merhabalar köyümüz futbol takýmýmýzýn trnva öncesi hazýrlýk çalýþmalarý sürmektedir.bu doðrultuda bu akþam ödek köy takýmý ile yapýlan maçý takýmýmýz 6/4 kazanmýþtýr.yedek kalecimizin hasta,as kalecimizinde olmadýðý maçta gollerimizi hakan(3),çaðdaþ,özgür ve yaþam atmýþtýr.sahaya çýkan kadro;deniz,yaþam,hüsnü,zeki,özgür,evrim,hakan,çaðda
.deniz de kim diye merak edenleriniz olmuþtur.deniz hýdýr amcamýn kýzý elif(yeter)in oðludur. saygýlarýmla
Süleyman Zaman 29 March 2009 14:12 |
ÞÝÝRÝN DÝLÝ
Ýnsanýn bir madde dünyasý var ki bu dünya asla doðadan ayrý bir dünya deðildir. Doðanýn tüm evrensel yasalarý insan içinde geçerlidir. Ýnsan bu yasalarý buluyor ve ondan yararlanarak kendisinin yararýna daha fazla kullanmanýn yolunu arýyor. Ama asla doðanýn yasasýnýn dýþýna çýkamýyor. Eðer çýkarsa zaten doða dýþý olur ki; buna doða izin vermez. Ýnsanýn bir de tinsel dünyasý var. Buna düþünce dünyasý, imge dünyasý diyebiliriz. Düþüncelerimiz, imgelerimiz, dýþ dünyadan bize yansýyanlarýn genel bir toplamýdýr. Maddesel dünyanýn beynimizde býraktýðý izdüþümler ve genellemelerle imgeler oluþur. Ýmge beynimizin ürettiði bir tasarýmdýr. Bir maddenin, bir olgunun somut durumunun beynimizde ete kemiðe bürünmesi onun yeniden canlandýrýlmasýdýr. Nasýl ki, özdek sonsuz deðiþime uðruyorsa, genel evrenden minil evrene, minil evrende de genel evrene deðiþim sonsuzca var oluyorsa; insanýn düþünce evreninde de sürekli deðiþim ve dönüþüm olmaktadýr. Ýmgelerimiz, düþüncelerimiz, var olan toplumsal ve çevresel olay ve olgulardan belirleniyor ve oluþuyor. Olay ve olgular deðiþme uðradýkça, insanýn düþünce evreni de yeni koþullara uygun olarak deðiþme uðruyor. Her deðiþim ve dönüþümün temel motoru madde evrenidir. Ýþte þiir, düþünce evreninin geliþiminin en üst noktasýnda ki oluþumun bir ürünü olarak kendi var kýlmýþtýr. Çünkü þiir düþüncelerin, imgelerin doymasý ve belirli bir yoðunluða eriþmesi sonucunda doðan bir coþkunluk durumudur. Damlalar halinde çoðalan bir ýrmaðýn, bir çaðlayan gibi akmasýna benzer þiir. Þiirin tam bir tanýmý yapýlamamýþtýr. Ama þiir için; duygu yoðunluðu yaþayan insanlarýn, duygularýný özlü ve güzel sözlerle dýþa yansýtmak için baþvurduðu söz ve yazým sanatýdýr denebilir. Þiir, insan bilincinin yaratýmýdýr. Bu yaratý beynin dýþ dünyadan algýladýðý nesnelliði, kendi içinde özümseyerek imgelem yoluyla ete kemiðe büründürdüðü söz öbeklerinin bir volkan þeklinde dýþ dünyaya akmasýdýr. Þiirde, ritim ve imge ön plandadýr. Ýnsana estetik bir tat býrakýr. Ýmge nesnelerin beynimizdeki izdüþümleridir. Ritim ise uygunluk, bütünlük ve düzenliliktir. Ýnsanda duygulaným yaratýr. Þiirde yoðunluk; bilincin bir noktada toplanmasý, bütünleþmesi ve aynýlaþmasý söz konusudur. Þiir insanda birikimin durdurulamaz noktaya gelip patlamasýdýr. Bir duygulanýmdýr þiir. Duygu yoðunluðu yaþamayan bir insan þiir üretemez. Þiir sözcüklerin en vurgucu þekilde kullanýlmasýdýr. Az sözle birçok þeyi anlatabilme sanatýdýr. Bunun içinde bir insan beyninde ne kadar çok sözcük biriktirirse o kadar çok etkili ve vurgulu þiirler yazar. Çünkü þiir sözcüklerle