|
Saturday, 21 December 2024 |
|
|
Anasayfa Ziyaretçi Defteri |
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defterini imzala
Ali Ýhsan
19 July 2006 09:33 | Kadýköy
Günaydýn Site Halký, 19.07. Günü Fenerbaçelilerin günüdür gerçi tün dünyanýn bu günün fb liler günü olduðunu biliyor. o zaman 19.07 fenerbahçeliler gününüz kutlu olsun Hoþca Kalýn
ELLEZ
18 July 2006 23:56 |
Selam dostlar Öyle yorgunum ki…. Ama öyle mutlu ve ruhu dinlenmiþ bir adamým ayný zamanda Öyle kolay deðil hani gece yarýsýnda kalk, hazýrlan, otobüse bin, üç saat yollarda uzun bacaklarýný yerleþtireceðin koltuk altý, koridor içi alan ara…zor yani… hele uzun yolculuklarda uzun olmak daha zor. Gecenin 04 dünde tatlý, tatlý çalan (e hep acý olmayacak deðimli?) telefonun naðmeleri henüz kuþ uykusundaki bedenimize hareket saatinin geldiðini haber veriyordu.E kalktýk tabi , Bolu gölcük bizi bekliyordu…bekletmeye gelmez … Bulunduðumuz bölgeye tahsis edilmiþ otobüs caddede bizi bekliyordu. Sayýn genel sekreterimiz Yaþam Zaman’ýn araç amiri olduðu otobüse bindik.Oy, oy kadroya bak, kadroya … þimdi hepsini saymayayým.Sayarsam yazamadýklarýma haksýzlýk ederim.Ancak þöyle söyleyeyim.76 sokak kadrosunun öncü isimleri oradaydý.4 eksikle Çetin,Veysel,Ýrfan ve Oktay… ah bide onlar olaydý…
Saat 05 gibi hareket ettik.Yolu anlatmama gerek yok … kýsaca üç saat boyunca otobüsün tekeri döndü biz otobüsün içinde kilometreleri saydýk…birde günün ýþýrkenki haline tanýklýk ettik.
Saat 08 gibi Bolu’ya girdik.Piknik alanýna dönmeden bir caminin yanýnda mola verildi.Bi de baktým üç otobüs boþalmýþ ve herkes koþa, koþa camiye gidiyor.Þaþýrdým.N’oluyoruz ya deyip kendime çimdik attým.Gördüklerim gerçekti.Kadýn, çocuk, erkek hepsi tek bir yöne, camiye doðru koþuyorlardý.Ama nasýl bir koþu hani 100 metre koþusu olsa bunlarýn en az 10’u bugünkü rekoru kýracaðý gibi, 20 ye yakýný rahatlýkla ilk üçe girebilirdi.Yani öyle koþuyorlar.Þaþýrdým tabi ”herhalde imana geldi bu zýndýklar” diye düþünmeye baþladým.Sonra baktým millet rahatlamýþ bir yüz ifadesiyle otobüse dönüyor.Ellerini yüzlerine, kollarýna sürüyor.Ýlk gelene sordum -N’oldunuz ya , hayýrdýr niye öyle koþuyordunuz, bilmediðimiz bi durummu var? El cevap -WC ye gidiyorduk -Ne… camiye gitseydiniz þaþardým zaten meðer bizim zýndýklar afedersiniz sýkýþmýþlar… normalde caminin yolunu bilmeyen bu kardeþler meðer caminin tuvaletini kullanmak için birbiriyle yarýþýyormuþ.Güldüm tabi. Neyse millet rahatlamýþ halde otobüse binip , otobüsler hareket ettiðinde geride bir ablanýn peþimiz sýra koþarak bize ulaþmaya çalýþtýðýný gördüm.Ablam gecikmiþ zaar.Diðer otobüslerin birinde yolculuk eden bu abla yaklaþýk 1 km koþtuktan sonra otobüsteki eþi , ablanýn olmadýðýný fark edip otobüsü durdurdu da kadýncaðýz taaa gölcüðe kadar koþmaktan kurtuldu.Bu arada ablanýn eþine nasýl sitemlerde bulunduðunu bilmiyorum tabi.
Neyse 10 dakika kadar daha gittik, millet bu sefer ekmek alalým, ekmek alalým diye tutturdu.Ayný sorun diðer arabalarda da yaþanmýþ olmalý ki otobüsler peþi sýra bir marketin önünde sýrayla durdular.Ahali bu sefer hurra markete daldý.Aðalar, ablalar bu nasýl biþeymiþ … hani kýtlýk varmýþta millet stok yapacak sanýrsýnýz.Bir anda kalabalýðý gören market sahibinin telefona sarýldýðýný gördüm.Rengi kýpkýrmýzýydý.Ne yapsýn adam 100 kiþi birden markete girince yaðmalanacak sandý dükkaný zaar.Sonra durumu fark etti , bunlar piknikçi ve alýþveriþ edecekler.Býyýklarý titredi gülümseyerek.Alýþveriþini yapýp marketten çýkan en az 10 ekmekle çýkýyor.poþetler dolu dolu yarabbim .Allahým bu ne ya.Ýlçede ekmek kalmadý …koca bir ilçe bugünü ekmeksiz geçirecek kesinlikle.Bu kadar ekmeði adam iki günde satamazdý valla..Bugün öðrendim ki Bolu dünü ekmeksiz geçirmiþ.Sayemizde… Ama ne yalan söyleyeyim ekmek, ekmek deðil hani pasta.. sýcacýk… pamuk gibi… offf birde kokuyor… taþ fýrýnda yapýlmýþ… yanýna katýk falan gerekmez..Koy koltuðunun altýna , ucundan , ucundan ye , harika biþeydi , ustanýn ellerine saðlýk. Alýþveriþ çýlgýnlýðý bittikten sonra yeniden otobüslere bindik.E çok beklettik… gölcük bizi bekliyor…savulun leyn geliyoruz… Gökçeharmanlýlar geliyor… göbekli, kel, genç , yakýþýklý gençleri, mankenlerden güzel kýzlarý, olgun abi (ben hariç) ve ablalarý ile geliyoruz.
Gittik.Ne var la dedi… Demedi , baðrýna bastý bizi , hoþ geldiniz dedi.Bakýn göl orda… saðýnýza solunuza bakýn ormandan baþka biþey göremezsiniz.Göðe bakýn bu mavilik, bu güneþ size armaðanýdýr doðanýn… bize iyi bakýn, bizi koruyun, size tüm güzelliðimizi sunarýz dedi.
Suyunda ýslatýp elimizi, dalýný okþadýk, göðüne bakýp, güneþi yudumladýk 17/07/2007 (ellez) valla þair eder yani bu doða adamý.Öyle güzel , ne sözcükle anlatýlýr, nede resimle…yaþamak gerekir dostlar.
