Yeni Resimler
yeni2009 Dayanýþma Gecesi
Site Haberleri
Anasayfa
Haberler
Şiir
Sağlık
Tatil / Turizm
E- Devlet
Forum
Galeri
Linkler
SSS

Divriði Köyleri Futbol Turnuvalarý


Kazým ödül 6.6.2007


Köy Resimleri


Köy Resimleri


Köy





Saturday, 21 December 2024
Anasayfa arrow Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi Defterini imzala


Süleyman Zaman    02 June 2006 10:38 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
NAZIM HÝKMET

Ben, bir insan,
ben, Türk þairi komünist Nâzým Hikmet ben,
tepeden týrnaða iman,
tepeden týrnaða kavga, hasret ve ümitten ibaret ben...
Þair Nazým Hikmet, 1902 yýlýnda Selanik'te doðdu.
Çaðdaþ Türk þiirinin büyük ustasý Nazým Hikmet (Ran), babasý Hikmet Nazým tarafýndan Mehmet Nazým Paþa'nýn, annesi Celile Haným tarafýndan Leh asýllý Mustafa Celalettin Paþa'nýn torunuydu.
Göztepe Taþmektep'teki ilk öðreniminden sonra Galatasaray ve Niþantaþý sultanilerinde okudu. Balkan Savaþý yenilgisinden duyulan üzüntüyü dile getirdiði 'Feryad-ý Vatan' ve 'Þehit Dayýma' gibi ilk þiirlerini çocuk denebilecek yaþlarda yazdý.
14 aralýk 1914 tarihli 'Bir Bahriyelinin Aðzýndan' baþlýklý þiirini aile dostlarýndan Bahriye Nazýrý Cemal Paþa'ya okuyunca, çok duygulanan paþanýn isteðiyle Niþantaþý Sultanisi'nden ayrýlýp Bahriye Mektebi'ne kaydoldu.
Buradaki öðretmenlerinden Yahya Kemal'in ilgi ve desteðini gördü. Bahriye Mektebi'ni bitirdikten sonra Hamidiye Kruvazörü'ne stajyer güverte subayý olarak atandý. 1919 kýþýnda zatülcenbe yakalandý, iyileþemeyince 17 mayýs 1920'de çürüðe çýkarýldý.
Ýstanbul'un iþgali üzerine 'Kýrk Haramilerin Esiri', 'Yaralý Hayalet', 'Çanakkale Masalý', 'Sarý Zeybek' gibi ulusalcý þiirler yazdý. 'Alemdar' gazetesinin açtýðý yarýþmada 'Bir Dakika' adlý þiiriyle birinci oldu.
1921 baharýnda Milli Mücadele'ye katýlmak amacýyla Vala Nurettin (Va-Nu), Yusuf Ziya (Ortaç) ve Faruk Nafiz (Çamlýbel) ile Ýnebolu'ya geçti. Ankara'dan 'harcýrah ve müsaade' beklerken tanýþtýðý komünist eðilimli Spartakistlerden Sovyet Devrimi'ni öðrendi.
Beklenen izin gelince Va-Nu'yla birlikte Ýnebolu'dan Ankara'ya yürüyerek gitti. Kendilerinden istenen ilk görev Ýstanbul gençliðini Milli Mücadele'ye çaðýran bir þiir yazmalarýydý. Üç günde yazdýklarý þiir çok beðenildi ve 10 bin adet bastýrýlýp daðýtýldý.
Bu arada Mustafa Kemal'e takdim edildiler. Cepheye gitmek için baþvurduklarý Matbuat Müdürü Muhittin Bey (Birgen) Milli Eðitim'de görev almalarýný istedi, öðretmen olarak Bolu'ya atandýlar. Gizli polis ve tutucu çevrelerin baskýlarý nedeniyle burada fazla kalamadýlar.
Öðrenimlerini ilerletmek ve kendilerini koruyan Bolu Aðýr Ceza Mahkemesi Reis Vekili Hilmi Ziya Bey'in Sovyet Devrimi hakkýnda anlattýklarýný yerinde görmek amacýyla Trabzon üzerinden Batum'a gittiler (30 eylül 1921).
1922 temmuzunda Moskova'ya geçtiler ve Doðu Ülkeleri Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) kaydoldular. Rus þiirini yakýndan izleyen, Mayakovski'yle tanýþan, konstrüktivist (sanatta geometrik biçimlerin aðýrlýklý olarak uygulayan bir akým. S.Z.) çevrelere giren Nazým'ýn gönderdiði bazý þiirler 'Aydýnlýk' ve 'Yeni Hayat'ta yayýmlandý.
