|
Saturday, 21 December 2024 |
|
|
Anasayfa Ziyaretçi Defteri |
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defterini imzala
müjgan
02 July 2006 22:48 |
Ölü Mü Denir
Ölü mü denir þimdi onlara Durmuþ kalpleri çoktan Ölü mü denir þimdi onlara Kýmýldamýyor gözbebekleri Ölü mü denir peki En büyük limanlara demirlemiþ En büyük gemiler gibi Kýmýldamýyor gözbebekleri Ölü mü denir þimdi onlara. Suratlarý gergin Suratlarý kararlý Belli ki çok beklemiþler Kabuðundan çýkan bir portakal gibi gelen sabahý Suratlarý gergin Bir savaþ alanýna benziyor suratlarý Dudaklarý nemli Son defa kendi etini öpüp Yani son defa gerçek bir insan etini Hazla kapanmýþlar öyle Geçirmiyor gövdeleri soðuðu Geçirmiyor sýcaðý da Ve ikiye ayrýlmýþ bir nehir gibi bacaklarý Akýyorlar sonsuza Ölü mü denir þimdi onlara. Kimse hüzünlü olmasýn Sýrasý deðil hüznün daha Bir gün bir þehrin alanýnda Bir mermer yýðýnýnýn gözlerine Omuzlarýna düþerse bir çýnar yapraðý Hüzünlensin yaþayanlar o zaman Sýrasý deðil hüznün daha. Öylesine sýkýlmýþ ki yumruklarý Ýyice sýkýlsýn yumruklar Saklansýn diye bir armaðan gibi bu katýlýk Öylesine sýkýlmýþ ki yumruklarý Kimse hüzünlü olmasýn Kimse hüzünlü olmasýn diye Sýrasý deðil hüznün daha. Unutulsun bir gövdeye duyulan hasret Unutulsun bu alýþýlmýþ duyarlýk O kadar sade, o kadar kalabalýk ki Unutulmaya deðer onlarýn insan gövdeleri Ve unutulmalý mutlaka Dolsunlar diye yüreklere Dolsunlar damarlara. Ölü mü denir Ölü mü denir þimdi onlara.
Edip Cansever |
müjgan
02 July 2006 22:48 |
Ölü Mü Denir
Ölü mü denir þimdi onlara Durmuþ kalpleri çoktan Ölü mü denir þimdi onlara Kýmýldamýyor gözbebekleri Ölü mü denir peki En büyük limanlara demirlemiþ En büyük gemiler gibi Kýmýldamýyor gözbebekleri Ölü mü denir þimdi onlara. Suratlarý gergin Suratlarý kararlý Belli ki çok beklemiþler Kabuðundan çýkan bir portakal gibi gelen sabahý Suratlarý gergin Bir savaþ alanýna benziyor suratlarý Dudaklarý nemli Son defa kendi etini öpüp Yani son defa gerçek bir insan etini Hazla kapanmýþlar öyle Geçirmiyor gövdeleri soðuðu Geçirmiyor sýcaðý da Ve ikiye ayrýlmýþ bir nehir gibi bacaklarý Akýyorlar sonsuza Ölü mü denir þimdi onlara. Kimse hüzünlü olmasýn Sýrasý deðil hüznün daha Bir gün bir þehrin alanýnda Bir mermer yýðýnýnýn gözlerine Omuzlarýna düþerse bir çýnar yapraðý Hüzünlensin yaþayanlar o zaman Sýrasý deðil hüznün daha. Öylesine sýkýlmýþ ki yumruklarý Ýyice sýkýlsýn yumruklar Saklansýn diye bir armaðan gibi bu katýlýk Öylesine sýkýlmýþ ki yumruklarý Kimse hüzünlü olmasýn Kimse hüzünlü olmasýn diye Sýrasý deðil hüznün daha. Unutulsun bir gövdeye duyulan hasret Unutulsun bu alýþýlmýþ duyarlýk O kadar sade, o kadar kalabalýk ki Unutulmaya deðer onlarýn insan gövdeleri Ve unutulmalý mutlaka Dolsunlar diye yüreklere Dolsunlar damarlara. Ölü mü denir Ölü mü denir þimdi onlara.
Edip Cansever |
Süleyman Zaman
02 July 2006 17:18 |
2 Temmuz bugün ve had safhada sýkýntým. Duramýyorum yerimde patlayacak gibiyim sanki oysa daha neþeliydim tebessüm edip, gülebiliyordum dün. ama bugün mengene sýkmýþ gibi göðsümü, bir þeyler daraltýyor yüreðimi sanki, ve ben çýkarmak istiyorum bilinçaltýmdakilerini açýða. Ve bulmaya çalýþýyorum; tinimi rahatsýz edenin ne olduðunu. geçiyor film þeridinde ki gibi, imgemde ki olaylar. Ve anlýyorum þimdi, sýkýntýlarýmýn, iç çekmelerimin nedenini. Ve bilincimle gidiyorum, ýþýk hýzýndan da hýzlý 1993 yýlýnýn 2 Temmuz gününe. Ne acý, ne acý, tarifi olanaksýz duygular kaplýyor bedenimi. Anýmsýyorum o kapkara dumanlarý, Allah, Allah diyerek, saldýrýya geçen O bilisiz, o güdümlü, O insansý güruhun naralarýný. Ve unutamýyorum; O gökyüzüne ulaþan, kocaman alevleri Ve 37 canýn yakýlýþlarýný diri, diri. Kan aðlýyor yüreðim; Durmuþ sanki beynim; ulaþamýyor bir sonra ki düþünceye. Saðlayamýyorum konsantrasyonumu. Utanýyorum insan olduðumdan. Varlaþtýrýyorum tinimde, bedenimin bir parçasýnýn ateþe deðdiðinde duyumsadýðým acýyý. Ve Yaþýyorum ayný acýyý bende. Ve irkiliyorum, diken, diken oluyor derilerim.