Evet o güzelim doða bize kucaðýný açmýþ biz dururmuyuz bikere.Arabalardan indiðimizde serin sabah karþýladý bizi.Millet hemen yer telaþýna düþtü.Kimi öncü güç gönderip yer ayýrttý, kimi umursamadý.Piknikliklerimizi yüklenip alana yöneldik.Alana girdiðimizde koþuþan insanlarý gördük.Saða sola, piknik masalarýný kapmak için öyle canhýraþ bi çaba vardý ki inanýlmaz bi sinerji oluþmuþtu. Alana girdim söyle gözüme kestirdiðim yere doðru yöneldim.saðýna soluna baktým hýmm güzel .Döndüm ve dedimki -Arkadaþlar burada konaklýyacaðýz. Annem. Babam , abilerim , yengelerim ve yeðenlerimin anlamsýz baktýklarýný görünce -Tamam ya hayret biþey , burasý olur mu? diye sormak durumunda kaldým çýk , çýk espiriden de anlamýyorlar! Neyse yer var , allahýn topraðý da ama masa yok.O yerden bitmiyor.Neyse geceden piknik alanýna gelmiþ ismi lazým deðil bazý dostlarýn (aramýzda kalsýn adý naci ‘dir) oturaklarý bir yere toplayýp belli bir düzen içinde düzmüþ ve üzerini de sofra örtüleri ile örtmüþ olduklarýný gördüm.Saðýma baktým masa yok, soluma saktým masa yok.Burnumun dikine baktým Naci abinin bulunduðu bölgede masa çok.Naci abilerin masalar torpilliymiþ meðer Orman iþletmesi onlarýn masaya örtü bile sermiþ E halk için, halk ‘babam , annem ve diðer hane halký için “ masalardan birine el koymamýz gerekiyordu.Bu el koymak öyle ülke yönetimine el koymak kadar kolay biþey deðil bilesiniz.Karþýnýzda en az 20 kiþilik bi grup var , ben , bi Yakup abim, bide çaðdaþla ne yapabilirim diye düþündüm.Hareketin baþarýya ulaþmasý için iyi bir taktik uygulamam gerekiyordu.Oturup komuta heyetini… pardon hýrsýzlýk þebekesini topladým planýn baþarýlý olmasý için hareket tarzýmýz ve kargaþa çýkarsa nasýl davranacaðýmýzý belirledik. Hedefimiz masalardý.Eðer yakalanýrsak birbirimizi tanýmayacaktýk.Zorda kalýrsak babamýn bizi zorla gönderdiðini söyleyecektik.Ben elime aldýðým bi odun parçasý ile hareketi birde toprak üstüne çizdim.Biþeye benzemedi ve kimsede biþey anlamadý zaten.Sonra operasyon baþladý.Ben masalara doðru giderken Yakup abim ve çaðdaþýn su doldurma bahanesiyle olay yerinden uzaklaþtýðýný gördüm.Ama ben kararlýydým .Yürüdüm düþman üzerine Allah, Allah, Allah… öyle inançlýyým ki sormayýn.Masalara yaklaþtým bi anda Naci abi ve ordusunun bana baktýðýný gördüm. Sert bi þekilde -Abi þu masalardan bi tane alabilirmiyim? diye sordum .Ayný sertlikle -Hayýr onlar rezerve dediler -iyi ya vermezseniz vermeyin deyip geri döndüm.Korktuðumdan deðil, pislik çýkmasýn istedim. E sonra ne yaptým… hehe onlar ayrýlýnca ben yanaþtým masalara bi el hareketiyle örtüyü öbür masanýn üzerine attým , Çaðdaþ ‘ý çaðýrdým.Bir ucundan tutup hýzlý adýmlarla olay yerinden uzaklaþtýk.Bu arada Nuray’ýn “ Hýrhýz var, hýrhýz var “ diye baðýrmasýna oralý olmadan halk adýna el koyduðumuz bu deðerli masayý kendi alanýmýza taþýdýk. Nuray bana dediki -Senin adýn Duygusal Ellez ‘ di bundan sonra sana “Hýrhýz ellez” diyeceðim dedi. O öyle desin varsýn ben kendimi Robin Houd gibi hissediyordum o an.Neyse maceralý masa çalma oyunundan sonra mide doldurma faslýna geçtik. Kahvaltý için çaylar konuldu , annemin geceden yaptýðý kömbe ( patatesli börek) ve diðer kahvaltýlýklarý mideye indirdikten sonra keyif çayýna ve akrabalarýmýzýn ziyaretlerine zamanýmýzý ayýrdýk.öðlene doðru Emmimin oðlu Ýhsan abi ile göl gezisine çýktýk.Aman allahým bu ne güzellik! Hani biri o an sorsa cennet var mý ? diye –Evet var derim tereddütsüz, -Peki nerede diye devamýný getirse sorunun -Önünde, arkanda , saðýnda , solunda, tepende derim. Evet arkadaþlar cennet gibi bir yer.Daha öncede geldim ama bu sefer daha farklý etkilendim.Suyu baþka berrak, havasý daha temiz, çamlarý daha yeþildi þimdi sanki.Görmeyenlere , görün derim. Gölün etrafýný aylak yürüyüþümüzle yaklaþýk yarým saatte bitirdik Piknik alanýna yaklaþtýðýmýzda yanan mangaldan çýkan duman ve ellerinde yelpazelerle ateþi korlamaya çalýþan piknikçiler bende , haberleþmeye çalýþan Kýzýlderilileri çaðrýþtýrdý. Herkes kendi alanýna çekilmiþ bi þekilde öðleyin yiyeceði yemeðin telaþýndaydý Bizde ihsan abiyle piknik alanýna girdik, orada yere serilmiþ kilimlerin üzerine uzanýp sohbet ederken ayný zamanda jimnastik hareketleri yapmaya baþladýk.Ýlginç oldu tabi. Sonra mangalýn baþýna gittim.Abim Hüseyin’in uzun çabalar sonucu sadece ortalýðý dumana boðan ama bir türlü korlaþmamýþ mangalýný þöyle bir iki yelledikten sonra kýpkýrmýzý bir yalýmla kömür harlandý .Ýyiki vardým yoksa millet çið tavuk yiyecekti maazallah. E tabi mangal varsa yanýnda ne olur.Tabiki Raký.Evet milli içkimiz rakýyý mangalýn yanýna koyup abilerim , ve arada bir bize katýlan amcamýnoðllarý halamýnoðullarý, sonra henüz yeni tanýþma þansý yakaladýðým Feridun ve alkolun etkisiyle þu an hatýrlayamadýðým onbinlerce (alkollüyüz dedik iþte abartmýþ olabilirim tamam) dostla bir yandan þakalaþýp , gülüp,eðlenirken bir yandan aslanlar gibi aslan sütümüzü içtik.Ohhh yarasýn …. Hani doða güzel, dostlar bir o kadar güzel, raký güjel daha ne isterki insanoðlu.