Ayný dönemde KUTV'da okuyan Nüzhet Haným'la evlendi. Üniversite bitince 1924 ekiminde sýnýrý gizlice geçerek Türkiye'ye döndü, 'Aydýnlýk' dergisinde çalýþmaya baþladý. Eþinden ayrýldý.
1925'te basýmevi kurmak için gittiði Ýzmir'de 'Aydýnlýk' yazarlarýnýn tutuklandýðýný, kendisi hakkýnda da 15 yýl gýyabi mahkumiyet kararý verildiðini öðrendi ve yine gizlice Moskova'ya gitti.
1928'de Bakü'de ilk þiir kitabý 'Güneþi Ýçenlerin Türküsü'nü yayýmladý. Ayný yýl, af yasasýndan yararlanmak amacýyla Türkiye'ye gizlice girerken yakalandý. Rize mahkemesince üç gün hapis cezasýna çarptýrýldýðý halde Ankara'ya gönderildi.
Ankara'daki yargýlamada eski mahkumiyeti kaldýrýldý, ama gýyabýnda verilen üç aylýk mahkumiyeti çekmesine karar verildi. Bu süreyi zaten tutuklu olarak geçirdiði için serbest býrakýldý. Sertel'lerin (Zekeriya ve Sabiha Sertel) çýkardýðý 'Resimli Ay'da düzeltmen olarak çalýþmaya baþladý.
1929'da '835 Satýr'ý yayýmladý. 'Resimli Ay'da 'Putlarý Yýkýyoruz' baþlýklý ünlü kampanyayý baþlatarak dönemin yazarlarýný eleþtirdi. Ayný yýl çýkan 'Jokond ile Si-YaU'yu, 1930'da 'Varan 3' ve '1+1=1', 1932'de 'Benerci Kendini Niçin Öldürdü?' ve 'Gece Gelen Telgraf' izledi.
Ýstanbul'da daðýtýlan bildiriler yüzünden 1933'te tutuklanarak Bursa'ya gönderildi. Dört yýllýk mahkumiyeti 1934 affý nedeniyle bir yýla düþtü. 1.5 yýldýr tutuklu olduðu için özgür kaldý. Ýstanbul'a dönerek Akþam'da Orhan Selim takma adýyla fýkra yazarlýðýna baþladý.
1935'te Piraye Altýnoðlu ile evlendi. 1936'da 'Simavna Kadýsý Oðlu Þeyh Bedreddin Destaný'ný yayýmladý. 1938'de ordu içinde komünizm propagandasý yapmak ve askeri isyana teþvik etmekle suçlanýp iki ayrý davadan 28 yýl 4 ay hapse mahkum edildi.
Ýstanbul, Çankýrý, Bursa cezaevlerinde 12 yýl 7 ay yattý. Büyük yapýtý 'Memleketimden Ýnsan Manzaralarý'ný hapisteyken yazdý. 1946'da TBMM'ye baþvurarak 'adli hata'ya kurban gittiðini belirtti ve affýný istedi, ama sonuç alamadý.
Þairin yok yere mahkum edildiðini söyleyen Ahmet Emin Yalman'ýn 1949'da Vatan'da baþlattýðý af giriþimi, 1950'de Nazým'ýn açlýk grevine baþlamasýyla geniþ çaplý bir kampanyaya dönüþtü ve Demokrat Parti'nin çýkardýðý af yasasýnýn kapsamýna alýnmasý saðlandý.
15 temmuz 1950'de özgürlüðüne kavuþtu ve geçimini senaryo yazarlýðýyla saðlamaya baþladý. 1951'de Piraye Haným'dan ayrýlýp Münevver Andaç'la evlendi. 'Saðlam' raporu verilerek askere sevk edileceðini öðrenince Romanya üzerinden Moskova'ya kaçtý.
Sürgün yýllarýnda dünyanýn birçok ülkesini dolaþtý, konferanslar verdi, ama aklý hep Türkiye'deydi. 25 temmuz 1951'de yurttaþlýktan çýkarýldý. Bu karara, "beni Türklükten, halkýmýn evladý olmaktan hiçbir kuvvet çýkaramaz" diyerek tepki gösterdi.
1952'de Çin gezisi sýrasýnda geçirdiði enfarktüs krizinden sonra uzun süre doktor kontrolünde yaþadý. 3 haziran 1963'te bir kalp krizi daha geçirerek 'güzelim dünya elveda/ve merhaba/kainat' dedi.
