Herkese merhaba...Siteye yazýnlarý(þiirler,tartýþmalar,öyküler,fýkralar...) hemen hemen hergün okuyorum ama hiç bir zaman yazmadým.
Yazýlanlar bence gayet normal ve saygý çerçevesinde yapýlan tartýþmalar diye düþünüyorum.Siteye renk katýyor.Yeri geldiðinde gündemi,yeri geldiðinde sevincimizi, yeri geldiðinde siyaseti... tartýþýyoruz.Diðer köy sitelerine bakýn böyle bir þey yok,buda bizim sitemizin farkýný açýkça ortaya koyuyor.Birincisi aksini düþünenelere sesleniyorum isteyen istediði tartýþmayý yapar kimse kalkýpta "ben sýkýldým","bu konu artýk sýktý" deme hakkýna sahip deðil,beðenmeyen futbol muhabbetini okumaz -okumak zorunda deðil- beðendiði kiþilerin,içinde futbol kelimesinin geçmediði yazýlarý okur buda bir yöntemdir.Ýkincisi ise herkes illaki ayný konuyu tartýþacak veya belli baþlý konular tartýþýlacak diye bir kural yok.Futbol konuþmak isteyen futbol konuþur,hal hatýr etmek isteyen hal hatýr eder,selamýný yollar veya bazý önemli günleri kutlamak isteyen (anneler günü,babalar günü..vs)onu yapar.Burasý özgür bir sitedir ve kimse kimseyi kýsýtlama yada yönlendirme hakkýna sahip deðildir.Kaldýki site bu konulara gereken önemi veriyor kimse kimseye kýrýcý yada hakaret edici bir söz kullanmadý þimdiye kadar.
Amacým kimseyi kýrmak yada üzmek deðil sürçü lisan ettiysem afola herkese iyi günler dilerim...



NOT:Erdal bey yazmýþ ama ben yine de hatýrlatmakta fayda buluyorum arkadaþlar bundan sonra yazmak isteyen sitenin bülten bölümüne de yazabilir.

Herkese merhaba...Siteye yazýnlarý(þiirler,tartýþmalar,öyküler,fýkralar...) hemen hemen hergün okuyorum ama hiç bir zaman yazmadým.
Yazýlanlar bence gayet normal ve saygý çerçevesinde yapýlan tartýþmalar diye düþünüyorum.Siteye renk katýyor.Yeri geldiðinde gündemi,yeri geldiðinde sevincimizi, yeri geldiðinde siyaseti... tartýþýyoruz.Diðer köy sitelerine bakýn böyle bir þey yok,buda bizim sitemizin farkýný açýkça ortaya koyuyor.Birincisi aksini düþünenelere sesleniyorum isteyen istediði tartýþmayý yapar kimse kalkýpta "ben sýkýldým","bu konu artýk sýktý" deme hakkýna sahip deðil,beðenmeyen futbol muhabbetini okumaz -okumak zorunda deðil- beðendiði kiþilerin,içinde futbol kelimesinin geçmediði yazýlarý okur buda bir yöntemdir.Ýkincisi ise herkes illaki ayný konuyu tartýþacak veya belli baþlý konular tartýþýlacak diye bir kural yok.Futbol konuþmak isteyen futbol konuþur,hal hatýr etmek isteyen hal hatýr eder,selamýný yollar veya bazý önemli günleri kutlamak isteyen (anneler günü,babalar günü..vs)onu yapar.Burasý özgür bir sitedir ve kimse kimseyi kýsýtlama yada yönlendirme hakkýna sahip deðildir.Kaldýki site bu konulara gereken önemi veriyor kimse kimseye kýrýcý yada hakaret edici bir söz kullanmadý þimdiye kadar.
Amacým kimseyi kýrmak yada üzmek deðil sürçü lisan ettiysem afola herkese iyi günler dilerim...



NOT:Erdal bey yazmýþ ama ben yine de hatýrlatmakta fayda buluyorum arkadaþlar bundan sonra yazmak isteyen sitenin bülten bölümüne de yazabilir.

bana gelen bir elektronik mektubu sizinle paylaþmak istiyorum.