oynamadýr. Sözcükleri doðru ve yerinde kullanmak þiirin gücünü artýrýr. Þiiri anlamlý kýlan þey, o þiirin hayatla buluþmasý ve baþka insanlarýn o dizelerde kendisine iliþkin þeyleri bulmasýyla söz konusudur. Bir insan bir þiiri okuduðunda bir duygulaným yaþýyorsa o þiir o kiþi için anlamlýdýr. Her þiirin ve her sözcüðün yaþamda bir karþýlýðý varsa anlamlýdýr. Þiir, insan beyninin, düþüncesinin ortaya koyduðu bir olgudur. Bir yaratma eylemidir. Ýnsanýn gizil duygusunun nesnelliðe dönüþmesidir. Bu anlamda her insanýn yazdýklarý ve ürettikleri bir deðer taþýr. Her deðer de bir emek içerir. O halde her emeðe saygý göstermek ve ona deðer vermek gerekir. Þiir, insana iliþkindir. Bir insanýn dýþ dünyadan edindikleri, yüklendikleri, karþýlaþtýðý iyi veya kötü davranýþlarý, olgular ve olaylarýn tininde býraktýðý etkileri sonucunda iç dünyasýnda harmanlayýp ve anlamlandýrýp imgelere büründürerek dýþarýya yansýttýðý duygu, görüþ ve düþünceleridir. Þiir bu anlamda insanýn kendi iç dünyasýný yansýtan çok önemli bir iþleve sahiptir. Bir insan neyse odur. Her insan kendisini var eden bütünselliði içinde ve yetenekleri ölçüsünde kendini tanýmlar. Bu anlamda her üretilen deðerlidir. Üretilen bir þeyi beðenip beðenmemek kiþinin duruþuyla, yaþama bakýþýyla, yaþamý yorumlayýþýyla& b.g... ilintili bir olgudur. Bir þiirin serbest ya da hece ölçüsüyle yazýlmasý þiirin deðerini ölçmeye yeterli deðildir. Bu þekilsel bir durumdur. Þiirde önemli olan özdür. Vermek istediðidir. Þiirin bütünselliði ve anlamsallýðý çok daha önemlidir. Eðer bir insan okuduðu dizelerden zevk duyuyor, tat alýyor ve duygu yaþýyorsa o þiir onun için önemli ve anlamlýdýr. Þiirin hayat ile buluþmasý ona toplumu dönüþtürmek adýna büyük iþlevler yükler. Çünkü yaþamda önemli olan insaný ve dolayýsýyla toplumu ileriye taþýyacak bir toplumsal anlayýþý oluþturabilmektir. Dünyada, yaþamý güzelleþtirmek, barýþý, paylaþýmý, sevgiyi yerleþtirmek en önemli çaba olmalýdýr. Ýþte burada aydýnýn duruþu önem kazanmaktadýr. Var olan toplumsal mücadelede aydýn hangi safta yerini almaktadýr. Bu duruþ aydýnýn yaþama bakýþý ve hayatý yorumlayýþýný da belirler. Ýþte, bir yazarýn, bir ozanýn veya bir þairin bilincinden dýþarýya yansýyan dizeler ve kalemine dökülen sözcükler o þairin safýnýn ve duruþunun da göstergesidir. Þiirde imgelem, betimleme, duygu, bütünsellik, iþlenen konu, yoðunlaþma, uyak ve ritim çok önemlidir. Þiirde duygu, coþkunluk ve yoðunlaþma en üst aþamadadýr. Þiir insan ruhunun ve enerjisini bir noktada toplar ve insaný duygu yoðunlaþmasýyla sarar; kiþiyi dýþ dünyadan iç dünyaya yöneltir. Betimleme, bir olayý ve olguyu insanýn beyninde canlandýrmasý, soyut olaný beyninde yaþatýr veya somutlaþtýr konuma getirmesidir. Kendisinde uzak olaný yeniden var kýlmasý ve bilinçaltýndaki gerçekliði bilince çýkarmasýdýr. Þiirde betimleme; yani canlandýrma, somutlaþtýrma, yaþanmamýþ ya da daha önce yaþanmýþ olaný yoðun duyguyla yaþatmaya veya yeniden açýða çýkarmaya çalýþýr. Þiirin serbest ölçüyle ya da hece ölçüsüyle yazýlmasý o þiirin deðerini arttýrýp ya da azaltmaz. Her