Nazým Hikmet, ilk þiirlerinde hece veznini kullanmasýna raðmen bireyci anlayýþtan uzak durmuþ, Tevfik Fikret, Mehmet Emin, Mehmet Akif gibi toplumsal içerikli þiir anlayýþýný seçmiþti.
Sovyetler Birliði'nde tanýþtýðý devrimci ve yenilikçi sanat hareketleri, þiirinin biçim ve biçem açýsýndan hýzla deðiþmesini saðladý. Bir orkestra gibi kullandýðý serbest nazýmla özü biçimin baðlarýndan kurtardý.
1936'ya kadar yayýmladýðý þiir kitaplarýyla geleneksel þiirin deðerlerini kökünden sarstý. Yeni bir þair kuþaðýnýn yetiþmesine yol açtý. 'Þeyh Bedreddin Destaný'nda modern þiirin olanaklarý ile geleneksel biçimleri buluþturarak 'ulusal bireþim' saðlamayý baþardý.
Düzyazý, senaryo, þiir tekniklerini harmanlayarak benzersiz bir yapý kurduðu 'Memleketimden Ýnsan Manzaralarý'nda Ýkinci Meþrutiyet'ten Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýna uzana geniþ bir zaman diliminde, dönüþen Türkiye’nin toplumsal, siyasal ve kültürel sorunlarýnýn yaný sýra dünyanýn faþizm ve savaþ olgusunda odaklanan sorunlarýný da destanlaþtýrdý.
Yüzyýlýmýzýn en büyük þairlerinden biri sayýlan Nazým Hikmet'in 1930'larýn sonlarýndan bu yana yasak olan þiirleri ana dilinde ancak ölümünden iki yýl sonra yayýmlanabilmiþtir. (http://nazim_hikmet_ran.sitemynet.com/15ocak.html)
Þair Nazým Hikmet Ran; bir dünya þairi olarak, tüm insanlýðýn kurtuluþunu savunan bir dünya görüþüne sahipti. Þaire göre dünya insanlýðý ancak “toplumcu (sosyalist)” bir üretim biçimi kurtarabilirdi. Özel mülkiyetçi toplum modelleri insanlarýn sömürülmesine dayanýr. Ozana göre sömürü devam ettiði sürece de, dünyada barýþ, güven, varsýllýk ve eþitlik gerçekleþtirilemez. Toplumda ki tüm olumsuzluklar insanýn insaný ve doðayý alabildiðince sömürmesine dayanmaktadýr.
Günümüzün Kapitalist toplum modeli, insanlýða savaþtan, açlýktan, yoksulluktan, iþsizlikten, haksýzlýktan, eþitsizlikten, saðlýksýzlýktan… baþka bir þey üretmemektedir. Geçmiþteki tüm özel mülkiyete dayalý sistemler de (Köleci, Feodal..) insanlýða yukarýda saydýðým olumsuzluklarý insanlýða yaþatmýþlardýr.
Nazým Hikmet, aydýnlýkçý ve eþitlikçi duruþu, emperyalist ve kapitalist sömürüye karþý koyuþu ve tüm dünyaya “eþitlikçi” bir toplumun varlaþmasý yönünde verdiði savaþým sonucunda, sistem sahiplerini korkutmuþ ve yüzden yaþamý boyunca hep acý çektirilmiþtir. Çok sevdiði Anadolu topraklarýna doyamadan yaban ellerinde ölmüþtür. Onun ölmeden önceki en büyük özlemi kendi doðduðu topraklarda ölmek istemesidir. Bu kadar özlemi kendisine çok gören anlayýþlar halen ozanýn bu özlemini gerçekleþtirmiþ deðillerdir. 43 yýldýr halen ozanýn bu özlemini gerçekleþtiremeyenler, dünyaca tanýnan bu ulu ozanýn varlýðýný tanýmak istemeyenler, Nazým’ýn ölüsünden korkanlar, þunu bilsinler ki; o ulu ozan dünya varoldukça yaþayacak bir kimlik olarak kalacaktýr. Ama bu kararý almak istemeyenler ozanýn mezarýný bu topraklara getirmek istemeyenler yarýnlarda unutulup gideceklerdir.
43. ölüm yýldönümünde ozanýmýzý saygýyla ve sevgiyle anýyoruz. Onun saçtýðý ýþýk bizleri aydýnlatmaktadýr. Üzerinde yýldýzlar eksik olmasýn.
02.06.2006


