ALEVÝLÝK VE GERÇEKLER
Dünyada hiçbir inanç, hiçbir felsefi görüþ ve hiçbir siyasal yapý veya anlayýþ saf deðildir. Her inanç, her görüþ, her siyasal yapý kendisinden önceki inançlardan, görüþlerden ve siyasal yapýlanmalardan izler taþýr, onlardan beslenir ve kendisini, öncesiyle var kýlar.
Bu bütün yapýlar için geçerlidir. Bu anlamda mutlak, saf kendi olan hiçbir nesne, hiçbir görüþ ve inanç bulunmamaktadýr.
Kadimden bu yana insanlýðýn edindiði tüm kültürel, teknik ve uygarlýk deðerleri öncesini kapsar. Dinler de öyle. Her din , her inanç önceki dinlerden ve inançlardan etkilenmiþtir. Onlardan çok þeyleri kendisine katarak oluþumunu gerçekleþtirmiþtir.
Örneðin Hýristiyanlýk, Yahudiliðin çok etkisinde kalmýþtýr. Hatta onu Yahudiliðin bir mezhebi sayanlar bile vardýr. Ýslamiyet’in de bu inançlardan bir çok kýssalarý (öykü) ve menkýbeleri (söylenceleri) yansýttýðý bir gerçektir.
Her yeni din eskinin üzerine doðduðu için; yeni ile eski inançlar arasýnda karþýtlýklar ve farklýlýklar oluþur. Yeni olaný kabul edenler, kendi özlerinde eskiyi de taþýdýklarýndan; eskinin bir kýsým ritüellerini yeni olana katar yada yeni olanla birlikte eskiyi de yaþatýr veya yaþatmaya çalýþýr. Dinlerde ki mezhep oluþumlarýnýn en büyük nedeni de budur. Bazý nüanslar da olsa, farklý yorumlar merkezi olandan ayrýlýklar oluþturur.
Bu açýklamalardan sonra Alevilik üzerine þunlar söylenebilir. Yukarýda açýkladýðým geliþim ve oluþumlar (yani öncenin, sonrayý etkilemesi; sonra geliþenin öncekinden beslenmesi…
Alevilik içinde geçerlidir.
Alevilik Ýslam öncesi tüm inançlarýn izlerini içinde taþýr. Alevilik Anadolu’da yaþamýþ tüm kültürlerin ve uygarlýklarýn kalýtýný kendi içinde yoðurarak kendini varlaþtýrmýþtýr. Aleviliði ne bir ýrka, ne bir dine, ne bir bölgeye, ne bir tekil inanca indirgemek ona yapýlacak olan en büyük kötülüktür. Alevilik Senkretik (Baðdaþtýrýcý, birleþtirici ve uyumcu…
bir inanç oluþumudur. Bu baðdaþtýrýcý inancýn içinde çok felsefi ve ezoterik (gizemli) öðeler zengince bir yer alýr.
Alevilik Orta Asya, Ortadoðu, Anadolu kökenli felsefi ve inançlardan çokça beslenmiþtir.
Bu anlamda inanç yapýsý içinde özellikle Þaman, Budist, Zerdüþt, Mani, Pagan ve diðer tek tanrýlý dinlerin kültürel ve inançsal öðelerini bulmak olasýdýr.
Budacýlýðýn dört kutsal gerçeði (1- Acý Gerçeði; 2-) Ýstek Gerçeði; 3-) Acýnýn yok edilmesi gerçeði; 4-) Acýnýn yok edilmesine götüren sekiz yol gerçeði)
Alevilikte ki dört kapý (Þeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat) anlayýþýný doðurmuþtur. Budizm’in Nirvana (dünyasal tüm istek ve tutkulardan kurularak insanýn ruhsal özgürlüðe ulaþmasý) görüþü Alevilikte ki “Kamil Ýnsan” anlayýþýyla örtüþmektedir. Alevilikte ki devriye (her þeyin döngüsel olduðu gerçeði) ve Hulul (Konma, girme; tanrýnýn insan bedenine girmesi) Ruh göçü (Reenkarnasyon) inancý ve Tenasüh (Ruhun bir cisimden, baþka cisme geçtiðine inanma) da Budizm’den Aleviliðe geçen öðelerdir.
