|
Saturday, 21 December 2024 |
|
|
Anasayfa Ziyaretçi Defteri |
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defterini imzala
Süleyman Zaman
07 July 2006 12:18 |
Bir dost rumuzuyla yazan arkadaþým, ev sahibi,hýrsýzý bastýrýr" diye bir söz vardýr. Siz þu anda bu konumdasýnýz. Ben kendi adýma sizin bu sitede yazmanýzdan mutluluk duydum. Ama görüyorum ki benim size dönük yazdýðým yazýlarýn içeriðini ya anlayamöamýþsýnýz yada anlamak istemiyorsunuz. Benim kiþlerle iþim olmaz. Kaldý ki,þiir ve yazý yazmam için sizin malzeme olmanýza gerek yok. Benim yazýlarýmý ve þiirlerimi bütünselliði içinde görürseniz bu yargýnýzýn kendi adýma haksýzlýk olduðunu belirtmeliyim. Siz kendi duruþunuzu sorgulamadan, bir baþkasýný suçlarsanýz, bu adil olmaz. Ýnandýðýnýzla daçeliþirsiniz. Ben yazýlarýmý ve þiirlerimin konusunu yaþanmýþlýklardan alýrým. Somut duruþum ve sezgisel aklýmý birleþtirerek o anki duygulaným içinde dizelerim oluþur. Bu þiirimde bir anlýk doðaçlama sonucu dizelere dökülmüþtür. Yani sizin duruþunuzu kendimce yanlýþ gördüðümden, kendi duruþumu ortaya koyan bir yazý ve bir de þiir yazdým. Bu konuda büyük alýnganlýk gösterdiðinizi görüyorum. Sevgili dostum biraz da kendi konumunuzu sorgulasanýz belki biraz haksýzlýk yaptýðýnýzý görürsünüz diye düþünüyorum. Bu site benim sitem deðil. Bu site doðru duruþ gösteren herkesin girip yazabileceði ve sohbet edebileceði bir sitedir. Kendinize iyi bakýnýz.
Süleyam Zaman
07 July 2006 12:04 |
YENÝ DÜNYA DÜZENÝ VE AMERÝKA SENDORUMU 1990 YILINDAN SONRA Sosyalist Blok’un çözülmesiyle (iç ve dýþ nedenlerle) birlikte, ABD dünyanýn tek egemeni olarak ortaya çýktý. Gerek ABD’de ve gerekse ABD dýþýnda farklý ülkelerde yaþayan ve Amerikan hayraný veya yandaþý etkin ve yetkin kiþiler, dünyayý yeni keþfetmiþler gibi birden bire ABD’yi yeniden keþfettiler. Onlara göre ABD dünyayý kurtaracak tek etkin güçtü. Güçlüydü, önünde durulamazdý. Çünkü o aðabeydi. Aðabeylerin dediði olurdu. Bu kiþiler göre ABD özgürlüðün merkeziydi!... Kuruluþ ABD’nin egemenliðine girmek, aðabeyin dediðini yapmakla söz konusuydu. Bu yazar, çizer , etkin ve yetkin kiþilere göre ABD’de Liberalizm geçerliydi?!... Yaþasýn Liberalizm. Tüm bu olgu, olay ve söylemler içinde kendisini dünyanýn Jandarmasý olarak gören ABD 12 Eylül 2001 tarihinde o ulaþýlamaz, üzerinde güneþ eksik olmaz, o zýrh duvarýný kimse aþamaz denilen “Pentagon’un bombalanmasýyla büyük bir þaþkýnlýk yaþadý. Vay be nasýl olurdu. Bu kadar geliþmiþ ve uzaydan bakarak, yeryüzünde ki iðne deliðini bile görebilen bir teknolojiye egemen büyük aðabeyin en geliþmiþ kurumunun bombalanmasý da ne oluyordu. Dünya þaþkýndý. ABD yanlýsý etkili ve yetkili kiþiler küçük dillerini yuttular. Bu nasýl olurdu. Ve yorum üstüne yorum, tez üstüne tez savunuldu durdu. Bu bombalanma sonucunda ABD halkýnýn büyük bir çoðunluðu da korku ve panik içinde kaldý. ABD halký bu korku ve paniði içinde atamadý. Bu olay Amerikan halkýnýn bilinçaltýna yerleþti. Bu olayla birlikte ABD’nin dünyada ki güçlü görüntüsü yýkýldý. Tam o sýralarda ABD Afganistan’a saldýrdý. Dünya kamuoyu ve yine etkili ve yetkili kimi kiþiler bu saldýrýyý “ABD’nin onurunu korumak için” yaptýðýný söyleyerek, aslýnda ABD’nin Afganistan saldýrýsýna meþruluk kazandýrmaya yönelik görüþü egemen kýlmaya baþladýlar. (Onurun korunmasý