SON ERGENEKON DALGASI Son dalgayla birlikte Ergenekon Davasý gittikçe içinden çýkýlmaz bir konuma doðru hýzla girmektedir. Öyle ki her þey birbirinin içine girmiþ durumdadýr. Sap+saman+toprak+dane+su= Karmaþa. Bu karmaþayla ne yapýlmak istenmektedir? Bu sorunun bence iki net yanýtý vardýr? Birincisi ve en akla yakýný; gerçektende bu ülkede yýllarca, insanlarýmýza acý çektiren, birçok olaylara zemin hazýrlayan, faili meçhul ölümlere karýþmýþ, kaçakçýlýk, vurgun..vs. yapmýþ gerçek suçlulardan birkaç tanesi yakalanarak bu davaya katýlmýþtýr. Ýkincisi ise; bu ülkenin yýllarca acý çekmiþ, faili meçhul cinayetlere karþý olmuþ, ülkede her zaman gerçek demokrasinin savunucusu olmuþ; aydýn, düþünür, yazar, çizer, &kýsacasý uygulanan yanlýþ politikalara muhalif olan ve bugün de mevcut hükümetin yanlýþ politikalarýna net bir þekilde muhalif olan ve hiçbir zaman bir çeteyle, yasadýþý bir örgütle, terörle &vs ilgisi bulunmayan insanlarýn bu davanýn esas suçlularý olarak yakalanmalarý. Burada tehlikeli olan esas suçlularýn bu karmaþa içinde aklanýp paklanmasý, ellerini kollarýný sallayarak dýþarýda demokrasi kahramaný olarak dolaþmalarýdýr. Bu dava birincisi darbe hazýrlýðý yapanlar savýyla açýlmýþtýr. Algý böyledir. Peki, bir fiil darbe yapanlar bugün dýþarýda özgürce dolaþýyorlar. Ýkincisi, çeteler, gizli örgütler savýyla. Peki, darbeyi, Ýlhan Selçuk, Sabih Kanadoðlu, Doðu Perinçek, Emin Gürses, Serhan Bolluk, Mustafa Balbay, emekli olmuþ paþalar mý&&yapacak&.. Peki, susurluðu, Cumhuriyet Gazetesine saldýrýyý, Danýþtay Baskýnýný, Uður Mumcuyu, Hrant Dinki&.vs. Ýlhan Selçuk, Yalçýn Küçük, Sabih Kanadoðlu, Mustafa Balbay, Emin Gürses&vs. öldürdüler!.... Gerçekten kafalar allak bullak. Bana göre, bu davanýn ne hukuka, ne vicdana, ne akla ve ne de gerçeklere uygun düþen yanlarý var& çünkü duyuncumda bu davayla ilgili bir çok soru iþaretleri bulunmaktadýr. Kafama takýlan en önemli sorun; Neden hiçbir zaman yan yana gelmeyecek olan insanlar ayný dava içinde yan yana getirilmiþtir? Neden, yakalanan aydýnlarýn sol dünya görüþünün en çok bilinen ve tanýnan insanlarý bu davaya eklenmiþtir? Neden, Atatürk, Laik Cumhuriyet, Ulusal Baðýmsýzlýktan yana olanlar; emperyalizme karþý durunlar, ulus devleti savunanlar; Þeriata ve Dinciliðe karþý duruþ gösterenler; F Tipi örgütlenmeyi deþifre edenler ve bu konularda kafa yoran insanlar bu davanýn en temel sanýklarý olmuþlardýr?. Bir yandan gerçektende bir suç örgütü içinde ki insanlar; diðer yandan bu ülkenin aydýnlarý ayný çorbanýn içine konulmaya çalýþýlýyor. Ama bu çorbanýn özünde uyumsuzluk var& Bu dava ezogelin çorbasý gibi bir çok malzeme yan yana getirilerek yapýlmaya çalýþýlmýþ. Ama bu çorba tat vermemekte. Çünkü çorabýn dokusuna uymayan nesneler var. Çorbaya gerçekten gerekli olan; yeþil mercimek+ kýrmýzý mercimek+un+nane+tuz+karabiber+salça&vs konurken; diðer yandan bu çorbada bulunmamsý gereken; yoðurt, süt, þeker&vs. gibi malzemeler de konmuþtur. Dolayýsýyla doku uyumsuzluðu vardýr. Temel sorun budur. Kafalarý karýþtýran da budur& Oysa, bu ülkede gerçek suçlularýn yargýlanmasý Maraþ olaylarýný, Çorum Olaylarýný, Sivasta insanlarý diri yakanlarý; Susurlukta açýða çýkan suç örgütünü; Uður Mumcu, Ahmet Taner Kýþlalý, Turan Dursun, Hrant Dink&vs. gibi aydýnlarýmýzý öldürenleri yakalayýp onlarý yargýlayacak ve kamu oyunu rahatlatacak bir gerçek davaya gereksinim bulunmaktadýr. Oysa bu dava gerçek olanla, sanal olaný birbirine karýþtýran ve gerçekten suçlularý görmemizi engelleyen bir dava konumundan öteye gidemeyecektir. Asýl kafamý karýþtýran ve beni üzen olgu budur!.....