Etkinliðimiz Dernek baþkanýmýz Mehmet Zaman’ýn açýþ konuþmasýyla baþladý.
Bilirsiniz davulumuz , zurnamýz eksik olmaz.Bir þenlik varsa mutlaka davul ve zurna olacak.Halaylar , semahlar çekildi.Çevreden pikniðe gelmiþ kimi insanlar kafa dinlemeye geldik ama yine gürültü içerisindeyiz diye tepki gösterirken , kimileri ilgiyle izlediler oyunlarý.
Sonra köyümüzün cevherleri çýktý bir bir ortaya…. Önce Gülhan aðýrbaþlý bir tavýrla söyledi isyankar türküleri Sonra edebiyat dünyasýna üç adet kitap kazýndýrmýþ , ayný zamanda besteleride olan Süleyman abim anlamlý konuþmasý ve bir o kadar anlamlý türküleriyle katýlanlarý selamladý Ardýndan Kader çýktý sahneye… hani bir þeye dalmýþsýnýzdýrda bir ses gelir derinden …. Bir an büyülenmiþ gibi sesi dinlersiniz… o an o sesi boðacak baþka bir sese tahammül edemezsiniz ya … tamda öyle oldu iþte… hiçbir enstrüman olmaksýzýn çýplak sesiyle kader öyle iþlediki türküleri yüreðimize o sesi unutana aþk olsun .
Gökyüzünde bir ay Karþýnýzda Nuray
Evet ailemizin medarý iftiharý… karþýpýnarýn suyu gibi serin …daðlarýn dumanlý eðimleri gibi buðulu, yürek burkan , göz yaþartan , gögüs kabartan… oy , oy ( müjgan haným inanýn hiç ilgim ve bilgim yokken , Nuray neyi söyledi biliyormusunuz.Malüm türküyü.Dedimki içimden Müjgan haným olsa ne çok dertlenirdi þimdi )
Tabi nurayýn bu etkili sesinin tamamlayýcýsý bir ses daha vardý.Davul.Arkadaþlar bir davul ancak bu kadar güzel çalýnabilir.O ses o davula nasýl bir uyum gösterdi anlatamam.Davulcuda iþinin ehliymiþ.Burdan o sevgili davulcuyuda tebrik ederim, hemde çok. ( ne var kardeþim kötümü çaldýk davulu, hayret biþey ya, þunlara bak öyle pis bakýyorlarki sanki ritmi ben bozuyorum tamam arkadaþlar býrakýyorum , bakýn bakalým davulsuz müzik neye yarayacak.)
Müzik faslý bittiðinde rakýnýn kana karýþma katsayýsý oldukça yükselmiþti tabi. Alkololüne kan karýþmýþ milletin (Ya tabiki biliyorum kanýna alkol karýþmýþ olacak ) fiziksel aktivitesi artmýþ kimi halay çekiyor kimi top oynuyor.Kimimizi oksijen çarpmýþ yatýyor
Tabi böyle güzel günlerin birde nazar boncuðu olur.Sevgili Alican eniþtemiz rahatsýzlandý. Doktora götürüldü.Doktor gerekli tahlilleri yaptýktan sonra, -Korkulacak biþey yok, temiz hava çarpmýþ, þimdi kendine getiririz deyip Alican’ ýn koluna serum þiþesine doldurulmuþ 70 lik rakýyý dayadý.Alican bir süre sonra kendine geldi.Meðer alkolsuz kalan vucutta böyle tepkiler olabiliyormuþ
Dostlar yazýlacak o kadar þey varki yazarken aklýma gelen bazý þeyleri unuttum.Bazýlarýný yazmaya ileniyorum valla.Piknik yorgunluðu iþte.Ama inanýn çok güzeldi pikniðimiz.Harika bir gün, harika bir organizasyon … teþekkürler Yönetim kurulu, teþekkürler pikniðe katýlýp renk veren canlar, teþekkürler bizi buralardan oralara taþýyan emekçi þoför kardeþlerimiz. Umuyor ve diliyorumki bir sonraki pikniðimiz daha geniþ bir katýlým ve daha büyük bir coþkuyla gerçekleþtirilecektir. Katýlanlara, tertipleyenlere, destek verenlere… bu güzel günü bize yaþatanlara sonsuz teþekkürlerimi sunuyorum.Ýyiki varsýnýz.
DAVULCU ELLEZ
ELLEZ
18 July 2006 23:56 |
Selam dostlar Öyle yorgunum ki…. Ama öyle mutlu ve ruhu dinlenmiþ bir adamým ayný zamanda Öyle kolay deðil hani gece yarýsýnda kalk, hazýrlan, otobüse bin, üç saat yollarda uzun bacaklarýný yerleþtireceðin koltuk altý, koridor içi alan ara…zor yani… hele uzun yolculuklarda uzun olmak daha zor. Gecenin 04 dünde tatlý, tatlý çalan (e hep acý olmayacak deðimli?) telefonun naðmeleri henüz kuþ uykusundaki bedenimize hareket saatinin geldiðini haber veriyordu.E kalktýk tabi , Bolu gölcük bizi bekliyordu…bekletmeye gelmez … Bulunduðumuz bölgeye tahsis edilmiþ otobüs caddede bizi bekliyordu. Sayýn genel sekreterimiz Yaþam Zaman’ýn araç amiri olduðu otobüse bindik.Oy, oy kadroya bak, kadroya … þimdi hepsini saymayayým.Sayarsam yazamadýklarýma haksýzlýk ederim.Ancak þöyle söyleyeyim.76 sokak kadrosunun öncü isimleri oradaydý.4 eksikle Çetin,Veysel,Ýrfan ve Oktay… ah bide onlar olaydý…
Saat 05 gibi hareket ettik.Yolu anlatmama gerek yok … kýsaca üç saat boyunca otobüsün tekeri döndü biz otobüsün içinde kilometreleri saydýk…birde günün ýþýrkenki haline tanýklýk ettik.