için,bir ülkeye saldýrmak onaylanacak bir þey midir?... bu ayrý bir tartýþma.). Oysa bu görüþ büyük bir yanýlgýdýr. Böylesi bir görüþ biçimsel aklýn ürünüdür. Sonuçtan sonuç çýkarmadýr. Oysa olayýn özü; ABD’nin görülmek istenmeyen Emperyalist yönüdür. Gerçek þudur ki; Büyük Kapitalist Ülkeler, kendi krizlerini aþmak için, baþka ülkelere kendi krizlerini ihraç ederler. Sorun budur. Özellikle 1990’lardan sonra Çin ve Rusya gibi doðu ülkeleri hýzla kalkýnmaktalar. Özellikle bu ülkelerin (Çin, Rusya) birbirleriyle yakýn temasta olmalarý , yanlarýna Kafkas Ülkelerini, Ýran’ý …vs. almalarý, bu ülkelerin kendi aralarýnda iþbirliðine girmeleri ve hýzlý kalkýnma göstermeleri; gerek batýlý kapitalist ülkeleri ve gerekse ABD’yi çok rahatsýz etmektedir. ABD’nin Afganistan’a saldýrmasýnda bu olguyu göz önüne almamak bu yönü gizlemek doðru bir çözümleme deðildir. ABD Afganistan’ý iþgal ederek; Uzak doðuyu, Orta Asya’yý, Ortadoðu’yu, Ýran’ý….bg. kontrol etmek ve bölgede ki büyük enerji kaynaklarýný (Petrol, Doðalgaz…vs.) egemenlik altýna almak içindir. ABD’nin Irak’ý parçalamasýnýn; þu anda Ýran’a saldýrmak istemesinin özünde de bu görüþ yatmaktadýr. ABD dünyayý dizayn etmeye çalýþýyor. Ama karþýsýnda da aþamayacaðý büyük duvarlar bulunmaktadýr. Dünyayý, tüm insanlýðý kontrol etmek o kadar kolay deðildir. Her þeyi teknolojiyle çözemezsiniz. Çünkü iþin içinde “insan” etkinliði var. Ýnsan kararlý olduðu zaman ona hiçbir teknoloji engel olamýyor. Bunu Irak’ta, Afganistan’da, Vietnam’da…gördük. Doðuda kurulan Avrasya Birlikteliði, Batýlý Kapitalist Ülkelerin en büyük kabusu olmayý sürdürmektedir. Aslýnda 11 Eylül’ü de bu çerçevede deðerlendirmek gerekmektedir. 11 Eylül “Terörist saldýrýsý” ABD’ye baþka bir yerlere saldýrmanýn “meþru” ortamýný yaratmýþtýr. Diyalektik mantýk der ki her þey kendi karþýtýný kendi içinde taþýr. Bir þey ne kadar güçlü görünürse görünsün, her güçlü olan þey aslýnda zayýf olana doðru gidendir. Her zayýf olan ise güçlü olamaya yönelir. Evrendeki, toplumda ki tüm olay ve olgular bu temel üzerinde oluþurlar. Bu baðlamda ABD ne kadar güçlü olursa olsun, o da kendi içinde, zayýflýðý taþýyor. Güçlü olanýn zayýflamasý, güçsüzleþmesi evrensel yasanýn olmazsa olmazýdýr. 11 Eylül bize ABD’nin göründüðü kadar dünyanýn tek egemeni olmadýðýný göstermiþtir. Bugün ABD’nin kendi içinde büyük bir muhalif kesim oluþmuþtur. Bugün “Ýnsan Haklarý Ýhlalleri” en çok ABD’de olmaktadýr. Bugün dünyanýn en borçlu ülkelerinin baþýnda ABD ekonomisinin geldiðini uzmanlar söylemektedirler. Bugün ABD’de açlýk, yoksulluk çeken, sokakta yatan milyonlarca insan bulunmaktadýr. Bunlar birer gerçekken ve bu olumsuzluklar varken, bu olumsuzluklarýn, olumlu olanlarý zayýflatacaðýný düþünmemek bilimsel bir mantýk deðildir. 11 Eylül saldýrýsýnýn tek baþýna “Bin Ladin’i aþtýðýný belirtmeliyim. Çünkü bu saldýrý büyük bir teknolojiyi gerektirmektedir. Bin Ladin’in elinde bu kadar büyük bir teknoloji olduðu kuþkuludur. Bu konu çok belirsizlik taþýmaktadýr. Bu konuda tarih süreç içinde kendi yargýsýný verecektir. 