SOL NE DEMEK?
> >
> >Küçük çocuk annesine sordu: "Sol ne demek?" Anne bir süre düþündükten
>sonra
> >yanýtladý: "Sol; sokakta sek-sek oynamak demek, korkudan öleyazsan da
> >lunaparkta zincirli sandalyeye binmek demek, gece yataðýndan gökyüzünü
> >izleyip gözüne kestirdiðin bir yýldýzla sýr paylaþmak demek, küçük
>foklarý
> >gaddarca öldüren fok katillerini hiç unutmamak ve kürk giymiþ bir bayanýn
> >üstüne, "yaþasýn foklar" diyerek kalýcý boya atmak demek, yunuslarýn
>bazen
> >bir insan olduðunu düþünmek ve onlarýn o muhteþem özgürlüklerini
>kýskanmak
> >demek, Afrika'da bir ay sonra 700 bin yaþýtýn çocuðun susuzluktan
>öleceðini
> >öðrenip kumbaradaki parayý koþarak acil yardým kurumlarýna götürmek ve
> >bundan böyle diþ fýrçalarken musluðu kapalý tutmak demek, yemeðini
>bitirip
> >geri kalanýný üþenmeden bir torbaya koyup en yakýn hayvan barýnaðýna
> >götürmek demek, köpeðini gezdirirken bir poþete onun býraktýklarýný almak
> >ve çöp kutusuna atmak demek. Kesilen her aðaç, yanan her orman için ne
> >yapýp edip mutlaka ve mutlaka aðaç dikmek demek, kimselerin bu orada ne
> >yapýyor demesine aldýrmadan insanlarýn kumsalda býraktýðý çöpleri
>toplamak
> >demek, çok meraklý olmak demek, þu yaþadýðýmýz dünyada kaç dil
>konuþuluyor,
> >farklý kaç renk insan var, neden Çinliler sütle yapýlmýþ yiyecekleri
> >yiyemezler, Güney ve Kuzey Kutbu'na kaç kiþi gitmiþtir, onlarýn bu
> >yolculuklarýnda baþýna neler gelmiþtir, þu bizim oturduðumuz kentin kaç
> >kapýsý var, þu bizim oturduðumuz kentte kaç müze var, yazýyý ilk bulan
> >kavim Sümerlerin kaç tanrýsý varmýþ, Hititlerin kaç tanrýsý, Hint
> >mitolojisiyle Yunan mitolojisindeki tanrýlar birbirine ne kadar benzer,
> >güçlülerin tanrýsý Apollon'un da, Hint tanrýlarýndan en sevilen insan
>baþlý
> >fil tanrý Gadeþ'in de yardýmcýlarý neden faredir, bir karýnca bir
> >kilometreyi ne kadar zamanda kat eder, sesten hýzlý giden uçaklarýn hýzý
> >saatte kaç kilometredir, neden erik aðaçlarý erken açar, dünyada kaç
>çeþit
> >kurbaða vardýr, insanýn en yakýn akrabasý gerçekten susineði midir, Freud
> >neden herkesin bildiði bir bilim adamýdýr, karpuz neden soðuk suya
> >býrakýlýr, dünyada parfüm yapýlan kaç çeþit çiçek vardýr, çöllerde kum
> >fýrtýnalarý neden hâlâ insanlarýn korktuðu bir doða olayýdýr, kýrlýk
> >alanlarda neden ay ve yýldýzlar daha parlaktýr, aþk nedir, bu neden
> >baþýmýza gelir, kalbimiz sýk sýk neden kýrýlýr, vicdan nedir, neden yalan
> >söylerken yüzümüz kýzarýr…"
> >
> >Küçük çocuk "Anne dur biraz" dedi, "kafam karýþtý" "elbette karýþacak"
>dedi
> >annesi, "Dünyanýn en zor sorusunu sordun, devamý var. Sol demek; her
> >yaptýðýn iþin neye yarayacaðýný bilmek demek, okuduðun her kitabý,
> >denizlerin tuzunu, göklerin mavisini iyi bilmek demek, bir ormanda pusula
> >olmadan Kuzey yýldýzý'na bakýp yolunu bulmak demek, herkes birinin
> >karþýsýnda mum gibi dururken kendin gibi durmak demek, geceden ölesiye
> >korkmak ama geceyi sevmek demek, gün batýmlarýný sevmek demek, ormandaki
> >tüm sesleri sevmek demektir; kendin için dans etmek demek, aðýz dolusu
> >gülmek demek, her yenilgiden sonra þöyle bir silkinip kendi küllerinden
> >yeniden doðmak demek."
> >
> >Küçük çocuk birden baðýrdý, "Þimdi anladým " dedi, "Sol demek hiç
>durmadan
> >düþ kurmak demek!" (...)
> >
> >Iþýl Özgentürk (Cumhuriyet Gazetesi, 30 Nisan 2006)

bana gelen bir elektronik mektubu sizinle paylaþmak istiyorum.

