Gökçeharman köy takýmýmýza yarýn oynayacaðý Ölçekli maçýnda baþarýlar diliyor,herþeyin gönüllerinden geçtiði gibi olmasýný istiyorum.Tüm köyümüz insanlarýndan takýmýmýza destek vermelerini bekliyor,bu arkadaþlarýmýzýn köyümüzü temsil ettiklerini hatýrlatmak istiyorum. Öyleyse derneðimiz amacýna uyan dayanýþma olgusunu ortaya çýkarmamýzýn tam zamanýdýr diyorum.Futbolu sevmeyebilirsiniz buna saygý duyarýz.Ama hiç deðilse,göstermelikte olsa bizleri temsil eden,köyümüz saknlerinin soysmlerini taþýyan bu çocukalrýmýza bir baþarý dileyebiliriz diye düþünüyorum. Ya gerçekten baþarý ve baþarýsýzlýðý,mutluluðu ve acýyý birlikte yaþayacaðýz ya da susacaðýz. Saygýlarýmla yakup zaman
Süleyman ZAMAN 09 October 2009 17:46 |
ÝMF VE GENÇLERÝN ÝSYANI Birkaç gün önce ÝMF, dünyanýn ekonomik krizini ve çýkýþ yollarýný tartýþmak ve çözüm önerileri sunmak için Ýstanbulda toplandý. Oysa yaklaþýk bir yýldýr dünya da büyük ekonomik ve toplumsal sýkýntýlar en üst noktaya gelmiþ bulunmaktadýr. Dünyada Kapitalizm büyük bir kriz yaþamaktadýr. Bu krizle bir yandan üretim durma noktasýna gelmiþ, bir yandan istihdam alanlarý daralmýþ, bir yandan çalýþan büyük yýðýnlar iþten çýkarýlmýþ, krize dayanamayan birçok orta ve küçük þirketler kapanmýþ, büyük dev þirketlerde bile tökezleyenler olmuþ ve diðer bir yandan da insanlarýn geleceðe dönük güven algýlarýnda büyük umutsuzluklar oluþmuþtur. Peki, bu krizi yaratanlar çalýþanlar mýdýr? KOCAMAN BÝR HAYIR!...... Kriz kapitalizmin kendisinin bir ürünüdür. Kardan ve kazançtan baþka her türlü deðeri yok sayan Kapitalizm; insanlýðý da, doðayý da, çevreyi de bitiriyor. Paraya dönüþtürdüðü her þeyi onu bitirmeye çalýþan Kapitalizm bugünkü krizin en büyük var edicisidir. Dünyayý adeta bir tüketim çýlgýnlýðýna döndüren küresel büyük sermaye; þimdi de fazla ürettiðini satamadýðýndan ne yapacaðýný bilemez bir konumda davranýyor. Bir yandan insanlara tüketin derken, diðer yandan insanlarý iþsiz, yoksul, yoksun býrakmanýn koþullarýný var ediyor. Ýnsanlarýn iþsiz kalmasý yoksulluðu artýrýr. Çalýþan ve evine, çocuklarýna ekmek parasýný götürebilirken, birden bire bu iþlevini yitiren bir insanýn Psikolojisi nasýl olur. Yoksulluðun artmasý, çalýþanlarýn yetersiz ücret almasý, emeklilerin ücretinin arttýrýlmamasý& vs. gibi uygulamalar; insanlarýn alým gücünü hýzla düþürürken; diðer bir yandan da piyasayý daraltmakta ve üretimi daha da kýsmaktadýr. Bu da krizi daha da yoðunlaþtýrmaktadýr. Ýþte Kapitalizm denilen sistem budur. Merkezi Kapitalizm, yani küresel kapitalizm, bir ahtapot gibi dünyanýn tüm pazarlarýný ele geçirmenin yol ve yöntemlerini alabildiðine kullanýyor. Bunlarýn en baþýnda Gümrük Duvarlarýnýn kaldýrýlmasý gelmektedir. Diðeri, Soysal Devletin iþlevini ortadan kaldýracak uygulamalar gelmektedir. Bunun için de kullanýlan yöntem, özelleþtirme adýna var olan Kamu Kurumlarýný ele geçirmektir&. Bir düþünün, gelecek umudu kalmamýþ, iþsiz, güçsüz, güvensiz&.bir toplum da gençlerin isyan duygularýnýn uyanmasý normal deðil midir? Bir düþünün, üniversiteyi kazanmýþ ama parasý olmadýðý için okuyamayan ya da çok zor koþullarda; ceplerinde beþ kuruþ harçlýðý olmadan açlýk ve yoksulluk içinde okuyabilen