11 Eylül bir baþka yönüyle Yeni Dünya Düzeni’nin dünyaya getirdiði düzensizliðe karþý bir duruþu da görmek olasýdýr. Yeni dünya Düzeni gerçekten de paradoksal yanýyla tam bir düzensizliktir. Yeni Dünya Düzeni dünyayý düzene koymak isterken, dünyanýn konumunu daha da bozmuþtur. Ýnsanlýða, yoksulluk, haksýzlýk, belirsizlik, güvensizlik….getirmiþtir. Dünyayý düzeltmek adýna ortaya çýkarýlan paradigma, dünyayý daha da bozmuþtur. Aslýna dünya pazarýný ve enerji daðýlýmýný kendilerince pay etmeye çalýþan egemen ülkeler (balta ABD olmak üzere, Diðer Batýlý ülkeler) kendilerine daha çok pay almak için dünya üzerinde büyük oyunlar oynamaktadýrlar. Bu olaylarýn bütün özeti budur. Bu oyunlar oynanýrken, dünyanýn ufak bir azýnlýðý (Uluslararasý Büyük Sermaye) daha çok kâr etmek için, dünya insanlýðýna acý,üzüntü, ölüm, açlýk, yoksulluk ve savaþtan baþka bir þey üretmemektedirler. Ne yazýk ki dünya tarihinde ki tüm savaþlarýn özünde bu ekonomik neden yatmaktadýr. Afganistan, Irak, Ýran…vb. gibi ülkeler, Feodalizmin bataðýnda çýrpýnýrken, bu ülkelere düzen getireceðim diye, onlarý daha da geriye götüren eylemler içinde olmalarý savunulacak bir durum olamaz. Dünya insanlarýnýn çoðunluðu daha çaðdaþ araçlardan bile yoksun. Televizyon, radyo,buzdolabý, çamaþýr makinesi, bilgisayar, ….gibi araçlarý bilmeyen, kullanamayan milyonlar bulunmaktadýr. Yeni Dünya Düzeni denilen þey bunlarý düzelten bir duruþu ve eylemi gerçekleþtirseydi, o zaman ona gerçekten de “yeni ve ileri” denebilirdi. Oysa bu konumuyla Yeni Dünya Düzeni geri ve eskiye götüren bir içerik taþýmaktadýr. Bu kadar yoksunluklarý yaþan insanlar nasýl mutlu ve özgür olabilirler? Kimileri diyor ki ABD; Afganistan’a, Irak’a …özgürlük getirmek için o ülkeleri iþgal etti. Bunun doðru olmadýðý bugün ortadadýr. Emperyalist bir ülkenin, bir baþka ülkeye özgürlük götürdüðü görülmemiþtir. Bu emperyalizmin doðasýna aykýrýdýr. Bugün “sýnýrlar kalktý, baðýmsýzlýk tu kaka oldu, devletin egemenliði yerine sivil kurumlarýn daha çok demokrasi getireceðini …söyleyenler aslýnda çok büyük yanýlgý içindedirler. Belki uzun bir gelecekte yani süreç içinde bu söylenenler gerçekleþebilir? Ama bugün için bu durum söz konusu deðildir. Bunlarý söyleyenler ya dünyada olup bitenleri doðru algýlamýyorlar, ya da bilerek olaylarý çarpýtýyorlar. Öyle olgular gerçekten de bu yönde ise; bugün Ýsrail neden Filistin’e saldýrýyor. Hani uluslar ortadan kalkmýþtý? Neden ABD kendi gümrüklerini koruyan yasalarý çýkarmaktadýr? ….bu sorular çoðaltýlabilir. Aslýnda sanal dünya çökmüþtür. Post-modern duruþlarýn ayaklarý yere basmýþtýr. Þu bir gerçek ki; insanlar yemek, içmek ve barýnmak isterler. Bunu sanal dünya gerçekleþtiremez. Bunun için üretmek gerek. Ýnsanlar “bilgisayar mý yiyecekler?” Üretmek içinde emek , bilgi ve sermaye gerekir. Üretimin en temel öðesi emektir. Emek olamdan hiçbir þey üretilemez. Diyalektik der ki; büyük aslýnda küçük; küçük ise aslýnda büyüktür. Bu ilke 11 Eylül’de bir daha gerçekleþmiþtir. Büyük, yenilmez, aþýlmaz denilen ABD’nin bile teknoloji duvarý aþýlmýþtýr. Bu olay insanlýðýn çýkaracaðý büyük bilgiyle, çok önemli derslerle doludur. Önemli olan bu bilgiyi ve dersi doðru alabilmektir. 07.07.2006
Süleyam Zaman
07 July 2006 12:04 |