ikisinde de ritim, duygu, konu bütünlüðü, imge ve insan ruhunda uyandýrdýðý coþku, uyum ve estetik varsa o þiire deðer yükler. Serbest ölçü, sözcükleri özgür kýlar. Serbest ölçülü þiirler özgürlüðü çaðrýþtýran þiirlerdir. Ama hiçbir özgürlük sýnýrsýz deðildir. Sýnýrsýz özgürlük karmaþa ve düzensizlik oluþturur. Uyumsuzluk ve parçalamayý yaratýr, bütünselliði yok eder. Bu anlamda her özgürlüðün bir sýnýrý olduðu gibi þiirde ki sözcükleri de karmaþa üretmeden, birbiriyle uyum içinde kullanmak gerekmektedir. Yoksa serbest ölçüyle yazýldýðý sanýlan þiir bir bakmýþsýnýz þiir olmaktan çýkmýþ ve anlamsýz bir nesir oluvermiþ. Unutulmamalýdýr ki serbest ölçülü þiirde de uyak söz konusudur. Ama bu uyak dizelerin sonunda deðil, dizelerin aralarýna serpilmiþtir. Her þiirde Betimleme, insandaki gizli kalmýþ duygularý açýða çýkarma; imge, yani düþüncede var etme, yaratma; sözcüklerin birbirini tamamlamasý, yani bütünlük; bir nehrin taþmasý gibi uyanan coþku;& v.b. þiiri þiir yapan deðerler o þirin yapýsýný ve etkisini de gösterir. Uyaklý þiirler sözcükleri birbirlerine baðýmlý kýlar. Dizelerin sonunda ses uyumu söz konusudur. Bu uyum sözcüklerin kullanýlmasýný kýsýtlasa da insan ruhu üzerinde olumlu ve estetik bir haz býrakýr. Türk dilinin yapýsý, uyak kullanmaya çok uygundur. Çünkü bu dil yazýldýðý gibi okunan bir dildir. Yine Türk Dilinin her sözcüðünde ve her hecesinde mutlaka bir sesli harf bulunur. Ýþte bu özellikler Türk Þiirinde uyak kullanmayý kolaylaþtýrýr ve hatta ozanlarý, þairleri bu yöne doðru iter. Her iki ölçüde de edebiyatýmýzda çok önemli, çok etkili, çok estetik ve çok anlamlý&.. v.s. eserler üretilmiþtir. Üreten her ozana, þaire bin selam.
Süleyman ZAMAN 31.01.2009
Süleyman Zaman 28 March 2009 23:12 |
ÝNSANIN DÜÞÜNCE BOYUTLARI VE DÜNYAMIZ
Bizim içinde yaþadýðýmýz evrenimizin (güneþ sistemimizin) yaþý bilim insanlarýnýn yaptýklarý araþtýrmaya ve son bulgulara göre yaklaþýk 15 milyar yýldýr. Güneþimizin daha yaklaþýk 10-15 milyar yýl enerjisinin olduðu bilim adamlarýnca dile getirilmektedir. Biz güneþin bize verdiði sonsuz enerji gücü sayesinde yaþamýmýzý sürdürmekteyiz. Peki, güneþin bu enerjisi nereden geliyor? Bu enerji Güneþimizin yapýsýný oluþturan hidrojenden kaynaklanýyor. Güneþin yaklaþýk % 90ý hidrojenden oluþmuþtur. Ýþte hidrojenin Füzyon (Nükleer kaynaþma, birleþme) yoluyla Helyuma dönüþmesi sýrasýnda enerji meydana gelir. Dünyamýz bu enerjiden aldýðý güçle üzerinde insan denilen varlýða ulaþan canlý türünü var etmiþtir. Yani insanýn var olmasý da güneþin enerjisinden kaynaklanmaktadýr. Yapýlan araþtýrmalara göre; güneþ bir saniyede 564 milyon ton hidrojeni, 560 ton Helyuma çevirmektedir. Geride kalan 4 milyon ton gaz enerjiye dönüþür. Buna göre güneþimiz yaklaþýk olarak dakikada 240 milyon ton madde yitirmektedir. Bu madde yitimi saatte 14.400 (14 Milyar 400 milyon) milyon tona; bir günde 345.600 (üç yüz kýrk beþ milyar 600 milyon) milyon tona ve bir yýlda ise 126.144.000 (yüz yirmi altý trilyon, yüz kýrk dört milyar,) milyon tona ulaþmaktadýr. Ama bu madde yitimi güneþimizin 5000 de biri