Süleyman Zaman    02 June 2006 10:38 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
NAZIM HÝKMET

Ben, bir insan,
ben, Türk þairi komünist Nâzým Hikmet ben,
tepeden týrnaða iman,
tepeden týrnaða kavga, hasret ve ümitten ibaret ben...
Þair Nazým Hikmet, 1902 yýlýnda Selanik'te doðdu.
Çaðdaþ Türk þiirinin büyük ustasý Nazým Hikmet (Ran), babasý Hikmet Nazým tarafýndan Mehmet Nazým Paþa'nýn, annesi Celile Haným tarafýndan Leh asýllý Mustafa Celalettin Paþa'nýn torunuydu.
Göztepe Taþmektep'teki ilk öðreniminden sonra Galatasaray ve Niþantaþý sultanilerinde okudu. Balkan Savaþý yenilgisinden duyulan üzüntüyü dile getirdiði 'Feryad-ý Vatan' ve 'Þehit Dayýma' gibi ilk þiirlerini çocuk denebilecek yaþlarda yazdý.
14 aralýk 1914 tarihli 'Bir Bahriyelinin Aðzýndan' baþlýklý þiirini aile dostlarýndan Bahriye Nazýrý Cemal Paþa'ya okuyunca, çok duygulanan paþanýn isteðiyle Niþantaþý Sultanisi'nden ayrýlýp Bahriye Mektebi'ne kaydoldu.
Buradaki öðretmenlerinden Yahya Kemal'in ilgi ve desteðini gördü. Bahriye Mektebi'ni bitirdikten sonra Hamidiye Kruvazörü'ne stajyer güverte subayý olarak atandý. 1919 kýþýnda zatülcenbe yakalandý, iyileþemeyince 17 mayýs 1920'de çürüðe çýkarýldý.
Ýstanbul'un iþgali üzerine 'Kýrk Haramilerin Esiri', 'Yaralý Hayalet', 'Çanakkale Masalý', 'Sarý Zeybek' gibi ulusalcý þiirler yazdý. 'Alemdar' gazetesinin açtýðý yarýþmada 'Bir Dakika' adlý þiiriyle birinci oldu.
1921 baharýnda Milli Mücadele'ye katýlmak amacýyla Vala Nurettin (Va-Nu), Yusuf Ziya (Ortaç) ve Faruk Nafiz (Çamlýbel) ile Ýnebolu'ya geçti. Ankara'dan 'harcýrah ve müsaade' beklerken tanýþtýðý komünist eðilimli Spartakistlerden Sovyet Devrimi'ni öðrendi.
Beklenen izin gelince Va-Nu'yla birlikte Ýnebolu'dan Ankara'ya yürüyerek gitti. Kendilerinden istenen ilk görev Ýstanbul gençliðini Milli Mücadele'ye çaðýran bir þiir yazmalarýydý. Üç günde yazdýklarý þiir çok beðenildi ve 10 bin adet bastýrýlýp daðýtýldý.
Bu arada Mustafa Kemal'e takdim edildiler. Cepheye gitmek için baþvurduklarý Matbuat Müdürü Muhittin Bey (Birgen) Milli Eðitim'de görev almalarýný istedi, öðretmen olarak Bolu'ya atandýlar. Gizli polis ve tutucu çevrelerin baskýlarý nedeniyle burada fazla kalamadýlar.
Öðrenimlerini ilerletmek ve kendilerini koruyan Bolu Aðýr Ceza Mahkemesi Reis Vekili Hilmi Ziya Bey'in Sovyet Devrimi hakkýnda anlattýklarýný yerinde görmek amacýyla Trabzon üzerinden Batum'a gittiler (30 eylül 1921).
1922 temmuzunda Moskova'ya geçtiler ve Doðu Ülkeleri Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) kaydoldular. Rus þiirini yakýndan izleyen, Mayakovski'yle tanýþan, konstrüktivist (sanatta geometrik biçimlerin aðýrlýklý olarak uygulayan bir akým. S.Z.) çevrelere giren Nazým'ýn gönderdiði bazý þiirler 'Aydýnlýk' ve 'Yeni Hayat'ta yayýmlandý.
Ayný dönemde KUTV'da okuyan Nüzhet Haným'la evlendi. Üniversite bitince 1924 ekiminde sýnýrý gizlice geçerek Türkiye'ye döndü, 'Aydýnlýk' dergisinde çalýþmaya baþladý. Eþinden ayrýldý.
1925'te basýmevi kurmak için gittiði Ýzmir'de 'Aydýnlýk' yazarlarýnýn tutuklandýðýný, kendisi hakkýnda da 15 yýl gýyabi mahkumiyet kararý verildiðini öðrendi ve yine gizlice Moskova'ya gitti.
1928'de Bakü'de ilk þiir kitabý 'Güneþi Ýçenlerin Türküsü'nü yayýmladý. Ayný yýl, af yasasýndan yararlanmak amacýyla Türkiye'ye gizlice girerken yakalandý. Rize mahkemesince üç gün hapis cezasýna çarptýrýldýðý halde Ankara'ya gönderildi.
Ankara'daki yargýlamada eski mahkumiyeti kaldýrýldý, ama gýyabýnda verilen üç aylýk mahkumiyeti çekmesine karar verildi. Bu süreyi zaten tutuklu olarak geçirdiði için serbest býrakýldý. Sertel'lerin (Zekeriya ve Sabiha Sertel) çýkardýðý 'Resimli Ay'da düzeltmen olarak çalýþmaya baþladý.
1929'da '835 Satýr'ý yayýmladý. 'Resimli Ay'da 'Putlarý Yýkýyoruz' baþlýklý ünlü kampanyayý baþlatarak dönemin yazarlarýný eleþtirdi. Ayný yýl çýkan 'Jokond ile Si-YaU'yu, 1930'da 'Varan 3' ve '1+1=1', 1932'de 'Benerci Kendini Niçin Öldürdü?' ve 'Gece Gelen Telgraf' izledi.
Ýstanbul'da daðýtýlan bildiriler yüzünden 1933'te tutuklanarak Bursa'ya gönderildi. Dört yýllýk mahkumiyeti 1934 affý nedeniyle bir yýla düþtü. 1.5 yýldýr tutuklu olduðu için özgür kaldý. Ýstanbul'a dönerek Akþam'da Orhan Selim takma adýyla fýkra yazarlýðýna baþladý.
1935'te Piraye Altýnoðlu ile evlendi. 1936'da 'Simavna Kadýsý Oðlu Þeyh Bedreddin Destaný'ný yayýmladý. 1938'de ordu içinde komünizm propagandasý yapmak ve askeri isyana teþvik etmekle suçlanýp iki ayrý davadan 28 yýl 4 ay hapse mahkum edildi.