YENÝ DÜNYA DÜZENÝ VE AMERÝKA SENDORUMU 1990 YILINDAN SONRA Sosyalist Blok’un çözülmesiyle (iç ve dýþ nedenlerle) birlikte, ABD dünyanýn tek egemeni olarak ortaya çýktý. Gerek ABD’de ve gerekse ABD dýþýnda farklý ülkelerde yaþayan ve Amerikan hayraný veya yandaþý etkin ve yetkin kiþiler, dünyayý yeni keþfetmiþler gibi birden bire ABD’yi yeniden keþfettiler. Onlara göre ABD dünyayý kurtaracak tek etkin güçtü. Güçlüydü, önünde durulamazdý. Çünkü o aðabeydi. Aðabeylerin dediði olurdu. Bu kiþiler göre ABD özgürlüðün merkeziydi!... Kuruluþ ABD’nin egemenliðine girmek, aðabeyin dediðini yapmakla söz konusuydu. Bu yazar, çizer , etkin ve yetkin kiþilere göre ABD’de Liberalizm geçerliydi?!... Yaþasýn Liberalizm. Tüm bu olgu, olay ve söylemler içinde kendisini dünyanýn Jandarmasý olarak gören ABD 12 Eylül 2001 tarihinde o ulaþýlamaz, üzerinde güneþ eksik olmaz, o zýrh duvarýný kimse aþamaz denilen “Pentagon’un bombalanmasýyla büyük bir þaþkýnlýk yaþadý. Vay be nasýl olurdu. Bu kadar geliþmiþ ve uzaydan bakarak, yeryüzünde ki iðne deliðini bile görebilen bir teknolojiye egemen büyük aðabeyin en geliþmiþ kurumunun bombalanmasý da ne oluyordu. Dünya þaþkýndý. ABD yanlýsý etkili ve yetkili kiþiler küçük dillerini yuttular. Bu nasýl olurdu. Ve yorum üstüne yorum, tez üstüne tez savunuldu durdu. Bu bombalanma sonucunda ABD halkýnýn büyük bir çoðunluðu da korku ve panik içinde kaldý. ABD halký bu korku ve paniði içinde atamadý. Bu olay Amerikan halkýnýn bilinçaltýna yerleþti. Bu olayla birlikte ABD’nin dünyada ki güçlü görüntüsü yýkýldý. Tam o sýralarda ABD Afganistan’a saldýrdý. Dünya kamuoyu ve yine etkili ve yetkili kimi kiþiler bu saldýrýyý “ABD’nin onurunu korumak için” yaptýðýný söyleyerek, aslýnda ABD’nin Afganistan saldýrýsýna meþruluk kazandýrmaya yönelik görüþü egemen kýlmaya baþladýlar. (Onurun korunmasý için,bir ülkeye saldýrmak onaylanacak bir þey midir?... bu ayrý bir tartýþma.). Oysa bu görüþ büyük bir yanýlgýdýr. Böylesi bir görüþ biçimsel aklýn ürünüdür. Sonuçtan sonuç çýkarmadýr. Oysa olayýn özü; ABD’nin görülmek istenmeyen Emperyalist yönüdür. Gerçek þudur ki; Büyük Kapitalist Ülkeler, kendi krizlerini aþmak için, baþka ülkelere kendi krizlerini ihraç ederler. Sorun budur. Özellikle 1990’lardan sonra Çin ve Rusya gibi doðu ülkeleri hýzla kalkýnmaktalar. Özellikle bu ülkelerin (Çin, Rusya) birbirleriyle yakýn temasta olmalarý , yanlarýna Kafkas Ülkelerini, Ýran’ý …vs. almalarý, bu ülkelerin kendi aralarýnda iþbirliðine girmeleri ve hýzlý kalkýnma göstermeleri; gerek batýlý kapitalist ülkeleri ve gerekse ABD’yi çok rahatsýz etmektedir. ABD’nin Afganistan’a saldýrmasýnda bu olguyu göz önüne almamak bu yönü gizlemek doðru bir çözümleme deðildir. ABD Afganistan’ý iþgal ederek; Uzak doðuyu, Orta Asya’yý, Ortadoðu’yu, Ýran’ý….bg. kontrol etmek ve bölgede ki büyük enerji kaynaklarýný (Petrol, Doðalgaz…vs.) egemenlik altýna almak içindir. ABD’nin Irak’ý parçalamasýnýn; þu anda Ýran’a saldýrmak istemesinin özünde de bu görüþ yatmaktadýr. ABD dünyayý dizayn etmeye çalýþýyor. Ama karþýsýnda da aþamayacaðý büyük duvarlar bulunmaktadýr. Dünyayý, tüm insanlýðý kontrol etmek o kadar kolay deðildir. Her þeyi teknolojiyle çözemezsiniz. Çünkü iþin içinde “insan” etkinliði var. Ýnsan kararlý olduðu zaman ona hiçbir teknoloji engel olamýyor. Bunu Irak’ta, Afganistan’da, Vietnam’da…gördük. Doðuda kurulan Avrasya Birlikteliði, Batýlý Kapitalist Ülkelerin en büyük kabusu olmayý sürdürmektedir. Aslýnda 11 Eylül’ü de bu çerçevede deðerlendirmek gerekmektedir. 