Süleyman Zaman 20 July 2006 16:10 | Türklerde Kam inancý
ESKÝ TÜRKLERDE ÞAMANÝZM ÝNANCI
Eski Türklerde Þamanlara KAM denirdi. Kam, din adamý anlamýnda kullanýlmaktaydý. Þaman ise büyücü, kahin, rahip anlamýna gelmekteydi. Bunun için eski Türkler Þaman yerine Kam sözcüðünü kullanýrlardý. Kam’lar Tanrýlar ile insanlar arasýnda aracýlýk yapan kimselerdir. Kam’lar koruyucu ruhlarla iliþkiye girerek, onlardan aldýðý güçle; insanlarý kötülüklerden koruma, hastalýklarý iyileþtirme, felaketleri kovma…vs. gibi önemli iþlevlere sahipti. Kam’lar ayný zamanda ozandýlar. Birer þiir ustasýdýrlar. Doðaçlamalarý güçlüdür. Kývrak zekalýdýrlar. Herkesi etkisi altýna almayý baþarýrlar. Þaman döneminde ki ozanlara KAM-OZANLAR denirdi. Bu ozanlar KOPUZ (bugünkü baðlamanýn babasý)çalarak þiirler söylerler ve bu çalgý eþliðinde ayinler ve ibadetler yaparlardý. Kam’larýn ibadeti bugünkü SEMAHI andýrýrdý. Alevilerde ki dedeler eski KAM’larýn bir devamý niteliðinde gözükmektedir. Bir çok araþtýrýcý bu görüþtedir. Ýnanca göre Kam’larýn büyü ve sihir yapma güçleri vardýr. Kam’lar Trans ( insanýn dýþ dünyadan kendini sýyýrmasý; iç dünyasýna yönelmesi) hale gelerek kendilerinden geçerler ve aþkýn (bedenden uçma, dünyayla iliþkiyi kesme) konumuna gelirler. Kam’lar özellikle ayin veya tapýnma sýrasýnda Kýmýz (At sütü) içerek kendilerinden geçerlerdi. Tapýnma sýrasýnda Kýmýz içmek bir Kam geleneðidir. Alevilerde ki Dem içme olayýyla benzerlikler taþýmaktadýr. Alevilerde tapýnma sýrasýnda “dem” içerler. Türkler gökyüzüne taparlardý. Gök Tanrýsýna ise TENGRÝ (Gök Tanrý) derlerdi. Türkler hakanlarýnýn gökten geldiðine inanýrlardý. Ýnanca göre Kam’lar da Hakan gibi Tengri’nin gücüne sahipti. Kam’ýn hemen her biçime girebilen bir gücü vardý. Türklerin inancýna göre Gök Tanrýnýn kaldýðý yeri, mekaný yoktu. Evrenin her yeri, dünyanýn her tarafý Gök Tanrý’nýndý. Gök Tengri’ye tapýnmak için bir mekana gerek yoktu. Her yerde, her mekanda Gök Tengri’ye ibadet edilebilirdi. Bugün Aleviler de Ýbadet için özel alanlara gerek olmadýðýný, her alanýn, her sahanýn Allah’ýn olduðunu bundan dolayý da ayrý ve özel mekanlara gerek olmadýðýný düþünürler. Bu görüþünde eski Kam’lardan geldiði düþünülmektedir. Eski Türkler Gökyüzünün 7 kat olduðuna inanýrlardý. Gökyüzünün en üst katýnda (buna bugün Arþ denmektedir) TENGRÝ yani Gök Tanrý’nýn oturduðunu sanýrlardý. Diðer katlarda ise Tanrý’nýn çocuklarý ile Kutsal Ruhlar kalýrlardý. Bu 7 kat gök inancý o dönemde Ay ve Güneþ dahil 7 adet gök cismini (bugünkü dilde Gezegeni) temsil ediyordu. Bu gök cisimleri yukarýdan aþaðýya þöyle düþünülmüþtü; (Zühal (Satürn) , Müþteri (Jüpiter), Merih(Mars) , Güneþ, Zühre(Venüs) , Utarit(Merkür) ve Ay).