2
Ne korkunç ve tarif edilemez bir duygu. Onlar, yakýlanlar duyumsadýlar bedenlerinde acýnýn sonsuzluðunu. Ah ölüm ah; kalleþ ölüm ah! Ve bakýyorum çevreme sokakta yürüyenlere, evde oturanlara; bilisiz,bilgisiz, duyarsýz, yýðýnlarýn çoðunluðu, büyük insan topluluklarý. kendi konumunda ve kendi uðraþýsý içinde herkes; ve bilgisizce yaþýyorlar bazýlarý; Ve arþýnlýyorlar sokaklarý. uzaklar sanki kolektif bilinçten. Ve her þeye raðmen devam ediyor hayat, ve dönüyor dünya. Varlaþtýrýyor; saniyeler, dakikalarý, saatleri, günleri, yýllarý, yüzyýllarý ve sonsuzluk içinde deviniyor evren ve oluþuyor sürekli zaman, ve üretiyor, pratiði mekan. ve bileþkesinde mekanla-zamanýn; deviniyor, maddeleþiyor; olaylar, olgular; ve takip ediyor geceyi gündüz; gündüzü gece ve dönüþecek sýcak soðuða ve soðuk sýcaða; ve yumuþak ve sert; ve artý ve eksi ve erkek ve kadýn yani karþýtlarýn savaþýmýnda deðiþecek her þey hiçbir þey ama hiçbir þey kalmayacak ayný ve gidecek sonsuza kadar oluþum ve bunlarý kavrayan bilinç; farkýna varýyor evrenselliðin, ne kadar dingin ne kadar engin; ve durdurulamaz olan o determinizm; alýp götürüyor imgemi sonsuzluða. Ve Sivas’ta yananlar; farkýna varanlardýr evrenselliðin;
Ve Sivas’ta yakanlar; o zavallýlar, o güdümlüler; farkýnda olmayanlardýr bütünselliðin. Bilmiyorlar onlar, birin bütün, bütünün bir olduðunu. Anlamýyorlar; deðiþimin ve devinimin durdurulamazlýðýný. Ve bunlar, duraðan kafalýlar; korteksiz beyinliler ; savunucularýdýr gericiliðin, yobazlýðýn, deðiþmezliðin. ve onlarýn karþýsýnda olanlar; yani aydýnlýðýn, ilerlemenin savunucularý; o yanan, o yakýlan güzelim insanlar. Ya! diðerleri; Yani karanlýðýn, vahþiliðin, ölümün savunucularý ve o saldýrgan Ve o þiddet yanlýsý banal güruhun varlýðý ve çoðunluðu. bundandýr sýkýntým bundandýr tinimin derinliðinde ki acý bundandýr boðuntum; ve yaþanýlan acýmasýzlýklar, duyarsýzlýklar ve yapýlanlarýn insan dýþýlýðý; ve insan olarak anýlmalarý bunlarýn kahreder sinemi. ve kaçýp gitmek bir yerlere kurtulmak sýkýntýlardan; olasý mý? Atabilirmiyim? Bilinçaltýmdakilerini; Unutabilir miyim? O vahþeti; boþalabilir mi? Kafanýn içindekiler. Mümkün mü? Bu deðil canlar elbette deðil; taþýyorum kafamý da birlikte; kafamýn içindekilerdir beni ben yapan çünkü. hey dostlar neler var kafam da, neler, akýp gidiyor düþüncelerim bin yýllar öncesine insanlarý aydýnlatmaya çalýþan onlarca insanýn katledilmesine; o yüce insanlarýn öldürülmesine, yüzülmesine. hey bre hey. Ve o güzelim, insanlar; bilincime çýkýyorlar birer, birer;
Ve aklýma geliyor hemen; örneðin; Nesimi’nin yüzülmesi; Elleri, kollarý, ayak ve bacaklarý kökten kesilerek Ve uçurularak kafasý Mansur’un öldürülmesi; Bedrettin’in katledilmesi, bedeninin sürüklenmesi sokaklarda; Ve Spartaküs’ler; Kopernik’ler; Mumcu’lar; Turan Dursun’lar, Kýþlalý’lar; Üçok’lar Galileo’lar ve daha niceleri. ve Maraþ ve Çorum katliamlarý ve Bahçelievler vahþeti; ve Deniz ve Hüseyin ve Yusuf’un idamlarý. ve zulmün en büyüðü; unutulur mu ? Kerbela silinir mi belleklerden bunlar hiç ? ve kanlý ve zalim Sivas., tiksiniyorum, utanýyorum, kýzýyorum, ve hiddetleniyorum, tutamýyorum kendimi. çýkýp baðýrmak, isyan etmek birilerine duyarsýz, duygusuz, belleksiz yýðýnlara. ve bu duygular içinde; fýrlýyorum istem dýþý sokaða; katýlýyorum istemesem de; toplum olamamýþ bilisiz topluluða; edilgen, nemelazýmcý, tekçi, benci ve duyarsýz bireylere. Ve daha çok sýkýlýyorum; gördükçe anlaksýz topluluklarý. Ve beynim yeniden alýp götürüyor beni; 1993 yýlýnýn 2 Temmuz gününe. Ve Sivas ve Madýmak; Madýmak bir oteldir Sivas’ta. Sivas’ýn merkezinde. Ve toplanmýþlar orada; Aydýnlýk dolu, çaðdaþ, devrimci; ve soran, sorgulayan; ve yazan, ve türkü söyleyen, baðlama çalan; sanat yapan; insaný insanlaþtýran
