|
Saturday, 21 December 2024 |
|
|
Anasayfa Ziyaretçi Defteri |
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defterini imzala
NACÝ
25 April 2007 11:24 |
GÖKÇEHARMAN KÖYÜ KEKLÝKPINARI DERNEK YÖNETÝMÝNE SAYIN BAÞKAN VE DEGERLÝ YÖNETÝM KURULU ÜYELERÝ DERNEGÝMÝZÝN DÜZENLEDÝÐÝ GECEYE, BU GÜNE KADAR DERNEK YÖNETÝMÝNDE GÖREV ALMIÞ VE EMEGÝ GEÇMÝÞ ESKÝ YÖNETÝCÝLERÝMÝZ DÜZENLEMÝÞ OLDUGUMUZ GECEYE KATILMALARINI ÝSTÝYORUZ BU HUSUSUN HATILLATILMASINI ÝSTÝYOR GEREGÝNÝ ARZ EDÝYORUM
cafer zaman
24 April 2007 23:31 | t.c. ankara
Her an her zaman aklýmda olan Adý keklikpýnar benim köyümün Yirmi beþ haneden bir eve inen Yaþayana mazi olmuþ benim köyümün
Geçimi yaþamý çiftçilik falan Koyuna kuzuya sýðýra çoban Bunlarda þenlenirdi hep yazý yaban Doðasý çok güzel benim köyümün
Traktörü öküz arabasý atlar Bunlarla taþýnýrdý ekinler otlar Orakla ekin biçilir denir ýrgatlar Geçimi böyle idi benim köyümün
Kervancýlýk yapýyordu bazýsý Bazýlarýnýn yoktu koyun kuzusu Geçim zorluðundaydý köyün yarýsý Mazisi böyleydi benim köyümün
Kekik çoktur yazýlarý yabaný Kýnalý keklikler dolu her yaný Bir meramýz vardý Keklikpýnarý Ýsmi buradan gelir benim köyümün
Köyümün karþýlarý çamý meþesi Þafak vakti kýnalý kekliðin sesi Koyun kuzu oðlaklarýn o meleþmesi Böyle geçmiþi var benim köyümün
Kuþluk vakti köye iner sürüler Sürüyü saðmaya hep keyveniler Mis gibi yoðurtlar, yayýkta yaðlar Böyle günleri vardý benim köyümün
Düðünlerde davul zurna çalýnýr Halay, paso ve semahlar dönülür Gelin ata biner selavatlanýr Düðünü þen olur benim köyümün
Geçmiþimi andým yazdým bunlarý Birbirine hasret köyüm canlarý Bu hayatý yaþamýþ Cafer Zamaný Ýnsanýna hasret benim köyümün
Berlin'li
21 April 2007 15:25 |
Necati Doðru Vatan (20.04.2007)
Malatya'da jöleli cellat muamasý!
Onu tanýyanlarýn anllatýðýna göre, liseyi bitirmiþ, üniversiteye girememiþ ama girmek için sýnavalara hazýrlanan 19 yaþýndaki Malatyalý Emre Günaydýn, "horoz kesse 3 ay tavuk eti yiyemeyecek" kadar þiddetten, kandan, katlimadan uzak ince duygulu bir gençti. Diðerleri de efendiydiler. Yurtta kalýyorlardý. Giyimleri sadeydi. Çember sakkallý... Þalvarlý...Tesbihli... Ýnsanlar da deðillerdi... Saçlarý jöleliydi... Zaten "takkeli-tesbihli- sakallý" olsalardý bile; "kendi dinini yaymak için çalýþan "Kitap Ehli"nden yani Ýsevi, Musevi, Muhammedi'lerden birini öldürürse, o kimse yeryüzünün en naletlilerindendir. Böyle kimslere Allah da lanet eder, biz de nalet etmeliyiz" düþüncesinde olmalarý gerekirdi. Çünkü islam dininin söylediði buydu. Fakat saçlarý jöleli, yaþlarý 19-20 olan çocuklar, "din adýna" dinin söylediðinin tersini yaptýlar. 3 kiþiyi baðladýlar. Sorguladýlar. Hýristiyan oldunuz Dediler. Boðazlarýndan kestiler. Kanlý cellat oldular.
