Yeni Resimler
yeni2009 Dayanýþma Gecesi
Site Haberleri
Anasayfa
Haberler
Şiir
Sağlık
Tatil / Turizm
E- Devlet
Forum
Galeri
Linkler
SSS

Köy Resimleri


Ekim 2006 Istanbul


Ekim 2006 Ankara


Ekim 2006 Ankara


Kazým Erdoðan





Saturday, 21 December 2024
Anasayfa arrow Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi Defteri

Ziyaretçi Defterini imzala


Cemile erdogan    13 April 2007 20:36 | izmir
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
cemile-erdogan@hotmail.com
Sayýn Mehmet Zaman.Siz benden siteye koymak için resim istemiþtiniz.Bizde o resimleri senin hotmail adresine gönderdik.alýp almadýgýný bize bildirirsen sevinirim.Hayatýnýzda saðlýk dolu yaþam dilerim.Herkeze selam.

yasam    09 April 2007 20:59 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
sevgili dostlar yayýný dinleyebilmek icin, www.gokceharman.de adresini ziyaret ediniz.

Kazým    09 April 2007 15:12 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
Deðerli site sakinleri,
BÝRGÜN Gaztesinden aldýðým alýntýyý sizlere sunuyorum.Bu konuda emeði geçen herkesede sitemiz adýna teþekkür ediyorum.Bana göre yorum yapmaya gerek yok.






08/04/2007
"Veysel'imizi bulacaðýz'

Veysel Güney olayým, benzer binlerce olaydan farklý yapan birþey var. Kendi yasalarýný bile hiçe saymanýn aþýlabilecek son eþiðinin de aþýlmýþ olmasý. Asýp kaybetmek! Görece demokratik ortama geçilmiþ olmasý acýmýzý hajýfletmiyor, öfkemizi dindirmiyor. Ülkemizi ve sol hareketi bu ayýptan kurtarmak, Veysel Güney'in mezarýný bulmak için baþýndan beri çaba harcayan Mersin 78'liler Derneði Baþkaný Ethem Dinçer ile görüþtük.


YETER ÖZDEMÝR ÞAHÝN - EMRULLAH KANDEMÝR
» Veysel Güney'e ilginiz nasýl baþladý?
BirGün'de Ýnönü Alpat bir yazý yazdý: "Arkadaþlarýmýza borçluyuz. Veysel'in mezar yerini bile bilmiyoruz. Bu ayýp hepimize yeter" diye özetleyebileceðim bir yazý. O yazýdan sonra aileyle baðlantýya geçtik. Pek çok sembol ismin cenazesi verilirken Veysel niye verilmedi merak ettik. Bunu araþtýrýrken Veysel'in veda mektubunun da verilmediðini öðrendik.

» Nasýl öðrendiniz?
Aileden öðrendik. Gerçi bu söyleniyordu, arkadaþlarý da biliyordu. Ýþi kurcalamaya baþladýktan sonra çok yerden ipuçlarý gelmeye baþladý. Ýdama þöyle gitti diye arkadaþlarýndan akrabalarýndan gelip bizi bulanlar oldu. Ýþin medya, duyulma yönünü bir noktaya getirirseniz çok insan size ulaþýyor.