gençlerin çýldýrmasý normal deðil midir? Bir düþünün; iþini yitirmiþ, evine ekmek götüremeyen bir babanýn isyan etmesi normal deðil midir? Bir düþünün; evinde akþam piþireceði bir sebzesi, bir nevalesi olmayan bir ev kadýnýnýn kýzmasý, baðýrmasý, öfkelenmesi doðal deðil midir? Bir düþünün, yýllarca çalýþmýþ ve emekli olmuþ bir insanýn; aldýðý emekli parasýyla geçinememesi ve aldýðý parayý çocuklarýna, torunlarýna harcamasý sonucunda ay sonunu getiremeyen bir emeklinin ne oluyoruz demesi normal deðil midir? Yýlda %5 zam alarak çalýþan ve geçimini çok zor saðlayan memurun sesini duyurmak istemesi ve bu haksýzlýðý protesto etmesi normal deðil midir? Yarýn iþsiz kalýrým diyerek, ücretinin arttýrýlmasýný talep edemeyen iþçinin kapitalizm karþýtý bir duruþ sergilemesi normal deðil midir? Saðlýk paralý hale gelirken, gençler iþ bulamayýp gelecekte güven duymazken, tüketim mallarýna her gün zam gelip insanlara daha da yoksullaþýrken, iþyerleri kapanýrken, kredi kartlarý borçlarý insanlarý çýldýrtacak bir konumdayken& gençlerin çýldýrýp saða sola saldýrmasý ve toplumsal bunalýma girmesi normal deðil midir? Gençlerin saða sola saldýrýp, iþyerlerinin ve bankalarýn camlarýný kýrmalarý; küresel firmalara saldýrmalarý ve her tarafý yakýp yýkmalarý&v.s. asla onaylanacak bir olay deðildir. Ama sorun bu gençler neden bu kadar saldýrgan oldular sorusuna doðru yanýtý vermektir. Gençliðin enerjisi fazla.Ýþsiz- güçsüz, parasýz, güvencesiz&. Gençler var olan bu atýl konumda ki enerjilerini olumlu yönden nasýl boþaltacaklar. Esas sorulmasý gereken soru budur. Kapitalizm, insaný dýþlayan bir sistemdir. Sosyal Devleti savunanlarý dinozor olarak gören, Devletin ekonomiye müdahale etmesini özgürlük adýna istemeyen Liberaller Nerde þimdi&& Dünyada üretilen kaynaklarýn %60-70ine sahip olan %10-15lik nüfus (500-750 milyon) insan, dünyada ki tüm sorunlarýn nedenidirler. Oysa kendi gelirlerinden yapacaklarý %10-20 arasýnda ki bir kaynak aktarýmý; dünyada ki yoksulluðu yok edebilir. Bu gerçek ortadayken, Televizyonlarýn bu gerçekleri dile getirmeyip, gençlerin bu isyanýný döndürüp döndürüp göstermeleri, yine egemenlerin iþine yaramaktan baþka bir sonuç doðurmamaktadýr. Gençlerin, kapitalizme karþý çýkmasý, kapitalizmi sorgulamasý, tüm yaþanýlan toplumsal olaylarýn nedeni olarak kapitalizmi görmesi; onlarýn bilinç düzeyini göstermeleri açýsýndan çok önemlidir. Ama isyanlarýný gösterirken, saða-sola saldýrýp orayý-burayý kýrmak haklýyken haksýz duruma gelmek demektir. Tabii gençlerin bu isyancý yanýný bilen kimi karanlýk güçler, kýþkýrtýcýlar da gençleri yönlendirerek onlarýn daha çok yanlýþ yapmalarýný ve sistemi protesto edeyim derken; tam tersine onlarýn anarþizme kaymalarýna neden olmaktadýrlar. Bu gençlerin yanlýþýdýr. Bu yanlýþ egemenleri sevindirmiþtir. Çünkü gençlerin saldýrganlýðý halký da korkutan bir gerçeklik var etmiþtir. Gençlerin bu davranýþý halk tarafýndan asla destek görmez. Televizyonlar günlerdir bu saldýrganlýðý sürekli yayýnlayarak, halk ile gençlik arasýna bir uyuþmazlýk zýrhý koydurarak; gençlerde var olan potansiyel enerjiyi, onlarýn toplumsallýk dýþý kullanmasýna neden olmuþtur. Oysa tüm bu olumsuzluklarýn