o güzel insanlar. Habersizler baþlarýna gelecekten. Ve onlar; sunmak için bilgilerini, bilinçlerini halka, dinleyicilerine; aydýnlatmak için insanlarý; yüklenmiþler en zor görevi. Ve aydýnlýða ve bilgiye; ve özgürlüðe, dayanýþmaya ve demokrasiye düþman, binlerce yýðýn; bekliyorlar o güzelim insanlarý dýþarýda. Ýnsan olmaya karþý koymak; aydýnlýðý boðmak; öldürmek ve yakmak en büyük istemleri bu güruhlarýn. Ve emir bekliyorlar saldýrmak ve yok etmek için. Ve kýsa sürede; geliyor bekledikleri emir. Ve karanlýða ve insanlýða ve sanata düþman birisi, baðýrýyor topluluðun içinden; Allah adýna; “saldýrýn, boðun, vurun, öldürün, yakýn diyerek. eyleme geçiriyor; bu söz; Cahil ve gözü dönmüþ topluluðu. Ve bu cahil güruhu, aldýktan sonra emri; Otelde ki insanlarý; Akrep gibi sokmak; odun ve kömür gibi yakmak için; Ve Allah, Allah sesleriyle; Ya Allah! Bismillah naralarýyla; geçiyorlar saldýrýya. Ve kiminde demir sopalar; kimsinde býçak, kiminde kama ve silah var kiminde; ve kiminin, gaz ve benzin ; ve kiminin ise çakmak var ellerinde. Hep birlikte, gözleri dönmüþçesine; Ve ilerliyorlar otele doðru acýmasýzca. Ve izliyor devletin ileri gelenleri. Elimizden bir þey gelmiyor diyerek. Ve yaklaþýyorlar öfkeyle, hýnçla, kinle; saldýrýyorlar düþmana saldýrýr gibi. Ve döküyorlar Madýmak Otel’inin kapýsýna; balkonuna ve her yanýna benzini, gazý. Ve kýrpmadan gözlerini çakýyorlar çakmaðý ve yanan kibriti. Atýyorlar benzin ve gazýn üzerine paranoyakça. Ve yükselen alevler ve Sivas’ýn üzerinde dolaþan karabulutlar. Yaðmur bulutlarý deðil; yangýn bulutlarý bunlar.
Ve içerde yükselen baðýrtýlar; kurtarýn bizi diyen o güzel, o aydýnlýk bilinciyle dolu insanlar; ve boþ ve umutsuz gözlerle; süzüyorlar, dýþarýda baþarý naralarý atan; o zavallý, o edilgen, o insanýmsýlarý. Ve cayýr, cayýr yanan insanlar; ve bundan sevinç duyan; ve zafer iþaretleri yapan insan benzeri insancýklar. Ah zavallý insan ah. Ah canavarlaþan insan ah. Ve bedenimi sarýyor keder. Diken, diken oluyor tenim. Bozuluyor hormon dengem bedenimin. Ve tiksiniyorum; ve üzülüyorum ve lanetliyorum; insan olarak; ve acýyorum insan olamamýþ; insan görünümlü yaratýklara. ve korkuyorum o gerici, o yobaz, o vahþi, o ilkel; ve o arkaik beyinlilerden. Oy Sivas oy; Oy Pir Sultan oy; Oy Veysel’in; Þah Turna’nýn; Ali Ýzzet’in yaþadýðý topraklar oy. Oy Hüseyin Korkmazgil Üstat oy. Oy ozanlar kenti oy. Oy Mahzuni’lerin,Nazým’larýn; Hace Bektaþ’larýn, Bedrettin’lerin, Yunus’larýn, ...ne nice ulularýn yaþadýðý ülke oy. Sýzýlýyor kemikleriniz biliyorum; biliyorum büyük ýzdýraplar içindesiniz. Oy zalim Sivas oy; Nasýl kýydýnýz acýmadan o canlara; niçin, neden; o hümanist, o düþünen, o üreten beyinleri; o iyilik, dostluk ve barýþ yanlýsý insanlarý; o 37 caný; acýmadan, irkilmeden;
zevkle, sevinçle nasýl yaktýnýz. Cýz etmedi mi!? Yüreðiniz! Yok muydu? Kalbiniz! Sattýnýz mý?Yüreðinizi;yitirdiniz mi? Ruhunuzu Bre canavarlar; Bre katiller; Bre acýmasýzlar; Bre solucanlar; Bre asalaklar; Bre güdümlüler Bre zavallýlar; Bre kendisi olamayanlar; Bre insan adýný kirletenler Bre soytarýlar; Bre kan emiciler; Bre sülükler; Bre vampirler; Bre gözü dönmüþler; Bre egosantrikler... vb. Oy katil Sivas oy; Oy Atatürk’ün baðýmsýzlýk kararýný verdiði kent oy. “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yýkýlacak diyen” ve Atatürk’e meydan okuyan; yobazlarýn kenti Sivas oy. Oy kendini bilmezlerin kenti oy Ve o beyni küçük insanlar; edilgen ve kuldular. Ve onlarýn yani kara cübbelilerin egemen olduðu kent Sivas oy. Alýndýn kara listeye , insanlýðýn tarihinde; Unutma bunu Sivas. Unutulmayacaklar insanlýðý yüceltenler; Sivas’ta yakýlanlar. Unutuldu mu? Bedrettin; Spartaküs; Sokrates unutuldu mu? Pir Sultan; ya Hayyam; Nesimi; Jean Dark; Nazým Hikmet; Ya Kerbela! Denizler, Hüseyinler unutuldu mu? Unutulur mu? Edisonlar; Ýnsanlýða hizmet edenler;
Zalimce öldürülenler; acýmasýzca katledilenler; Unutulur mu? Hiç! Ey Ölümsüzleþen yüce insanlar; U n u t u l m a d ý n ý z. Anýyorlar sizi duyarlý insanlar. Rahat uyuyunuz!