Türk topluluklarýnýn bit çok inanç ve ritüelleri de Alevilik inancýnda çok belirgin bir konumda görülmektedir. Þamanlýkta ki ayin törenleri ve bu törenleri yöneten Kam’lar; bugünün Cemleri ve bu cemleri yöneten Dedelerle özdeþleþtiriliyor. Þaman törenleri sýrasýnda içtikleri kýmýz veya içki bugünün Alevi törenlerinde Dem olarak adlandýrýlýyor. Aleviler tarafýndan bugünde yaþatýlan bir çok kültler (dað, hayvan, nehir, orman, aðaç…gibi kutsal yerler) Þaman inancýnýn ve eski pagan inançlarýnýn bugüne gelen etkileridir. Þaman inancýnýn Gök Tanrý inancý Alevilikte ki “Iþýk” inancýyla uyuþmaktadýr.
Bugün Aleviliðin en temel görüþünü yansýtan “eline, dilene, beline” sahip ol ilkesi Mani inancýnda ki “Üç Mühür” ilkesine aynen uymaktadýr. Alevilikte kutsal sayýlan “Ateþ Kültü” Zerdüþt inancýnýn Alevilikte devam ettirildiðinin en büyük kanýtýdýr.
Alevilerin dört öðeyi (hava, su, ateþ, toprak) evrenin ve insanýn oluþumunda temel öðe görmelerinin özünde ilkçað Anadolu filozoflarýnýn etkisinde kaldýklarýný göstermektedir.
Alevilikte ki sayýlarýn kutsallýðý Hurufiliðin etkinliðini; Hak-Muhammet, Ali üçlemesi; Hýristiyanlýkta ki teslis anlayýþýný; Yedi ve dokuz kavramlarý; gök katlarýný (7 gezegen, ay ve güneþ); On iki sayýsýnýn ; Olympos’ta ki on iki büyük tanrýyý, Türklerde ki on ikili takvimi; on iki havariyi, on iki imamý, on iki dilimli tacý…yansýtmasý Aleviliðin bu inançlarla beslendiðini göstermektedir.
Tüm bu gerçekler ortadayken Aleviliði getirip bir inanca baðlamak her hangi bir dinin özü olarak görmek ne kadar doðru bir yaklaþýmdýr.
Alevilik tasavvuf ve Batýni anlayýþýyla kendini simgelerle anlatmaya çalýþmýþtýr. Bu simgelerin, sayýlarýn, ritüellerin bir anlamý olmalýdýr.
Alevilerin en büyük kabesi insandýr. Alevilikte sevgi en temel inançtýr. O döndüðü semah ile evrenin dönüþünü anlatýr. Semahta ki el ve beden davranýþlarý bir çok evrensel gerçeðin yansýmasýndan baþka bir þey deðildir. Alevinin tanrýsý, korkutan, cezalandýran, yoksul býrakan, acýmasýz, yakan, yýkan, yok eden….tanrý deðil; bunlarýn tam karþýtýný uygulayan herkesi seven, kucaklayan, koruyan, besleyen …bir tanrýdýr. Alevilik tanrýyla kendi arasýna bir çizgi koymaz. Onu kendinden ayrý görmez. Var olan her þeyi tanrýsal sayar ve þeylere saygý sevgi gösterir. Aleviler “Yaratýlaný hoþ görür/ Yaratandan ötürü”. (Yunus Emre).
Alevilik doðaya uygun davranmaktýr. Alevinin ibadeti müzikle yapýlýr. Evrenin özünde de müzik vardýr. Ýnsanýn ayak sesleri bile bir týný verir. Rüzgarýn hýþýrtýsý, kuþlarýn sesi, suyun akýþý…hepsi birer müzik eseridirler. Alevilik doðayý çözümler onun dilini kullanýr.
Alevilik insaný ve yaþamý küçümsemez. Bu dünyayý ve maddeyi yok saymaz. Dünyada var olan nimetlerden, doðanýn verdiklerinden yararlanmayý ilke edinir. Dünyada insan yaþamýný kötü yönden etkileyecek yasaklamalara gitmez.
Alevilik, çaðdaþlýðý, bilimi, sanatý, laikliði, özgürlüðü, barýþý, dostluðu…bu gibi insani tüm deðerleri yaþamlarýnýn vazgeçilmezi olarak görür.
Alevilik insanlýðýn varoluþundan bu yana yaratýlmaya çalýþan ideal toplumun düþünsel ve yaþamsal öz yapýsýný oluþturmaktadýr.
Alevilik insanlýðýn en eski inançlarýnýn bugüne kadar nesilden, nesile aktarýlýp getirilen kültürler bileþimidir.
Buna sahip çýkmak, bu güzel deðerleri yaþatmak her alevinin ve her aydýnýn görevi olmalýdýr.
Süleyman Zaman
12.04.2006