Ýsmail Aydoðmuþ
28 January 2008 23:31 | yenibosna
24 Ocak 1993 te otomobiline yerleþtirilen bombanýn patlamasý sonucu hayatýný kaybeden Cumhuriyetimizin aydýný, araþtýrmacý, gazeteci, yazar Uður Mumcu nun anýsýna onun bu yazýsýný tekrar okumanýz için siz dostlara yolluyorum
Saygýlarýmla
Þair Ýsmail Aydoðmuþ
SESLENÝÞ
Dað gibi kara yaðýz birer delikanlýydýk. Babamýz, sýrtýnda yük taþýyarak getirdi aþýmýzý, ekmeðimizi.
Arabalar þýrýl þýrýl ýþýklarýyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ýþýðýnda bitirdik kitaplarýmýzý. Kendimiz gibi yaþayan binlerce yoksulun yüreðini yüreðimizde yaþayarak katýldýk o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asýldýk.
Vurulduk ey halkým; unutma bizi...
Yoksulluðun bükemediði bileklerimize çelik kelepçeler takýldý. Ýþkence hücrelerinde sabahladýk kaç kez. Ýsteseydik diplomalarýmýzý, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanýrdýk. Mimardýk, mühendistik, doktorduk, avukattýk. Yazlýk, kýþlýk katlarýmýz, arabalarýmýz olurdu. Yüreðimiz, iþçiyle birlikte attý. Yaþamýmýzýn en güzel yýllarýný birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkým; unutma bizi...
Fidan gibi genç kýzlardýk. Hayat, þakýrdayan bir þelale gibi akardý göz bebeklerimizden. Yirmi yaþýnda, yirmi bir yaþýnda, yirmi iki yaþýnda, iþkencecilerin acýmasýz ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüreðimizle, direndik genç kýzlýk gururumuzla. Tükürülesi suratlarýna karþý bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarýmýzý fýrlattýk boþ birer eldiven gibi. Utanmadýlar, insanlýklarýndan, utanmadýlar erkekliklerinden.
Hücrelere atýldýk ey halkým; unutma bizi...
Ölümcül hastaydýk. Baðýrsaklarýmýz düðümlenmiþti. Hipokrat yemini etmiþ doktor kimlikli iþkencecilerin elinde öldürüldük acýmaksýzýn. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamýþtý daha. Cezaevlerine kilitlenmiþ kocalarýmýzýn taptaze duygularýna, birer mezar taþý gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. Ýnsanlýk sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkým; unutma bizi...
Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yýlan gibi dolaþýyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattýlar hücrelere. Hastaydýk. Yurtdýþýna gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaþýndaki kýzlarýmýzý öksüz býrakmazdýk. Önce, kolumuzu, omuz baþýndan keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fýrlattýk attýk önlerine. Sonra da, otuz iki yaþýnda býrakýp gittik bu dünyayý, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkým; unutma bizi...
Giresundaki yoksul köylüler, sizin için öldük. Egedeki tütün iþçileri, sizin icin öldük. Doðuda ki topraksýz köylüler, sizin için öldük. Ýstanbuldaki, Ankaradaki iþçiler, sizin için öldük. Adanada, paramparça elleri ile pamuk toplayan iþçiler sizin için öldük.
Vurulduk; asýldýk; öldürüldük ey halkým; unutma bizi...
Baðýmsýzlýk, Mustafa Kemalden armaðandý bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarýna teslim edilen ülkemizin baðýmsýzlýðý için kan döktük sokaklara. Mezar taþlarýmýza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle baþlarýmýzý ezmek, kanlarýmýzý emmek istediler. Amerikan üsleri kaldýrýlsýn dedik, sokak ortasýnda sorgusuz sualsiz vurdular. Yirmi iki yaþlarýndaydýk öldürüldüðümüzde ey halkým, unutma bizi...
Yabancý petrol þirketlerine karþý devletimizi savunduk; komünist dediler. Ülkemiz baðýmsýz deðil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluþ Savaþýnda emperyalizme karþý dalgalandýrdýðýmýz bayraðýmýzý daha da dik tutabilmekti çabamýz. Bir kez dinlemediler bizi... henüz çocukluðumuzu bile yaþayamamýþtýk. Bir kadýn eline deðmemiþti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamýþtýk daha. Bir gece sabaha karþý, pranga vurulmuþ ellerimiz ve ayaklarýmýzla çýkarýldýk, idam sehpalarýna. Herkes tanýktýr ki korkmadýk. Ýçimiz titremedi hiç. Mezar topraðý gibi taptaze, mezar taþý gibi dimdik boynumuzu uzattýk yaðlý kementlere.
Asýldýk ey halkým; unutma bizi...
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasýnda vuranlar, aðabeyimiz, babamýz yaþlarýndaydýlar. Ya bu düzenin kirli çarklarýna ortak olmuþlardý ya da susmuþlardý bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile, karþýsýndakilere baðýrmamýþ insanlarýn gözleri önünde, öldürüldük. Hukuk adýna, özgürlük adýna, demokrasi adýna, batý uygarlýðý adýna, bizleri, bir þafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkým; unutma bizi...