» Ýlk ipuçlarý kimden geldi?
Sýradan insanlardan da. Örneðin 75 yaþlarýnda namazýnda niyazýnda bir mezarlýk görevlisinden. 2005 yýlýnýn 11 Haziran günü Veysel'in ölüm yýldönümünde ilk resmi baþvuruyu yaptýk. Antep savcýlýðýna gittiðimiz gün Radikal gazetesi manþet attý, "Veysel'in mezarý nerede?" diye. Bu infaz edilmiþ, gözaltýnda kaybedilmiþ, iþkencede öldürülmüþ atýlmýþ biri deðil. Devlete zimmetlenmiþ bir insan. Hukuk sistemini beðenirsiniz beðenmezsiniz, ama idam edilmiþ birisi. Kaybolmuþ olmasýný aklýmýz almadý. O nedenle "Antep mezarlýðýnda olduðunu bildiðimiz" diye yazdýk dilekçeye. 15 gün sonra "bizde yok" yanýtý geldi. Ayný gün bir gazeteci arkadaþ mezar yerinin belirlendiðini, kendisine gösterileceðini söyledi. Antep'e gittik. 9 Haziran 1981 tarihli mezarlýk kayýt defterinde "asýlarak idam edilen, ama hüviyeti meçhul" yazan bir belgeyi gördük. "Geldiði yer: Orduevi" yazýyordu. Yine oradaki kayýtlarda ilginç bir durum, para almamýþlar mezar için. Mezar yeri çok hafif tümsek oluþmuþ bir yerdi. Küçük bir aðaçla ot arasý bir þey büyümüþ üstünde. Selamlaþtýktan sonra Veysel'le oradan ayrýldýk. Mezarýn açýlabilmesi için baþvurularý yaptýk. Bu süreçte savcý Mete Göktürk'ün kitabýnýn yayýnlanmasý ve gazetelerin konuya ilgi göstermesiyle baský unsuru oluþtu. Basýnýn ilgisi de müthiþ yoðunlaþmýþtý. Sonra DNA testi süreci baþladý. Ýstanbul Adli Týp'ta bekledi örneklerimiz, görev alanýnda olmadýðý gerekçesiyle geri gönderildi. Gerekçeleri ilginç, "Adalet Bakanlýðý yeni bir genelge yayýnladý, en yakýn adli týp kurumuna gidip gelecek" dediler.

» Bu süreçte mi yayýnlanmýþ genelge?
Gerçekten öyle bir genelge var mý yoksa oyalandýk mý bilmiyoruz. Ankara Adli Týp'tan gelen ilk sonuçlar "kardeþinden alýnan numuneler uymadý, anne babasýndan alýnýrsa daha saðlýklý sonuç çýkar" þeklindeydi. Anne babasýnýn iþin içine girmesini istemiyorduk, yaþlý insanlar. Hatta annesinin mezar yerinin bulunmasýndan sonra duymasýný istiyorduk. Yeniden Ankara'ya gitti geldi, hem iskelet hem ailenin örnekleri. Bu süreçte sürekli gidiyor geliyor bunlar. Oradaki sonuç da olumsuz çýktý. Yalnýz bu sonuç konusunda kafamýzda ciddi soru iþaretleri oluþtu.

» Neden?
Birincisi bu kadar çok gidip gelmesi, Ýstanbul'un reddetmesi. Ýkincisi iskeletin Ankara'dan ikinci kez Antep'e döndüðü gün Antep Maraþ yol ayrýmýnda baþka bir iskelet bulundu. Basýna da yansýdý. O da 20 yýllýk iskelet. Onun üzerinde de Adli Týp Kurumu'nun mühürü var ve yol kenarýnda tarlaya atýlmýþ. Ýlginç ve manidar geldi. Maraþ savcýlýðý, "20 yýl önce Maraþ'taki bir cinayet davasýna ait bir iskelet" dedi. Peki, niye bu tarlanýn kenarýnda diye sorduk. 1984'te bitmiþ bir dava, ailenin de dava yeniden incelensin gibi bir talebi olmamýþ ve o iskelet her nasýlsa tam da Veysel'in iskeletinin Antep'e döndüðü gün Antep Maraþ yol ayrýmýnda bir tarla kenarýnda görülüyor.

» Buna nasýl bir açýklama getiriyor savcýlýk.
Hiçbir açýklama getirmiyor. Güya Maraþ'ta emanette 20 yýl unutulmuþ, 20 yýl sonra o gün bulunmuþ. Veysel'in cenazesinin bulunmasý zamanaþýmýný ortadan kaldýracak. Biz hâlâ DNA testi olumsuz çýkan mezarda yatanýn Veysel olduðunu düþünüyoruz.