Türklerde kötülük Tanrýsý ise ERLÝK (YER ALTI) Tanrý’sýdýr. Ýnanca göre yer altýnda kötü ruhlarýn egemenliði vardý. Onun için yer altýna “Karanlýk Alem” derlerdi. Ölenin arkasýnda Kurban kesilmesi yeraltýnda ki kötü ruhlarý etkilemeye çalýþmaktan baþka bir þey deðildir. Ýnanca göre ölenlerin ruhu yer altýna gittiðinde orada kötü bir davranýþla karþýlaþmasýn diye Yer altý Tanrýsý Erlik’i kýzdýrmamaya onun gönlünü hoþ tutmaya yönelik bir eylem olarak karþýmýza çýkýyor. Türklerde Kam törenleri bayram gibi kutlanýlýr ve Kurban olmadan ayin (ibadet) yapýlmazdý. Kurban kanlý ve kansýz olmak üzere iki çeþitti. Kansýz kurban daha çok “Ateþe yað atma, Þarap serpme, Yalma (aðaçlara ip, bez sarma);, Saçý (süt, kýmýz, buðday, darý) Helva; kanlý kurban ise bir hayvaný keserek yapýlýrdý. Türk Þamanlarýnda (Kam’larda) daha çok At kurban edilirdi. Kurban edilen hayvanlarýn kemikleri kýrýlmaz, köpeklere verilmezdi. Kemikler ya topraða gömülür yada yakýlýrdý. Genelde ilk ve sonbahar aylarýnda yapýlan büyük törenlerde, katýlanlara kurban ve kýmýz sunulurdu. Bu törenler dokuz gün sürerdi. Anadolu’da bugün de etkisini sürdüren birçok inanýþ, eski Kam inancýndan gelmektedir. Örneðin Alkarýsý inancý; Cuma Akþamlarý dýþarýya su dökmenin, Akþamlarý Týrnak kesmenin Cuma günü Çift sürmenin….vb. günah sayýlmasý; aðaçlara ip baðlanmasý, ziyaret yerlerine mum yakýlmasý, bir çok hayvanýn, ýrmaðýn, aðacýn kutsal sayýlmasý…vs. gibi.
20.07.2006
Kaynaklar; Cemal ÞENER; Türklerin Müslümanlýktan önceki dinleri Þamanizm; Nevill DURURY; ÞAMANÝZM Ana Britannica Ýlgili maddeler Büyük Larousse Ýlgili Maddeler Öztürkçe Sözlük (Ali PÜSKÜLLÜOÐLU) Felsefe Sözlüðü Aziz ÇALIÞLAR Alevilik –Bektaþilik Sözlüðü; Esat KORKMAZ’a
Süleyman Zaman 20 July 2006 16:10 | Türklerde Kam inancý
ESKÝ TÜRKLERDE ÞAMANÝZM ÝNANCI
Eski Türklerde Þamanlara KAM denirdi. Kam, din adamý anlamýnda kullanýlmaktaydý. Þaman ise büyücü, kahin, rahip anlamýna gelmekteydi. Bunun için eski Türkler Þaman yerine Kam sözcüðünü kullanýrlardý. Kam’lar Tanrýlar ile insanlar arasýnda aracýlýk yapan kimselerdir. Kam’lar koruyucu ruhlarla iliþkiye girerek, onlardan aldýðý güçle; insanlarý kötülüklerden koruma, hastalýklarý iyileþtirme, felaketleri