TOPLUMSAL YAÞAMDA KADIN
Yukarý da ki satýrlarda insan araç yapan bir varlýktýr demiþtim.
Peki, bunu sadece erkekler mi yapar? Hayýr. Kadýn da ayný iþlevlere sahiptir. Erkekle kadýn birlikte insaný oluþtururlar. Biyolojik olarak sadece üreme organlarý farklýdýr. Baþkaca da bir fark yoktur. Ayný fizyolojik ve anatomik organlara sahiptirler. O halde olaya kadýn ya da erkek ayýrýmýnda deðil insan olgusundan bakmak doðru bir duruþ olacaktýr. Kadýn veya erkek biri diðerinden asla üstün deðildir. Yaratýlýþ bakýmýndan birisini diðerinden üstün gören kafa sakat kafadýr.
Kadýn ve erkek asla birbirini dýþlayan iki farklý varlýk deðildir. Þu bilinmelidir ki; kadýn ve erkek bir bütündür. Biri olmadan diðeri olmaz. Nasýl ki elektriðin oluþmasý için iki karþýt gücün birleþmesi gerekiyorsa ve ikisi birse; kadýn ve erkekte iki karþýt kutup ama bir bütündür. Karþýtlarýn birleþiminden bütünlük doðar. Var olmanýn en temel yasasý da budur. Bu yasa doðanýn da en temel yasasýdýr. Doðada birbirine karþýt olmayan mutlak bir varlýk bulunmamaktadýr. Her þey kendi karþýtýný var kýlar ve karþýtýyla birleþerek kendini dönüþtürür ve yeniden üretir.
Tek baþýna kadýn ya da erkek her zaman eksiktir. Evrensel varoluþun özünde de eksiklik yasasý vardýr. Bu eksiklik yasasý gereði, eksik olan kendini tamamlamaya yönelir ve kendisini tamamlayacak karþýtýný (eþini) bularak kendisine katar ve kendi bütünlüðünü saðlar. Doðada her þey zincirleme olarak böyle oluþur. Her þey her þeye baðlýdýr. Ve her þey her þeyi var eder. Yukarý aþaðýyý, soðuk sýcaðý, diþi erkeði, artý eksiði, hayat ölümü, ölüm hayatý, katý sývýyý, ýþýk karanlýðý& vs. zorunlu olarak var kýlar. Her þey bir baþka þeyin nedenidir. Kadýn erkeðin, erkek de kadýnýn nedenidir. Bu iki karþýt güç birleþerek kendi türünün devamýný saðlýyor.
Bu anlamda da kadýn ve erkek birbirlerini var ederler. Kadýn ve erkek bir elmanýn iki yarýsý gibidirler. Birbirine baðlýdýrlar.
Böyle bakýnca kadýn ve erkek birbirinin eþidirler. Eþ demek eþit olan demektir. O zaman eþit olmasý gereken kadýn ve erkek arasýnda ki bunca farklýlýk neden doðmuþtur. Bu tamamen toplumsal deðerler ve kültürel olgularýn bir sonucudur.
Özünde üreten- tüketen karþýtlýðý vardýr.
Þurasý bir gerçek ki; toplumda üreten kimse o öbürüne egemendir. Üretmeyen kiþi üretene baðýmlýdýr.
Bu anlamda üreten, türün devamýný saðlayan, doðurgan olan kadýndýr. Doða kadýný daha avantajlý ve daha güçlü kýlmýþtýr. Nitekim insanlýðýn daha toplumsallaþmadýðý ilkel dönemlerde kadýn topluluða egemendi. Çünkü belirleyici olan kadýndý. O dönemlerde çok evlilik vardý. Bir kadýn birçok erkekle ve bir erkekte baþka kadýnlarla birlikte olabiliyordu. O zaman doðan çocuðun babasýnýn kim olduðu bilinmiyordu ama annesi biliniyordu. Anaerkil dönem denilen bu dönem insanlýðýn toplumsallaþmasýyla son bulmuþtur. Ýnsanlýðýn toplumsallaþmasý Neolitik (tarým) çaðda hýz kazanmýþ ve o dönemde mülkiyet kavramý da doðmaya baþlamýþtýr. Mülkiyet kavramý ayný zamanda sahiplenme iþlevini de var kýlmýþ ve topraðý, hayvanlarý sahiplenen ve bunlar bana ait diyen insanlarýn var olmaya baþladýðý bir toplumsal yapý oluþmuþtur. Bu aidiyet duygusunun oluþmasýyla birlikte süreç içinde erkeðe ait kadýn ya da kadýna ait erkek olgusu gerçekleþmiþ ve bu olgu aileyi doðurmuþtur. Tarým toplumunun var kýldýðý aile tipi Ataerkil ailedir. Bu aile biçimi erkek egemenli bir aile yapýlanmasýdýr. Ýþte o günden günümüze (ortalama 8-9 bin yýl) kadar aralýksýz olarak erkek egemenli bir toplum modeli olarak gelmiþtir.