» Hukukçularýn görüþü, cenaze bulunduðunda Veysel Güney'in yargýlanma sürecinin yeniden baþlayabileceði yönünde mi?
Evet. Veda mektubunun dosyada olabileceðini düþündük. Yargýlama sürecinde avukatý olmadýðý için Bilgi Edinme Yasasý doðrultusunda Kara Kuvvetleri Komutanlýðý'na aile adýna baþvuru yaptýk. Bir ay kadar sonra yanýt geldi. Fotokopi paralarýný yatýrýr-sanýz veririz dediler. Yatýrdýk. Baþvuru yapan kiþinin Veysel Güney'e yakýnlýðýný kanýtlayýn dediler. Ýþi zorlaþtýrmaya baþladýlar ama bir defa veririz dediler ya... Bir hafta sonra dosya postayla geldi. Ýnanamadýk, mektup da içindeydi. Mektubunda bile o kadar coþkulu, inançlý duruyordu ki, Veysel iþini kovalamamak, Veysel'e olan borcunu ödememek için insanýn herhalde insanlýktan çýkmasý gerekiyordu. Kardeþine telefonda okudum mektubu. Ayhan o tarafta aðladý, ben bu tarafta. Ertesi gün Ankara'da basýn açýklamasýyla duyurduk. Mektup pek çok gazetede, bazýlarýnda manþetten "yirmi beþ yýl geciken mektup" diye yayýnlandý. Mektubunu "Sizin Veysel" diye bitirmiþ. "Sizin Veysel" yazýsýný büyüttük, bir fotoðrafýyla birlikte -gençlik fotoðrafýyla diyeceðim ama zaten 24 yaþýnda idam edilmiþ- derneðimizde asýlý duruyor.

» Ya dosya...
Dosya öylesine hukuk facialarýyla, hukuksuzluklarla dolu ki. Bir evde çatýþma çýkýyor. Çatýþmada Ali Ýhsan Özer ölüyor ki, Ali Ýhsan'ýn fotoðraflarý da ilk kez bu dosyadan çýktý. Çatýþmadan sonra öldürülmüþ halde fotoðraflarý var. Veysel yaralý yakalanýyor. Çatýþma sýrasýnda Þahin Akkaya isimli operasyonun komutaný bir Üsteðmen ölüyor. Veysel'in cezaevi arkadaþlarý "Veysel teðmeni vurmadýðýný söyledi" diyorlardý. Ama biz bunun bir refleks olabileceðini düþünüyorduk. Zaten Veysel'in ifadesi neredeyse yok gibi dosyada. Hiç konuþmamýþ dense yeridir. Yaralý yakalandýðý ilk gün bile imza atmamýþ tutanaklara. Dosyayý incelediðimizde gerçekten teðmeni Veysel'in öldürmediðini düþünmeye baþladýk. Evi, çatýþmanýn olduðu bölgeyi, apartmaný gezdik, belgeleri inceledik ve bundan neredeyse tam anlamýyla emin olduk diyebilirim. Dosyayý inceleyen pek çok hukukçunun da fikri bu. Evde bir çatýþma çýkmýþ, direnmiþler, bu kesin ama teðmenin olduðu nokta ile çatýþmanýn olduðu nokta arasýnda o kadar farklýlýklar var ki belli ki Veysel teðmeni vurmamýþ. Zaten çok ilginç, Ýskenderun'da bir davadan yargýlanýyor. Burada yargýlanýrken onu hiç dikkate almamýþlar.

» Ýskenderun'daki dava ne davasý?
Veysel'in Ýskenderun Demir Çelik Fabrikasý'nda çalýþtýðýný biliyoruz. Ýskenderun'da Necdet Erdoðan Bozkurt adýnda bir devrimci 12 Eylül'den önce bir karakolda iþkencede öldürülüyor. Daha sonra bir karakol baskýný yapýlýyor. Veysel bu eylemden sonra Ýskenderun'da aranmaya baþlanýyor.

» Bu olayýn faili olarak mý?
Devrimci Yol'a yönelik operasyonda, evet fail olarak aranýyor denebilir. Ama ilginçtir, Gaziantep'teki dosyada Ýskenderun'dan gelen belgeler hiç incelenmiyor. Hatta Veysel'in örgüt üyesi olduðuna dair bir dava açýyorlar ama olmadýðýna karar veriyorlar. Teðmeni vurmak suçundan idam cezasý veriyorlar. Davayý uzatmak istemiyorlar, bir an önce cezalandýrmak istedikleri için bu davayý pas geçiyorlar diyebilirim bir anlamda.

