|
Saturday, 21 December 2024 |
|
|
Anasayfa Ziyaretçi Defteri |
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defterini imzala
Süleyman Zaman
07 February 2008 16:27 |
ATATÜRK, TÜRK DEVRÝMÝ VE DEVRÝMCÝLÝK
Devrim; bir topumun içinde bulunduðu Sosyo-ekonomik ve kültürel yaþam biçimlerinde yapýlan köklü bir deðiþimdir. Devrim özünde, eskimiþ, geçersizleþmiþ, duraðanlaþmýþ, çürümüþ ve yozlaþmýþ olaný deðiþtirmeye dönük eylemler bütünüdür. Baþka bir anlamda devrim; devinime, geliþmeye, deðiþmeye, çað dýþýlýða üretimsizliðe karþý olan deðerleri yýkmaya çalýþan davranýþlar toplamýdýr. Var olan toplumsallýk içinde, doku uyuþmazlýðý gösteren her deðere karþý geliþen toplumsal olaylarýn adýdýr devrim. Devrim, bir toplumun yaþamýnda önemli iþlevi olan kurumlarýn kökten deðiþtirilmesi ya da yenileþtirilmesidir. ( Ali Püsküllüoðlu; Öz Türkçe Sözlük; Ýlgili Madde). Devrim, hiçbir zaman tek, tek insanlarýn kendi istemleriyle, istedikleri zaman yapýlabilecek bir davranýþ veya eylem deðildir. Devrim, insan istencinin dýþýnda geliþen, toplumsal koþullarýn varlaþmasýyla geliþen bir toplumsal harekettir. Toplumda devrimi var edecek dirimsel ve tinsel; (yani üretim iliþkileri, üretimde ki katma deðerin daðýlýmý, eþitsiz paylaþým, yoksulluk, iþsizlik& vb. gibi olumsuzluklarýn yaþanmasý ve toplumun bilinç ve örgütlenme düzeyinin artmasýyla) koþularýn oluþmasýyla gerçekleþen bir toplumsal olgudur. Devrim, bu iki deðer yani maddi koþullarýn ve bilinç (ideoloji) geliþiminin birbirlerini tamamlamasý sonucunda, baþarýya ulaþabilecek bir olgudur. Devrimi hazýrlayan koþullar belirli yetkinlikte deðilse, onun baþarýlmasý olanaksýzdýr. Yani un+þeker+yað var ama onu helva yapacak bir usta yoksa helva kendiliðinden oluþmaz. Devrim de öyledir. Var olan koþullar hazýrsa ve bunu harekete döndürecek önder varsa, istenilen devrim gerçekleþebilir. Yoksa koþullar karþý devrime de dönüþebilir. Ama ne olursa olsun doða boþluk kabul etmediði gibi, toplumlarda boþluk kabul etmez. Var olan koþullara göre, orada o koþullara uygun insan tipini de var eder. Bu insan tipi içinde toplum kendi önderini de yaratýr. Hiçbir olgu sonsuza kadar ayný þekilde, deðiþmeden devam etmez. Bu geniþ tanýmlamadan sonra Atatürkün yaptýklarýnýn devrim olup olmadýklarýna bakmak gerekir. Çünkü kimi insanlar (ki bunlar akýl tutulmasý yaþayanlardýr.) Atatürkün yaptýklarýný onarma, düzeltim olarak görüyorlar. Kimileri ise yapýlanlarý küçümser davranýþlar sergilemektedir. Kimisi ise Cumhuriyet döneminde yapýlan devrimleri (karþý devrimci bir hareketle) yýkmaya çalýþýyor. Þimdi yukarýda yaptýðým tanýma göre Atatürkün yaptýklarýna bir bakalým. Devrim midir? Deðil midir? Devrim, bir toplumun yaþamýnda önemli iþlevi olan kurumlarýn kökten deðiþtirilmesidir. Buna göre; Atatürkün yaptýklarýnýn devrim sayýlýp sayýlmadýðýný anlamak için, Atatürk tarafýndan yapýlan deðiþikliklere ve yeniliklere bakalým. Atatürk bu toplumda hangi deðerleri var etti, hangi deðerleri ortadan kaldýrdý? Bu topluma Atatürk ve onun kadro arkadaþlarý neler yaptýlar, neler kazandýrdýlar buna bakalým. a-) Çürümüþ, üretimsiz, dýþa baðýmlý, kurumlarý iþlevsiz, alabildiðine borçlu, kendisine bile yeterli olmayan, kiþiliksiz, saygýnsýz..vb. hasta bir imparatorluðu yýktýlar ve onun yerine; sýnýrlarý belirli, toprak bütünlüðü saðlanmýþ, saygýnlýk