Yazýldýðý Tarih 02.07.2002
Yeniden Düzenleniþi 13.06.2003
Süleyman ZAMAN Bugün insanlýðýn ortak aklýnda, tarihin geleceðe akan toplumsal bilincinde insanlýðýn vicdanýnda, gönlünde, duyuncunda kara bir leke olarak kazýnana Sivas Kýrýmý'nýn 13. yýl dönümü. Bu olay spontane olarak geliþen bir olay deðildir. Bu olayýn gerçek nedenini anlamadan, doðru bir çözümleme yapmadan üstünkörü geçiþtirirsek, daha nice "Sivas" lar yaþayabiliriz. Onun için bu ülkenin Ezilenleri, sümürülenleri, demokrtatlarý, ilericleri, Alevi- Bektaþileri....vb. doðru bir temelde birleþmelidirler. 13. yýl önce yakýlkarak öldürülen tüm canlarý, bugüne kadar insanlýk uðruna bu dünyaya veda eden tüm ilerici, aydýn, toplumcu, devrimci...vb. insanlarý içten anýyorum. Üzerlerinde ýþýk yitmesin diyorum.
Süleyman Zaman
02 July 2006 17:18 |
2 Temmuz bugün ve had safhada sýkýntým. Duramýyorum yerimde patlayacak gibiyim sanki oysa daha neþeliydim tebessüm edip, gülebiliyordum dün. ama bugün mengene sýkmýþ gibi göðsümü, bir þeyler daraltýyor yüreðimi sanki, ve ben çýkarmak istiyorum bilinçaltýmdakilerini açýða. Ve bulmaya çalýþýyorum; tinimi rahatsýz edenin ne olduðunu. geçiyor film þeridinde ki gibi, imgemde ki olaylar. Ve anlýyorum þimdi, sýkýntýlarýmýn, iç çekmelerimin nedenini. Ve bilincimle gidiyorum, ýþýk hýzýndan da hýzlý 1993 yýlýnýn 2 Temmuz gününe. Ne acý, ne acý, tarifi olanaksýz duygular kaplýyor bedenimi. Anýmsýyorum o kapkara dumanlarý, Allah, Allah diyerek, saldýrýya geçen O bilisiz, o güdümlü, O insansý güruhun naralarýný. Ve unutamýyorum; O gökyüzüne ulaþan, kocaman alevleri Ve 37 canýn yakýlýþlarýný diri, diri. Kan aðlýyor yüreðim; Durmuþ sanki beynim; ulaþamýyor bir sonra ki düþünceye. Saðlayamýyorum konsantrasyonumu. Utanýyorum insan olduðumdan. Varlaþtýrýyorum tinimde, bedenimin bir parçasýnýn ateþe deðdiðinde duyumsadýðým acýyý. Ve Yaþýyorum ayný acýyý bende. Ve irkiliyorum, diken, diken oluyor derilerim.
2
Ne korkunç ve tarif edilemez bir duygu. Onlar, yakýlanlar duyumsadýlar bedenlerinde acýnýn sonsuzluðunu. Ah ölüm ah; kalleþ ölüm ah! Ve bakýyorum çevreme sokakta yürüyenlere, evde oturanlara; bilisiz,bilgisiz, duyarsýz, yýðýnlarýn çoðunluðu, büyük insan topluluklarý. kendi konumunda ve kendi uðraþýsý içinde herkes; ve bilgisizce yaþýyorlar bazýlarý; Ve arþýnlýyorlar sokaklarý. uzaklar sanki kolektif bilinçten. Ve her þeye raðmen devam ediyor hayat, ve dönüyor dünya. Varlaþtýrýyor; saniyeler, dakikalarý, saatleri, günleri, yýllarý, yüzyýllarý ve sonsuzluk içinde deviniyor evren ve oluþuyor sürekli zaman, ve üretiyor, pratiði mekan. ve bileþkesinde mekanla-zamanýn; deviniyor, maddeleþiyor; olaylar, olgular; ve takip ediyor geceyi gündüz; gündüzü gece ve dönüþecek sýcak soðuða ve soðuk sýcaða; ve yumuþak ve sert; ve artý ve eksi ve erkek ve kadýn yani karþýtlarýn savaþýmýnda deðiþecek her þey hiçbir þey ama hiçbir þey kalmayacak ayný ve gidecek sonsuza kadar oluþum ve bunlarý kavrayan bilinç; farkýna varýyor evrenselliðin, ne kadar dingin ne kadar engin; ve durdurulamaz olan o determinizm; alýp götürüyor imgemi sonsuzluða. Ve Sivas’ta yananlar; farkýna varanlardýr evrenselliðin;