11 Eylül “Terörist saldýrýsý” ABD’ye baþka bir yerlere saldýrmanýn “meþru” ortamýný yaratmýþtýr. Diyalektik mantýk der ki her þey kendi karþýtýný kendi içinde taþýr. Bir þey ne kadar güçlü görünürse görünsün, her güçlü olan þey aslýnda zayýf olana doðru gidendir. Her zayýf olan ise güçlü olamaya yönelir. Evrendeki, toplumda ki tüm olay ve olgular bu temel üzerinde oluþurlar. Bu baðlamda ABD ne kadar güçlü olursa olsun, o da kendi içinde, zayýflýðý taþýyor. Güçlü olanýn zayýflamasý, güçsüzleþmesi evrensel yasanýn olmazsa olmazýdýr. 11 Eylül bize ABD’nin göründüðü kadar dünyanýn tek egemeni olmadýðýný göstermiþtir. Bugün ABD’nin kendi içinde büyük bir muhalif kesim oluþmuþtur. Bugün “Ýnsan Haklarý Ýhlalleri” en çok ABD’de olmaktadýr. Bugün dünyanýn en borçlu ülkelerinin baþýnda ABD ekonomisinin geldiðini uzmanlar söylemektedirler. Bugün ABD’de açlýk, yoksulluk çeken, sokakta yatan milyonlarca insan bulunmaktadýr. Bunlar birer gerçekken ve bu olumsuzluklar varken, bu olumsuzluklarýn, olumlu olanlarý zayýflatacaðýný düþünmemek bilimsel bir mantýk deðildir. 11 Eylül saldýrýsýnýn tek baþýna “Bin Ladin’i aþtýðýný belirtmeliyim. Çünkü bu saldýrý büyük bir teknolojiyi gerektirmektedir. Bin Ladin’in elinde bu kadar büyük bir teknoloji olduðu kuþkuludur. Bu konu çok belirsizlik taþýmaktadýr. Bu konuda tarih süreç içinde kendi yargýsýný verecektir. 11 Eylül bir baþka yönüyle Yeni Dünya Düzeni’nin dünyaya getirdiði düzensizliðe karþý bir duruþu da görmek olasýdýr. Yeni dünya Düzeni gerçekten de paradoksal yanýyla tam bir düzensizliktir. Yeni Dünya Düzeni dünyayý düzene koymak isterken, dünyanýn konumunu daha da bozmuþtur. Ýnsanlýða, yoksulluk, haksýzlýk, belirsizlik, güvensizlik….getirmiþtir. Dünyayý düzeltmek adýna ortaya çýkarýlan paradigma, dünyayý daha da bozmuþtur. Aslýna dünya pazarýný ve enerji daðýlýmýný kendilerince pay etmeye çalýþan egemen ülkeler (balta ABD olmak üzere, Diðer Batýlý ülkeler) kendilerine daha çok pay almak için dünya üzerinde büyük oyunlar oynamaktadýrlar. Bu olaylarýn bütün özeti budur. Bu oyunlar oynanýrken, dünyanýn ufak bir azýnlýðý (Uluslararasý Büyük Sermaye) daha çok kâr etmek için, dünya insanlýðýna acý,üzüntü, ölüm, açlýk, yoksulluk ve savaþtan baþka bir þey üretmemektedirler. Ne yazýk ki dünya tarihinde ki tüm savaþlarýn özünde bu ekonomik neden yatmaktadýr. Afganistan, Irak, Ýran…vb. gibi ülkeler, Feodalizmin bataðýnda çýrpýnýrken, bu ülkelere düzen getireceðim diye, onlarý daha da geriye götüren eylemler içinde olmalarý savunulacak bir durum olamaz. Dünya insanlarýnýn çoðunluðu daha çaðdaþ araçlardan bile yoksun. Televizyon, radyo,buzdolabý, çamaþýr makinesi, bilgisayar, ….gibi araçlarý bilmeyen, kullanamayan milyonlar bulunmaktadýr. Yeni Dünya Düzeni denilen þey bunlarý düzelten bir duruþu ve eylemi gerçekleþtirseydi, o zaman ona gerçekten de “yeni ve ileri” denebilirdi. Oysa bu konumuyla Yeni Dünya Düzeni geri ve eskiye götüren bir içerik taþýmaktadýr. Bu kadar yoksunluklarý yaþan insanlar nasýl mutlu ve özgür olabilirler? Kimileri diyor ki ABD; Afganistan’a, Irak’a …özgürlük getirmek için o ülkeleri iþgal etti. Bunun doðru olmadýðý bugün ortadadýr. Emperyalist bir ülkenin, bir baþka ülkeye özgürlük götürdüðü görülmemiþtir. Bu emperyalizmin doðasýna aykýrýdýr. Bugün “sýnýrlar kalktý, baðýmsýzlýk tu kaka oldu, devletin egemenliði yerine sivil kurumlarýn daha çok demokrasi getireceðini …söyleyenler aslýnda çok büyük yanýlgý