Genelde kadýnlarýn yumuþak, edilgen, duygulu coþkulu& vs. davranýþlara sahip olduklarý yönünde belleklerde oluþmuþ yargýlar vardýr. Çözümleyici bir yöntemle baktýðýmýzda bu yargýnýn kendi içinde hem doðru ve hem de yanlýþ olduðu sonucuna varýrýz.
Bu yargý doðrudur; çünkü kadýnlara doða tarafýndan verilmiþ özel yetiler ve deðerler bulunmaktadýr. Kadýnlar doðurgan olduklarýndan ve insan soyunu devam ettirilmesini saðlayan üretimi gerçekleþtirdiklerinden dolayý erkeklerde bulunmayan bazý davranýþlar kadýnlarda geliþmiþ bulunmaktadýr.
Kadýnlar; dünyaya getirdikleri çocuklarý koruma, sevme, büyütme, besleme&vs. gibi iþlevleri vardýr. Ýþte bu iþlev onlara duyarlýlýklar, incelikler yüklemiþtir. Aslýnda bu özellikler yaratýlýþlarýndan gelmektedir. Doða, soyu devam ettiren tüm diþileri nazik ve çekici yaratmýþtýr. Bu deðerler ise kadýna daha duygulu, daha sevecen, daha koruyucu ve daha yumuþak& bir kimlik kazandýrmýþtýr.
Yaklaþýk 8000-9000 bin yýllýk bir süredir, erkeðin üstünlüðüne dayanan bir anlayýþ ve yönetim dünyaya egemen olmuþtur. Bu süreç içinde kadýn, pasif bir konuma düþürülmüþ ve edilgen bir kimliðe büründürülmüþtür. Öyle ki; kadýnýn yaþamýný erkek belirler olmuþtur. Çok acý ama gerçek böyledir.
Oysa þurasý bir gerçek ki kadýnlar da erkekler kadar eþit haklara sahiptir. Ve sahip olmalýdýr. Ýnsan olmanýn en temel belirleyeni budur. Kadýn toplumsal yaþamýn her alanýnda; ailede, çalýþma yaþamýnda, yönetimde, toplumsal kararlarda, özel alanlarda& vs. erkekle özgür ve eþit haklara sahip olmasý gerekir. Bu kadýnlarýn en temel haklarýdýr. Yoksa insan olmanýn iþlevini yitirmiþ olurlar. Kadýnlara bu haklarý tanýmayanlarýn beyinlerinde veya kortekslerinde büyük bir eksiklik var demektir. Kadýný toplumda ikincil hatta üçüncül konuma düþüren bir kafa asla çaðdaþ bir kafa olamaz.
Birleþmiþ Milletler Antlaþmasý (1945); Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesi (194
ve daha birçok uluslar arasý sözleþmeler ve antlaþmalarla kadýnlarýn da Tüm Ýnsan Haklarýndan yararlanmalarý gerektiðini belirtmiþlerdir.
Kadýnýn eþini seçmesi, serbestçe kimsenin baskýsýna gerek kalmadan kendi siteyle evlenmesi, siyasal alanda seçme ve seçilme haklarýna sahip olmasý, çalýþma hakkýný özgürce kullanmasý, eþit iþe eþit ücret almasý, giyimine- kuþamýna kendisinin kara vermesi& vs. gibi toplumsal haklara kadýnlarýnda en az erkekler kadar sahip olmasý gerekir. Bunun tersini düþünmek akla ve mantýða aykýrýdýr. Çünkü kadýn da insandýr&
Dünya Emekçi kadýnlar Günü kutlu olsun.