Saat 08 gibi Bolu’ya girdik.Piknik alanýna dönmeden bir caminin yanýnda mola verildi.Bi de baktým üç otobüs boþalmýþ ve herkes koþa, koþa camiye gidiyor.Þaþýrdým.N’oluyoruz ya deyip kendime çimdik attým.Gördüklerim gerçekti.Kadýn, çocuk, erkek hepsi tek bir yöne, camiye doðru koþuyorlardý.Ama nasýl bir koþu hani 100 metre koþusu olsa bunlarýn en az 10’u bugünkü rekoru kýracaðý gibi, 20 ye yakýný rahatlýkla ilk üçe girebilirdi.Yani öyle koþuyorlar.Þaþýrdým tabi ”herhalde imana geldi bu zýndýklar” diye düþünmeye baþladým.Sonra baktým millet rahatlamýþ bir yüz ifadesiyle otobüse dönüyor.Ellerini yüzlerine, kollarýna sürüyor.Ýlk gelene sordum -N’oldunuz ya , hayýrdýr niye öyle koþuyordunuz, bilmediðimiz bi durummu var? El cevap -WC ye gidiyorduk -Ne… camiye gitseydiniz þaþardým zaten meðer bizim zýndýklar afedersiniz sýkýþmýþlar… normalde caminin yolunu bilmeyen bu kardeþler meðer caminin tuvaletini kullanmak için birbiriyle yarýþýyormuþ.Güldüm tabi. Neyse millet rahatlamýþ halde otobüse binip , otobüsler hareket ettiðinde geride bir ablanýn peþimiz sýra koþarak bize ulaþmaya çalýþtýðýný gördüm.Ablam gecikmiþ zaar.Diðer otobüslerin birinde yolculuk eden bu abla yaklaþýk 1 km koþtuktan sonra otobüsteki eþi , ablanýn olmadýðýný fark edip otobüsü durdurdu da kadýncaðýz taaa gölcüðe kadar koþmaktan kurtuldu.Bu arada ablanýn eþine nasýl sitemlerde bulunduðunu bilmiyorum tabi.
Neyse 10 dakika kadar daha gittik, millet bu sefer ekmek alalým, ekmek alalým diye tutturdu.Ayný sorun diðer arabalarda da yaþanmýþ olmalý ki otobüsler peþi sýra bir marketin önünde sýrayla durdular.Ahali bu sefer hurra markete daldý.Aðalar, ablalar bu nasýl biþeymiþ … hani kýtlýk varmýþta millet stok yapacak sanýrsýnýz.Bir anda kalabalýðý gören market sahibinin telefona sarýldýðýný gördüm.Rengi kýpkýrmýzýydý.Ne yapsýn adam 100 kiþi birden markete girince yaðmalanacak sandý dükkaný zaar.Sonra durumu fark etti , bunlar piknikçi ve alýþveriþ edecekler.Býyýklarý titredi gülümseyerek.Alýþveriþini yapýp marketten çýkan en az 10 ekmekle çýkýyor.poþetler dolu dolu yarabbim .Allahým bu ne ya.Ýlçede ekmek kalmadý …koca bir ilçe bugünü ekmeksiz geçirecek kesinlikle.Bu kadar ekmeði adam iki günde satamazdý valla..Bugün öðrendim ki Bolu dünü ekmeksiz geçirmiþ.Sayemizde… Ama ne yalan söyleyeyim ekmek, ekmek deðil hani pasta.. sýcacýk… pamuk gibi… offf birde kokuyor… taþ fýrýnda yapýlmýþ… yanýna katýk falan gerekmez..Koy koltuðunun altýna , ucundan , ucundan ye , harika biþeydi , ustanýn ellerine saðlýk. Alýþveriþ çýlgýnlýðý bittikten sonra yeniden otobüslere bindik.E çok beklettik… gölcük bizi bekliyor…savulun leyn geliyoruz… Gökçeharmanlýlar geliyor… göbekli, kel, genç , yakýþýklý gençleri, mankenlerden güzel kýzlarý, olgun abi (ben hariç) ve ablalarý ile geliyoruz.
Gittik.Ne var la dedi… Demedi , baðrýna bastý bizi , hoþ geldiniz dedi.Bakýn göl orda… saðýnýza solunuza bakýn ormandan baþka biþey göremezsiniz.Göðe bakýn bu mavilik, bu güneþ size armaðanýdýr doðanýn… bize iyi bakýn, bizi koruyun, size tüm güzelliðimizi sunarýz dedi.
Suyunda ýslatýp elimizi, dalýný okþadýk, göðüne bakýp, güneþi yudumladýk 17/07/2007 (ellez) valla þair eder yani bu doða adamý.Öyle güzel , ne sözcükle anlatýlýr, nede resimle…yaþamak gerekir dostlar.
Evet o güzelim doða bize kucaðýný açmýþ biz dururmuyuz bikere.Arabalardan indiðimizde serin sabah karþýladý bizi.Millet hemen yer telaþýna düþtü.Kimi öncü güç gönderip yer ayýrttý, kimi umursamadý.Piknikliklerimizi yüklenip alana yöneldik.Alana girdiðimizde koþuþan insanlarý gördük.Saða sola, piknik masalarýný kapmak için öyle canhýraþ bi çaba vardý ki inanýlmaz bi sinerji oluþmuþtu. Alana girdim söyle gözüme kestirdiðim yere doðru yöneldim.saðýna soluna baktým hýmm güzel .Döndüm ve dedimki -Arkadaþlar burada konaklýyacaðýz. Annem. Babam , abilerim , yengelerim ve yeðenlerimin anlamsýz baktýklarýný görünce -Tamam ya hayret biþey , burasý olur mu? diye sormak durumunda kaldým çýk , çýk espiriden de anlamýyorlar! Neyse yer var , allahýn topraðý da ama masa yok.O yerden bitmiyor.Neyse geceden piknik alanýna gelmiþ ismi lazým deðil bazý dostlarýn (aramýzda kalsýn adý naci ‘dir) oturaklarý bir yere toplayýp belli bir düzen içinde düzmüþ ve üzerini de sofra örtüleri ile örtmüþ olduklarýný gördüm.Saðýma baktým masa yok, soluma saktým masa yok.Burnumun dikine baktým Naci abinin bulunduðu bölgede masa çok.Naci abilerin masalar torpilliymiþ meðer Orman iþletmesi onlarýn masaya örtü bile sermiþ E halk için, halk ‘babam , annem ve diðer hane halký için “ masalardan birine el koymamýz gerekiyordu.Bu el koymak öyle ülke yönetimine el koymak kadar kolay biþey deðil bilesiniz.Karþýnýzda en az 20 kiþilik bi grup var , ben , bi Yakup abim, bide çaðdaþla ne yapabilirim diye düþündüm.Hareketin baþarýya ulaþmasý için iyi bir taktik uygulamam gerekiyordu.Oturup komuta heyetini… pardon hýrsýzlýk þebekesini topladým planýn baþarýlý olmasý için hareket tarzýmýz ve kargaþa çýkarsa nasýl davranacaðýmýzý belirledik. Hedefimiz