içindedirler. Belki uzun bir gelecekte yani süreç içinde bu söylenenler gerçekleþebilir? Ama bugün için bu durum söz konusu deðildir. Bunlarý söyleyenler ya dünyada olup bitenleri doðru algýlamýyorlar, ya da bilerek olaylarý çarpýtýyorlar. Öyle olgular gerçekten de bu yönde ise; bugün Ýsrail neden Filistin’e saldýrýyor. Hani uluslar ortadan kalkmýþtý? Neden ABD kendi gümrüklerini koruyan yasalarý çýkarmaktadýr? ….bu sorular çoðaltýlabilir. Aslýnda sanal dünya çökmüþtür. Post-modern duruþlarýn ayaklarý yere basmýþtýr. Þu bir gerçek ki; insanlar yemek, içmek ve barýnmak isterler. Bunu sanal dünya gerçekleþtiremez. Bunun için üretmek gerek. Ýnsanlar “bilgisayar mý yiyecekler?” Üretmek içinde emek , bilgi ve sermaye gerekir. Üretimin en temel öðesi emektir. Emek olamdan hiçbir þey üretilemez. Diyalektik der ki; büyük aslýnda küçük; küçük ise aslýnda büyüktür. Bu ilke 11 Eylül’de bir daha gerçekleþmiþtir. Büyük, yenilmez, aþýlmaz denilen ABD’nin bile teknoloji duvarý aþýlmýþtýr. Bu olay insanlýðýn çýkaracaðý büyük bilgiyle, çok önemli derslerle doludur. Önemli olan bu bilgiyi ve dersi doðru alabilmektir. 07.07.2006
Süleyam Zaman
07 July 2006 12:04 |
YENÝ DÜNYA DÜZENÝ VE AMERÝKA SENDORUMU 1990 YILINDAN SONRA Sosyalist Blok’un çözülmesiyle (iç ve dýþ nedenlerle) birlikte, ABD dünyanýn tek egemeni olarak ortaya çýktý. Gerek ABD’de ve gerekse ABD dýþýnda farklý ülkelerde yaþayan ve Amerikan hayraný veya yandaþý etkin ve yetkin kiþiler, dünyayý yeni keþfetmiþler gibi birden bire ABD’yi yeniden keþfettiler. Onlara göre ABD dünyayý kurtaracak tek etkin güçtü. Güçlüydü, önünde durulamazdý. Çünkü o aðabeydi. Aðabeylerin dediði olurdu. Bu kiþiler göre ABD özgürlüðün merkeziydi!... Kuruluþ ABD’nin egemenliðine girmek, aðabeyin dediðini yapmakla söz konusuydu. Bu yazar, çizer , etkin ve yetkin kiþilere göre ABD’de Liberalizm geçerliydi?!... Yaþasýn Liberalizm. Tüm bu olgu, olay ve söylemler içinde kendisini dünyanýn Jandarmasý olarak gören ABD 12 Eylül 2001 tarihinde o ulaþýlamaz, üzerinde güneþ eksik olmaz, o zýrh duvarýný kimse aþamaz denilen “Pentagon’un bombalanmasýyla büyük bir þaþkýnlýk yaþadý. Vay be nasýl olurdu. Bu kadar geliþmiþ ve uzaydan bakarak, yeryüzünde ki iðne deliðini bile görebilen bir teknolojiye egemen büyük aðabeyin en geliþmiþ kurumunun bombalanmasý da ne oluyordu. Dünya þaþkýndý. ABD yanlýsý etkili ve yetkili kiþiler küçük dillerini yuttular. Bu nasýl olurdu. Ve yorum üstüne yorum, tez üstüne tez savunuldu durdu. Bu bombalanma sonucunda ABD halkýnýn büyük bir çoðunluðu da korku ve panik içinde kaldý. ABD halký bu korku ve paniði içinde atamadý. Bu olay Amerikan halkýnýn bilinçaltýna yerleþti. Bu olayla birlikte ABD’nin dünyada ki güçlü görüntüsü yýkýldý. Tam o sýralarda ABD Afganistan’a saldýrdý. Dünya kamuoyu ve yine etkili ve yetkili kimi kiþiler bu saldýrýyý “ABD’nin onurunu korumak için” yaptýðýný söyleyerek, aslýnda ABD’nin Afganistan saldýrýsýna meþruluk kazandýrmaya yönelik görüþü egemen kýlmaya baþladýlar. (Onurun korunmasý için,bir ülkeye saldýrmak onaylanacak bir þey midir?... bu ayrý bir tartýþma.). Oysa bu görüþ büyük bir yanýlgýdýr. Böylesi bir görüþ biçimsel aklýn ürünüdür. Sonuçtan sonuç çýkarmadýr. Oysa olayýn özü; ABD’nin görülmek istenmeyen Emperyalist yönüdür. Gerçek þudur ki; Büyük Kapitalist Ülkeler, kendi