kadardýr. Dünyamýz ise yaklaþýk 4,5 ya da 5 milyar yýl önce bu sistem içinde varlaþmýþtýr. Dünyamýz varolur olmaz bugünkü anlamda canlý mevcut deðildi. Canlýlýðý var edecek potansiyel dünyanýn kendi içinde mevcuttu. Ama bildiðimiz anlamda canlýlarýn varolabilmesi için dünya yüzeyinin canlýlarý var edecek koþullarý oluþturmasý gerekmekteydi. Bu da yaklaþýk 2,5 ya da 3 milyar yýlý gerektirmiþti. Bilimsel gerçek bu iken; bir takým insanlar yaratýlýþ kuramýyla dünyamýzýn yaþýnýn bin yýllara indirgemiþlerdir. Hatta Ýrlandalý Baþpiskopos James Usser 1650de evrenin Ý.Ö. 4004 yýlýnda yaratýldýðýný söylemiþti. Bunu Kutsal Kitapta isimleri yazýlý olan Peygamberlerden ve onlarýn ortalama yaþlarýndan hareketle; Ýsanýn doðumundan geriye doðru Âdem Peygambere kadar giden zaman sürecini hesaplayarak bulduðunu söylemiþti. Dünyamýzda bugünkü insanýnýn varlaþmasý yaklaþýk 12 milyon yýl öncesine dayanýr. Bundan yaklaþýk 12 milyon yýl önce primat (memeli ve omurgalý hayvanlarýn en geliþmiþ gurubu) ailesinin üyesi bir Hominid (ilk insansý canlý türü; insanýn öncülü) sýk ormanlardan, savanaya indi. Boyu kýsa ve cýlýz olduðundan besinini yakalamak için sopa kullanmaya baþladý. Bu elini kullanmasý demekti. Sopayla birlikte taþ atmayý da öðrendi. Bu durumda Hominid durumundan; Homo Habilis (eli iþe yatkýn, araç yapan insan ) konumuna (yaklaþýk 3-1 milyon yýl öncesi) ulaþtý. Artýk eli ile beyni birlikte çalýþýyor ve beyin hacmi de büyüyordu. Diðer bir yandan baþlangýçta dik yürüyemeyen ilk insanýn atalarý, kendilerini güçlü hayvanlardan korumalarý için çevrelerini gözetlemek ve daha geniþ bir alaný görmek için dikilmek zorunda kalmýþlardýr. Kendilerinden daha güçlü hayvanlarý yenmek için taþ ve sopa kullanmak gereksini doðmuþ ve bu zorunluluktan dolayý da ellerini kullanmýþtýr. Tüm bu nedenler ilk insanlarýn gittikçe dik durmayý öðrenmelerini doðurmuþtur. Bilim dünyasýnda bu insana Homo Erectus (dikilen insan) denmektedir. Bu günümüzden yaklaþýk 1,5- 1 milyon yýl öncesine dayanmaktadýr. Bu insan türü ateþ yakmasýný öðrenmiþti. Homo Sapiens (düþünen adam, günümüz modern insanýn ilk atalarý ) yaklaþýk 500 bin yýl öncesinin insandýr. Bu insanlar düþünebiliyor, araç yapabiliyor, soyutlama yapabiliyor ve konuþabiliyorlardý. Bu kýsa evrimsel açýklamadan sonra insanýn düþünce boyutlarýný açýklayabilirim. Ýnsanlar düþüncelerini üç þekilde oluþturmuþlardýr. a-) Edilgin düþünce (ilkel insanýn düþünce yöntemi bu idi.) b-) Etkin düþünce ( iradeye dayanan düþünce yöntemi, kendini kontrol eden düþünce) c-) Sentezci düþünce; (yoruma, birleþtirmeye dayalý düþünce)
Edilgen düþünce insanýn kendi elinde olmadan, zorunlu olarak oluþan düþünce biçimidir. Olasýlýklar ve belli, belirsiz karþýlaþmalar bu düþüncenin ana kaynaðýdýr. Bir insanýn biriyle karþýlaþmasý veya bir Aslanla karþý karþýya gelmesi insanda bir düþünce kývýlcýmý oluþturur. Bu düþünce biçimi somuttur. Yaþamýn pratiðinin, maddi dýþ dünya gerçekliðinin insan beyninde oluþturduðu varlýklara karþýlýk gelen kavramlardan oluþur. Etkin düþünce ise, somut olgularýn oluþturduðu kavramlarýn insan