SOL NE DEMEK?
> >
> >Küçük çocuk annesine sordu: "Sol ne demek?" Anne bir süre düþündükten
>sonra
> >yanýtladý: "Sol; sokakta sek-sek oynamak demek, korkudan öleyazsan da
> >lunaparkta zincirli sandalyeye binmek demek, gece yataðýndan gökyüzünü
> >izleyip gözüne kestirdiðin bir yýldýzla sýr paylaþmak demek, küçük
>foklarý
> >gaddarca öldüren fok katillerini hiç unutmamak ve kürk giymiþ bir bayanýn
> >üstüne, "yaþasýn foklar" diyerek kalýcý boya atmak demek, yunuslarýn
>bazen
> >bir insan olduðunu düþünmek ve onlarýn o muhteþem özgürlüklerini
>kýskanmak
> >demek, Afrika'da bir ay sonra 700 bin yaþýtýn çocuðun susuzluktan
>öleceðini
> >öðrenip kumbaradaki parayý koþarak acil yardým kurumlarýna götürmek ve
> >bundan böyle diþ fýrçalarken musluðu kapalý tutmak demek, yemeðini
>bitirip
> >geri kalanýný üþenmeden bir torbaya koyup en yakýn hayvan barýnaðýna
> >götürmek demek, köpeðini gezdirirken bir poþete onun býraktýklarýný almak
> >ve çöp kutusuna atmak demek. Kesilen her aðaç, yanan her orman için ne
> >yapýp edip mutlaka ve mutlaka aðaç dikmek demek, kimselerin bu orada ne
> >yapýyor demesine aldýrmadan insanlarýn kumsalda býraktýðý çöpleri
>toplamak
> >demek, çok meraklý olmak demek, þu yaþadýðýmýz dünyada kaç dil
>konuþuluyor,
> >farklý kaç renk insan var, neden Çinliler sütle yapýlmýþ yiyecekleri
> >yiyemezler, Güney ve Kuzey Kutbu'na kaç kiþi gitmiþtir, onlarýn bu
> >yolculuklarýnda baþýna neler gelmiþtir, þu bizim oturduðumuz kentin kaç
> >kapýsý var, þu bizim oturduðumuz kentte kaç müze var, yazýyý ilk bulan
> >kavim Sümerlerin kaç tanrýsý varmýþ, Hititlerin kaç tanrýsý, Hint
> >mitolojisiyle Yunan mitolojisindeki tanrýlar birbirine ne kadar benzer,
> >güçlülerin tanrýsý Apollon'un da, Hint tanrýlarýndan en sevilen insan
>baþlý
> >fil tanrý Gadeþ'in de yardýmcýlarý neden faredir, bir karýnca bir
> >kilometreyi ne kadar zamanda kat eder, sesten hýzlý giden uçaklarýn hýzý
> >saatte kaç kilometredir, neden erik aðaçlarý erken açar, dünyada kaç
>çeþit
> >kurbaða vardýr, insanýn en yakýn akrabasý gerçekten susineði midir, Freud
> >neden herkesin bildiði bir bilim adamýdýr, karpuz neden soðuk suya
> >býrakýlýr, dünyada parfüm yapýlan kaç çeþit çiçek vardýr, çöllerde kum
> >fýrtýnalarý neden hâlâ insanlarýn korktuðu bir doða olayýdýr, kýrlýk
> >alanlarda neden ay ve yýldýzlar daha parlaktýr, aþk nedir, bu neden
> >baþýmýza gelir, kalbimiz sýk sýk neden kýrýlýr, vicdan nedir, neden yalan
> >söylerken yüzümüz kýzarýr…"
> >
> >Küçük çocuk "Anne dur biraz" dedi, "kafam karýþtý" "elbette karýþacak"
>dedi
> >annesi, "Dünyanýn en zor sorusunu sordun, devamý var. Sol demek; her
> >yaptýðýn iþin neye yarayacaðýný bilmek demek, okuduðun her kitabý,
> >denizlerin tuzunu, göklerin mavisini iyi bilmek demek, bir ormanda pusula
> >olmadan Kuzey yýldýzý'na bakýp yolunu bulmak demek, herkes birinin
> >karþýsýnda mum gibi dururken kendin gibi durmak demek, geceden ölesiye
> >korkmak ama geceyi sevmek demek, gün batýmlarýný sevmek demek, ormandaki
> >tüm sesleri sevmek demektir; kendin için dans etmek demek, aðýz dolusu
> >gülmek demek, her yenilgiden sonra þöyle bir silkinip kendi küllerinden
> >yeniden doðmak demek."
> >
> >Küçük çocuk birden baðýrdý, "Þimdi anladým " dedi, "Sol demek hiç
>durmadan
> >düþ kurmak demek!" (...)
> >
> >Iþýl Özgentürk (Cumhuriyet Gazetesi, 30 Nisan 2006)

bana gelen bir elektronik mektubu sizinle paylaþmak istiyorum.