*** Ýstanbul'da Baðdat Caddesi'nde, Ankara'da Kýzýlay'da, Ýzmir'de Kordonboyu'nda gezerken görsen, diðerlerinden hiç bir farklýlðý olmayan bu Malatyalý yoksul aile çocuklarýný; "din için adam boðazlayan kanlý cellat olmaya" kim itti? Hangi ortam besledi, cinnete sürükledi? Bir damar var. Derin bir akýntý. Bu tip çocuklarý; "vatan satýlýyor ya da din, iman elden gidiyor" diyerek arkadan sinsice yaklaþýp bir yazarýn ensesine kurþun sýkacak kadar ve Ýncil daðýtan yayýnevinde çalýþanlarýn býçakla boðazýný kesecek kadar "cinnete götüren" bir etkili ortam olmalý... Bu ortamýn mimarý kim? Bilmiyoruz. Belki de; bizim gazetenin yazarlarýndan Ruþen Çakýr'ýn yazdýðý gibi "bu baþý jöleli ve beyaz bereli çocuklar yalýnýz kovboylar"dýr. Kendi ufuksuz, dar bilgileri ile harekete geçip, gençlik, yokluk, yoksulluk, imkansýzlýk, kýskançlýk bunalmýndan fýþkýran büyük öfkeleri ile birbirlerini gaza getirerek; "jöleli ve bereli baþlarýyla din celladý ve milliyetçi katil" oluyorlar. Ýþte Hýrant Dink cinayeti soruþturmasý da, nerdeyese 3 ayný dolduracak, geldi geldi " bireyesel katillik kör kuyusunda" týkandý kaldý.
***
Þu rakkamlara bakýn: Türkiye'de din görevlisi 87 bin. Cami sayýsý 77 bin. Her 345 kiþiye bir cami düþüyor: Halen 1140 caminin inþaatý devam etemekte... 82 ilde Diyanet'e baðlý toplam 3 bin 852 kuran kursu var. Ve Dýyanet Ýþleri Bakanlýðý'nýn bütçesi 1.2 milyar YTL( yani 1 katrilyon 209 trilyon lira) Bu para; Ýçiþleri bakanlýðýnýn 1.5 misli, dýþiþleri bakanlýðýnýn , bayýndýrlýk bakanlýðýnýn, kültür bakanlýðýnýn ve ulaþtýrma bakanlýðýnýn 2 misli, sanayi bakanlýðýnýn 4 misli, çevre bakanlýðýnýn 3 misli daha fazla... Bu kadar parayý Türkiye devleti, insalarýnýn dini için ayýrabiliyor. Ve bilenlerin söylediðine göre, Türkiye'de misyonerlik faaliyetinden ötürü din deðiþtirip hýristiyan olanlarýn sayýsý bir küçük caminin avlusunu bile dolduramayacak kadar az. Ve hirisitiyanlýktan dönüp müslüman olanlarýn sayýsý ise bir cami avlusuna sýðmayacak kadar fazla... Tablo bu! Fakat jöleli çocuklar, "din elden gidiyor" diye kanlý cellat oluyorlar. Maltya muamasý!
Kazým Erdoðan
21 April 2007 15:15 |
Günün Köþe Yazýlarý Nazým Alpman nazimalpman@birgun.net Duygu Asena Ödülü ve Malatya katliamý 21/04/07 PEN Yazarlar Birliði Türkiye Þubesi tarafýndan oluþturulan "Duygu Asena Ödülü", önceki akþam Duygu'nun doðum günü olan 19 Nisan'da Ýstanbul Armada Otel'de yapýlan bir törenle Ýpek Çalýþlar'a verildi.
PEN Türkiye Baþkaný Vecdi Sayar, Ýpek Çalýþlar'ýn "Latife Haným" kitabý nedeniyle Duygu Asena Ödülü'nü kazandýðýný açýkladý. Ýpek, ödülünü Ýnci Asena'nýn elinden alýrken sevincini þöyle dile getirdi:
-Siz benim halime bakarak aldanmayýn, bu benim ilk ödülüm!
Böylece bir ödülde birden fazla "ilk" ortaya çýkýyordu.
Latife Haným "ilk" kez bu denli kapsamlý olarak Türkiye kamuoyunun önüne çýkmýþtý. Duygu Asena Ödülü "ilk" kez veriliyordu. Ýpek de "ilk" kez ödül alýyordu.
Ödül heykeli, Hüsamettin Koçan'ýn olaðanüstü bir tasarýmýndan oluþmuþtu. Minik kaidesinin üzerinde yükselen Duygu Asena imzasý, heykele dönüþmüþtü.