krizlerini aþmak için, baþka ülkelere kendi krizlerini ihraç ederler. Sorun budur. Özellikle 1990’lardan sonra Çin ve Rusya gibi doðu ülkeleri hýzla kalkýnmaktalar. Özellikle bu ülkelerin (Çin, Rusya) birbirleriyle yakýn temasta olmalarý , yanlarýna Kafkas Ülkelerini, Ýran’ý …vs. almalarý, bu ülkelerin kendi aralarýnda iþbirliðine girmeleri ve hýzlý kalkýnma göstermeleri; gerek batýlý kapitalist ülkeleri ve gerekse ABD’yi çok rahatsýz etmektedir. ABD’nin Afganistan’a saldýrmasýnda bu olguyu göz önüne almamak bu yönü gizlemek doðru bir çözümleme deðildir. ABD Afganistan’ý iþgal ederek; Uzak doðuyu, Orta Asya’yý, Ortadoðu’yu, Ýran’ý….bg. kontrol etmek ve bölgede ki büyük enerji kaynaklarýný (Petrol, Doðalgaz…vs.) egemenlik altýna almak içindir. ABD’nin Irak’ý parçalamasýnýn; þu anda Ýran’a saldýrmak istemesinin özünde de bu görüþ yatmaktadýr. ABD dünyayý dizayn etmeye çalýþýyor. Ama karþýsýnda da aþamayacaðý büyük duvarlar bulunmaktadýr. Dünyayý, tüm insanlýðý kontrol etmek o kadar kolay deðildir. Her þeyi teknolojiyle çözemezsiniz. Çünkü iþin içinde “insan” etkinliði var. Ýnsan kararlý olduðu zaman ona hiçbir teknoloji engel olamýyor. Bunu Irak’ta, Afganistan’da, Vietnam’da…gördük. Doðuda kurulan Avrasya Birlikteliði, Batýlý Kapitalist Ülkelerin en büyük kabusu olmayý sürdürmektedir. Aslýnda 11 Eylül’ü de bu çerçevede deðerlendirmek gerekmektedir. 11 Eylül “Terörist saldýrýsý” ABD’ye baþka bir yerlere saldýrmanýn “meþru” ortamýný yaratmýþtýr. Diyalektik mantýk der ki her þey kendi karþýtýný kendi içinde taþýr. Bir þey ne kadar güçlü görünürse görünsün, her güçlü olan þey aslýnda zayýf olana doðru gidendir. Her zayýf olan ise güçlü olamaya yönelir. Evrendeki, toplumda ki tüm olay ve olgular bu temel üzerinde oluþurlar. Bu baðlamda ABD ne kadar güçlü olursa olsun, o da kendi içinde, zayýflýðý taþýyor. Güçlü olanýn zayýflamasý, güçsüzleþmesi evrensel yasanýn olmazsa olmazýdýr. 11 Eylül bize ABD’nin göründüðü kadar dünyanýn tek egemeni olmadýðýný göstermiþtir. Bugün ABD’nin kendi içinde büyük bir muhalif kesim oluþmuþtur. Bugün “Ýnsan Haklarý Ýhlalleri” en çok ABD’de olmaktadýr. Bugün dünyanýn en borçlu ülkelerinin baþýnda ABD ekonomisinin geldiðini uzmanlar söylemektedirler. Bugün ABD’de açlýk, yoksulluk çeken, sokakta yatan milyonlarca insan bulunmaktadýr. Bunlar birer gerçekken ve bu olumsuzluklar varken, bu olumsuzluklarýn, olumlu olanlarý zayýflatacaðýný düþünmemek bilimsel bir mantýk deðildir. 11 Eylül saldýrýsýnýn tek baþýna “Bin Ladin’i aþtýðýný belirtmeliyim. Çünkü bu saldýrý büyük bir teknolojiyi gerektirmektedir. Bin Ladin’in elinde bu kadar büyük bir teknoloji olduðu kuþkuludur. Bu konu çok belirsizlik taþýmaktadýr. Bu konuda tarih süreç içinde kendi yargýsýný verecektir. 11 Eylül bir baþka yönüyle Yeni Dünya Düzeni’nin dünyaya getirdiði düzensizliðe karþý bir duruþu da görmek olasýdýr. Yeni dünya Düzeni gerçekten de paradoksal yanýyla tam bir düzensizliktir. Yeni Dünya Düzeni dünyayý düzene koymak isterken, dünyanýn konumunu daha da bozmuþtur. Ýnsanlýða, yoksulluk, haksýzlýk, belirsizlik, güvensizlik….getirmiþtir. Dünyayý düzeltmek adýna ortaya çýkarýlan paradigma, dünyayý daha da bozmuþtur. Aslýna dünya pazarýný ve enerji daðýlýmýný kendilerince pay etmeye çalýþan egemen ülkeler (balta ABD olmak üzere, Diðer Batýlý