SOL NE DEMEK?
> >
> >Küçük çocuk annesine sordu: "Sol ne demek?" Anne bir süre düþündükten
>sonra
> >yanýtladý: "Sol; sokakta sek-sek oynamak demek, korkudan öleyazsan da
> >lunaparkta zincirli sandalyeye binmek demek, gece yataðýndan gökyüzünü
> >izleyip gözüne kestirdiðin bir yýldýzla sýr paylaþmak demek, küçük
>foklarý
> >gaddarca öldüren fok katillerini hiç unutmamak ve kürk giymiþ bir bayanýn
> >üstüne, "yaþasýn foklar" diyerek kalýcý boya atmak demek, yunuslarýn
>bazen
> >bir insan olduðunu düþünmek ve onlarýn o muhteþem özgürlüklerini
>kýskanmak
> >demek, Afrika'da bir ay sonra 700 bin yaþýtýn çocuðun susuzluktan
>öleceðini
> >öðrenip kumbaradaki parayý koþarak acil yardým kurumlarýna götürmek ve
> >bundan böyle diþ fýrçalarken musluðu kapalý tutmak demek, yemeðini
>bitirip
> >geri kalanýný üþenmeden bir torbaya koyup en yakýn hayvan barýnaðýna
> >götürmek demek, köpeðini gezdirirken bir poþete onun býraktýklarýný almak
> >ve çöp kutusuna atmak demek. Kesilen her aðaç, yanan her orman için ne
> >yapýp edip mutlaka ve mutlaka aðaç dikmek demek, kimselerin bu orada ne
> >yapýyor demesine aldýrmadan insanlarýn kumsalda býraktýðý çöpleri
>toplamak
> >demek, çok meraklý olmak demek, þu yaþadýðýmýz dünyada kaç dil
>konuþuluyor,
> >farklý kaç renk insan var, neden Çinliler sütle yapýlmýþ yiyecekleri
> >yiyemezler, Güney ve Kuzey Kutbu'na kaç kiþi gitmiþtir, onlarýn bu
> >yolculuklarýnda baþýna neler gelmiþtir, þu bizim oturduðumuz kentin kaç
> >kapýsý var, þu bizim oturduðumuz kentte kaç müze var, yazýyý ilk bulan
> >kavim Sümerlerin kaç tanrýsý varmýþ, Hititlerin kaç tanrýsý, Hint
> >mitolojisiyle Yunan mitolojisindeki tanrýlar birbirine ne kadar benzer,
> >güçlülerin tanrýsý Apollon'un da, Hint tanrýlarýndan en sevilen insan
>baþlý
> >fil tanrý Gadeþ'in de yardýmcýlarý neden faredir, bir karýnca bir
> >kilometreyi ne kadar zamanda kat eder, sesten hýzlý giden uçaklarýn hýzý
> >saatte kaç kilometredir, neden erik aðaçlarý erken açar, dünyada kaç
>çeþit
> >kurbaða vardýr, insanýn en yakýn akrabasý gerçekten susineði midir, Freud
> >neden herkesin bildiði bir bilim adamýdýr, karpuz neden soðuk suya
> >býrakýlýr, dünyada parfüm yapýlan kaç çeþit çiçek vardýr, çöllerde kum
> >fýrtýnalarý neden hâlâ insanlarýn korktuðu bir doða olayýdýr, kýrlýk
> >alanlarda neden ay ve yýldýzlar daha parlaktýr, aþk nedir, bu neden
> >baþýmýza gelir, kalbimiz sýk sýk neden kýrýlýr, vicdan nedir, neden yalan
> >söylerken yüzümüz kýzarýr…"
> >
> >Küçük çocuk "Anne dur biraz" dedi, "kafam karýþtý" "elbette karýþacak"
>dedi
> >annesi, "Dünyanýn en zor sorusunu sordun, devamý var. Sol demek; her
> >yaptýðýn iþin neye yarayacaðýný bilmek demek, okuduðun her kitabý,
> >denizlerin tuzunu, göklerin mavisini iyi bilmek demek, bir ormanda pusula
> >olmadan Kuzey yýldýzý'na bakýp yolunu bulmak demek, herkes birinin
> >karþýsýnda mum gibi dururken kendin gibi durmak demek, geceden ölesiye
> >korkmak ama geceyi sevmek demek, gün batýmlarýný sevmek demek, ormandaki
> >tüm sesleri sevmek demektir; kendin için dans etmek demek, aðýz dolusu
> >gülmek demek, her yenilgiden sonra þöyle bir silkinip kendi küllerinden
> >yeniden doðmak demek."
> >
> >Küçük çocuk birden baðýrdý, "Þimdi anladým " dedi, "Sol demek hiç
>durmadan
> >düþ kurmak demek!" (...)
> >
> >Iþýl Özgentürk (Cumhuriyet Gazetesi, 30 Nisan 2006)