kovma…vs. gibi önemli iþlevlere sahipti. Kam’lar ayný zamanda ozandýlar. Birer þiir ustasýdýrlar. Doðaçlamalarý güçlüdür. Kývrak zekalýdýrlar. Herkesi etkisi altýna almayý baþarýrlar. Þaman döneminde ki ozanlara KAM-OZANLAR denirdi. Bu ozanlar KOPUZ (bugünkü baðlamanýn babasý)çalarak þiirler söylerler ve bu çalgý eþliðinde ayinler ve ibadetler yaparlardý. Kam’larýn ibadeti bugünkü SEMAHI andýrýrdý. Alevilerde ki dedeler eski KAM’larýn bir devamý niteliðinde gözükmektedir. Bir çok araþtýrýcý bu görüþtedir. Ýnanca göre Kam’larýn büyü ve sihir yapma güçleri vardýr. Kam’lar Trans ( insanýn dýþ dünyadan kendini sýyýrmasý; iç dünyasýna yönelmesi) hale gelerek kendilerinden geçerler ve aþkýn (bedenden uçma, dünyayla iliþkiyi kesme) konumuna gelirler. Kam’lar özellikle ayin veya tapýnma sýrasýnda Kýmýz (At sütü) içerek kendilerinden geçerlerdi. Tapýnma sýrasýnda Kýmýz içmek bir Kam geleneðidir. Alevilerde ki Dem içme olayýyla benzerlikler taþýmaktadýr. Alevilerde tapýnma sýrasýnda “dem” içerler. Türkler gökyüzüne taparlardý. Gök Tanrýsýna ise TENGRÝ (Gök Tanrý) derlerdi. Türkler hakanlarýnýn gökten geldiðine inanýrlardý. Ýnanca göre Kam’lar da Hakan gibi Tengri’nin gücüne sahipti. Kam’ýn hemen her biçime girebilen bir gücü vardý. Türklerin inancýna göre Gök Tanrýnýn kaldýðý yeri, mekaný yoktu. Evrenin her yeri, dünyanýn her tarafý Gök Tanrý’nýndý. Gök Tengri’ye tapýnmak için bir mekana gerek yoktu. Her yerde, her mekanda Gök Tengri’ye ibadet edilebilirdi. Bugün Aleviler de Ýbadet için özel alanlara gerek olmadýðýný, her alanýn, her sahanýn Allah’ýn olduðunu bundan dolayý da ayrý ve özel mekanlara gerek olmadýðýný düþünürler. Bu görüþünde eski Kam’lardan geldiði düþünülmektedir. Eski Türkler Gökyüzünün 7 kat olduðuna inanýrlardý. Gökyüzünün en üst katýnda (buna bugün Arþ denmektedir) TENGRÝ yani Gök Tanrý’nýn oturduðunu sanýrlardý. Diðer katlarda ise Tanrý’nýn çocuklarý ile Kutsal Ruhlar kalýrlardý. Bu 7 kat gök inancý o dönemde Ay ve Güneþ dahil 7 adet gök cismini (bugünkü dilde Gezegeni) temsil ediyordu. Bu gök cisimleri yukarýdan aþaðýya þöyle düþünülmüþtü; (Zühal (Satürn) , Müþteri (Jüpiter), Merih(Mars) , Güneþ, Zühre(Venüs) , Utarit(Merkür) ve Ay).
