir dünyasýnýn bulunduðunu belirtiyor. Yunus’un “Bir ben var oda benden içeri” dediði gibi; Veysel’de tasavvufi bir bakýþla; kendisini oluþturan, kendisini kendi yapan tinsel bir benden söz ediyor. Her insanýn kendi iç dünyasýnýn bulunduðunu, baþkasýnýn onu görmese, beðenmese bile, o kiþinin kendisi olduðunu belirterek; insan olmanýn en büyük deðerini bizlere sunuyor. Gine bir baþka þiirinde; Gönül bir güzel sevmiþ ayrýlmaz/ Dolanýr peþinde çoban misali Hiç kimse bu derdin dermanýn bilmez/ Azmýþ yaralarý periþan hali Diyerek; aþkýn ve sevginin farklý bir tanýmýný sunmuþtur. Aþk insaný çevresinde bir girdap içinde döndürür. Aþýk olan aþkýný merkeze yerleþtirir ve onun ardýndan sürüklenip durur. Periþan eder, dermansýz ve kimliksiz býrakýr insaný aþk. Büyük ozan bu iletiyi sunuyor bize.
Can kafeste durmaz uçar/ Dünya bir han konan göçer/ Ay dolanýr, yýllar geçer, / Dostlar beni hatýrlasýn. Her doðan ölür. Kuþ konduðu kafeste uzun süre kalmaz. Bir gün mutlaka kafesini terk etmek zorunda. Ýþte insan da bu dünyaya (kafese) kondu ve bir gün mutlaka girdiði kafesten uçup gidecektir. Bu anlamda hiç kimse, hiçbir canlý bu dünyada kalýcý deðildir. Ýþte büyük ozan Veysel ‘de 21.03.1973 yýlýnda kafesinden uçup gitmiþtir. Veysel toplumsal sorunlardan kendini uzak tutmuþ ve sistemle barýþýk yaþamýþtýr. Toplumsal konularda ki eserleri çok fazla deðildir. Evren sonsuz ama küçük birimler ölümlüdür. Bu sonsuzluk içinde ölümsüzleþmek, kiþinin býraktýðý eserlerle olasýdýr. Aþýk Veysel býraktýðý eserlerle ölümsüzleþmiþtir. 33. ölüm yýl dönümünde ozanýmzýn Önünde saygýyla eðiliyorum. Üzerinde ýþýklar eksik olmasýn.
22.03.2006 Süleyman ZAMAN
Süleyman Zaman 22 March 2006 17:03 |
Aþýk Veysel gelenkesel halk ozanlýðý geleneðinden gelen o serçeþmeden beslenen ozanlardan birisidir. Aþýk Veysel sözlerini seçen, sözlerini doðru bir þekilde kullanan, gönül gözü ve sezgi gücü ileri derecede geliþmiþ yaratýcý bir ozandýr. Aþýk Veysel, ürettiði þiirlerde, kullandýðý dille çaðdaþ bir duruþ sergilemiþtir. Aþýk Veysel 20. Yüzyýlýn en büyük ozanlarýndan birisidir. O, doðayý, toplumu ve insaný çok iyi bir þekilde çözümlemiþ ve þiirlerinde bu konularda çok güzel örnekler sunmuþtur. Aþýk Veysel’in tasavvufi þiirleri de vardýr. Aþýk Veysel daha çok doða üzerine eserler üretmiþtir. Onun konusu daha çok, toprak, ceylan, gül, bülbül, hak, adalet...olmuþtur. Toplumsal k7onulara da deðinmekle birlikte bu konuya çok derinlemesine inmemiþtir. Aþýk Veysel’in felsefesini onun “Toprak Þiiri” özetler. Aþýk Veysel’in girmediði bir alan kalmamýþtýr. O çaðýnýn ozaný olmasýný bilmiþtir. “ Yezit nedir, ne Kýzýlbaþ / Deðil miyiz? Hep bir kardaþ/ Bizi yakar, bizim ataþ / Söndürmektir tek çaresi
Diyerek; toplumdaki farklýlýklarýn düþmanlýk yaratmamasýný, birlik ve beraberliðin, barýþýn egemen olmasýný savunmuþtur. Veysel’e göre farklýlýklar zenginliktir. Doðada tek bir çiçek yok ki. Toplumlarda da tek bir insan tipi, insan ýrký olamaz. Gine; Bir küçük dünyam var, içimde benim Mihnetim, ziynetim bana kafidir Görenler dar görür, geniþtir bana Sohbetim, ulfetim bana kafidir
Veysel bu dörtlüðünde kendi içinde kendine ait farklý bir dünyasýnýn bulunduðunu belirtiyor. Yunus’un “Bir ben var oda benden içeri” dediði gibi; Veysel’de tasavvufi bir bakýþla; kendisini oluþturan, kendisini kendi yapan tinsel bir benden söz ediyor. Her insanýn kendi iç dünyasýnýn bulunduðunu, baþkasýnýn onu görmese, beðenmese bile, o kiþinin kendisi olduðunu belirterek; insan olmanýn en büyük deðerini bizlere sunuyor. Gine bir baþka þiirinde; Gönül bir güzel sevmiþ ayrýlmaz/ Dolanýr peþinde çoban misali Hiç kimse bu derdin dermanýn bilmez/ Azmýþ yaralarý periþan hali Diyerek; aþkýn ve sevginin farklý bir tanýmýný sunmuþtur. Aþk insaný çevresinde bir girdap içinde döndürür. Aþýk olan aþkýný merkeze yerleþtirir ve onun ardýndan sürüklenip durur. Periþan eder, dermansýz ve kimliksiz býrakýr insaný aþk. Büyük ozan bu iletiyi sunuyor bize.
Can kafeste durmaz uçar/ Dünya bir han konan göçer/ Ay dolanýr, yýllar geçer, / Dostlar beni hatýrlasýn. Her doðan ölür. Kuþ konduðu kafeste uzun süre kalmaz. Bir gün mutlaka kafesini terk etmek zorunda. Ýþte insan da bu dünyaya (kafese) kondu ve bir gün mutlaka girdiði kafesten uçup gidecektir. Bu anlamda hiç kimse, hiçbir canlý bu dünyada kalýcý deðildir. Ýþte büyük ozan Veysel ‘de 21.03.1973 yýlýnda kafesinden uçup gitmiþtir. Veysel toplumsal sorunlardan kendini uzak tutmuþ ve sistemle barýþýk yaþamýþtýr. Toplumsal konularda ki eserleri çok fazla deðildir. Evren sonsuz ama küçük birimler ölümlüdür. Bu sonsuzluk içinde ölümsüzleþmek, kiþinin býraktýðý eserlerle olasýdýr. Aþýk Veysel býraktýðý eserlerle ölümsüzleþmiþtir. 33. ölüm yýl dönümünde ozanýmzýn Önünde saygýyla eðiliyorum. Üzerinde ýþýklar eksik olmasýn.