amasý KAPÝTALÝZMDÝR&. Ýnsanlýðý kurtaracak olan ise SOSYALÝZMÝDÝR&. Çünkü sosyalizm insan merkezli bir toplumsal yapýyý ön görür. Çünkü sosyalimizde önce insan anlayýþý egemendir. Kapitalimde ide önce KAR ve BEN kavramý geçerlidir. Biri diðerinin zýttýdýr. Biri insaný mutsuz kýlýyor, diðeri insaný düþünüyor. Biri önemli olan BENÝM; diðeri önemli olan TOPLUMDUR diyor. Biri herkes bana çalýþsýn; diðeri ise HERKES ÇALIÞSIN, HERES YESÝN diyor. v.s&&.. Bugün Kapitalizm büyük sorunlarla karþý karþýyadýr. Her þey kendi karþýtlýðýný kendisi yaratýr. Kapitalizmin karþýtý sosyalizmdir. Demokratik Sosyalizm insanlýðý kurtaracak olan toplumsal yapýdýr. Ah insanlýk ah!... Var artýk bu gerçekliðin farkýna&.. Süleyman ZAMAN 09.10.2009
yakup zaman 06 October 2009 14:35 |
MERHABALAR Bu yýl 13.cüsü düzenlenen divriði köylerarasý futbol turnuvasýnda köyümüzü temsil edecek olan istanbul'dakim takýmýmýza yürekten baþarýlar diliyor,11-10-2009 pazar günü demirað köy takýmýyla oynayacaðý ilk maçta herþeyin gönlümüzden geçtiði gibi olacaðýna inanýyoruz.Ýlkler her zaman önemlidir.Bunun için daha ilk maçtan itibaren desteðimizi hiçbir koþul öne sürmeden vermeli,tüm enerjimizi sahada bizleri temsil edecek olan bu pýrýl pýrýl genç çocuklarýmýza aktarmalýyýz.Bu büyük kadroyu kuran özverili tüm dostlarýmýzý kutluyor,futbol aþýðý biri olarak her türlü desteði þahsým adýna vereceðimin bilinmesini istiyorum.Yolunuz açýk,þansýnýz bol olsun.
yakup zaman
Süleyman Zaman 04 October 2009 00:47 |
ÞAMANÝZM
Þaman kelimesinin kökeni konusunda farklý görüþler olsa da; sözcüðün kökeninin; Mançuca (Altay dilleri içinde yer alýr; Mançurya; Çinin bir kýsmýna eskiden verilen ad.) Samandan gelmektedir. Bu anlamda Þaman; coþkunluk, heyecan ve hareketli olma durumudur. (Kaynak Cemal ÞENER; ÞAMANÝZM Sayfa 16). Türklerde Þaman yerine KAM sözcüðü kullanýlýr. Diðer bir anlamda Türkler Þamanlara KAM demiþlerdir. Kam ; kahin, tabip, filozof, alim..anlamýna gelmektedir. Kamýn bazen sihirbaz yada rahip anlamýnda kullanýldýðý da olmuþtur. ÞENER age. Sayfa 17.) Þamanizm eski toplumlarýn (Arkaik toplumlar, yerleþik öncesi göçebe toplumlar) inanç biçimidir. Þamanizm inancýnýn özünü canlýcýlýk (animizm) oluþturur. Bu inanca göre her þey canlýdýr. Doðada bulunan bütün varlýklarýn ruhlarý bulunur. Her þeyin insanlar gibi, duygularý, yetileri, kurgularý vardýr. Onlarda düþünür, görür, duyarlar. O halde dýþýmýzda ki varlýklarla iyi geçinmemiz gerekmektedir. Onlarý kýzdýrmamak, onlarla barýþ içinde yaþamak en doðru olandýr. Aslýnda bu çocuksu bir anlayýþtýr. Bebekler ve çocuklarda çevrelerinde ki her þeyi canlý sanýrlar. Onlarla konuþurlar, onlarla aðlarlar, onlara yemek yedirirler, onlarý güldürürler, onlarla yatarlar. Bu çocuksu inanýþ biçimi kendine uygun bir ibadet biçimi geliþtirmiþtir. Þamanlarýn ibadet biçimi sihir ve büyüye dayanýr. Biz buna uygulamalý canlýcýlýk diyebiliriz. Sihir ve büyü özünde kendilerine dýþardan gelecek olan tehlikelere karþý, onlarý etkileyecek etkinlikler, uygulamalar yapmaya dayanýr. Büyü ve sihir, maddi dünyanýn ötesinde varolduðu sanýlan gizemli dýþ güçlerin etkileyip yönlendirdiðine inanýlan kötülükleri kovmak, etkisizleþtirmek için