Türklerde kötülük Tanrýsý ise ERLÝK (YER ALTI) Tanrý’sýdýr. Ýnanca göre yer altýnda kötü ruhlarýn egemenliði vardý. Onun için yer altýna “Karanlýk Alem” derlerdi. Ölenin arkasýnda Kurban kesilmesi yeraltýnda ki kötü ruhlarý etkilemeye çalýþmaktan baþka bir þey deðildir. Ýnanca göre ölenlerin ruhu yer altýna gittiðinde orada kötü bir davranýþla karþýlaþmasýn diye Yer altý Tanrýsý Erlik’i kýzdýrmamaya onun gönlünü hoþ tutmaya yönelik bir eylem olarak karþýmýza çýkýyor. Türklerde Kam törenleri bayram gibi kutlanýlýr ve Kurban olmadan ayin (ibadet) yapýlmazdý. Kurban kanlý ve kansýz olmak üzere iki çeþitti. Kansýz kurban daha çok “Ateþe yað atma, Þarap serpme, Yalma (aðaçlara ip, bez sarma);, Saçý (süt, kýmýz, buðday, darý) Helva; kanlý kurban ise bir hayvaný keserek yapýlýrdý. Türk Þamanlarýnda (Kam’larda) daha çok At kurban edilirdi. Kurban edilen hayvanlarýn kemikleri kýrýlmaz, köpeklere verilmezdi. Kemikler ya topraða gömülür yada yakýlýrdý. Genelde ilk ve sonbahar aylarýnda yapýlan büyük törenlerde, katýlanlara kurban ve kýmýz sunulurdu. Bu törenler dokuz gün sürerdi. Anadolu’da bugün de etkisini sürdüren birçok inanýþ, eski Kam inancýndan gelmektedir. Örneðin Alkarýsý inancý; Cuma Akþamlarý dýþarýya su dökmenin, Akþamlarý Týrnak kesmenin Cuma günü Çift sürmenin….vb. günah sayýlmasý; aðaçlara ip baðlanmasý, ziyaret yerlerine mum yakýlmasý, bir çok hayvanýn, ýrmaðýn, aðacýn kutsal sayýlmasý…vs. gibi.
20.07.2006
Kaynaklar; Cemal ÞENER; Türklerin Müslümanlýktan önceki dinleri Þamanizm; Nevill DURURY; ÞAMANÝZM Ana Britannica Ýlgili maddeler Büyük Larousse Ýlgili Maddeler Öztürkçe Sözlük (Ali PÜSKÜLLÜOÐLU) Felsefe Sözlüðü Aziz ÇALIÞLAR Alevilik –Bektaþilik Sözlüðü; Esat KORKMAZ’a
Süleyman Zaman 20 July 2006 16:10 | Türklerde Kam inancý
ESKÝ TÜRKLERDE ÞAMANÝZM ÝNANCI
Eski Türklerde Þamanlara KAM denirdi. Kam, din adamý anlamýnda kullanýlmaktaydý. Þaman ise büyücü, kahin, rahip anlamýna gelmekteydi. Bunun için eski Türkler Þaman yerine Kam sözcüðünü kullanýrlardý. Kam’lar Tanrýlar ile insanlar arasýnda aracýlýk yapan kimselerdir. Kam’lar koruyucu ruhlarla iliþkiye girerek, onlardan aldýðý güçle; insanlarý kötülüklerden koruma, hastalýklarý iyileþtirme, felaketleri kovma…vs. gibi önemli iþlevlere sahipti. Kam’lar ayný zamanda ozandýlar. Birer þiir ustasýdýrlar. Doðaçlamalarý güçlüdür. Kývrak zekalýdýrlar. Herkesi etkisi altýna almayý baþarýrlar. Þaman döneminde ki ozanlara KAM-OZANLAR denirdi. Bu ozanlar KOPUZ (bugünkü baðlamanýn babasý)çalarak þiirler söylerler ve bu çalgý eþliðinde ayinler ve ibadetler yaparlardý. Kam’larýn ibadeti bugünkü SEMAHI andýrýrdý. Alevilerde ki dedeler eski KAM’larýn bir devamý niteliðinde gözükmektedir. Bir çok araþtýrýcý bu görüþtedir. Ýnanca göre Kam’larýn büyü ve sihir yapma güçleri vardýr. Kam’lar Trans ( insanýn dýþ dünyadan kendini sýyýrmasý; iç dünyasýna yönelmesi) hale gelerek kendilerinden geçerler ve aþkýn (bedenden