kazanmýþ, kendi sorunlarýna kendisi veren baðýmsýz bir Ulus Devletin kurulmasýný saðlamak; b-) Otoriter (Monarþik) (yani tek kiþini vermiþ olduðu kararla yönetilen) bir yönetim anlayýþýndan; halkýn istencinin ve gücünün egemen olduðu, halkýn kendisinin seçtiði temsilciler tarafýndan yönetildiði, seçilmiþ ve kiþilik kazanmýþ özgür bireylerin oluþtuðu bir Cumhuriyet yönetimine geçiþi baþarmak; c-) Halifeliði yýkarak, ümmetçi bir anlayýþ ve dayatma yerine; Laik ve demokratik temellere oturtulmuþ, çaðdaþ ve uluslar arasý normda bir ulus devletin kurulmasýný gerçekleþtirmek; d-) Dinin, dincilik durumuna sokulmasýný engellemek, birileri tarafýndan kullanýlmasýný önlemek için, toplumda laik deðerlerin gerçekleþmesini saðlayacak kurumlarý var etmek; e-) Boþ inançlarýn, hurafelerin, kaderciliðin, tekkelerin ve zaviyelerin geçerli olduðu gelenekçi, tutucu bir toplumdan; bilimselliðin, akýlcýlýðýn egemen olduðu ve bu anlamda düþünen, araþtýran, sorgulayan, gözlemleyen ve sýnmanýn geçerli olduðu bir toplumsal yapý oluþturmak; f-) Planlý, projeli bir yapýlanmayla denetimli, gözlemlemeli, verimli ekonomik (tutunum) ve toplumsal yatýrýmlarý saðlamak ve var olan birikimleri halkýn yararýna olacak þekilde deðerlendirmek ve sanayileþmeyi, makineleþmeyi öncel sayan bir deðerler sistemi yaratmak; g-) Öðretim Birliði yasasýyla, çok baþlý eðitime son vererek, bilimsel, akýlcý geliþtirici ve özendirici bir eðitim anlayýþýný geçerli kýlmak; h-) Tarikatlarý kaldýrarak, dinci ve cemaatçi deðer yargýlarýný aþarak; yurttaþlýk bilincinin geliþmesini saðlamak; ý-) Ezan, hutbe ve dualar Türkçeleþtirilerek, yapýlan ibadetin halk tarafýndan anlaþýlmasýný olanaklý kýlmak; i-) Medeni Kanunu yasalaþtýrarak, erkek egemenli bir toplum anlayýþý yerine, kadýn-erkek eþitliðini saðlayacak bir hukuk devrimini gerçekleþtirmek; j-) Giyimde ve kuþamda devrim yaparak, çaðdýþý giyim ve kuþamý (fes, peçe, çarþaf, þalvar ..vb) aþmak ve bunun yerine çaðdaþ giyim ve kuþamý toplumda geçerli kýlmak; k-) Ölçü sitemini çaðdaþ ölçü sitemiyle uygun konuma getirmek; l-) Halkýn anlamadýðý yazý biçimini deðiþtirerek, daha kolay ve anlaþýlýr olan Latin alfabesine geçerek, halkýn okur-yazar olmasýný ve eðitimin kolaylaþtýrýlmasýný saðlamak; m-) Türk Dilinin halk tarafýndan anlaþýlmasýný saðlayacak deðiþimleri yapmak; n-) Türk Tarihinin doðu bir þekilde bilmek ve geçmiþimizin tarihsel gerçeðini ortaya koyacak bilimsel araþtýrmalarý yaparak yeniden yazýlmasýný saðlamak; o-) Soyadý yasasýný çýkararak, çaðdaþ aile yapýsýný oluþturmak; ö-) Bilimsel ve teknik geliþimi geçerli ilke olarak yerleþtirmek ve bilimin yol göstericiliðini en geçerli yol olarak görmek; p-) Her zaman çaðdaþ uygarlýðýn bulunduðu en yüksek aþamayý yakalamaya ve yaþamaya çalýþmak; r-) Halkevleri, Halk Odalarý, Konservetuvarlar, Tercüme Bürolarý& Gibi kurumlarý var ederek, toplumu kültürel yönden ileriye doðru dönüþtürmek; s-) Köy Enstitüleri gibi çaðdaþ eðitim kurumlarýný varlaþtýrarak, tüm toplumu okur-yazar yapmak ve üretim ekonomisine dönük üretim için eðitim ilkesini yaþama geçirmek ve bu yöntemle köylü toplumundan sanayi toplumuna geçiþi hýzlandýrmak; þ-) Laiklik ilkesini yaþama geçirerek, demokrasinin ve özgür toplumun yaratýlmasýný saðlamak; ümmetten, yurttaþ olma bilincine ulaþmayý gerçekleþtirmek; Ve daha nice devrimler&..