Hem karakol baskýný, hem örgüt üyeliði soruþturulmuyor... Evet, ellerinde teðmenin ölümü gibi bir olay var. O dönemin idamlarý ilginçtir. Örneðin Erdal Eren de bir jandarma erini vurduðu iddiasýyla 17 yaþýnda idam edilir.

» Veysel Güney dosyasýna yeniden dönersek...
Ýçerde çok büyük bir çatýþma çýkýyor. Ancak dosyada, polislerin çeliþik ifadeler verdiði çok açýk. Bu ifadeleri, çatýþmanýn krokilerini, Veysel'in ifadelerini görünce çatýþma sýrasýnda polislerin teðmeni vurmuþ olabiÝeceðini düþündük. Yanlýþlýkla, bilerek ya da bir baþka nedenle...

» Teðmenden çýkan kurþunun tespiti yapýlmýþ mý?
O hepsinden ilginç. Çatýþma 28 Aralýk gecesi oluyor, balistik raporlarýnýn tarihi 30 Aralýk. O dönem Adana-Antep arasý gidiþ dönüþ on saat sürüyor. Yani bir günde 15'i polislerden, üçü Ali Ýhsan ve Veysel'den 18 silah ve 200 mermi için balistik raporu verilmiþ. Soruþturduk, bugünkü teknolojiyle bile 15-20 günden önce çýkmayacaðý söyleniyor. Ýlginç bir durum daha var. Teðmenden çýkan kuþun, çatýþmadaki polis tarafýnýn en üst yetkilisine teslim edilmiþ.

» Ertesi gün de balistikten geliyor...
Evet. Binlerce soru iþareti var. Polisler 15 dakika kapýyý çaldýk diyorlar. Kimi kapýyý çaldýk diyor, kimi zili. Veysel'in el yazýsýyla dosyada bir belge var. Bazý noktalara itiraz ediyor. Bu kapý ziline de diyor ki, "Bu kadar çalýnsaydý komþular da uyanýrdý, baþkalarý da uyanýrdý, biz de uyanýrdýk. Ama o kadar düzmece iþ yapýyorsunuz ki evde zil yok ki zili çalasýnýz." Bunlarýn hiçbiri dikkate alýnmýyor tabii. Karar o kadar çabuk, o kadar net verilmiþ ki.

» Kaç duruþma sürüyor?
28 Aralýk'ta yakalanýyor, 11 Ocak'ta tutuklanýyor. 6 Þubat'ta ilk duruþmasý yapýlýyor. Veysel Adana'ya götürülmüyor. Antep'e bir mahkeme kuruyorlar. Ýlk duruþmada tanýk polis memurlarýndan ikisi þehir dýþýnda olduðu için ikinci duruþmaya kalýyor. Ýkinci duruþma 17 Þubat'ta yapýlýyor, ikinci duruþmada karar veriliyor: Ýdam!

» Veysel'in Adana'ya götürülmeyip, mahkemenin Antep'e getirilmesine iliþkin bir açýklama var mý?
Yok tabi. O dönem Devrimci Yol hareketi Türkiye'deki en büyük kitlesel siyasal hareket olarak biliniyor ve Veysel, Devrimci Yol davasýndan idam edilen ilk kiþi. Yani Veysel'in arkadaþlarýndan bir karþý tepki gelebileceðini düþünmüþ olabilirler. Bir ilginç anekdot var. Ýdam edileceði güne kadar mektuplarý, eþyalarý, giysileri verilmiyor, ailesiyle görüþtürülmüyor. Karar kesinleþtikten sonra bir subay Veysel'in yanýna gidiyor. "Hadi al, mektuplarýn, giysilerin. Týraþ ol. Arkadaþlarýnla da görüþebilirsin" diyor. Ama cezan kesinleþti denmiyor. Veysel, arkadaþlarý ziyarete geldiðinde diyor ki "Herhalde bizimkiler burjuvaziyi geriletti, iyi davranmaya baþladýlar." Veysel'in mahkeme dosyasýnda 16 Þubat'ta verdiði bir dilekçe var. "Avukat istiyorum" diyor. Bu dilekçeye cevap bile verilmiyor. Yani kesinlikle avukatý olmuyor. Veysel çatýþmada yaralý yakalandýðýnda polis panzerine götürülüyor. Dönemin sýkýyönetim komutaný geliyor, "bunu infaz edin" diyor. Fakat panzerdeki polis memuru hastaneye götürüyor. Hem yaralanmýþ hem de yaralý yakaladýktan sonra ciddi þekilde dövmüþler. Yaralýyý devlet hastanesine götüren polis memurunu da görevden almýþlar.