masalardý.Eðer yakalanýrsak birbirimizi tanýmayacaktýk.Zorda kalýrsak babamýn bizi zorla gönderdiðini söyleyecektik.Ben elime aldýðým bi odun parçasý ile hareketi birde toprak üstüne çizdim.Biþeye benzemedi ve kimsede biþey anlamadý zaten.Sonra operasyon baþladý.Ben masalara doðru giderken Yakup abim ve çaðdaþýn su doldurma bahanesiyle olay yerinden uzaklaþtýðýný gördüm.Ama ben kararlýydým .Yürüdüm düþman üzerine Allah, Allah, Allah… öyle inançlýyým ki sormayýn.Masalara yaklaþtým bi anda Naci abi ve ordusunun bana baktýðýný gördüm. Sert bi þekilde -Abi þu masalardan bi tane alabilirmiyim? diye sordum .Ayný sertlikle -Hayýr onlar rezerve dediler -iyi ya vermezseniz vermeyin deyip geri döndüm.Korktuðumdan deðil, pislik çýkmasýn istedim. E sonra ne yaptým… hehe onlar ayrýlýnca ben yanaþtým masalara bi el hareketiyle örtüyü öbür masanýn üzerine attým , Çaðdaþ ‘ý çaðýrdým.Bir ucundan tutup hýzlý adýmlarla olay yerinden uzaklaþtýk.Bu arada Nuray’ýn “ Hýrhýz var, hýrhýz var “ diye baðýrmasýna oralý olmadan halk adýna el koyduðumuz bu deðerli masayý kendi alanýmýza taþýdýk. Nuray bana dediki -Senin adýn Duygusal Ellez ‘ di bundan sonra sana “Hýrhýz ellez” diyeceðim dedi. O öyle desin varsýn ben kendimi Robin Houd gibi hissediyordum o an.Neyse maceralý masa çalma oyunundan sonra mide doldurma faslýna geçtik. Kahvaltý için çaylar konuldu , annemin geceden yaptýðý kömbe ( patatesli börek) ve diðer kahvaltýlýklarý mideye indirdikten sonra keyif çayýna ve akrabalarýmýzýn ziyaretlerine zamanýmýzý ayýrdýk.öðlene doðru Emmimin oðlu Ýhsan abi ile göl gezisine çýktýk.Aman allahým bu ne güzellik! Hani biri o an sorsa cennet var mý ? diye –Evet var derim tereddütsüz, -Peki nerede diye devamýný getirse sorunun -Önünde, arkanda , saðýnda , solunda, tepende derim. Evet arkadaþlar cennet gibi bir yer.Daha öncede geldim ama bu sefer daha farklý etkilendim.Suyu baþka berrak, havasý daha temiz, çamlarý daha yeþildi þimdi sanki.Görmeyenlere , görün derim. Gölün etrafýný aylak yürüyüþümüzle yaklaþýk yarým saatte bitirdik Piknik alanýna yaklaþtýðýmýzda yanan mangaldan çýkan duman ve ellerinde yelpazelerle ateþi korlamaya çalýþan piknikçiler bende , haberleþmeye çalýþan Kýzýlderilileri çaðrýþtýrdý. Herkes kendi alanýna çekilmiþ bi þekilde öðleyin yiyeceði yemeðin telaþýndaydý Bizde ihsan abiyle piknik alanýna girdik, orada yere serilmiþ kilimlerin üzerine uzanýp sohbet ederken ayný zamanda jimnastik hareketleri yapmaya baþladýk.Ýlginç oldu tabi. Sonra mangalýn baþýna gittim.Abim Hüseyin’in uzun çabalar sonucu sadece ortalýðý dumana boðan ama bir türlü korlaþmamýþ mangalýný þöyle bir iki yelledikten sonra kýpkýrmýzý bir yalýmla kömür harlandý .Ýyiki vardým yoksa millet çið tavuk yiyecekti maazallah. E tabi mangal varsa yanýnda ne olur.Tabiki Raký.Evet milli içkimiz rakýyý mangalýn yanýna koyup abilerim , ve arada bir bize katýlan amcamýnoðllarý halamýnoðullarý, sonra henüz yeni tanýþma þansý yakaladýðým Feridun ve alkolun etkisiyle þu an hatýrlayamadýðým onbinlerce (alkollüyüz dedik iþte abartmýþ olabilirim tamam) dostla bir yandan þakalaþýp , gülüp,eðlenirken bir yandan aslanlar gibi aslan sütümüzü içtik.Ohhh yarasýn …. Hani doða güzel, dostlar bir o kadar güzel, raký güjel daha ne isterki insanoðlu.
Etkinliðimiz Dernek baþkanýmýz Mehmet Zaman’ýn açýþ konuþmasýyla baþladý.
Bilirsiniz davulumuz , zurnamýz eksik olmaz.Bir þenlik varsa mutlaka davul ve zurna olacak.Halaylar , semahlar çekildi.Çevreden pikniðe gelmiþ kimi insanlar kafa dinlemeye geldik ama yine gürültü içerisindeyiz diye tepki gösterirken , kimileri ilgiyle izlediler oyunlarý.
Sonra köyümüzün cevherleri çýktý bir bir ortaya…. Önce Gülhan aðýrbaþlý bir tavýrla söyledi isyankar türküleri Sonra edebiyat dünyasýna üç adet kitap kazýndýrmýþ , ayný zamanda besteleride olan Süleyman abim anlamlý konuþmasý ve bir o kadar anlamlý türküleriyle katýlanlarý selamladý Ardýndan Kader çýktý sahneye… hani bir þeye dalmýþsýnýzdýrda bir ses gelir derinden …. Bir an büyülenmiþ gibi sesi dinlersiniz… o an o sesi boðacak baþka bir sese tahammül edemezsiniz ya … tamda öyle oldu iþte… hiçbir enstrüman olmaksýzýn çýplak sesiyle kader öyle iþlediki türküleri yüreðimize o sesi unutana aþk olsun .
Gökyüzünde bir ay Karþýnýzda Nuray
Evet ailemizin medarý iftiharý… karþýpýnarýn suyu gibi serin …daðlarýn dumanlý eðimleri gibi buðulu, yürek burkan , göz yaþartan , gögüs kabartan… oy , oy ( müjgan haným inanýn hiç ilgim ve bilgim yokken , Nuray neyi söyledi biliyormusunuz.Malüm türküyü.Dedimki içimden Müjgan haným olsa ne çok dertlenirdi þimdi )
Tabi nurayýn bu etkili sesinin tamamlayýcýsý bir ses daha vardý.Davul.Arkadaþlar bir davul ancak bu kadar güzel çalýnabilir.O ses o davula nasýl bir uyum gösterdi anlatamam.Davulcuda iþinin ehliymiþ.Burdan o sevgili davulcuyuda tebrik ederim, hemde çok. ( ne var kardeþim kötümü çaldýk davulu, hayret biþey ya, þunlara bak öyle pis bakýyorlarki sanki ritmi ben bozuyorum tamam arkadaþlar býrakýyorum , bakýn bakalým davulsuz müzik neye yarayacak.)