Süleyman Zaman
04 February 2008 12:10 |
BAÞIMIZ DERTTE KIZLAR! Ýran'dan bir hatýra yazýsý
Bilseydim böyle olacaðýný, o meydanlarda karným burnumda baðýrýr mýydým? O yýl doðan kýzýma Azade ismi verir miydim? diye feryat ediyordu Meryem Öðretmen. Acem gözlerine hüzün çökmüþ, nasýl kandýrýldýklarýný anlatýyordu. Bir oda dolusu kadýn Meryem'i destekleyen anýlarýný heyecanla aktarýrken, sözlerini hep ayný cümle ile bitiriyorlardý: Ah Haným! Sen bizi Þah zamaný görecektin! Devrimin üzerinden üç yýl geçmiþti. Tahran'da medeniyet adýna ne varsa, Þah zamanýndan kalma idi. Artýk çoðunlukla yerli arabalarýn üzerinden geçtiði geniþ otobanlar; devrimden beri kadýn-erkek belirli bir mesafe ile gezilebilen park yaþanýyordu. Dört - beþ yaþýnda kýzlar anaokuluna baþlarýna lastikle tutturulmuþ lacivert eþarplarla gidiyor, evdeki Ýslami hayat hakkýnda sorgulanýyorlardý. Anne ve babalarýný ihbar eden çocuklar ödüllendiriliyordu. Çocuklarýna basit bir nedenle çýkýþan ebeveynler kendilerini tehlikeli bir oyunun içinde buluyor,devrim muhafýzlarýnca,evde namaz kýlýnmadýðý ve devrim karþýtý konuþulduðu ihbarýyla sorguya alýnýyorlardý. Ýslami devrim karþýtý oðlunu idam ettiren annenin heykeli dikiliyor,evladýn idam öncesi annesine yalvarýþý ,annenin sözde vakur duruþu günlerce medyada izlettiriliyordu. Saç dibi görünen seksen yaþýnda kadýna, býyýklarý bile terlememiþ devrim muhafýzý Pastar silah doðrultabiliyor;gazete manþetlerini Ýslami giyinmeyen kadýnlarýn yüzlerindeki kezzap yanýklarý,jilet yaralarý süslüyordu. Tutuklu kýzlar ailelerinden sadece doðum kontrol hapý istiyor;bakireler cennete gideceðinden, idam edilmeden evvel tecavüz ediliyordu.
Ýslami Devrimi gerçekleþtiren Humeyni üç yýldýr iktidarda ve her gece en az iki saat televizyonda idi. Sürekli molla izleyen çocuklar televizyona sakallý pencere diyorlardý. Buna raðmen, hala þehrin sadece mahalle baskýsý olan belirli kesimlerinde baþörtüsüyle geziliyordu. Bir sonraki yýl arabalarda örtüsüz ,sokaklarda örtülü gezilebilir oldu. Daha sonraki yýl ise salt Tahran da deðil tüm Ýran da beþ yaþýndan itibaren tüm kýzlarýn, kadýnlarýn baþlarý örtüldü. Humeyni, Ýran Komünist Partisinin büyük desteði ile Faþist Þahý devirmiþ,Ýslami devrim yapmýþ ama bir gecede deðil,tam altý yýllýk uðraþ sonunda tüm kadýnlarý baþörtüsü altýna sokabilmiþti. Önce komünist partisi üyelerini,sonra kravatlý devlet adamlarýný bir bir yok etmiþti. Kadýnýn yeri evidir diye þimdi iþlerinden çeþitli bahanelerle el çektirilen kadýnlar ;altý yýl önce Kurtarýcý Humeyni'nin Fransa'dan gelmesi için günlerce gösteri yapmýþ, yollara dökülmüþtü. Çoðunluðu kadýn olan kalabalýklara el sallayarak uçaktan inen Humeyni, altý yýl sonra Allah'ýn aziz yaratýklarýný sýralarken hamam böceðini sekizinci sýraya, kadýný on dördüncü sýraya yerleþtiriyordu.