Ýnci Asena mikrofona geldiðinde sýcacýk bir konuþma yaptý:
-Bu Duygu'nun olmadýðý ilk doðum günü... Onu çok özlüyorum!
* * *
Hepimiz Duygu'yu çok özlüyorduk. Ýçinde bulunduðumuz günlerde ona olan özlememiz daha da artýyor.
Neden?
Duygu'nun içtenliðine olan ihtiyacýmýz bugünlerde daha da yakýcý hale geliyor. Çünkü "hoþgörü-hoþgörü" diye yeri göðü inletirken sadece Hýristiyan olduklarý için üç kiþinin hunharca katledilmesine karþý þaþkýnlýktan öte bir þey yapýlamýyor!
Duygu Asena'nýn boþluðu bu yüzden artýyor.
2001 yýlýydý... Duygu Asena'nýn da bulunduðu bir grup gazeteci Ýstanbul Filarmoni Orkestrasý ile birlikte Mardin'deydik. Kentin yöneticileri bize Mardin'i gezdiriyorlardý, iki kelimenin biri "hoþgörü" olan söylemlerle kentteki dini yapýlarý gösteriyorlardý:
-Þurasý Süryani kilisesi, burasý Ortadoks kilisesi, þu gördüðünüz Katolik kilisesi, yanýndaki Sinagog...
Herkesin aklýndan geçeni Duygu Asena yüksek sesle sordu:
-Bu kiliselerin cemaati var mý?
-Maalesef yok, bu yüzden kapalý durumdalar!
-Eee nerede hoþgörü?
Ortalýk buz kesti. Duygu, "Duyguluðunu" göstermeye devam etti:
-Hepsini kaçýrmýþýz!..
Hoþgörü masalýna orada nokta konuldu, otele dönüldü.
* * *
Güzel sözleri seviyorduk. Ama sadece "oral bir tatmin" yaþamak için... Onun ötesinde fazlaca gayret gösterilmesine tahammül edemiyoruz.
Ýþte Malatya örneði ortada duruyor. Esas gerçek bu!..
Sadece Almanya'da 3 binin üzerinde cami açan Müslüman Türklerin ülkesinde üç kiþinin Ýncil basýp daðýtmasýna karþý gösterilen "hoþgörünün" ölçüsü boðazlarýnýn kesilmesi þeklinde olabiliyorsa, bunu izah etmek mümkün mü?
Duygu'nun çýplak sorusu daha da kalýn hatlarla ortaya çýkmýyor mu?
Sonra bu "hoþgörü"yü de açmak gerekiyor.
Hoþgörü, bir "kabahate" karþý gösterilen yumuþak tavrý açýklýyor. Türk Dil Kurumu Sözlü-ðü'nde "Hoþgörü"nün karþýsýnda þunlar yazýlý:
"Her þeyi anlayýþla karþýlayarak olabildiðince hoþ görme durumu, müsamaha, tolerans."
Çoðunluktan olmayanlarýn dini inançlarýný yaþayabilmeleri "hoþgörü" gerektiriyorsa, bu durum onlarýn güvence altýnda olduðunu gösterir mi?
Hýristiyanlarýn özgürce ibadet edebilmelerine karþý her gün "özgürce" sözlü, yazýlý saldýrýlar yapýlabiliyorsa bu kýþkýrtmalarýn bir gün fiili saldýrýya dönüþebileceðini kestirmek hiç de zor olmasa gerek.
Duygu Asena'nýn yýllar önceki sorusu bugün daha yakýcý halde ortada duruyor:
-Nerede hoþgörü?
Duygu, sorularýyla yaþamaya devam ediyor.
Cengiz ÖZGÜR
19 April 2007 07:48 | ÝSTANBUL
Merhabalar,
Gökçeharman keklikpýnarý kültür dernegi, istanbul þubesi tertip komitesinin dikkatine
(Mehmet ZAMAN,Hüseyin ERDOÐAN,Hüseyin SÖNMEZ,Naci ZAMAN,Ferudun AYDOÐAN,Nurettin ÖZCAN,Mahmut ZAMAN,Ayvaz KARAKAYA)
25 Nisan 2007 Çarþamba günü akþam saat 19.00 'da LÝDER KANAT RESTAURAN'ta (þirinevler) toplantý yapýlacak
konu; 05 mayýs 07 tarihinde yapacaðýmýz yemekli gece'nin proðramý v.s
saygýlar sevgiler........ 4937 Mesaj Var
|
|