09.01.2009
Süleyman Zaman 07 January 2009 15:44 |
Yýlbaþý gecesi Ankarada daha yaþamlarýnýn baharýnda bulunan 7 Üniversiteli genç büyük bir ihmal sonucunda öldüler. Sonsuzluða akýp gittiler. Arkasýndan büyük acý býrakan ve tüm toplumu kedere boðan bu ölüm beraberinde bir tartýþmayý da birlikte getirdi. Bu tartýþma iki açýdan önem taþýmaktadýr. Birincisi; Baþkent Doðalgazýn elemanlarý ayný gece ve ayný apartmanda doðalgaz zehirlenmesi ihbarý alýyor ve bu nedenle o apartmana gidiyor. Gençlerin öldüðü dairenin üst katýnda doðalgaz zehirlenmesi olayýný tespit ediyor ve o dairenin doðalgazýný kesiyor. O dairedeki insanlar zamanýnda müdahale ile ölümden kurtuluyor. Bura da soru þu; Baþkent Doðalgazýn görevli elemanlarý neden diðer daireleri kontrol etmeden oradan ayrýlýyor? Çünkü bunu yapmalarý görevleri gereðidir. Belki de ayný saatlerde bu gençler yaþýyorlardý?!... Bu sorunun yanýtý halen verilmiþ deðildir. Ýkinci tartýþma ise, bu sorunla direk ilgili olan ve bu tür sorulara yanýt veren EGO genel müdürü Veysel Karani Demirin yaptýðý açýklamadýr. Veysel Karani Demir, açýklamalarý ile toplumda büyük bir þaþkýnlýk ve tepki yaratmýþtýr. Bu genel müdür gaf üstüne gaf yaparak; insana bakýþ açýsýný da tüm dünyaya göstermiþtir. Þu kafa yapýsýna bakýn; ölmüþ bu gencecik insanlarýn ardýndan söylediði sözler; onlar belden yukarý çýplaktýlar görüþü tarihe geçecek en utanýlasý bir sözcüktür. Bu insan cinsellikten baþka bir þey düþünemiyor mu? Þu kafada ki algýya bakýn; bu kiþi Ortaçað zihniyetinin 21. yüzyýlda ki temsilcisi konumunda. Bugün bu kiþi Ankarada genel müdürlük yapýyor. Ne acý& Atatürk Türkiyesinin getirildiði aþamaya bakýn& Bu tür insanlarýn yüzünden her þey zývanadan çýktý& Þu bir gerçek ki bilimsel kafadan ve çaðdaþ düþünceden uzak, karanlýk kafalý ve benmerkezci dünya görüþünün temsilcileri bugün Türkiyeyi yönetiyorlar. Breh breh breh& Hele þu kafa yapýsýna, þu algýya, þu vicdana bakýn& Bakýn inançlý olduðunu belirtmek için genel müdür; Cumaya gideceðim bir an önce sorularýnýzý bitirin diyor gazetecilere. Vay be; genel müdür inancýnda ki bu duyarlýlýðýný, sorumlu olduðu iþine de göstermesi gerekmez mi?!.... Sayýn genel müdür bu vicdani duruþunla bin kez Cumaya gitsen ne yazar!.. Önce vicdanýnda ki, insana bakýþýnda ki duruþunu düzelt bey efendi& Bakýn ne demiþ koca Yunus; Bir kez gönül kýrar isen/ Bu kýldýðýn namaz deðil/Yetmiþ iki millet dahi/Elin yüzün yumaz deðil... bir Yunustaki þu sonsuz sevgiye bir de þu sözleri söyleyen genel müdürde ki insan anlayýþýna bakýn&. Arada ki fark hemen görülür. Birisi insancýný içinde yaþýyor, tüm insanlýða sevgiyle bakýyor; diðeri ise inancýný gösteriþe taþýyor ve benden deðilse ölsün, bana ne diye bakýyor&Ne denebilir!... Pes doðrusu. Bu gencecik insanlarýn ölümüne aldýrmayan, býyýk altýnda gülen, suçu kendi üzerinden atarak, ölen gençleri suçlayan böylesi bir insanýn yönetici olduðu bir ülkede yaþamak bana utanç veriyor. Çok acý ama gerçek bu. Genel Müdür, bilinçaltýnda ki ters algýyý bu olayla açýða çýkarmýþtýr. Düþünebiliyor musunuz? Laik Cumhuriyetin bir genel müdürünün ölen yedi gencin arkasýnda söz ederken onlar yarý çýplaktý demesinin ne anlama geldiðini? Bu genel müdüre soramazlar mý? Kardeþim sen herkesin namus bekçisi misin? Namusu iki bacak arasýnda arayan bir kafa asla çaðdaþ bir kafa olamaz!... Namus insanýn beyninde, bilincinde, eylemlerinde, davranýþlarýnda, insanlýða yaptýklarýnda& Aranmalýdýr. Temel ölçü budur.