uçma, dünyayla iliþkiyi kesme) konumuna gelirler. Kam’lar özellikle ayin veya tapýnma sýrasýnda Kýmýz (At sütü) içerek kendilerinden geçerlerdi. Tapýnma sýrasýnda Kýmýz içmek bir Kam geleneðidir. Alevilerde ki Dem içme olayýyla benzerlikler taþýmaktadýr. Alevilerde tapýnma sýrasýnda “dem” içerler. Türkler gökyüzüne taparlardý. Gök Tanrýsýna ise TENGRÝ (Gök Tanrý) derlerdi. Türkler hakanlarýnýn gökten geldiðine inanýrlardý. Ýnanca göre Kam’lar da Hakan gibi Tengri’nin gücüne sahipti. Kam’ýn hemen her biçime girebilen bir gücü vardý. Türklerin inancýna göre Gök Tanrýnýn kaldýðý yeri, mekaný yoktu. Evrenin her yeri, dünyanýn her tarafý Gök Tanrý’nýndý. Gök Tengri’ye tapýnmak için bir mekana gerek yoktu. Her yerde, her mekanda Gök Tengri’ye ibadet edilebilirdi. Bugün Aleviler de Ýbadet için özel alanlara gerek olmadýðýný, her alanýn, her sahanýn Allah’ýn olduðunu bundan dolayý da ayrý ve özel mekanlara gerek olmadýðýný düþünürler. Bu görüþünde eski Kam’lardan geldiði düþünülmektedir. Eski Türkler Gökyüzünün 7 kat olduðuna inanýrlardý. Gökyüzünün en üst katýnda (buna bugün Arþ denmektedir) TENGRÝ yani Gök Tanrý’nýn oturduðunu sanýrlardý. Diðer katlarda ise Tanrý’nýn çocuklarý ile Kutsal Ruhlar kalýrlardý. Bu 7 kat gök inancý o dönemde Ay ve Güneþ dahil 7 adet gök cismini (bugünkü dilde Gezegeni) temsil ediyordu. Bu gök cisimleri yukarýdan aþaðýya þöyle düþünülmüþtü; (Zühal (Satürn) , Müþteri (Jüpiter), Merih(Mars) , Güneþ, Zühre(Venüs) , Utarit(Merkür) ve Ay).
Türklerde kötülük Tanrýsý ise ERLÝK (YER ALTI) Tanrý’sýdýr. Ýnanca göre yer altýnda kötü ruhlarýn egemenliði vardý. Onun için yer altýna “Karanlýk Alem” derlerdi. Ölenin arkasýnda Kurban kesilmesi yeraltýnda ki kötü ruhlarý etkilemeye çalýþmaktan baþka bir þey deðildir. Ýnanca göre ölenlerin ruhu yer altýna gittiðinde orada kötü bir davranýþla karþýlaþmasýn diye Yer altý Tanrýsý Erlik’i kýzdýrmamaya onun gönlünü hoþ tutmaya yönelik bir eylem olarak karþýmýza çýkýyor. Türklerde Kam törenleri bayram gibi kutlanýlýr ve Kurban olmadan ayin (ibadet) yapýlmazdý. Kurban kanlý ve kansýz olmak üzere iki çeþitti. Kansýz kurban daha çok “Ateþe yað atma, Þarap serpme, Yalma (aðaçlara ip, bez sarma);, Saçý (süt, kýmýz, buðday, darý) Helva; kanlý kurban ise bir hayvaný keserek yapýlýrdý. Türk Þamanlarýnda (Kam’larda) daha çok At kurban edilirdi. Kurban edilen hayvanlarýn kemikleri kýrýlmaz, köpeklere verilmezdi. Kemikler ya topraða gömülür yada yakýlýrdý. Genelde ilk ve sonbahar aylarýnda yapýlan büyük törenlerde, katýlanlara kurban ve kýmýz sunulurdu. Bu törenler dokuz gün sürerdi. Anadolu’da bugün de etkisini sürdüren birçok inanýþ, eski Kam inancýndan gelmektedir. Örneðin Alkarýsý inancý; Cuma Akþamlarý dýþarýya su dökmenin, Akþamlarý Týrnak kesmenin Cuma günü Çift sürmenin….vb. günah sayýlmasý; aðaçlara ip baðlanmasý, ziyaret yerlerine mum yakýlmasý, bir çok hayvanýn, ýrmaðýn, aðacýn kutsal sayýlmasý…vs. gibi.