Onlarý sokaða döken nedeni sorduðumda aldýðým yanýtý hiç unutamam. Bizim her türlü refahýmýz ve özgürlüðümüz vardý. Tek eksiðimiz, Þah'ýn kararlarýný eleþtirebileceðimiz siyasal özgürlüktü. Bize vaat edilen bu özgürlüðü alacaðýz derken; yemek,içmek ve giyim özgürlüðümüze kadar tüm özgürlüklerimizi elimizle teslim ettik. Aldatýldýk! Doðrusu, aldatýlmalarý için ortam da çok uygundu. Toplumda ahlaki çöküntü hepsini canýndan bezdirmiþti. Bana uzun uzun, Þah'ýn kýz kardeþinin düzene baþkaldýrmasýn diye gençleri uyuþturduðunu, Ýran'ýn eski Çin'e benzediðini, bakkallarda dahi uyuþturucu bulunabildiðini, rüþvetin yolsuzluðun en küçük kurumlara kadar girdiðini, muhaliflere deðil konuþma, yaþam hakký bile verilmediðini görmüyordu. Muhaliflerden çýkabilen tek ses ise hapishanelerden yükselen çýðlýklardý.
Þah gitmiþ, "Büyük Kurtarýcý" gelmiþti. Ama bu yeni düzende-meþhur fýkralarýnda söyledikleri gibi - camiiler bakkal gibi satýþ yapýyor, üniversitelerde camii gibi toplu namaz kýlýnýyor, bilim adamlarý üniversite yerine zindanlarda haykýrýyor, zindanlardaki katiller ise mecliste memleketi yönetiyordu.
Bu korkunç manzara karþýsýnda kaným donmuþken Meryem Öðretmenin sorusuyla irkildim. Ya Türkiye'de de dinciler iktidara gelirse ne yaparsýn? Kendimden ve milletimden öylesine emindim ki imkansýz! Çýksa, inan, mahallenin çocuklarý çýðlýk çýðlýða peþine düþer, palyaço görmüþ gibi gülüp eðlenirler! diye abartýlý bir tepki verdim.
Meryemle yollarýmýz, kaderlerimiz ayrýlalý tam 25 yýl olmuþtu. Ankara'da Genelkurmay kavþaðýndan Büyük Millet Meclisi'ne doðru yürüyordum. Ansýzýn Meclis'in Dikmen Nizamiyesinde baþýnda sarýk ,yeþil entarili, kalýn kuþaðýndan tespih sallanan,çember sakallý bir molla belirdi. Cüppesini savura savura Genel Kurmay'a doðru yürüyor, sanki üzerime geliyordu. Ama arkasýnda ne bir çocuk, ne de bir çýðlýk vardý. Arkasýnda görkemli binasýyla Meclis (!) vardý
Not; bu yazý www.igdeli.net'ten alýnmýþtýr.
Süleyman Zaman
04 February 2008 01:50 |
Yakup'un belirli bir duyarlýlýk içinde yazmýþ olduðu makale, gerçektende oynanan oyunlarýn ne kadar derinden ve tam da karþýt cepheden yapýldýðýnýn güzel bir örnegidir. Her þeye karþýn son günlerde yapýlan Türban tartýþmasýnýn ülkemizin götürülmek istenilen karanlýðýn ne kadarda yakýnlaþtýðýnýn belirtisini vermektedir. Bunu görmek istemeyen aymazlar vardýr ve olacaktýrda. Bunun aymazlýk olup olmadýðýný anlamak içinde tarihin geçmiþ sayfalarýna ve onun þaþmaz ortak belleðine bakýlmasý yeterli olacaktýr. Türbaný "özgürlük" olarak gören kimi enteller ne yazýk ki, gelinen noktanýn farkýnda deðiller. Tam da bu noktada Meclis'te CHP'nin bulunmasý bir güvence oluþturmaktadýr. Günümüzden 1400 yýl öncesinin deðer yargýlarýný dayatmaya ve uygulamaya çalýþan bu gerici görüþlere "Özgürlük "adýna ödün verenler, yarýn bunun bedelini çok büyük ödüyebilirler. Ýþte CHP tüm eksikliklerine karþýn bu geriye gidiþin yönünü fark etmiþtir. Bunun içinde o gidiþe karþý tüm gücüyle Mecliste karþý koymaya çalýþmaktadýr. Bu durumda kimi entellerin Cepheden CHP'ye karþý durmalarý bu gerici güçleri cesartetlendirmekten baþka bir iþe yaramamaktadýr. Türban yalnýz üniversiyetle sýnýrlandýrýlabilir mi?. Üniversite sonrasý yaþamý nasýl olacaktýr. Bir 30 yýlda onunla mý uðraþacagýz. O zaman her yerde serbest olsun ve Laik Cumhuriyete de elveda diyelim. Bu mu isteniyor. Haydi entellerimiz yanýt verin. Özgürlük adýna "özgürlüðünü" yok etmek ancak böyle aymazlýklarla söz konusu olabilir. Yakup'u bu dayarlý ve ördüðü mantýk çercevesi içinde olaylara bakýþýný önemli buluyor ve kendisini kutluyorum. Bu aydýnlýk bilincin tüm insanlarýmýzda doðmasýný diliyorum. Yoksa geleceðimiz çok karanlýk. Çocuklarýmýza bedel ödettireceðiz. Yazýk...!