ülkeler) kendilerine daha çok pay almak için dünya üzerinde büyük oyunlar oynamaktadýrlar. Bu olaylarýn bütün özeti budur. Bu oyunlar oynanýrken, dünyanýn ufak bir azýnlýðý (Uluslararasý Büyük Sermaye) daha çok kâr etmek için, dünya insanlýðýna acý,üzüntü, ölüm, açlýk, yoksulluk ve savaþtan baþka bir þey üretmemektedirler. Ne yazýk ki dünya tarihinde ki tüm savaþlarýn özünde bu ekonomik neden yatmaktadýr. Afganistan, Irak, Ýran…vb. gibi ülkeler, Feodalizmin bataðýnda çýrpýnýrken, bu ülkelere düzen getireceðim diye, onlarý daha da geriye götüren eylemler içinde olmalarý savunulacak bir durum olamaz. Dünya insanlarýnýn çoðunluðu daha çaðdaþ araçlardan bile yoksun. Televizyon, radyo,buzdolabý, çamaþýr makinesi, bilgisayar, ….gibi araçlarý bilmeyen, kullanamayan milyonlar bulunmaktadýr. Yeni Dünya Düzeni denilen þey bunlarý düzelten bir duruþu ve eylemi gerçekleþtirseydi, o zaman ona gerçekten de “yeni ve ileri” denebilirdi. Oysa bu konumuyla Yeni Dünya Düzeni geri ve eskiye götüren bir içerik taþýmaktadýr. Bu kadar yoksunluklarý yaþan insanlar nasýl mutlu ve özgür olabilirler? Kimileri diyor ki ABD; Afganistan’a, Irak’a …özgürlük getirmek için o ülkeleri iþgal etti. Bunun doðru olmadýðý bugün ortadadýr. Emperyalist bir ülkenin, bir baþka ülkeye özgürlük götürdüðü görülmemiþtir. Bu emperyalizmin doðasýna aykýrýdýr. Bugün “sýnýrlar kalktý, baðýmsýzlýk tu kaka oldu, devletin egemenliði yerine sivil kurumlarýn daha çok demokrasi getireceðini …söyleyenler aslýnda çok büyük yanýlgý içindedirler. Belki uzun bir gelecekte yani süreç içinde bu söylenenler gerçekleþebilir? Ama bugün için bu durum söz konusu deðildir. Bunlarý söyleyenler ya dünyada olup bitenleri doðru algýlamýyorlar, ya da bilerek olaylarý çarpýtýyorlar. Öyle olgular gerçekten de bu yönde ise; bugün Ýsrail neden Filistin’e saldýrýyor. Hani uluslar ortadan kalkmýþtý? Neden ABD kendi gümrüklerini koruyan yasalarý çýkarmaktadýr? ….bu sorular çoðaltýlabilir. Aslýnda sanal dünya çökmüþtür. Post-modern duruþlarýn ayaklarý yere basmýþtýr. Þu bir gerçek ki; insanlar yemek, içmek ve barýnmak isterler. Bunu sanal dünya gerçekleþtiremez. Bunun için üretmek gerek. Ýnsanlar “bilgisayar mý yiyecekler?” Üretmek içinde emek , bilgi ve sermaye gerekir. Üretimin en temel öðesi emektir. Emek olamdan hiçbir þey üretilemez. Diyalektik der ki; büyük aslýnda küçük; küçük ise aslýnda büyüktür. Bu ilke 11 Eylül’de bir daha gerçekleþmiþtir. Büyük, yenilmez, aþýlmaz denilen ABD’nin bile teknoloji duvarý aþýlmýþtýr. Bu olay insanlýðýn çýkaracaðý büyük bilgiyle, çok önemli derslerle doludur. Önemli olan bu bilgiyi ve dersi doðru alabilmektir. 07.07.2006
Bir Dost
07 July 2006 11:41 |
Yakup ve Süleyman Beyler sitede tartýþma yaratmak adýna ilgisiz ve mantýksýz þiirler yazmýþsýnýz nedir yani ben insaným sen kimsin bende uzaydan geldim Mustafa TOPALOÐLUNUN kuzeniyim ne demiþ vatandaþ kim olursan ol gel bizde iyi niyetimizle sitenizde konuk olduk ama sizler her zamanki tavýrlarýnýzla sazý elinize aldýnýz herhalde þaairliðinizi katýlamaya çalýþýyorsunuz onun içinde malzeme arýyorsunuz bence malzemeye gerek yok her saba siteye girin 2 sayfalýk manasýz mantýksýz þiir yazýn ve kendinizi tatmin edin nasýl olsa kimse okumuyor
Hoþca Kalýn
Bir Dostunuz size malzeme olmamak için sitenize veda ediyor 4937 Mesaj Var
|
|