beyninde karþýlýk bulmasý ve bu kavramlarý imgelere dönüþtürmesi; bu kavramlar üzerinden kendini savunma ve ya karar verme istencinin oluþmasýdýr. Bu düþünce yapýsýnda insan soyutlama yoluyla kendisine gelecek olan zararlý veya yararlý olaylarý önceden bilmesi ve ona göre kendisini güvenceye alacak yollarý ve yöntemleri oluþturmasý söz konusudur. Bu düþünce yönteminde kiþi artýk dýþ dünyada oluþan olgu ve olaylarý bilmekte ve ona göre davranýþlar gösterebilmektedir. Sentezci düþünce, dýþ dünyadan edindiði bilgilerle, kendi iç dünyasýnda oluþturduðu kavramlarý birleþtirme ve yorumlama ve sonuç çýkarma, olgu ve olaylar arasýnda baðýntý kurma demektir. Þöyle bir örnek verilebilir. Diyelim ki bir insan bir Aslanla karþýlaþtý. Ýnsanýn Aslaný görüp Bu bir Aslan, bu beni yiyecek demesi edilgen bir düþüncedir. Ama ayný insanýn bir araç yapýp, ya da çevresinde bir sopa bulup kendini savunmaya çalýþmasý, etkin düþünce ve araç yapýmý için taþý sivriltmesi veya sopanýn ucuna sivriltilmiþ bir taþ baðlamasý ise sentezci düþünceye örnektir. Düþünce yöntemi olarak ta Ýnsanlar sistemli, kuramsal ve ideolojik düþünce yöntemlerini kullanýrlar. Sistemli düþünce; kendi içinde tutarlý, düzgün ve birbirleriyle iliþkilendirilmiþ, baðlantýlarý düzenli olan bir düþünce yöntemidir. Kuramsal düþünce; somut düþüncelerden yola çýkarak, genelleme yoluyla, beyinde türetilmiþ kavramlar ve bu kavramlarla tüm gerçekleri açýklama sanýsýyla oluþturulan düþünce yöntemidir. Daha kýsa bir söylemle soyut düþüncedir. Ýdeolojik düþünce; belirli bir sýnýfýn tarafý olarak edinilen düþüncelerin, o sýnýfýn genel yararý doðrultusunda, o sýnýfýn bakýþ açýsýyla olagelen olay ve olgularý deðerlendirip, somut, sistemli, kuramsal ve genel bir dünya görüþüne dönüþtürme iþlevidir. Ýlkel insanýn düþüncesi analojik düþünceye dayanýyordu. Ve somuttu. Kendini korumak için sihir ve büyüyü kullanýyordu. Ortaçað insaný soyut düþünüyordu. Metafizik ve dinsel düþünce ön plandaydý. Modern insanýn düþünce yöntemi özgürleþmeye dönüktür. Bununda yöntemi Laiklik ilkesine dayanýyor.
Yararlanýlan Kaynak; Düþünce Tarihi; Adam Þenel. Ýnternet ilgili bölümler.
hüseyin zaman 28 March 2009 21:00 |
yarýnki seçimlerde muhtar adayýmýz abim mehmet zamana baþarilar dilerim ayrýca sevgili nusrete özðüre ve diger adaylarýmýza baþarýlar dilerim sansýnýz bol olsun yolunuz açýk olsun istanbulda kýliçtaroglu ankarda karayalçýn hydý oylar chp ye
Cengiz ÖZGÜR 28 March 2009 15:17 | ÝSTANBUL
Merhabalar
Hepimizin bildiði gibi yarin sandýk baþýna gideceðiz, aylardýr adým adým kanal kanal izlediðimiz mitinð ve toplantýlarýn sonucunu yarin heyecenla bakliyecegiz, bu dönem özellikle istanbuda chp büyükþehir adayýmýz Kemel KILIÇDAROÐLU ve chp Ýstanbul il baþkaný Gürsel TEKÝN çok Çalýþtýlar veiyi bir seçim kampanyasý yürüttüler ilði oldukca fazlaydý umudum bunun sandýgada yansýmasý.
Dernek baþkanýmýz Mehmet ZAMAN, abim Nusrettin ÖZGÜR, Yegenim Oktay ÖZEL ve Gökçeharman köy muhtar adayý amcaoðlu hüseyin ÖRDEK'e muhtarlýk seçimlerinde Baþarýlar dilerim yarin akþam mutlu haberler alacaðýmýza umudum sonsuz,