Ýstanbul, Çankýrý, Bursa cezaevlerinde 12 yýl 7 ay yattý. Büyük yapýtý 'Memleketimden Ýnsan Manzaralarý'ný hapisteyken yazdý. 1946'da TBMM'ye baþvurarak 'adli hata'ya kurban gittiðini belirtti ve affýný istedi, ama sonuç alamadý.
Þairin yok yere mahkum edildiðini söyleyen Ahmet Emin Yalman'ýn 1949'da Vatan'da baþlattýðý af giriþimi, 1950'de Nazým'ýn açlýk grevine baþlamasýyla geniþ çaplý bir kampanyaya dönüþtü ve Demokrat Parti'nin çýkardýðý af yasasýnýn kapsamýna alýnmasý saðlandý.
15 temmuz 1950'de özgürlüðüne kavuþtu ve geçimini senaryo yazarlýðýyla saðlamaya baþladý. 1951'de Piraye Haným'dan ayrýlýp Münevver Andaç'la evlendi. 'Saðlam' raporu verilerek askere sevk edileceðini öðrenince Romanya üzerinden Moskova'ya kaçtý.
Sürgün yýllarýnda dünyanýn birçok ülkesini dolaþtý, konferanslar verdi, ama aklý hep Türkiye'deydi. 25 temmuz 1951'de yurttaþlýktan çýkarýldý. Bu karara, "beni Türklükten, halkýmýn evladý olmaktan hiçbir kuvvet çýkaramaz" diyerek tepki gösterdi.
1952'de Çin gezisi sýrasýnda geçirdiði enfarktüs krizinden sonra uzun süre doktor kontrolünde yaþadý. 3 haziran 1963'te bir kalp krizi daha geçirerek 'güzelim dünya elveda/ve merhaba/kainat' dedi.
Nazým Hikmet, ilk þiirlerinde hece veznini kullanmasýna raðmen bireyci anlayýþtan uzak durmuþ, Tevfik Fikret, Mehmet Emin, Mehmet Akif gibi toplumsal içerikli þiir anlayýþýný seçmiþti.
Sovyetler Birliði'nde tanýþtýðý devrimci ve yenilikçi sanat hareketleri, þiirinin biçim ve biçem açýsýndan hýzla deðiþmesini saðladý. Bir orkestra gibi kullandýðý serbest nazýmla özü biçimin baðlarýndan kurtardý.
1936'ya kadar yayýmladýðý þiir kitaplarýyla geleneksel þiirin deðerlerini kökünden sarstý. Yeni bir þair kuþaðýnýn yetiþmesine yol açtý. 'Þeyh Bedreddin Destaný'nda modern þiirin olanaklarý ile geleneksel biçimleri buluþturarak 'ulusal bireþim' saðlamayý baþardý.
Düzyazý, senaryo, þiir tekniklerini harmanlayarak benzersiz bir yapý kurduðu 'Memleketimden Ýnsan Manzaralarý'nda Ýkinci Meþrutiyet'ten Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýna uzana geniþ bir zaman diliminde, dönüþen Türkiye’nin toplumsal, siyasal ve kültürel sorunlarýnýn yaný sýra dünyanýn faþizm ve savaþ olgusunda odaklanan sorunlarýný da destanlaþtýrdý.
Yüzyýlýmýzýn en büyük þairlerinden biri sayýlan Nazým Hikmet'in 1930'larýn sonlarýndan bu yana yasak olan þiirleri ana dilinde ancak ölümünden iki yýl sonra yayýmlanabilmiþtir. (http://nazim_hikmet_ran.sitemynet.com/15ocak.html)
Þair Nazým Hikmet Ran; bir dünya þairi olarak, tüm insanlýðýn kurtuluþunu savunan bir dünya görüþüne sahipti. Þaire göre dünya insanlýðý ancak “toplumcu (sosyalist)” bir üretim biçimi kurtarabilirdi. Özel mülkiyetçi toplum modelleri insanlarýn sömürülmesine dayanýr. Ozana göre sömürü devam ettiði sürece de, dünyada barýþ, güven, varsýllýk ve eþitlik gerçekleþtirilemez. Toplumda ki tüm olumsuzluklar insanýn insaný ve doðayý alabildiðince sömürmesine dayanmaktadýr.
Günümüzün Kapitalist toplum modeli, insanlýða savaþtan, açlýktan, yoksulluktan, iþsizlikten, haksýzlýktan, eþitsizlikten, saðlýksýzlýktan… baþka bir þey üretmemektedir. Geçmiþteki tüm özel mülkiyete dayalý sistemler de (Köleci, Feodal..) insanlýða yukarýda saydýðým olumsuzluklarý insanlýða yaþatmýþlardýr.
Nazým Hikmet, aydýnlýkçý ve eþitlikçi duruþu, emperyalist ve kapitalist sömürüye karþý koyuþu ve tüm dünyaya “eþitlikçi” bir toplumun varlaþmasý yönünde verdiði savaþým sonucunda, sistem sahiplerini korkutmuþ ve yüzden yaþamý boyunca hep acý çektirilmiþtir. Çok sevdiði Anadolu topraklarýna doyamadan yaban ellerinde ölmüþtür. Onun ölmeden önceki en büyük özlemi kendi doðduðu topraklarda ölmek istemesidir. Bu kadar özlemi kendisine çok gören anlayýþlar halen ozanýn bu özlemini gerçekleþtirmiþ deðillerdir. 43 yýldýr halen ozanýn bu özlemini gerçekleþtiremeyenler, dünyaca tanýnan bu ulu ozanýn varlýðýný tanýmak istemeyenler, Nazým’ýn ölüsünden korkanlar, þunu bilsinler ki; o ulu ozan dünya varoldukça yaþayacak bir kimlik olarak kalacaktýr. Ama bu kararý almak istemeyenler ozanýn mezarýný bu topraklara getirmek istemeyenler yarýnlarda unutulup gideceklerdir.
43. ölüm yýldönümünde ozanýmýzý saygýyla ve sevgiyle anýyoruz. Onun saçtýðý ýþýk bizleri aydýnlatmaktadýr. Üzerinde yýldýzlar eksik olmasýn.
02.06.2006