» Bundan sonra ne olacak...
Çatýþmaya ait tutanaklar Veysel'lerin teðmeni vurmadýðýný kanýtlýyor. Görev hukukçularýmýzda. Onlar bu dosyayla yeniden yargýlama olabileceðini düþündüler. Ýade-i muhakeme baþvurusu yapýlacak. Dosyada bir yüzbaþý ismi var. Savcýnýn yazýsý net. "Babasý Ali Güney'e teslim edilmek üzere Yüzbaþý Burhan Erdem'e teslim edildi." diyor. Ýsmen de suç duyurusu yaptýk.

» Aile neler yaþadý? Nereye defnedileceði bile konuþuldu. Sonra o deðil dendi...
Evet. Aile yýpratýlmýþ. 24 yaþýnda bir çocuðunuzu, kardeþinizi kaybetmek kolay iþ deðil. Ýdam günü cezaevi aracýnda görüþmüþler. Annesi, "oðlum korkmuyor musun" diye sormuþ. "Niye korkayým ki anne. Korkmuyorum. Hiçbir kötülük, hiçbir haksýzlýk yaptýðýmý düþünmüyorum, halkýmýn mutluluðu için ölüyorum. Onun için rahatým" demiþ, annesini teselli etmiþ. Arabaya bindirildi-ðinde kardeþi sarýlmýþ, "Yiðitsin, aðbimsin" demiþ, kardeþini de gözaltýna almýþlar. Bu aile için ikinci travma olmuþ. Aile buna raðmen cenazeyi aramýþ. Sýkýyönetim komutanlýðýndan defalarca kovulmuþlar. Aile bugün yeniden çocuðuna sahip çýkýyor. Kardeþi bize "Mezar köyümüze geldiðinde abim buraya gelmiþ gibi hissedeceðim. Onun için buraya istiyorum" diyor. Sonuç olumsuz çýkýnca kinci kez kaybetmiþ gibi oldular. Çok üzüldük. Hâlâ DNA testleriyle ilgili birtakým "derin tahliller" olduðunu düþünüyorum.

DNA testi olumlu sonuçlansaydý köylerinde tören yapacaktýk. Türkiye'nin her yanýndan insanlarýn oraya gitmesi öngörülüyordu. Umuyorum bu yýl ölüm yýldönümüne kadar Veysel'in mezarýný bulacaðýz.

'Tanýklýk bile travma yaratýyor'
» Veysel Güney olayýný baþýndan beri bütün yönleriyle takip ettiniz. Sizi nasýl etkilediðinden söz etsek.
Bir þey fark ettim bu görüþmede. Her yerde Veysel dosyasýný ve buna benzer bir kaç dosyayý anlatýp duruyordum. Etkilenmemeye baþladýðýmý düþünüyordum. Oysa her seferinde yeniden o travmayý yaþýyormuþum. Çok aðýr bir yük, ama yüklenmesem de olmazmýþ. Gururla hüzün, üzüntüyle öfke arasýnda gidip geliyorum. Anlattýðým insanlar ne düþünüyor ne hissediyor çok bakmýyordum. Fark ettim ki üzüyorum insanlarý. Ama, akýlla düþününce yaptýðýmýz þeyin ne olduðunu biliyorum. Etraftan, aileden, deðiþik kentlerdeki arkadaþlardan "ne oldu bu iþ" sorusu gelince bir yerlerim kanýyor sanki. DNA testinden sonra günlerce uyumadan düþündüm. Acaba bir yerde eksik mi yaptýk diye. Sanki Veysel'i ben vurdum, ben yargýladým, ben idam ettim, ben sakladým mezarý, mektubu ben vermedim. Nasýl bir ruh halindeyim biliyor musunuz, Veysel'in cenazesi bulunmazsa, hani derler ya gözüm açýk gideceðim.