Ve Sivas’ta yakanlar; o zavallýlar, o güdümlüler; farkýnda olmayanlardýr bütünselliðin. Bilmiyorlar onlar, birin bütün, bütünün bir olduðunu. Anlamýyorlar; deðiþimin ve devinimin durdurulamazlýðýný. Ve bunlar, duraðan kafalýlar; korteksiz beyinliler ; savunucularýdýr gericiliðin, yobazlýðýn, deðiþmezliðin. ve onlarýn karþýsýnda olanlar; yani aydýnlýðýn, ilerlemenin savunucularý; o yanan, o yakýlan güzelim insanlar. Ya! diðerleri; Yani karanlýðýn, vahþiliðin, ölümün savunucularý ve o saldýrgan Ve o þiddet yanlýsý banal güruhun varlýðý ve çoðunluðu. bundandýr sýkýntým bundandýr tinimin derinliðinde ki acý bundandýr boðuntum; ve yaþanýlan acýmasýzlýklar, duyarsýzlýklar ve yapýlanlarýn insan dýþýlýðý; ve insan olarak anýlmalarý bunlarýn kahreder sinemi. ve kaçýp gitmek bir yerlere kurtulmak sýkýntýlardan; olasý mý? Atabilirmiyim? Bilinçaltýmdakilerini; Unutabilir miyim? O vahþeti; boþalabilir mi? Kafanýn içindekiler. Mümkün mü? Bu deðil canlar elbette deðil; taþýyorum kafamý da birlikte; kafamýn içindekilerdir beni ben yapan çünkü. hey dostlar neler var kafam da, neler, akýp gidiyor düþüncelerim bin yýllar öncesine insanlarý aydýnlatmaya çalýþan onlarca insanýn katledilmesine; o yüce insanlarýn öldürülmesine, yüzülmesine. hey bre hey. Ve o güzelim, insanlar; bilincime çýkýyorlar birer, birer;
Ve aklýma geliyor hemen; örneðin; Nesimi’nin yüzülmesi; Elleri, kollarý, ayak ve bacaklarý kökten kesilerek Ve uçurularak kafasý Mansur’un öldürülmesi; Bedrettin’in katledilmesi, bedeninin sürüklenmesi sokaklarda; Ve Spartaküs’ler; Kopernik’ler; Mumcu’lar; Turan Dursun’lar, Kýþlalý’lar; Üçok’lar Galileo’lar ve daha niceleri. ve Maraþ ve Çorum katliamlarý ve Bahçelievler vahþeti; ve Deniz ve Hüseyin ve Yusuf’un idamlarý. ve zulmün en büyüðü; unutulur mu ? Kerbela silinir mi belleklerden bunlar hiç ? ve kanlý ve zalim Sivas., tiksiniyorum, utanýyorum, kýzýyorum, ve hiddetleniyorum, tutamýyorum kendimi. çýkýp baðýrmak, isyan etmek birilerine duyarsýz, duygusuz, belleksiz yýðýnlara. ve bu duygular içinde; fýrlýyorum istem dýþý sokaða; katýlýyorum istemesem de; toplum olamamýþ bilisiz topluluða; edilgen, nemelazýmcý, tekçi, benci ve duyarsýz bireylere. Ve daha çok sýkýlýyorum; gördükçe anlaksýz topluluklarý. Ve beynim yeniden alýp götürüyor beni; 1993 yýlýnýn 2 Temmuz gününe. Ve Sivas ve Madýmak; Madýmak bir oteldir Sivas’ta. Sivas’ýn merkezinde. Ve toplanmýþlar orada; Aydýnlýk dolu, çaðdaþ, devrimci; ve soran, sorgulayan; ve yazan, ve türkü söyleyen, baðlama çalan; sanat yapan; insaný insanlaþtýran
o güzel insanlar. Habersizler baþlarýna gelecekten. Ve onlar; sunmak için bilgilerini, bilinçlerini halka, dinleyicilerine; aydýnlatmak için insanlarý; yüklenmiþler en zor görevi. Ve aydýnlýða ve bilgiye; ve özgürlüðe, dayanýþmaya ve demokrasiye düþman, binlerce yýðýn; bekliyorlar o güzelim insanlarý dýþarýda. Ýnsan olmaya karþý koymak; aydýnlýðý boðmak; öldürmek ve yakmak en büyük istemleri bu güruhlarýn. Ve emir bekliyorlar saldýrmak ve yok etmek için. Ve kýsa sürede; geliyor bekledikleri emir. Ve karanlýða ve insanlýða ve sanata düþman birisi, baðýrýyor topluluðun içinden; Allah adýna; “saldýrýn, boðun, vurun, öldürün, yakýn diyerek. eyleme geçiriyor; bu söz; Cahil ve gözü dönmüþ topluluðu. Ve bu cahil güruhu, aldýktan sonra emri; Otelde ki insanlarý; Akrep gibi sokmak; odun ve kömür gibi yakmak için; Ve Allah, Allah sesleriyle; Ya Allah! Bismillah naralarýyla; geçiyorlar saldýrýya. Ve kiminde demir sopalar; kimsinde býçak, kiminde kama ve silah var kiminde; ve kiminin, gaz ve benzin ; ve kiminin ise çakmak var ellerinde. Hep birlikte, gözleri dönmüþçesine; Ve ilerliyorlar otele doðru acýmasýzca. Ve izliyor devletin ileri gelenleri. Elimizden bir þey gelmiyor diyerek. Ve yaklaþýyorlar öfkeyle, hýnçla, kinle; saldýrýyorlar düþmana saldýrýr gibi. Ve döküyorlar Madýmak Otel’inin kapýsýna; balkonuna ve her yanýna benzini, gazý. Ve kýrpmadan gözlerini çakýyorlar çakmaðý ve yanan kibriti. Atýyorlar benzin ve gazýn üzerine paranoyakça. Ve yükselen alevler ve Sivas’ýn üzerinde dolaþan karabulutlar. Yaðmur bulutlarý deðil; yangýn bulutlarý bunlar.