Kimin ne olduðunu kimse bilemez. Ama insanýn yaptýklarýný herkes görür. Kiþinin Topluma ve insanlýða kazandýrdýklarý ve insanýn yaptýklarýdýr en temel ölçü. Genel müdürün yaklaþýmýna göre, bir kýz ile bir erkek yan yana gelip sohbet ettiklerinde bile o iliþkide cinsellik aranmalýdýr. Bu ne biçim bir kafa yapýsý. Bu tür kafa cinsellikten baþka bir þey düþünmeyen kafadýr& ne yazýk ki böyle. Veysel Karani Demir; o konuþmasýnda gençleri ölümünde açýkça sorumluluðu beli olan Baþkent Doðalgaz hakkýnda basýnýn söz etmemesini istiyor. Nedeni de bu þirket ihaleye katýlacakmýþ, zarar görmesin. Bakýn, bakýn. Yedi genç ölüyor, bununla ilgili deðil bu beyefendi. Ama bir þirketin kârý onun için daha önemli. Ne demeli&.sözün bittiði yer burasý. Hey!...beyefendi, o gençlerden birisinin yaþamý bile trilyon kârlarla ölçülebilir mi? Sizin neyi temsil ettiðiniz belli. Ondan sonra kalkýp, dinden imandan söz ediyorsunuz. Sizden ve sizin temsil ettiðiniz dünya görüþünden de utanýyorum!.... Ýnsan yaþamýný para için hiçe sayan bir anlayýþ, bir inanç ne olursa olsun; asla onaylanamaz. Ýçinde duyunç taþýyan her insan bu görüþe karþý durur ya da durmalýdýr. Ýþte dünya bu genel müdür ve bunun gibi düþünen insanlar yüzünden bir türlü normalleþemiyor. Çünkü onlarýn doyumsuz para ya da kazanç hýrsý, bu dünyayý yaþanýlmaz kýlýyor&. Büyük bir ihmal yüzünden ölen bu pýrýl pýrýl gencecik çocuklarýmýzý sevgiyle anýyorum. Dünyada hiçbir insanýn böyle bir kazayla karþý karþýya kalmamalarýný içtenlikle diliyorum. Veysel Karani Demir gibi insanlarýn asla ve asla yönetime getirilmemesi dileðimi de açýkça belirtiyorum&. Ne yazýk ki bugün ülkemizin yönetimi bu tür insanlarýn elinde. Bu da yaþadýðýmýz en gerçeklerden birisi. Ülkemiz hýzla tutuculaþmakta, gericileþmekte ve gittikçe Laik Cumhuriyetten uzaklaþmaktayýz. Bu da böyle biline&.
06.01.2009
Süleyman Zaman 03 January 2009 01:18 |
Ýsmet Türkmen'in ölümüne çok üzüldüm. Kendisine Allah'tan rahmet, yakýnlarýna ve sevenlerine baþsaðlýðý dilerim.