Veysel Güney kimdir?
1957de Malatya'nýn Hekimhan ilçesine baðlý Davulkulu Köyü'nde doðdu. Çocukluk yýllarý mezrada hayvancýlýk ve tarýmla uðraþan ailesiyle geçti. Okul dýþý zamanlarýnda çobanlýk yapýyordu.

Veysel Güney, ilkokulu bitirdikten sonra Hasan Çelebi nahiyesine gitti. Ýzmir Erkek Sanat Enstitüsü'nden sonra da liseyi Malatya'da tamamladý.

1975'te Ýsdemir Karabük Montaj Þantiyesi'nde elektrikçi olarak çalýþmaya baþlayan Veysel Güney, bu arada Ýskenderun Meslek Yüksek Okulu Makine Bölümü'nü de bitirdi.





Deðerli babacýðým ve tüm dostlarým,
Ben hiçbir þahsi çýkarýmý gözetmeden ülkemin baðýmsýzlýðý ve halkýmýn kurtuluþu için doðru bildiðim yolda inanarak mücadele ettim. Benim kalbim insan sevgisi ile doludur. Ben kimseyi öldürmedim, suçsuzum. Gösterdikleri gerekçeye dahi mahkeme sonuçlanmadan karar verildi. Onlara göre suçlu olabilirim, çünkü onlar ülkeyi yabancýlara peþkeþ çeken ve onlarla bir avuç iþbirlikçi mutlu azýnlýk iþbirliði yapýyor. Halkýma ise zam, iþkence ve ölüm reva görülüyor. Ýþte ben, buna insan olarak karþý geldiðim için onlara göre suçluyum, ama boþuna, çünkü insan kafasýndaki düþünceyi yok edemedikten sonra iþkence ve idamla bir yere varamayacaklarý açýk. Babacýðým,

Ben ölüme seve seve gidiyorum, bir namussuzluk ve bir þerefsizlik yapmadým. Onun için hiç üzülmeniz gerekmez. Benim binlerce annem babam olduðu gibi sizin de binlerce oðlunuz var. Göndermiþ olduðunuz mektuplarý bugün verdikleri için cevabýný yazamadým. Ýmam ve Sultan'dan da mektup aldým. Ayrýca Sultan'ýn gönderdiði çamaþýrlarý da aldým. Tüm dostlardan memnunum ve saygýlarýmý sunar, mutlu yarýnlarýn halkýmýn olmasýný dilerim. Size bir tek dördük þiir yazýyorum

Mezarýmý yol kenarýna kazýn Üzerine devrim þehidi yazýn Baþýna yumruklu yýldýz kazýn Gidiyorum ölümsüzlüðe hoþça kalýn...

Selamlar. Sizin Veysel.

birgün.net www




























Halkýn Gazetesi Birgün © 2006 Tüm Haklarý Saklýdýr.

Kazým    09 April 2007 14:48 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
Melih Pekdemir

melihpekdemir@birgun.net



Kod adý Yeþil 08/04/07
Bizim evin yaný baþýndaki yirmi dönümlük portakal bahçesine hýzarlar girdi... Tam da Ýzmir'den yeðenim Zeynep geliyordu ve oðlum Bulut ona epey hava atmýþtý, "evimiz þöyle yeþillik içinde, portakal bahçesi mis kokuyor" diye... Portakal orada kal durumlarý hasýl olunca, çocuk yalancý duruma düþtü... "Madem bahçe gitti bari balkon yeþillensin" dedim; Migros'a gittim, reklam gibi olacak ama, inanmazsýnýz saksýsý bir YTL'den papatya satýlýyor. Þimdilerin siyasi konjonktür çiçeði... Cumhurbaþkaný seçimine katký olsun diye Radikal gazetesi bile papatya falý köþesi açtýðýndan, ben de beþ on saksý aldým, balkona dizdim.