Ve içerde yükselen baðýrtýlar; kurtarýn bizi diyen o güzel, o aydýnlýk bilinciyle dolu insanlar; ve boþ ve umutsuz gözlerle; süzüyorlar, dýþarýda baþarý naralarý atan; o zavallý, o edilgen, o insanýmsýlarý. Ve cayýr, cayýr yanan insanlar; ve bundan sevinç duyan; ve zafer iþaretleri yapan insan benzeri insancýklar. Ah zavallý insan ah. Ah canavarlaþan insan ah. Ve bedenimi sarýyor keder. Diken, diken oluyor tenim. Bozuluyor hormon dengem bedenimin. Ve tiksiniyorum; ve üzülüyorum ve lanetliyorum; insan olarak; ve acýyorum insan olamamýþ; insan görünümlü yaratýklara. ve korkuyorum o gerici, o yobaz, o vahþi, o ilkel; ve o arkaik beyinlilerden. Oy Sivas oy; Oy Pir Sultan oy; Oy Veysel’in; Þah Turna’nýn; Ali Ýzzet’in yaþadýðý topraklar oy. Oy Hüseyin Korkmazgil Üstat oy. Oy ozanlar kenti oy. Oy Mahzuni’lerin,Nazým’larýn; Hace Bektaþ’larýn, Bedrettin’lerin, Yunus’larýn, ...ne nice ulularýn yaþadýðý ülke oy. Sýzýlýyor kemikleriniz biliyorum; biliyorum büyük ýzdýraplar içindesiniz. Oy zalim Sivas oy; Nasýl kýydýnýz acýmadan o canlara; niçin, neden; o hümanist, o düþünen, o üreten beyinleri; o iyilik, dostluk ve barýþ yanlýsý insanlarý; o 37 caný; acýmadan, irkilmeden;
zevkle, sevinçle nasýl yaktýnýz. Cýz etmedi mi!? Yüreðiniz! Yok muydu? Kalbiniz! Sattýnýz mý?Yüreðinizi;yitirdiniz mi? Ruhunuzu Bre canavarlar; Bre katiller; Bre acýmasýzlar; Bre solucanlar; Bre asalaklar; Bre güdümlüler Bre zavallýlar; Bre kendisi olamayanlar; Bre insan adýný kirletenler Bre soytarýlar; Bre kan emiciler; Bre sülükler; Bre vampirler; Bre gözü dönmüþler; Bre egosantrikler... vb. Oy katil Sivas oy; Oy Atatürk’ün baðýmsýzlýk kararýný verdiði kent oy. “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yýkýlacak diyen” ve Atatürk’e meydan okuyan; yobazlarýn kenti Sivas oy. Oy kendini bilmezlerin kenti oy Ve o beyni küçük insanlar; edilgen ve kuldular. Ve onlarýn yani kara cübbelilerin egemen olduðu kent Sivas oy. Alýndýn kara listeye , insanlýðýn tarihinde; Unutma bunu Sivas. Unutulmayacaklar insanlýðý yüceltenler; Sivas’ta yakýlanlar. Unutuldu mu? Bedrettin; Spartaküs; Sokrates unutuldu mu? Pir Sultan; ya Hayyam; Nesimi; Jean Dark; Nazým Hikmet; Ya Kerbela! Denizler, Hüseyinler unutuldu mu? Unutulur mu? Edisonlar; Ýnsanlýða hizmet edenler;
Zalimce öldürülenler; acýmasýzca katledilenler; Unutulur mu? Hiç! Ey Ölümsüzleþen yüce insanlar; U n u t u l m a d ý n ý z. Anýyorlar sizi duyarlý insanlar. Rahat uyuyunuz!
Yazýldýðý Tarih 02.07.2002
Yeniden Düzenleniþi 13.06.2003
Süleyman ZAMAN Bugün insanlýðýn ortak aklýnda, tarihin geleceðe akan toplumsal bilincinde insanlýðýn vicdanýnda, gönlünde, duyuncunda kara bir leke olarak kazýnana Sivas Kýrýmý'nýn 13. yýl dönümü. Bu olay spontane olarak geliþen bir olay deðildir. Bu olayýn gerçek nedenini anlamadan, doðru bir çözümleme yapmadan üstünkörü geçiþtirirsek, daha nice "Sivas" lar yaþayabiliriz. Onun için bu ülkenin Ezilenleri, sümürülenleri, demokrtatlarý, ilericleri, Alevi- Bektaþileri....vb. doðru bir temelde birleþmelidirler. 13. yýl önce yakýlkarak öldürülen tüm canlarý, bugüne kadar insanlýk uðruna bu dünyaya veda eden tüm ilerici, aydýn, toplumcu, devrimci...vb. insanlarý içten anýyorum. Üzerlerinde ýþýk yitmesin diyorum.
Süleyman Zaman
02 July 2006 17:18 |
2 Temmuz bugün ve had safhada sýkýntým. Duramýyorum yerimde patlayacak gibiyim sanki oysa daha neþeliydim tebessüm edip, gülebiliyordum dün. ama bugün mengene sýkmýþ gibi göðsümü, bir þeyler daraltýyor yüreðimi sanki, ve ben çýkarmak istiyorum bilinçaltýmdakilerini açýða. Ve bulmaya çalýþýyorum; tinimi rahatsýz edenin ne olduðunu. geçiyor film þeridinde ki gibi, imgemde ki olaylar. Ve anlýyorum þimdi, sýkýntýlarýmýn, iç çekmelerimin nedenini. Ve bilincimle gidiyorum, ýþýk hýzýndan da hýzlý 1993 yýlýnýn 2 Temmuz gününe. Ne acý, ne acý, tarifi olanaksýz duygular kaplýyor bedenimi. Anýmsýyorum o kapkara dumanlarý, Allah, Allah diyerek, saldýrýya geçen O bilisiz, o güdümlü, O insansý güruhun naralarýný. Ve unutamýyorum; O gökyüzüne ulaþan, kocaman alevleri Ve 37 canýn yakýlýþlarýný diri, diri. Kan aðlýyor yüreðim; Durmuþ sanki beynim; ulaþamýyor bir sonra ki düþünceye. Saðlayamýyorum konsantrasyonumu. Utanýyorum insan olduðumdan. Varlaþtýrýyorum tinimde, bedenimin bir parçasýnýn ateþe deðdiðinde duyumsadýðým acýyý. Ve Yaþýyorum ayný acýyý bende. Ve irkiliyorum, diken, diken oluyor derilerim.