Bir gün mezarlarýmýzda güller açacak ey halkým; unutma bizi... bir gün sesimiz hepinizin kulaklarýnda yankýlanacak ey halkým; unutma bizi...
Özgürlüðe adanmýþ bir top çiçek gibiyiz þimdi; hep birlikteyiz ey halkým unutma bizi; unutma bizi; unutma bizi; unutma bizi...
Uður Mumcu
25/8/1975 - CUMHURÝYET
mehmet zaman baþ
28 January 2008 22:36 | ankara
Töre cinayetini önleme terapisi
Almanya'nýn göçmenlik ve entegrasyon sorunlarýnýn önemli bir parçasý haline gelen namus cinayetlerini önlemek için ilginç bir geliþme yaþandý.
28 Ocak 2008 07:34
Yazý boyutunu büyütmek için
Murat Karpuz
Almanya'nýn göçmenlik ve entegrasyon sorunlarýnýn önemli bir parçasý haline gelen namus cinayetlerine karþý bir nefer... Türk psikolog Erdoðan, þiddet eðilimli ya da adaptasyon sorunu yaþayan Türklere terapi seanslarý düzenleyip yeni hayata alýþtýrýyor.
Ýkinci Dünya Savaþý'ndan sonra sanayileþme atýlýmýndaki Almanya'nýn iþgücü açýðýný kapatmak için Türkiye'den göç eden gurbetçilerin sayýsý geçen 40 yýlda 3 milyonu aþtý. Ýþ gücü sorununa belki çare oldular, ancak çoðunluðu doðu illerinden giden bu "gurbetçi Türklerin" büyük bir sorunu ortaya çýktý: Entegrasyon... Batýlý yaþam tarzýna alýþamama, aileden birilerinin alýþmasýný kaldýramama gibi þekillerle baþ gösteren bu sorunun bir sonucu da aile içi þiddet, töre cinayetleri oldu.
CÝNAYETTEN DÖNDÜRDÜ
Son 10 yýl içinde 55 Türk'ün adýnýn karýþtýðý töre ve namus cinayetlerine karþý Alman siyasilerin çözüm arayýþý kadar, benzer giriþimler toplumun kendi içinde baþlattýðý sosyal projelerle de geliyor. Bunlardan birinin arkasýnda da bir Türk psikoloðun imzasý var. 1974 yýlýnda geldiði Almanya'nýn baþkenti Berlin'deki Hür Üniversitesi'nde psikoloji ve sosyoloji eðitimi gören Kazým Erdoðan, þiddet maðduru Türk erkeklere terapi seanslarý düzenliyor.
Berlin'in Neukölln ilçesindeki muayenehanesinde þiddet, aþk, evlilik, entagrasyon konularýný hastalarýyla birlikte masaya yatýrdýðý seanslara çok sayýda Türk katýlýyor. Son 3 yýlda Almanya'daki ilkokullarda Ýngilizce, Arapça ve Almanca olarak þiddet konulu 220 konferans da veren Erdoðan'a ülke basýný ve medyasýndan olduðu kadar dünya gazetelerinden de büyük ilgi var.
ARD televizyonuyla özel çekim öncesi SABAH'a konuþan Erdoðan þunlarý söyledi: "Babalar grubu isimli çalýþmamýz entegrasyon sorununa çözüm için ürettiðimiz 20 projeden biri. 50 yýldýr yaþanan namus ve töre cinayetlerinde Türk erkeklerinin psikolojik destek alabilecekleri bir yer yok. Bu seanslarla onlarý bu olasý cinayetlerden uzak tutuyoruz.
Ön yargýlý bakýþ, eðitimsizlik Türk erkeklerini içine kapanýk hale getiriyor. Alman erkeklerinin aldatýlma ve boþanma sonrasý yaþadýðý psikolojiyi, nedenlerini onlara anlatýyorum. Eþini öldürme planlarýndan vazgeçen birçok hastam oldu. 65 yaþýnda bir üyemiz bile var..."
SÝYASÝLERDEN DESTEK
Alman siyasilerden destek mektuplarý aldýðýný da belirten psikolog, ülkede yaþayan farklý kuþak Türk ve Almanlar'ý yüz yüze görüþtürerek sorunlarý çözecek yeni bir proje peþinde. Berlin belediyesinin uyum ve hoþgörü konulu yarýþmasýnda 60 proje arasýndan birinciliði kazandý. Eyalet seçim kampanyasýný Türk göçmen karþýtý yapan eyalet baþkaný Ronald Koch'a kýnama mektubunda o da baþý çekti.
not:KAZIM DOST ELÝNE YÜREGÝNE SAGLIK YAZINIZ COK GÜZEL OLMUÞ TEÞÞEKKÜR EDRÝM KÖYÜMÜZDE BÝRÝNÝN BÖYLE ÖNEMLÝ BÝR KONUYU TARTIÞMASI COK ÖNEMLÝ ZEVKLE OKUDUM SAGLIKLA KAL MEHMET ZAMAN