20.07.2006
Kaynaklar; Cemal ÞENER; Türklerin Müslümanlýktan önceki dinleri Þamanizm; Nevill DURURY; ÞAMANÝZM Ana Britannica Ýlgili maddeler Büyük Larousse Ýlgili Maddeler Öztürkçe Sözlük (Ali PÜSKÜLLÜOÐLU) Felsefe Sözlüðü Aziz ÇALIÞLAR Alevilik –Bektaþilik Sözlüðü; Esat KORKMAZ’a
GÜLHAYAT DÖNMEZ 20 July 2006 13:32 | ANKARA
Merhaba Gökçeharmanlýlar! 16 Temmuz'daki Bolu-Gölcük Pikniði çok güzeldi. Þiir tadýndaydý adeta. Su gibi berrak ve coþkulu, soframýzdaki ekmek gibi leziz, bebeklerin gözleri gibi ýþýl ýþýl, bahar çiçekleri gibi mis kokulu bir piknikti. Dostluklar nakýþ nakýþt yüreklerde Sevdalar saklýydý baðlamanýn týnýsýnda Umut ve mutluluklar vardý doðaya gülümseyen insanlarda. Herkes el-ele, omuz-omuza, göz-gözeydi halaylarda. Yani müthiþti, herþey tam kararýndaydý. Örnek bir dayanýþma sergiledi Gökçeharmanlýlar. Ben de üzerime aldýðým sorumluluðu yerine getirmeye çalýþýrken bir yandan da çok eðlendim. Yöneti Kuruluna ve Baþkan Sayýn Mehmet Zaman'a teþekkür ediyorum. Bir daha ki piknikte de aranýzda olmak isterim. Bundan mutluluk ve gurur duyarým. Bu arada Ýlyas abi yazýn harika olmuþ.Ýçinde herþey var. Duygu, espiri, yaþanmýþlýklar... Bayýldým doðrusu. Görüþmek üzere. Dostça kalýn.
GÜLHAYAT DÖNMEZ 20 July 2006 13:32 | ANKARA
Merhaba Gökçeharmanlýlar! 16 Temmuz'daki Bolu-Gölcük Pikniði çok güzeldi. Þiir tadýndaydý adeta. Su gibi berrak ve coþkulu, soframýzdaki ekmek gibi leziz, bebeklerin gözleri gibi ýþýl ýþýl, bahar çiçekleri gibi mis kokulu bir piknikti. Dostluklar nakýþ nakýþt yüreklerde Sevdalar saklýydý baðlamanýn týnýsýnda Umut ve mutluluklar vardý doðaya gülümseyen insanlarda. Herkes el-ele, omuz-omuza, göz-gözeydi halaylarda. Yani müthiþti, herþey tam kararýndaydý. Örnek bir dayanýþma sergiledi Gökçeharmanlýlar. Ben de üzerime aldýðým sorumluluðu yerine getirmeye çalýþýrken bir yandan da çok eðlendim. Yöneti Kuruluna ve Baþkan Sayýn Mehmet Zaman'a teþekkür ediyorum. Bir daha ki piknikte de aranýzda olmak isterim. Bundan mutluluk ve gurur duyarým. Bu arada Ýlyas abi yazýn harika olmuþ.Ýçinde herþey var. Duygu, espiri, yaþanmýþlýklar... Bayýldým doðrusu. Görüþmek üzere. Dostça kalýn.