2
Ne korkunç ve tarif edilemez bir duygu. Onlar, yakýlanlar duyumsadýlar bedenlerinde acýnýn sonsuzluðunu. Ah ölüm ah; kalleþ ölüm ah! Ve bakýyorum çevreme sokakta yürüyenlere, evde oturanlara; bilisiz,bilgisiz, duyarsýz, yýðýnlarýn çoðunluðu, büyük insan topluluklarý. kendi konumunda ve kendi uðraþýsý içinde herkes; ve bilgisizce yaþýyorlar bazýlarý; Ve arþýnlýyorlar sokaklarý. uzaklar sanki kolektif bilinçten. Ve her þeye raðmen devam ediyor hayat, ve dönüyor dünya. Varlaþtýrýyor; saniyeler, dakikalarý, saatleri, günleri, yýllarý, yüzyýllarý ve sonsuzluk içinde deviniyor evren ve oluþuyor sürekli zaman, ve üretiyor, pratiði mekan. ve bileþkesinde mekanla-zamanýn; deviniyor, maddeleþiyor; olaylar, olgular; ve takip ediyor geceyi gündüz; gündüzü gece ve dönüþecek sýcak soðuða ve soðuk sýcaða; ve yumuþak ve sert; ve artý ve eksi ve erkek ve kadýn yani karþýtlarýn savaþýmýnda deðiþecek her þey hiçbir þey ama hiçbir þey kalmayacak ayný ve gidecek sonsuza kadar oluþum ve bunlarý kavrayan bilinç; farkýna varýyor evrenselliðin, ne kadar dingin ne kadar engin; ve durdurulamaz olan o determinizm; alýp götürüyor imgemi sonsuzluða. Ve Sivas’ta yananlar; farkýna varanlardýr evrenselliðin;
Ve Sivas’ta yakanlar; o zavallýlar, o güdümlüler; farkýnda olmayanlardýr bütünselliðin. Bilmiyorlar onlar, birin bütün, bütünün bir olduðunu. Anlamýyorlar; deðiþimin ve devinimin durdurulamazlýðýný. Ve bunlar, duraðan kafalýlar; korteksiz beyinliler ; savunucularýdýr gericiliðin, yobazlýðýn, deðiþmezliðin. ve onlarýn karþýsýnda olanlar; yani aydýnlýðýn, ilerlemenin savunucularý; o yanan, o yakýlan güzelim insanlar. Ya! diðerleri; Yani karanlýðýn, vahþiliðin, ölümün savunucularý ve o saldýrgan Ve o þiddet yanlýsý banal güruhun varlýðý ve çoðunluðu. bundandýr sýkýntým bundandýr tinimin derinliðinde ki acý bundandýr boðuntum; ve yaþanýlan acýmasýzlýklar, duyarsýzlýklar ve yapýlanlarýn insan dýþýlýðý; ve insan olarak anýlmalarý bunlarýn kahreder sinemi. ve kaçýp gitmek bir yerlere kurtulmak sýkýntýlardan; olasý mý? Atabilirmiyim? Bilinçaltýmdakilerini; Unutabilir miyim? O vahþeti; boþalabilir mi? Kafanýn içindekiler. Mümkün mü? Bu deðil canlar elbette deðil; taþýyorum kafamý da birlikte; kafamýn içindekilerdir beni ben yapan çünkü. hey dostlar neler var kafam da, neler, akýp gidiyor düþüncelerim bin yýllar öncesine insanlarý aydýnlatmaya çalýþan onlarca insanýn katledilmesine; o yüce insanlarýn öldürülmesine, yüzülmesine. hey bre hey. Ve o güzelim, insanlar; bilincime çýkýyorlar birer, birer;
Ve aklýma geliyor hemen; örneðin; Nesimi’nin yüzülmesi; Elleri, kollarý, ayak ve bacaklarý kökten kesilerek Ve uçurularak kafasý Mansur’un öldürülmesi; Bedrettin’in katledilmesi, bedeninin sürüklenmesi sokaklarda; Ve Spartaküs’ler; Kopernik’ler; Mumcu’lar; Turan Dursun’lar, Kýþlalý’lar; Üçok’lar Galileo’lar ve daha niceleri. ve Maraþ ve Çorum katliamlarý ve Bahçelievler vahþeti; ve Deniz ve Hüseyin ve Yusuf’un idamlarý. ve zulmün en büyüðü; unutulur mu ? Kerbela silinir mi belleklerden bunlar hiç ? ve kanlý ve zalim Sivas., tiksiniyorum, utanýyorum, kýzýyorum, ve hiddetleniyorum, tutamýyorum kendimi. çýkýp baðýrmak, isyan etmek birilerine duyarsýz, duygusuz, belleksiz yýðýnlara. ve bu duygular içinde; fýrlýyorum istem dýþý sokaða; katýlýyorum istemesem de; toplum olamamýþ bilisiz topluluða; edilgen, nemelazýmcý, tekçi, benci ve duyarsýz bireylere. Ve daha çok sýkýlýyorum; gördükçe anlaksýz topluluklarý. Ve beynim yeniden alýp götürüyor beni; 1993 yýlýnýn 2 Temmuz gününe. Ve Sivas ve Madýmak; Madýmak bir oteldir Sivas’ta. Sivas’ýn merkezinde. Ve toplanmýþlar orada; Aydýnlýk dolu, çaðdaþ, devrimci; ve soran, sorgulayan; ve yazan, ve türkü söyleyen, baðlama çalan; sanat yapan; insaný insanlaþtýran
o güzel insanlar. Habersizler baþlarýna gelecekten. Ve onlar; sunmak için bilgilerini, bilinçlerini halka, dinleyicilerine; aydýnlatmak için insanlarý; yüklenmiþler en zor görevi. Ve aydýnlýða ve bilgiye; ve özgürlüðe, dayanýþmaya ve demokrasiye düþman, binlerce yýðýn; bekliyorlar o güzelim insanlarý dýþarýda. Ýnsan olmaya karþý koymak; aydýnlýðý boðmak; öldürmek ve yakmak en büyük istemleri bu güruhlarýn. Ve emir bekliyorlar saldýrmak ve yok etmek için. Ve kýsa sürede; geliyor bekledikleri emir. Ve karanlýða ve insanlýða ve sanata düþman birisi, baðýrýyor topluluðun içinden; Allah adýna; “saldýrýn, boðun, vurun, öldürün, yakýn diyerek. eyleme geçiriyor; bu söz; Cahil ve gözü dönmüþ topluluðu. Ve bu cahil güruhu, aldýktan sonra emri; Otelde ki insanlarý; Akrep gibi sokmak; odun ve kömür gibi yakmak için; Ve Allah, Allah sesleriyle; Ya Allah! Bismillah naralarýyla; geçiyorlar saldýrýya. Ve kiminde demir sopalar; kimsinde býçak, kiminde kama ve silah var kiminde; ve kiminin, gaz ve benzin ; ve kiminin ise çakmak var ellerinde. Hep birlikte, gözleri dönmüþçesine; Ve ilerliyorlar otele doðru acýmasýzca. Ve izliyor devletin ileri gelenleri. Elimizden bir þey gelmiyor diyerek. Ve yaklaþýyorlar öfkeyle, hýnçla, kinle; saldýrýyorlar düþmana saldýrýr gibi. Ve döküyorlar Madýmak Otel’inin kapýsýna; balkonuna ve her yanýna benzini, gazý. Ve kýrpmadan gözlerini çakýyorlar çakmaðý ve yanan kibriti. Atýyorlar benzin ve gazýn üzerine paranoyakça. Ve yükselen alevler ve Sivas’ýn üzerinde dolaþan karabulutlar. Yaðmur bulutlarý deðil; yangýn bulutlarý bunlar.