Cumhurbaþkanlýðý konusunda kim benden görüþ istese, hemen balkona koþuyorum, saksýdan bir papatya alýp yapraklarýmý kopararak tahlilime baþlýyorum: Tayyip Erdoðan Cumhurbaþkaný olacak mý, olmayacak mý, olacak mý, olmayacak mý? Mesela son yaprak "olacak" çýktý. Hemen sýralýyorum: Gelir uçurumu kapanmayacak. Ýþsizlik sorunu çözülmeyecek. IMF tahakkümü sona ermeyecek Neo liberalizm uygulamasýndan vazgeçilmeyecek. ABD'nin çuvalý baþýmýzdan çýkmayacak. AB derhal kapýlarýný Türkiye'ye açmayacak. Kürt sorunu çözülmeyecek. Askeri darbe olmayacak. Çorumspor þampiyon olmayacak... Mesela son yaprak "olmayacak" çýktý. Tahlillerimi yine sýralýyorum: Gelir uçurumu kapanmayacak. Ýþsizlik sorunu çözülmeyecek. IMF tahakkümü sona ermeyecek. Neo liberalizm uygulamasýndan vazgeçilmeyecek. ABD'nin çuvalý baþýmýzdan çýkmayacak.

AB derhal kapýlarýný Türkiye'ye açmayacak. Kürt sorunu çözülmeyecek. Askeri darbe olmayacak. Çorumspor þampiyon olmayacak...

Ayný tahlil yöntemini "Askeri darbe olacak mý olmayacak mý?" sorusunda da kullanýyorum; sonuçlar yine yukarýdaki gibi... Yani tek felaket yapraklarý yoluna yoluna dýmdýzlak ortada kalan papatyanýn baþýna (sapýna) gelmiþ oluyor... Þu memlekette laiklik önemli bir mesele... Bundan elbette kuþku duymuyorum. Ama Tayyip Erdoðan Cumhurbaþkaný oldu ya da olmasý engellendi diye bir yenilgiden ya da zaferden söz etmek denli saçma bir þey düþünemiyorum. Yahu arkadaþlar! Bu memlekette, kurumsallaþmýþ bir laiklik söz konusuysa eðer ve modernite yolunda Kemalist devrim bir takiyye deðil de sahici bir devrim sayýlýyor-sa eðer... Söyleyin þimdi: Þeriat düzenine barýþçýl yoldan geçiþ mümkün müdür?

"Son kale de elden gidecek" lafýdýr tekrarlanýp duruyor. Ýyi de, "bu iþi" yapmaya, yani þeriatý getirmeye hakikaten güçleri yetiyorsa... "Isýtýlan suya atýlan kurbaða" misalini filan bir kenara býrakýn; yahu Ýran'da halk ayaklandý Þaha karþý ve adamý düzeniyle birlikte tepe taklak devirdi. Þeriat istiyorlardý, þeriatý da siyasi ve toplumsal bir Ýslam Devrimi yaparak getirdiler! Barýþçýl yoldan deðil... Þimdi bana "Türkiye'de þeriata barýþçýl yoldan geçiþ mümkün müdür deðil midir?" diye sorarsanýz, cevabým açýk ve nettir: Deðildir! Bu amaca ulaþmalarý için Ýslam Devrimi þarttýr... Yapacaklarý devrimin objektif þartlarý varsa, sübjektif þartlarýný oluþturmuþlarsa... Yaparlar! Peki Cumhurbaþkanlýðý makamý, sübjektif þartlarýn oluþmasýnda kazanýlan bir mevzi midir? Bakýn onu bilemem... Ama Tayyip Erdoðan bu makama oturursa bu bir siyasi devrim sayýlamaz, bunu bilirim. Peki þeriat getirmek için barýþçýl yoldan yani takiyye ile "örtük" bir Ýslam Devrimi yapmaya güçleri yeter mi? Böyle bir giriþimde öncelikle Anayasayý ilga etmeleri gerekir.. Anayasa ihlali karþýsýnda, bu haltý yiyen bir yönetim kendisini anýnda gayri meþru duruma düþürür ve böyle bir iktidara karþý da herkesin, her kurumun isyan etmesi ve onu engellemesi meþru bir hak ve hareket olur...