Süleyman Zaman    02 June 2006 10:38 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
NAZIM HÝKMET

Ben, bir insan,
ben, Türk þairi komünist Nâzým Hikmet ben,
tepeden týrnaða iman,
tepeden týrnaða kavga, hasret ve ümitten ibaret ben...
Þair Nazým Hikmet, 1902 yýlýnda Selanik'te doðdu.
Çaðdaþ Türk þiirinin büyük ustasý Nazým Hikmet (Ran), babasý Hikmet Nazým tarafýndan Mehmet Nazým Paþa'nýn, annesi Celile Haným tarafýndan Leh asýllý Mustafa Celalettin Paþa'nýn torunuydu.
Göztepe Taþmektep'teki ilk öðreniminden sonra Galatasaray ve Niþantaþý sultanilerinde okudu. Balkan Savaþý yenilgisinden duyulan üzüntüyü dile getirdiði 'Feryad-ý Vatan' ve 'Þehit Dayýma' gibi ilk þiirlerini çocuk denebilecek yaþlarda yazdý.
14 aralýk 1914 tarihli 'Bir Bahriyelinin Aðzýndan' baþlýklý þiirini aile dostlarýndan Bahriye Nazýrý Cemal Paþa'ya okuyunca, çok duygulanan paþanýn isteðiyle Niþantaþý Sultanisi'nden ayrýlýp Bahriye Mektebi'ne kaydoldu.
Buradaki öðretmenlerinden Yahya Kemal'in ilgi ve desteðini gördü. Bahriye Mektebi'ni bitirdikten sonra Hamidiye Kruvazörü'ne stajyer güverte subayý olarak atandý. 1919 kýþýnda zatülcenbe yakalandý, iyileþemeyince 17 mayýs 1920'de çürüðe çýkarýldý.
Ýstanbul'un iþgali üzerine 'Kýrk Haramilerin Esiri', 'Yaralý Hayalet', 'Çanakkale Masalý', 'Sarý Zeybek' gibi ulusalcý þiirler yazdý. 'Alemdar' gazetesinin açtýðý yarýþmada 'Bir Dakika' adlý þiiriyle birinci oldu.
1921 baharýnda Milli Mücadele'ye katýlmak amacýyla Vala Nurettin (Va-Nu), Yusuf Ziya (Ortaç) ve Faruk Nafiz (Çamlýbel) ile Ýnebolu'ya geçti. Ankara'dan 'harcýrah ve müsaade' beklerken tanýþtýðý komünist eðilimli Spartakistlerden Sovyet Devrimi'ni öðrendi.
Beklenen izin gelince Va-Nu'yla birlikte Ýnebolu'dan Ankara'ya yürüyerek gitti. Kendilerinden istenen ilk görev Ýstanbul gençliðini Milli Mücadele'ye çaðýran bir þiir yazmalarýydý. Üç günde yazdýklarý þiir çok beðenildi ve 10 bin adet bastýrýlýp daðýtýldý.
Bu arada Mustafa Kemal'e takdim edildiler. Cepheye gitmek için baþvurduklarý Matbuat Müdürü Muhittin Bey (Birgen) Milli Eðitim'de görev almalarýný istedi, öðretmen olarak Bolu'ya atandýlar. Gizli polis ve tutucu çevrelerin baskýlarý nedeniyle burada fazla kalamadýlar.
Öðrenimlerini ilerletmek ve kendilerini koruyan Bolu Aðýr Ceza Mahkemesi Reis Vekili Hilmi Ziya Bey'in Sovyet Devrimi hakkýnda anlattýklarýný yerinde görmek amacýyla Trabzon üzerinden Batum'a gittiler (30 eylül 1921).
1922 temmuzunda Moskova'ya geçtiler ve Doðu Ülkeleri Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) kaydoldular. Rus þiirini yakýndan izleyen, Mayakovski'yle tanýþan, konstrüktivist (sanatta geometrik biçimlerin aðýrlýklý olarak uygulayan bir akým. S.Z.) çevrelere giren Nazým'ýn gönderdiði bazý þiirler 'Aydýnlýk' ve 'Yeni Hayat'ta yayýmlandý.
Ayný dönemde KUTV'da okuyan Nüzhet Haným'la evlendi. Üniversite bitince 1924 ekiminde sýnýrý gizlice geçerek Türkiye'ye döndü, 'Aydýnlýk' dergisinde çalýþmaya baþladý. Eþinden ayrýldý.
1925'te basýmevi kurmak için gittiði Ýzmir'de 'Aydýnlýk' yazarlarýnýn tutuklandýðýný, kendisi hakkýnda da 15 yýl gýyabi mahkumiyet kararý verildiðini öðrendi ve yine gizlice Moskova'ya gitti.
1928'de Bakü'de ilk þiir kitabý 'Güneþi Ýçenlerin Türküsü'nü yayýmladý. Ayný yýl, af yasasýndan yararlanmak amacýyla Türkiye'ye gizlice girerken yakalandý. Rize mahkemesince üç gün hapis cezasýna çarptýrýldýðý halde Ankara'ya gönderildi.
Ankara'daki yargýlamada eski mahkumiyeti kaldýrýldý, ama gýyabýnda verilen üç aylýk mahkumiyeti çekmesine karar verildi. Bu süreyi zaten tutuklu olarak geçirdiði için serbest býrakýldý. Sertel'lerin (Zekeriya ve Sabiha Sertel) çýkardýðý 'Resimli Ay'da düzeltmen olarak çalýþmaya baþladý.
1929'da '835 Satýr'ý yayýmladý. 'Resimli Ay'da 'Putlarý Yýkýyoruz' baþlýklý ünlü kampanyayý baþlatarak dönemin yazarlarýný eleþtirdi. Ayný yýl çýkan 'Jokond ile Si-YaU'yu, 1930'da 'Varan 3' ve '1+1=1', 1932'de 'Benerci Kendini Niçin Öldürdü?' ve 'Gece Gelen Telgraf' izledi.
Ýstanbul'da daðýtýlan bildiriler yüzünden 1933'te tutuklanarak Bursa'ya gönderildi. Dört yýllýk mahkumiyeti 1934 affý nedeniyle bir yýla düþtü. 1.5 yýldýr tutuklu olduðu için özgür kaldý. Ýstanbul'a dönerek Akþam'da Orhan Selim takma adýyla fýkra yazarlýðýna baþladý.
1935'te Piraye Altýnoðlu ile evlendi. 1936'da 'Simavna Kadýsý Oðlu Þeyh Bedreddin Destaný'ný yayýmladý. 1938'de ordu içinde komünizm propagandasý yapmak ve askeri isyana teþvik etmekle suçlanýp iki ayrý davadan 28 yýl 4 ay hapse mahkum edildi.