Süleyman Zaman 03 January 2009 01:14 |
YENÝ YIL VE GERÇEKLER Aslýnda, dünyada veya doðada zaman kavramý yoktur. Zaman, hareketin, devinimin soyutlanmasýdýr. Devinimin mekâný ve niceliði zamaný göreceli kýlar. Dolayýsýyla zaman dediðimiz þey, art arda gelen ve hiç durmadan hareket eden maddenin sürekli kendisini var kýlmasýndan baþka bir þey deðildir. Doðada asýl olan nesnel gerçekliktir. Nesnel gerçeklik sürekli devinen maddenin farklý oluþumlarýdýr. O zaman hareket en temel olandýr. Doða kendi yasalarý doðrultusunda hareket eder. Doðada süreklilik ve devinim vardýr. Devinmeyen, deðiþmeyen, karþýtýna dönüþmeyen hiçbir þey yoktur. Evrenin her yanýnda bizim dünyamýzda ki gibi gece-gündüz oluþumu ayný deðildir ve süreleri de birbirine benzemez. Evrende gece-gündüz oluþmayan mekânlarý da vardýr. O halde bizim kullandýðýmýz kavramlar insansaldýr. Yani insel kaynaklýdýr. Doðada Pazartesi, Salý&; Ocak, þubat...; gün, ay, yýl, yýlbaþý; arife, bayram, tatil...vs diye saydýðýmýz gün, ay, yýl, yüz yýl, yýlbaþý...vs. gibi kavramlar bulunmamaktadýr. Evrenin farklý uzamlarýnda eðer bizim gibi düþünen canlýlar varsa oralarda bu kavramlar da farklý farklý olacaðý büyük bir olasýlýktýr. Dünya da bile bugün kutuplara gidildiðinde oralarda gün kavramý, bizim bildiðimiz gün kavramýndan çok farklýdýr. Çünkü orada 6 ay gece 6 ay gündüz yaþanmaktadýr. Görüldüðü gibi bu tür kavramlar insan kaynaklýdýr. Bu kavramlar insanýn doðayý kendi yaþantýsýna göre anlamlandýrmasý ve onu anlaþýlýr kýlmasýndan kaynaklanan kültürel deðerlerdir Yaþamý güzel kýlmak, onu anlamlandýrmak ve yaþamý daha kolay kýlmak insanýn elinde iken, nedende onu yaþanýlmaz kýlmak için çaba gösteriyor. Oysa insanoðlu, doðanýn dilini anlamaya çalýþýrken, kendi dilini vahþice kullanmayý sürdürmektedir. Bir düþünün insanoðlu var olduðundan bu yana hiç savaþsýz bir dönem geçirmemiþ. Bilim insanlarýnýn yaptýklarý araþtýrmaya göre; on bin yýllýk bir tarihi süreçte insanoðlunun barýþla geçirdiði yýllarýn toplamý yüz yýl kadar. Yani on bin yýlýn 9900 yýlýný savaþla geçirmiþ. Bu durum insanoðlu için çok acý bir sonuç. Bugün dünyanýn her yanýnda vahþet, acý, kan, göz yaþý, haksýz ölümler ve öldürmeler, kýyýmlar, yoksulluk, saðlýksýzlýk, susuzluk, açlýk, ilaçsýzlýk,...vs. gibi birçok olumsuzluklar alabildiðine yaþanmaktadýr. Savaþ denilen yok edici illet bir türlü insanlýðýn gündeminden ve tarihinden atýlamýyor. Irak'a, Filistin'e....bakýn. Gelecek için umutlu olmak kolay mý? Dünyayý sarsan ekonomik krize bakýn. Kapitalizm bu dünyayý bitiriyor. Ýnsanlýðý da bitiriyor. Ne denebilir!.... 2009 yýlýnýn çok zor geçeceði ortadadýr. Bu dünyaya bir "sol duyu" gerekmektedir. Ortak aklý" bulmamýz ve insanlýða "sol duyuyu" anlatmamýz gerekiyor. Ýnsanlýk bunu yapmak zorundadýr. Yani dünyada insana dönük yatýrýmlara yönelen, var olan kaynaklarý insanlýðýn gönenci için harcayan, üretken ve paylaþýmcý bir toplumsal yapýya ulaþmak tek çözüm olarak gözükmektedir. Ýnsana merkezli bir toplumsal anlayýþ insanlýðý kurtaracak en büyük temel reçetedir. Böyle bir dünya kurmanýn yolunu acil bir þekilde bulmamýz gerekmektedir. Yoksa insanoðlu dünyada ki yaþamýn sonunu kendi eliyle hýzla getirecektir. Bunun için ortak aklýn devreye girmesi ve insanoðlunun kendi geleceðine karar vermesi gerekmektedir. Bu duygular içinde 2009 yýlýnýn tüm insanlýða, dost ve akrabalara saðlýk, barýþ, zenginlik ve esenlik getirmesini diliyorum. Süleyman Zaman; 02.01.2009
erdal erdoðan 01 January 2009 18:08 | berlin
yeni yýlýnýz kutlu olsun. nice saðlýk barýþve mutluluk dolu yýllara, sevgiler saygýlar erdal erdoðan
not: vefat eden merhum ismet türkmen e ve bütün ölülerimize allahtan rahmet ve ailesine, yakýnlarýna sabýr dilerim. mekanlarý cennet olsun erdal erdoðan