Müzik faslý bittiðinde rakýnýn kana karýþma katsayýsý oldukça yükselmiþti tabi. Alkololüne kan karýþmýþ milletin (Ya tabiki biliyorum kanýna alkol karýþmýþ olacak ) fiziksel aktivitesi artmýþ kimi halay çekiyor kimi top oynuyor.Kimimizi oksijen çarpmýþ yatýyor
Tabi böyle güzel günlerin birde nazar boncuðu olur.Sevgili Alican eniþtemiz rahatsýzlandý. Doktora götürüldü.Doktor gerekli tahlilleri yaptýktan sonra, -Korkulacak biþey yok, temiz hava çarpmýþ, þimdi kendine getiririz deyip Alican’ ýn koluna serum þiþesine doldurulmuþ 70 lik rakýyý dayadý.Alican bir süre sonra kendine geldi.Meðer alkolsuz kalan vucutta böyle tepkiler olabiliyormuþ
Dostlar yazýlacak o kadar þey varki yazarken aklýma gelen bazý þeyleri unuttum.Bazýlarýný yazmaya ileniyorum valla.Piknik yorgunluðu iþte.Ama inanýn çok güzeldi pikniðimiz.Harika bir gün, harika bir organizasyon … teþekkürler Yönetim kurulu, teþekkürler pikniðe katýlýp renk veren canlar, teþekkürler bizi buralardan oralara taþýyan emekçi þoför kardeþlerimiz. Umuyor ve diliyorumki bir sonraki pikniðimiz daha geniþ bir katýlým ve daha büyük bir coþkuyla gerçekleþtirilecektir. Katýlanlara, tertipleyenlere, destek verenlere… bu güzel günü bize yaþatanlara sonsuz teþekkürlerimi sunuyorum.Ýyiki varsýnýz.
DAVULCU ELLEZ
ELLEZ
18 July 2006 23:56 |
Selam dostlar Öyle yorgunum ki…. Ama öyle mutlu ve ruhu dinlenmiþ bir adamým ayný zamanda Öyle kolay deðil hani gece yarýsýnda kalk, hazýrlan, otobüse bin, üç saat yollarda uzun bacaklarýný yerleþtireceðin koltuk altý, koridor içi alan ara…zor yani… hele uzun yolculuklarda uzun olmak daha zor. Gecenin 04 dünde tatlý, tatlý çalan (e hep acý olmayacak deðimli?) telefonun naðmeleri henüz kuþ uykusundaki bedenimize hareket saatinin geldiðini haber veriyordu.E kalktýk tabi , Bolu gölcük bizi bekliyordu…bekletmeye gelmez … Bulunduðumuz bölgeye tahsis edilmiþ otobüs caddede bizi bekliyordu. Sayýn genel sekreterimiz Yaþam Zaman’ýn araç amiri olduðu otobüse bindik.Oy, oy kadroya bak, kadroya … þimdi hepsini saymayayým.Sayarsam yazamadýklarýma haksýzlýk ederim.Ancak þöyle söyleyeyim.76 sokak kadrosunun öncü isimleri oradaydý.4 eksikle Çetin,Veysel,Ýrfan ve Oktay… ah bide onlar olaydý…
Saat 05 gibi hareket ettik.Yolu anlatmama gerek yok … kýsaca üç saat boyunca otobüsün tekeri döndü biz otobüsün içinde kilometreleri saydýk…birde günün ýþýrkenki haline tanýklýk ettik.
Saat 08 gibi Bolu’ya girdik.Piknik alanýna dönmeden bir caminin yanýnda mola verildi.Bi de baktým üç otobüs boþalmýþ ve herkes koþa, koþa camiye gidiyor.Þaþýrdým.N’oluyoruz ya deyip kendime çimdik attým.Gördüklerim gerçekti.Kadýn, çocuk, erkek hepsi tek bir yöne, camiye doðru koþuyorlardý.Ama nasýl bir koþu hani 100 metre koþusu olsa bunlarýn en az 10’u bugünkü rekoru kýracaðý gibi, 20 ye yakýný rahatlýkla ilk üçe girebilirdi.Yani öyle koþuyorlar.Þaþýrdým tabi ”herhalde imana geldi bu zýndýklar” diye düþünmeye baþladým.Sonra baktým millet rahatlamýþ bir yüz ifadesiyle otobüse dönüyor.Ellerini yüzlerine, kollarýna sürüyor.Ýlk gelene sordum -N’oldunuz ya , hayýrdýr niye öyle koþuyordunuz, bilmediðimiz bi durummu var? El cevap -WC ye gidiyorduk -Ne… camiye gitseydiniz þaþardým zaten meðer bizim zýndýklar afedersiniz sýkýþmýþlar… normalde caminin yolunu bilmeyen bu kardeþler meðer caminin tuvaletini kullanmak için birbiriyle yarýþýyormuþ.Güldüm tabi. Neyse millet rahatlamýþ halde otobüse binip , otobüsler hareket ettiðinde geride bir ablanýn peþimiz sýra koþarak bize ulaþmaya çalýþtýðýný gördüm.Ablam gecikmiþ zaar.Diðer otobüslerin birinde yolculuk eden bu abla yaklaþýk 1 km koþtuktan sonra otobüsteki eþi , ablanýn olmadýðýný fark edip otobüsü durdurdu da kadýncaðýz taaa gölcüðe kadar koþmaktan kurtuldu.Bu arada ablanýn eþine nasýl sitemlerde bulunduðunu bilmiyorum tabi.