eski insanlarýn yaptýklarý törensel eylemlerdir. Bu inanç biçimi (Þamanizm) çok tanrýlý inançlar dizgesinde oluþur. Dünyanýn hemen her yerinde yaþayan ilk insanlarýn Þamanizmi bir inanç biçimi olarak seçtikleri tarihsel bir gerçeklik olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Þamanizm daha çok; Sibiryada, Kuzey ve Güney Amerikada, Avustralya yerlilerinde, Endonezyada, Güney-Doðu Asya, Çin, Tibet ve Japonyada, Hindistanda belirgin bir þekilde görülmektedir. Þamanizm daha çok kandaþ topluluklarda yaþam alaný bulmuþtur. Kandaþ topluluklardan uygar (sýnýflý toplumlar) toplumlara geçiþ de çok önemli Þamanist kültür öðeleri de bu toplumlara geçmiþtir. Tarih boþlular býrakmaz. Önceki sonrakine birikimlerini aktarýr; sonra ki ise öncekinden beslenir. Özellikle kültürel birikimler yüzyýllar geçse de çoðunca etkinliðini sürdürür. Bugün bile hemen her toplumda geleneksel bir takým Þamanist kültür edinimlerinin yaþatýldýðý bir gerçektir. Bu Þamanist öðeli kültür alýþkýnlýklarý, kalýplarý deðiþikliklere uðrasa da öz olarak halk inancý biçiminde yaþadýðý veya yaþatýldýðý görülmektedir. Ýslam öncesi Türk ve Anadolu inancýda Þaman inancýna dayanýyordu.
Mehmet ZAMAN BAÞ 30 September 2009 21:57 | ankara
FERHAT TUNÇ'TAN BASINA VE KAMUOYUNA
Diyanet Ýþleri baþkanlýðýndan sorumlu Devlet Bakaný Sayýn Faruk Çelik tarafýndan davet edildiðim 4.Alevi Çalýþtayýna Katýlmayacaðým
AKP Hükümeti tarafýndan düzenlenen Alevi Çalýþtaylarýnýn dördüncüsüne bende davet edildim. Prensip olarak ülkenin var olan sorunlarýnýn çözümü için gerçekleþtirilecek tartýþmalarýn olumlu olduðunu düþünüyorum. Bu anlamda Alevi çalýþtaylarýnýn düzenlenmesi, fikri anlamda doðrudur fakat bu çalýþmalarýn çözüme hizmet etmesi gerekmektedir. Bu anlamda çalýþtaylarý düzenleyenlerin niyetleri ve bu çalýþmalarý sorunlarýn muhataplarýyla yapmasý en doðru olan yaklaþýmdýr. Aksi takdirde sorunlarýn çözülmesi mümkün deðildir. Siyasal çýkarlar ve konjüktürel olarak yaþanan sýkýþmalarý aþmak için kullanýlan bir taktik olarak yaklaþmak ise tehlikeli ve çözüme hizmet etmeyen yaklaþýmlardýr.
Gelinen aþamada sorunlarý yaþayanlarýn verdiði demokratik mücadelenin kazanýmlarý ile Türkiye Alevi Sorunu ve Kürt Sorununu çözmekle yüz yüze kalmýþtýr. Zorunluluklarýn ve koþullarýn dayatmasýyla AKP hükümetinin Kürt sorunu ve Alevi Sorunu konusundaki giriþimleri beklentiler yaratsa da uygulamalarý bu beklentileri boþa çýkarmaktadýr. Ýnkâr siyasetinin yarattýðý bu iki temel sorunun çözümü noktasýnda atýldýðý iddia edilen adýmlar yetersizdir. Çözüm noktasýnda gösterilen yaklaþýmlar sorunlarý muhataplarýyla demokratik, özgürlükçü bir yaklaþýmla ele almak yerine, çözüm adý altýnda farklý bir çürütme ve asimilasyon politikasýnýn devamý tek yanlý olarak sürdürülmektedir.
Bugüne kadar yapýlan Alevi çalýþtaylarýna baktýðýmýz zaman bu çalýþtaylara katýlan bileþen dahi sorunludur. Alevilerin sorunlarýný ilahiyatçýlarla, diyanetçilerle çözebilmek mümkün deðildir. Bu toplantýlara katýlan ilahiyatçýlar, diyanetçiler ve Alevilikle uzaktan yakýndan ilgisi olmayan hatta Aleviliðin asimilasyonunu amaç edinen kiþi ve kurumlarla sistem içi bir çözüm aramak iyi niyetli bir yaklaþým deðildir.