Papatya falý bakýlan hadise ise bir inatlaþmadýr. Bir bilek güreþidir. Buradaki sýkýntý bellidir: Sýkýntýnýn kod adý Yeþildir, ama adý Mahmut olan Yeþil deðil; Haki yeþil ile Türbe yeþili arasýndaki ideolojik bir renk kavgasý söz konusudur. Bu kavga bizim taraf olduðumuz bir kavga deðildir. Þeriat özlemi duyanlar ile darbe özlemi duyanlar arasýndaki sýkýþmýþlýk psikozunu hele bir üstümüzden atalým. Kýrmýzý kýrmýzý muhalefeti çoðaltalým. Yeþil, siyasette sadece çevreci olduðunda sevimlidir, hakisi de türbe rengi de bizden ýrak olsun. Yeþil dendiðinde benim derdim, þimdi Cumhurbaþkanlýðýndan daha vahim. Hani bizim evin yaný baþýndaki yirmi dönümlük portakal bahçesine hýzarlar girdi ya, binlerce çiçeðe durmuþ ve yemyeþil portakal aðacý kökünden kesildi. "Yeþilim yeþilim yeþilim aman; yeþil yaprak altýnda üþürüm aman!" hallerindeyim.

Kazým Erdoðan    09 April 2007 14:23 |
BewertungBewertungBewertungBewertungBewertung
Deðerli site sakinleri,
Ekim 2006 Ankara buluþmasýnýn ikinci bölüm resimleri siteye eklenmiþtir.
bakmak isteyenlere duyurulur.

Sevgili baþkan diðer CD lerde olan resimleri açmak mümkün olmadý henüz.CDlerde hiç bir þey yok.Erdal gelince bakacaðýz.Yada Erdal Ankara'ya gelince bir kez daha resimleri cd ye çekmek gerekecek.
Hepinize güzel bir hafta,saðlýk ve esenlikler dilerim.


4937
Mesaj Var
« 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580 581 582 583 584 585 586 587 588 589 590 591 592 593 594 595 596 597 598 599 600 601 602 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 614 615 616 617 618 619 620 621 622 623 624 625 626 627 628 629 630 631 632 633 634 635 636 637 638 639 640 641 642 643 644 645 646 647 648 649 650 651 652 653 654 655 656 657 658 659 660 661 662 663 664 665 666 667 668 669 670 671 672 673 674 675 676 677 678 679 680 681 682 683 684 685 686 687 688 689 690 691 692 693 694 695 696 697 698 699 700 701 702 703 704 705 706 707 708 709 710 711 712 713 714 715 716 717 718 719 720 721 722 723 724 725 726 727 728 729 730 731 732 733 734 735 736 737 738 739 740 741 742 743 744 745 746 747 748 749 750 751 752 753 754 755 756 757 758 759 760 761 762 763 764 765 766 767 768 769 770 771 772 773 774 775 776 777 778 779 780 781 782 783 784 785 786 787 788 789 790 791 792 793 794 795 796 797 798 799 800 801 802 803 804 805 806 807 808 809 810 811 812 813 814 815 816 817 818 819 820 821 822 823 824 825 826 827 828 829 830 831 832 833 834 835 836 837 838 839 840 841 842 843 844 845 846 847 848 849 850 851 852 853 854 855 856 857 858 859 860 861 862 863 864 865 866 867 868 869 870 871 872 873 874 875 876 877 878 879 880 881 882 883 884 885 886 887 888 889 890 891 892 893 894 895 896 897 898 899 900 901 902 903 904 905 906 907 908 909 910 911 912 913 914 915 916 917 918 919 920 921 922 923 924 925 926 927 928 929 930 931 932 933 934 935 936 937 938 939 940 941 942 943 944 945 946 947 948 949 950 951 952 953 954 955 956 957 958 959 960 961 962 963 964 965 966 967 968 969 970 971 972 973 974 975 976 977 978 979 980 981 982 983 984 985 986 987 988 »