Ýstanbul, Çankýrý, Bursa cezaevlerinde 12 yýl 7 ay yattý. Büyük yapýtý 'Memleketimden Ýnsan Manzaralarý'ný hapisteyken yazdý. 1946'da TBMM'ye baþvurarak 'adli hata'ya kurban gittiðini belirtti ve affýný istedi, ama sonuç alamadý.
Þairin yok yere mahkum edildiðini söyleyen Ahmet Emin Yalman'ýn 1949'da Vatan'da baþlattýðý af giriþimi, 1950'de Nazým'ýn açlýk grevine baþlamasýyla geniþ çaplý bir kampanyaya dönüþtü ve Demokrat Parti'nin çýkardýðý af yasasýnýn kapsamýna alýnmasý saðlandý.
15 temmuz 1950'de özgürlüðüne kavuþtu ve geçimini senaryo yazarlýðýyla saðlamaya baþladý. 1951'de Piraye Haným'dan ayrýlýp Münevver Andaç'la evlendi. 'Saðlam' raporu verilerek askere sevk edileceðini öðrenince Romanya üzerinden Moskova'ya kaçtý.
Sürgün yýllarýnda dünyanýn birçok ülkesini dolaþtý, konferanslar verdi, ama aklý hep Türkiye'deydi. 25 temmuz 1951'de yurttaþlýktan çýkarýldý. Bu karara, "beni Türklükten, halkýmýn evladý olmaktan hiçbir kuvvet çýkaramaz" diyerek tepki gösterdi.
1952'de Çin gezisi sýrasýnda geçirdiði enfarktüs krizinden sonra uzun süre doktor kontrolünde yaþadý. 3 haziran 1963'te bir kalp krizi daha geçirerek 'güzelim dünya elveda/ve merhaba/kainat' dedi.
Nazým Hikmet, ilk þiirlerinde hece veznini kullanmasýna raðmen bireyci anlayýþtan uzak durmuþ, Tevfik Fikret, Mehmet Emin, Mehmet Akif gibi toplumsal içerikli þiir anlayýþýný seçmiþti.
Sovyetler Birliði'nde tanýþtýðý devrimci ve yenilikçi sanat hareketleri, þiirinin biçim ve biçem açýsýndan hýzla deðiþmesini saðladý. Bir orkestra gibi kullandýðý serbest nazýmla özü biçimin baðlarýndan kurtardý.
1936'ya kadar yayýmladýðý þiir kitaplarýyla geleneksel þiirin deðerlerini kökünden sarstý. Yeni bir þair kuþaðýnýn yetiþmesine yol açtý. 'Þeyh Bedreddin Destaný'nda modern þiirin olanaklarý ile geleneksel biçimleri buluþturarak 'ulusal bireþim' saðlamayý baþardý.
Düzyazý, senaryo, þiir tekniklerini harmanlayarak benzersiz bir yapý kurduðu 'Memleketimden Ýnsan Manzaralarý'nda Ýkinci Meþrutiyet'ten Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýna uzana geniþ bir zaman diliminde, dönüþen Türkiye’nin toplumsal, siyasal ve kültürel sorunlarýnýn yaný sýra dünyanýn faþizm ve savaþ olgusunda odaklanan sorunlarýný da destanlaþtýrdý.
Yüzyýlýmýzýn en büyük þairlerinden biri sayýlan Nazým Hikmet'in 1930'larýn sonlarýndan bu yana yasak olan þiirleri ana dilinde ancak ölümünden iki yýl sonra yayýmlanabilmiþtir. (http://nazim_hikmet_ran.sitemynet.com/15ocak.html)
Þair Nazým Hikmet Ran; bir dünya þairi olarak, tüm insanlýðýn kurtuluþunu savunan bir dünya görüþüne sahipti. Þaire göre dünya insanlýðý ancak “toplumcu (sosyalist)” bir üretim biçimi kurtarabilirdi. Özel mülkiyetçi toplum modelleri insanlarýn sömürülmesine dayanýr. Ozana göre sömürü devam ettiði sürece de, dünyada barýþ, güven, varsýllýk ve eþitlik gerçekleþtirilemez. Toplumda ki tüm olumsuzluklar insanýn insaný ve doðayý alabildiðince sömürmesine dayanmaktadýr.
Günümüzün Kapitalist toplum modeli, insanlýða savaþtan, açlýktan, yoksulluktan, iþsizlikten, haksýzlýktan, eþitsizlikten, saðlýksýzlýktan… baþka bir þey üretmemektedir. Geçmiþteki tüm özel mülkiyete dayalý sistemler de (Köleci, Feodal..) insanlýða yukarýda saydýðým olumsuzluklarý insanlýða yaþatmýþlardýr.
Nazým Hikmet, aydýnlýkçý ve eþitlikçi duruþu, emperyalist ve kapitalist sömürüye karþý koyuþu ve tüm dünyaya “eþitlikçi” bir toplumun varlaþmasý yönünde verdiði savaþým sonucunda, sistem sahiplerini korkutmuþ ve yüzden yaþamý boyunca hep acý çektirilmiþtir. Çok sevdiði Anadolu topraklarýna doyamadan yaban ellerinde ölmüþtür. Onun ölmeden önceki en büyük özlemi kendi doðduðu topraklarda ölmek istemesidir. Bu kadar özlemi kendisine çok gören anlayýþlar halen ozanýn bu özlemini gerçekleþtirmiþ deðillerdir. 43 yýldýr halen ozanýn bu özlemini gerçekleþtiremeyenler, dünyaca tanýnan bu ulu ozanýn varlýðýný tanýmak istemeyenler, Nazým’ýn ölüsünden korkanlar, þunu bilsinler ki; o ulu ozan dünya varoldukça yaþayacak bir kimlik olarak kalacaktýr. Ama bu kararý almak istemeyenler ozanýn mezarýný bu topraklara getirmek istemeyenler yarýnlarda unutulup gideceklerdir.
43. ölüm yýldönümünde ozanýmýzý saygýyla ve sevgiyle anýyoruz. Onun saçtýðý ýþýk bizleri aydýnlatmaktadýr. Üzerinde yýldýzlar eksik olmasýn.
02.06.2006