Neyse 10 dakika kadar daha gittik, millet bu sefer ekmek alalým, ekmek alalým diye tutturdu.Ayný sorun diðer arabalarda da yaþanmýþ olmalý ki otobüsler peþi sýra bir marketin önünde sýrayla durdular.Ahali bu sefer hurra markete daldý.Aðalar, ablalar bu nasýl biþeymiþ … hani kýtlýk varmýþta millet stok yapacak sanýrsýnýz.Bir anda kalabalýðý gören market sahibinin telefona sarýldýðýný gördüm.Rengi kýpkýrmýzýydý.Ne yapsýn adam 100 kiþi birden markete girince yaðmalanacak sandý dükkaný zaar.Sonra durumu fark etti , bunlar piknikçi ve alýþveriþ edecekler.Býyýklarý titredi gülümseyerek.Alýþveriþini yapýp marketten çýkan en az 10 ekmekle çýkýyor.poþetler dolu dolu yarabbim .Allahým bu ne ya.Ýlçede ekmek kalmadý …koca bir ilçe bugünü ekmeksiz geçirecek kesinlikle.Bu kadar ekmeði adam iki günde satamazdý valla..Bugün öðrendim ki Bolu dünü ekmeksiz geçirmiþ.Sayemizde… Ama ne yalan söyleyeyim ekmek, ekmek deðil hani pasta.. sýcacýk… pamuk gibi… offf birde kokuyor… taþ fýrýnda yapýlmýþ… yanýna katýk falan gerekmez..Koy koltuðunun altýna , ucundan , ucundan ye , harika biþeydi , ustanýn ellerine saðlýk. Alýþveriþ çýlgýnlýðý bittikten sonra yeniden otobüslere bindik.E çok beklettik… gölcük bizi bekliyor…savulun leyn geliyoruz… Gökçeharmanlýlar geliyor… göbekli, kel, genç , yakýþýklý gençleri, mankenlerden güzel kýzlarý, olgun abi (ben hariç) ve ablalarý ile geliyoruz.
Gittik.Ne var la dedi… Demedi , baðrýna bastý bizi , hoþ geldiniz dedi.Bakýn göl orda… saðýnýza solunuza bakýn ormandan baþka biþey göremezsiniz.Göðe bakýn bu mavilik, bu güneþ size armaðanýdýr doðanýn… bize iyi bakýn, bizi koruyun, size tüm güzelliðimizi sunarýz dedi.
Suyunda ýslatýp elimizi, dalýný okþadýk, göðüne bakýp, güneþi yudumladýk 17/07/2007 (ellez) valla þair eder yani bu doða adamý.Öyle güzel , ne sözcükle anlatýlýr, nede resimle…yaþamak gerekir dostlar.
Evet o güzelim doða bize kucaðýný açmýþ biz dururmuyuz bikere.Arabalardan indiðimizde serin sabah karþýladý bizi.Millet hemen yer telaþýna düþtü.Kimi öncü güç gönderip yer ayýrttý, kimi umursamadý.Piknikliklerimizi yüklenip alana yöneldik.Alana girdiðimizde koþuþan insanlarý gördük.Saða sola, piknik masalarýný kapmak için öyle canhýraþ bi çaba vardý ki inanýlmaz bi sinerji oluþmuþtu. Alana girdim söyle gözüme kestirdiðim yere doðru yöneldim.saðýna soluna baktým hýmm güzel .Döndüm ve dedimki -Arkadaþlar burada konaklýyacaðýz. Annem. Babam , abilerim , yengelerim ve yeðenlerimin anlamsýz baktýklarýný görünce -Tamam ya hayret biþey , burasý olur mu? diye sormak durumunda kaldým çýk , çýk espiriden de anlamýyorlar! Neyse yer var , allahýn topraðý da ama masa yok.O yerden bitmiyor.Neyse geceden piknik alanýna gelmiþ ismi lazým deðil bazý dostlarýn (aramýzda kalsýn adý naci ‘dir) oturaklarý bir yere toplayýp belli bir düzen içinde düzmüþ ve üzerini de sofra örtüleri ile örtmüþ olduklarýný gördüm.Saðýma baktým masa yok, soluma saktým masa yok.Burnumun dikine baktým Naci abinin bulunduðu bölgede masa çok.Naci abilerin masalar torpilliymiþ meðer Orman iþletmesi onlarýn masaya örtü bile sermiþ E halk için, halk ‘babam , annem ve diðer hane halký için “ masalardan birine el koymamýz gerekiyordu.Bu el koymak öyle ülke yönetimine el koymak kadar kolay biþey deðil bilesiniz.Karþýnýzda en az 20 kiþilik bi grup var , ben , bi Yakup abim, bide çaðdaþla ne yapabilirim diye düþündüm.Hareketin baþarýya ulaþmasý için iyi bir taktik uygulamam gerekiyordu.Oturup komuta heyetini… pardon hýrsýzlýk þebekesini topladým planýn baþarýlý olmasý için hareket tarzýmýz ve kargaþa çýkarsa nasýl davranacaðýmýzý belirledik. Hedefimiz masalardý.Eðer yakalanýrsak birbirimizi tanýmayacaktýk.Zorda kalýrsak babamýn bizi zorla gönderdiðini söyleyecektik.Ben elime aldýðým bi odun parçasý ile hareketi birde toprak üstüne çizdim.Biþeye benzemedi ve kimsede biþey anlamadý zaten.Sonra operasyon baþladý.Ben masalara doðru giderken Yakup abim ve çaðdaþýn su doldurma bahanesiyle olay yerinden uzaklaþtýðýný gördüm.Ama ben kararlýydým .Yürüdüm düþman üzerine Allah, Allah, Allah… öyle inançlýyým ki sormayýn.Masalara yaklaþtým bi anda Naci abi ve ordusunun bana baktýðýný gördüm. Sert bi þekilde -Abi þu masalardan bi tane alabilirmiyim? diye sordum .Ayný sertlikle -Hayýr onlar rezerve dediler -iyi ya vermezseniz vermeyin deyip geri döndüm.Korktuðumdan deðil, pislik çýkmasýn istedim. E sonra ne yaptým… hehe onlar ayrýlýnca ben yanaþtým masalara bi el hareketiyle örtüyü öbür masanýn üzerine attým , Çaðdaþ ‘ý çaðýrdým.Bir ucundan tutup hýzlý adýmlarla olay yerinden uzaklaþtýk.Bu arada Nuray’ýn “ Hýrhýz var, hýrhýz var “ diye baðýrmasýna oralý olmadan halk adýna el koyduðumuz bu deðerli masayý kendi alanýmýza taþýdýk. Nuray bana dediki -Senin adýn Duygusal Ellez ‘ di bundan sonra sana “Hýrhýz ellez” diyeceðim dedi. O öyle desin varsýn ben kendimi Robin Houd gibi hissediyordum o an.Neyse maceralý masa çalma oyunundan sonra mide doldurma faslýna geçtik. Kahvaltý için çaylar konuldu , annemin geceden yaptýðý kömbe ( patatesli börek) ve diðer kahvaltýlýklarý mideye indirdikten sonra keyif çayýna ve akrabalarýmýzýn ziyaretlerine zamanýmýzý ayýrdýk.öðlene doðru Emmimin oðlu Ýhsan abi ile göl gezisine çýktýk.Aman allahým bu ne güzellik! Hani biri o an sorsa cennet var mý ? diye –Evet var derim tereddütsüz, -Peki nerede diye devamýný getirse sorunun -Önünde, arkanda , saðýnda , solunda, tepende derim. Evet arkadaþlar cennet gibi bir yer.Daha öncede geldim ama bu sefer daha farklý etkilendim.Suyu baþka berrak, havasý daha temiz, çamlarý daha yeþildi þimdi sanki.Görmeyenlere , görün derim. Gölün etrafýný aylak yürüyüþümüzle yaklaþýk yarým saatte bitirdik Piknik alanýna yaklaþtýðýmýzda yanan mangaldan çýkan duman ve ellerinde yelpazelerle ateþi korlamaya çalýþan piknikçiler bende , haberleþmeye çalýþan Kýzýlderilileri çaðrýþtýrdý. Herkes kendi alanýna çekilmiþ bi þekilde öðleyin yiyeceði yemeðin telaþýndaydý Bizde ihsan abiyle piknik alanýna girdik, orada yere serilmiþ kilimlerin üzerine uzanýp sohbet ederken ayný zamanda jimnastik hareketleri yapmaya baþladýk.Ýlginç oldu tabi. Sonra mangalýn baþýna gittim.Abim Hüseyin’in uzun çabalar sonucu sadece ortalýðý dumana boðan ama bir türlü korlaþmamýþ mangalýný þöyle bir iki yelledikten sonra kýpkýrmýzý bir yalýmla kömür harlandý .Ýyiki vardým yoksa millet çið tavuk yiyecekti maazallah. E tabi mangal varsa yanýnda ne olur.Tabiki Raký.Evet milli içkimiz rakýyý mangalýn yanýna koyup abilerim , ve arada bir bize katýlan amcamýnoðllarý halamýnoðullarý, sonra henüz yeni tanýþma þansý yakaladýðým Feridun ve alkolun etkisiyle þu an hatýrlayamadýðým onbinlerce (alkollüyüz dedik iþte abartmýþ olabilirim tamam) dostla bir yandan þakalaþýp , gülüp,eðlenirken bir yandan aslanlar gibi aslan sütümüzü içtik.Ohhh yarasýn …. Hani doða güzel, dostlar bir o kadar güzel, raký güjel daha ne isterki insanoðlu.