Ve içerde yükselen baðýrtýlar; kurtarýn bizi diyen o güzel, o aydýnlýk bilinciyle dolu insanlar; ve boþ ve umutsuz gözlerle; süzüyorlar, dýþarýda baþarý naralarý atan; o zavallý, o edilgen, o insanýmsýlarý. Ve cayýr, cayýr yanan insanlar; ve bundan sevinç duyan; ve zafer iþaretleri yapan insan benzeri insancýklar. Ah zavallý insan ah. Ah canavarlaþan insan ah. Ve bedenimi sarýyor keder. Diken, diken oluyor tenim. Bozuluyor hormon dengem bedenimin. Ve tiksiniyorum; ve üzülüyorum ve lanetliyorum; insan olarak; ve acýyorum insan olamamýþ; insan görünümlü yaratýklara. ve korkuyorum o gerici, o yobaz, o vahþi, o ilkel; ve o arkaik beyinlilerden. Oy Sivas oy; Oy Pir Sultan oy; Oy Veysel’in; Þah Turna’nýn; Ali Ýzzet’in yaþadýðý topraklar oy. Oy Hüseyin Korkmazgil Üstat oy. Oy ozanlar kenti oy. Oy Mahzuni’lerin,Nazým’larýn; Hace Bektaþ’larýn, Bedrettin’lerin, Yunus’larýn, ...ne nice ulularýn yaþadýðý ülke oy. Sýzýlýyor kemikleriniz biliyorum; biliyorum büyük ýzdýraplar içindesiniz. Oy zalim Sivas oy; Nasýl kýydýnýz acýmadan o canlara; niçin, neden; o hümanist, o düþünen, o üreten beyinleri; o iyilik, dostluk ve barýþ yanlýsý insanlarý; o 37 caný; acýmadan, irkilmeden;
zevkle, sevinçle nasýl yaktýnýz. Cýz etmedi mi!? Yüreðiniz! Yok muydu? Kalbiniz! Sattýnýz mý?Yüreðinizi;yitirdiniz mi? Ruhunuzu Bre canavarlar; Bre katiller; Bre acýmasýzlar; Bre solucanlar; Bre asalaklar; Bre güdümlüler Bre zavallýlar; Bre kendisi olamayanlar; Bre insan adýný kirletenler Bre soytarýlar; Bre kan emiciler; Bre sülükler; Bre vampirler; Bre gözü dönmüþler; Bre egosantrikler... vb. Oy katil Sivas oy; Oy Atatürk’ün baðýmsýzlýk kararýný verdiði kent oy. “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yýkýlacak diyen” ve Atatürk’e meydan okuyan; yobazlarýn kenti Sivas oy. Oy kendini bilmezlerin kenti oy Ve o beyni küçük insanlar; edilgen ve kuldular. Ve onlarýn yani kara cübbelilerin egemen olduðu kent Sivas oy. Alýndýn kara listeye , insanlýðýn tarihinde; Unutma bunu Sivas. Unutulmayacaklar insanlýðý yüceltenler; Sivas’ta yakýlanlar. Unutuldu mu? Bedrettin; Spartaküs; Sokrates unutuldu mu? Pir Sultan; ya Hayyam; Nesimi; Jean Dark; Nazým Hikmet; Ya Kerbela! Denizler, Hüseyinler unutuldu mu? Unutulur mu? Edisonlar; Ýnsanlýða hizmet edenler;
Zalimce öldürülenler; acýmasýzca katledilenler; Unutulur mu? Hiç! Ey Ölümsüzleþen yüce insanlar; U n u t u l m a d ý n ý z. Anýyorlar sizi duyarlý insanlar. Rahat uyuyunuz!
Yazýldýðý Tarih 02.07.2002
Yeniden Düzenleniþi 13.06.2003
Süleyman ZAMAN Bugün insanlýðýn ortak aklýnda, tarihin geleceðe akan toplumsal bilincinde insanlýðýn vicdanýnda, gönlünde, duyuncunda kara bir leke olarak kazýnana Sivas Kýrýmý'nýn 13. yýl dönümü. Bu olay spontane olarak geliþen bir olay deðildir. Bu olayýn gerçek nedenini anlamadan, doðru bir çözümleme yapmadan üstünkörü geçiþtirirsek, daha nice "Sivas" lar yaþayabiliriz. Onun için bu ülkenin Ezilenleri, sümürülenleri, demokrtatlarý, ilericleri, Alevi- Bektaþileri....vb. doðru bir temelde birleþmelidirler. 13. yýl önce yakýlkarak öldürülen tüm canlarý, bugüne kadar insanlýk uðruna bu dünyaya veda eden tüm ilerici, aydýn, toplumcu, devrimci...vb. insanlarý içten anýyorum. Üzerlerinde ýþýk yitmesin diyorum.
4937 Mesaj Var
|
|