Süleyman Zaman
04 February 2008 01:30 |
Herkesin örgütlenmesi gerektiði bir ortamda, köyümüzün derneðinin ilgisizlikten, gereksiz ve yersiz eleþtiri ve dedikodular yüzünden kapanma tehlikesiyle karþý karþýya kalmasý gerçekten düþündürücü. Demokrasi ve özgürlük ancak örgütlü toplumlarýn yaþayabileceði ve yaþatabilecegi önemli evrensel deðerlerdir. Bir insan tek baþýna insanlaþamaz. Ýnsanýn insanlaþmasý ancak toplumsal bir yapýnýn içinde olmasýyla olasýdýr. Demek ki insan toplumsal bir varlýktýr. Ýnsanýn toplumsal varlýk olmasý demek, toplumu var eden insanlarýn birbirleriyle gerek dirimsel gerekse tinsel iliþkilerde bulunmasým demektir. Ýþte bu dirimsel ve tinsel iliþkiler bütünü toplumda farklýlýklarýn doðmasýna neden olmaktadýr. Toplumlarda var olan çeliþkiler ve kavgalarýn tüm nedeni bu iliþkiler sarmalýnda aranmalýdýr. Bu sarmal içinde farklý guruplar yada sýnýflar varlaþýr. Bu varlaþma bazen yoðun çatýþmalarý da birlikte getirir. Bazen de varlaþan kimi toplumsal olay ve olgular insaný kendisine yabancýlaþtýrýr. Örneðin köyden kentlere göçen insanlar büyük þehirlerin varoþlarýnda büyük yalnýzlýklar çekmiþlerdir. Ýþte gerek sýnýfsal karakterli ayrýþma ve gerekse toplumsal olay ve olgulardan dolayý yalnýzlaþan ve güçsüzleþen insaný, güçlendiren, yalnýzlýkatn kurtaran model örgütlenmedir. Bu anlamda köy dernekleri de bir örgütlenme biçimidir. Onun için kurulmuþ olan bir derneði yaþatmak doðru bir duruþ olacaktýr diye düþünüyorum. Yalnýz bu derneði sürekli ayný ailenin sorumluðunda veya yönetiminde bulundurmakta çok doðru ve demokratik deðildir. Onun için belirli dönemlerde baþkanlýðýn baþka bir aileye geçmesi mantýk ve demokratik kültür açýsýnda da doðru olacaktýr. Önümüzde ki seçimde bu olayýn böyle deðerlendirilmesi gerekir diye düþünüyorum. Sevgili Özge; derneðin eksikleri doðal olarak bulunmaktadýr. Ama dernekleri veya var olan kurumlarý iþler duruma getirecek olanlar da bizler ve siz gençler olmalýsýnýz. Bunu yalnýz yönetimden ve belirli bir yaþa gelmiþ ve enerjisi göreceli olarak azalmýþ olan insanlardan beklememeli, gençlerden ve birikimi olan insanlardan beklemeliyiz. Bu konuda önerilerin varsa bunu yazabilirsin. Örneðin, bu ortamda gençlerimizin gelecekle ilgili görüþ ve düþüncelerini okumayý çok isterim. Sevgilerimle.