Etkinliðimiz Dernek baþkanýmýz Mehmet Zaman’ýn açýþ konuþmasýyla baþladý.
Bilirsiniz davulumuz , zurnamýz eksik olmaz.Bir þenlik varsa mutlaka davul ve zurna olacak.Halaylar , semahlar çekildi.Çevreden pikniðe gelmiþ kimi insanlar kafa dinlemeye geldik ama yine gürültü içerisindeyiz diye tepki gösterirken , kimileri ilgiyle izlediler oyunlarý.
Sonra köyümüzün cevherleri çýktý bir bir ortaya…. Önce Gülhan aðýrbaþlý bir tavýrla söyledi isyankar türküleri Sonra edebiyat dünyasýna üç adet kitap kazýndýrmýþ , ayný zamanda besteleride olan Süleyman abim anlamlý konuþmasý ve bir o kadar anlamlý türküleriyle katýlanlarý selamladý Ardýndan Kader çýktý sahneye… hani bir þeye dalmýþsýnýzdýrda bir ses gelir derinden …. Bir an büyülenmiþ gibi sesi dinlersiniz… o an o sesi boðacak baþka bir sese tahammül edemezsiniz ya … tamda öyle oldu iþte… hiçbir enstrüman olmaksýzýn çýplak sesiyle kader öyle iþlediki türküleri yüreðimize o sesi unutana aþk olsun .
Gökyüzünde bir ay Karþýnýzda Nuray
Evet ailemizin medarý iftiharý… karþýpýnarýn suyu gibi serin …daðlarýn dumanlý eðimleri gibi buðulu, yürek burkan , göz yaþartan , gögüs kabartan… oy , oy ( müjgan haným inanýn hiç ilgim ve bilgim yokken , Nuray neyi söyledi biliyormusunuz.Malüm türküyü.Dedimki içimden Müjgan haným olsa ne çok dertlenirdi þimdi )
Tabi nurayýn bu etkili sesinin tamamlayýcýsý bir ses daha vardý.Davul.Arkadaþlar bir davul ancak bu kadar güzel çalýnabilir.O ses o davula nasýl bir uyum gösterdi anlatamam.Davulcuda iþinin ehliymiþ.Burdan o sevgili davulcuyuda tebrik ederim, hemde çok. ( ne var kardeþim kötümü çaldýk davulu, hayret biþey ya, þunlara bak öyle pis bakýyorlarki sanki ritmi ben bozuyorum tamam arkadaþlar býrakýyorum , bakýn bakalým davulsuz müzik neye yarayacak.)
Müzik faslý bittiðinde rakýnýn kana karýþma katsayýsý oldukça yükselmiþti tabi. Alkololüne kan karýþmýþ milletin (Ya tabiki biliyorum kanýna alkol karýþmýþ olacak ) fiziksel aktivitesi artmýþ kimi halay çekiyor kimi top oynuyor.Kimimizi oksijen çarpmýþ yatýyor
Tabi böyle güzel günlerin birde nazar boncuðu olur.Sevgili Alican eniþtemiz rahatsýzlandý. Doktora götürüldü.Doktor gerekli tahlilleri yaptýktan sonra, -Korkulacak biþey yok, temiz hava çarpmýþ, þimdi kendine getiririz deyip Alican’ ýn koluna serum þiþesine doldurulmuþ 70 lik rakýyý dayadý.Alican bir süre sonra kendine geldi.Meðer alkolsuz kalan vucutta böyle tepkiler olabiliyormuþ
Dostlar yazýlacak o kadar þey varki yazarken aklýma gelen bazý þeyleri unuttum.Bazýlarýný yazmaya ileniyorum valla.Piknik yorgunluðu iþte.Ama inanýn çok güzeldi pikniðimiz.Harika bir gün, harika bir organizasyon … teþekkürler Yönetim kurulu, teþekkürler pikniðe katýlýp renk veren canlar, teþekkürler bizi buralardan oralara taþýyan emekçi þoför kardeþlerimiz. Umuyor ve diliyorumki bir sonraki pikniðimiz daha geniþ bir katýlým ve daha büyük bir coþkuyla gerçekleþtirilecektir. Katýlanlara, tertipleyenlere, destek verenlere… bu güzel günü bize yaþatanlara sonsuz teþekkürlerimi sunuyorum.Ýyiki varsýnýz.
DAVULCU ELLEZ
gülçin
18 July 2006 19:53 |
merhabalar bolu pikniðinide üstümüzden attýk her ne kadar yorgunluðu olsada izmirden gelmeye deðdi doðrusu bu ortamý bizlere sunan dernek kuruluna teþekkür ediyorum. cengiz abi giyindiðin pantolon çok güzeldi kaliteside eminim bir o kadar iidi abi nerden aldýnn 4937 Mesaj Var
|
|