Süleyman Zaman    02 June 2006 09:35 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
Sevgili site sakinleri siteye yazanlar çoðaldýkça, zenginliklerde artýyor.
Sevgili Çaðdaþ, yumuþak davranýþý, akýllý duruþu ve sorgulayýcý yanýyla hele hele sevgi dolu yüreðinle güzel bir insansýn. Sevgili yiðenimin bu yönünü belleðimize taþýyan sevgili Fatma'ya teþekkür ederim. Fatma insan psikolojini iyi çözümleyen ve insanlarý her zaman doðruya doðru teþvik eden, insalara pozitif enerji sunan iyi empati kurabilen birisin. Seni de bu yönünle kutluyorum.
Sevgili Yiðenim Çaðdaþ'a ve Çaðdaþ gibi büyük sýnava girecek olan tüm gençlerimize þimdiden baþarýlar diliyorum. Umarým sýnav sonucu hayallerin ve umutlarýn gerçek olur.
Sevgili Yakup seni de kutluyorum.
Son dönemlerde çok anlamlý ve güzel yazýlar yazýyor ve insanýn içini kýpýrtadan þiirler yazýyorsun. Bu yönünü sürekli var kýl.
Tüm site sakinlerine sevgilerimle.

Süleyman Zaman    02 June 2006 09:35 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
Sevgili site sakinleri siteye yazanlar çoðaldýkça, zenginliklerde artýyor.
Sevgili Çaðdaþ, yumuþak davranýþý, akýllý duruþu ve sorgulayýcý yanýyla hele hele sevgi dolu yüreðinle güzel bir insansýn. Sevgili yiðenimin bu yönünü belleðimize taþýyan sevgili Fatma'ya teþekkür ederim. Fatma insan psikolojini iyi çözümleyen ve insanlarý her zaman doðruya doðru teþvik eden, insalara pozitif enerji sunan iyi empati kurabilen birisin. Seni de bu yönünle kutluyorum.
Sevgili Yiðenim Çaðdaþ'a ve Çaðdaþ gibi büyük sýnava girecek olan tüm gençlerimize þimdiden baþarýlar diliyorum. Umarým sýnav sonucu hayallerin ve umutlarýn gerçek olur.
Sevgili Yakup seni de kutluyorum.
Son dönemlerde çok anlamlý ve güzel yazýlar yazýyor ve insanýn içini kýpýrtadan þiirler yazýyorsun. Bu yönünü sürekli var kýl.
Tüm site sakinlerine sevgilerimle.


4937
Mesaj Var
« 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580 581 582 583 584 585 586 587 588 589 590 591 592 593 594 595 596 597 598 599 600 601 602 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 614 615 616 617 618 619 620 621 622 623 624 625 626 627 628 629 630 631 632 633 634 635 636 637 638 639 640 641 642 643 644 645 646 647 648 649 650 651 652 653 654 655 656 657 658 659 660 661 662 663 664 665 666 667 668 669 670 671 672 673 674 675 676 677 678 679 680 681 682 683 684 685 686 687 688 689 690 691 692 693 694 695 696 697 698 699 700 701 702 703 704 705 706 707 708 709 710 711 712 713 714 715 716 717 718 719 720 721 722 723 724 725 726 727 728 729 730 731 732 733 734 735 736 737 738 739 740 741 742 743 744 745 746 747 748 749 750 751 752 753 754 755 756 757 758 759 760 761 762 763 764 765 766 767 768 769 770 771 772 773 774 775 776 777 778 779 780 781 782 783 784 785 786 787 788 789 790 791 792 793 794 795 796 797 798 799 800 801 802 803 804 805 806 807 808 809 810 811 812 813 814 815 816 817 818 819 820 821 822 823 824 825 826 827 828 829 830 831 832 833 834 835 836 837 838 839 840 841 842 843 844 845 846 847 848 849 850 851 852 853 854 855 856 857 858 859 860 861 862 863 864 865 866 867 868 869 870 871 872 873 874 875 876 877 878 879 880 881 882 883 884 885 886 887 888 889 890 891 892 893 894 895 896 897 898 899 900 901 902 903 904 905 906 907 908 909 910 911 912 913 914 915 916 917 918 919 920 921 922 923 924 925 926 927 928 929 930 931 932 933 934 935 936 937 938 939 940 941 942 943 944 945 946 947 948 949 950 951 952 953 954 955 956 957 958 959 960 961 962 963 964 965 966 967 968 969 970 971 972 973 974 975 976 977 978 979 980 981 982 983 984 985 986 987 988 »