yakup zaman
02 February 2008 11:43 |
YOK EDÝLMESÝ GEREKEN PARTÝ:CHP Evet sevgili dostlar günlerdir türbana özgürlük konusunu tartýþýyor türkiye.Konu hakkýnda hemen herkes fikir beyan ediyor.Akademisyenler,ünirsite rektörleri,öðretim üyeleri,sivil toplum örgütleri,siyasi partiler,aydýnlar ve aydýn görünümlüler ile birlikte bilen bilmeyen herkes bu konuda görüþ beyan ediyor.Görünen þuki;büyük bir kesim sanki ortak bir anlaþmaya varmýþlar.Konu özgürlük olunca bizim entelektüelerimizde destek veriyorlar.Oynanan oyunu ne yazýkki göremiyorlar.Sahneye konan ve adým adým oynanan bu oyunun sonucunu hep birlikte göreceðiz.Türkiyede buna karþý durmasý gereken bazý kesimlerin hedefinde yine ne yazýkki chp ve onun genel baþkaný baykal var.Sanki bütün olumsuzluklarýn engeliymiþ gibi gösteriliyor bu parti.Erdoðan ve onun þürekasýyla birli,kte herkes bu partiye yükleniyor.chp bu ülkenin en gerici ,faþist ýrkçý,oligarþik düzeniyle diktatörlüðü anýmsatan ,toplumun geliþmesinin önündeki tek engel kurum olarak gösteriliyor.Baykal a ise sürekli bay tayyipin yolunu açan kiþi olarak yükleni,liyor.Þaþýyorum bu tip görüþlere.Hem özgürlükleri savunacaksýnýz,hemde maðdur rolü oynayan birinin yasaðý kaldýrýldý diye suçlama yapacaksýnýz.Ya sevgili dostlar siz eminmisizniz özgürlükleri savunduðunuzdan.Veya savunduðunuz özgürlüðün sýnýrlarý nelerdir.Biz baykalý suçlayacaðýmýza acaba tayyipin buralara gelmesinin asýl nedenini neden sorgulamaktan kaçýnýyoruz.Veya bizim bunda hiçmi payýmýz yok.Chp nin þu anda ki türban direniþi bile size göre göstermeliktir.Belkide bay baykal yine gizli kapýlar arkasýnda bunuda pazarlýðýný yapmýþtýr.Doðru dürüst fikir üretemeyenler,bu tip senaryo ve dedikodu üretirler.Bu ülkede kimlerin kimlerle gizli pazarlýklar yaptýðýný araþtýrsak altýndan kalkamayýz.Elbirliði ile ortak düþman gördüðünüz chp yi de topraða gömmeye az kaldý.Ha gayret.herkese özgürlük ama chp ve onun gibi düþünenlere faþist ýrkçý diye saldýrmaya devam.Türbana özgürlük,çarþafa özgürlük,herþeye özgürlük ama chp ve onun destekçilerine yuh.Az kaldý özgürlük adýna þeriatýn gelmesine.Ha gayret biraz daha destek.Gecikmesinin tek nedeni göstermelik muhalefat yapan chp.Helal olsun size özgürlük sevdalýlarý.Avuçlarýnýzý açýn ve özgürlük kavgasý veren tayyip beyi alkýþlayýn.Hatta mhp yi unutmayýn.Mhp bile özgürlüklerden yanayken birtek chp buna karþý duruyor.Öyleyse yuh olsun chp ye.Maalesef bizim laiklerimizin tek derdi baykal.Baykal giderse türkiyedeki herþey mükemmel olacak.Özgürlüklerin önü açýlacak.Ülke hýzla kalkýnacak.Ekonomi düzelecek,sosyal haklar verilecek,sendikalar ve sivil toplum örgütleri istediði tüm þeyleri gerçekleþtirecek,kýsacasý demokrasi tam yerine oturacak.Defol git baykal.yeter artýk senden çektiðimiz.Gülüyorum artýk bunu savunanlara.15 milyon kiþi 1 kiþiyle baþa çýkamýyorsa oturup düþünmek lazým.Dikkat kapýnýz çalýnýyor.Açýn belkide özgürlük tanýdýðýnýz türbancý bacýlarýmýz olabilir.Size demokrasi getirmiþlerdir.Alýn o demokrasiyi afiyetle yiyin.Ha unutmyýn...Henüz asýl düþmanýnýz olan chp yi hala bitiremediniz.Saflarýnýzý sýklaþtýrýn. 4937 Mesaj Var
|
|