NE FAYDA Gözümün yaþýný yaðmura kattým, Bundan sonra aðlasam da ne fayda, Onulmaz dertleri içime attým, Binbir derdim daha olsa ne fayda
Dost sanmýþtým her yüzüme güleni, Can sanmýþtým peþim sýra geleni Nerden bulam kadir kýymet bileni Diken battý yüreðime ne fayda.
Kimi rüzgar olmuþ tersten esiyor, Kimi hergün kahýr çile çekiyor, Kimi dilim kör býçakla kesiyor. Bundan sonra dlim sussa ne fayda.
Taþ kesilmiþ bedenimin her yeri, Delk deþik olmuþ bende ki deri, Kimi ahmak diyor,kmi serseri, Bundan sonra adam olsam ne fayda.
Yüreðime kan damlamýþ görülmez, Kimde ne dert,tasa vardýr bilnmez, Yakup gibi yaþýyorken ölünmez, Nefes alýp versem artýk ne fayda
yakup zaman
Süleyman Zaman 29 October 2009 10:35 |
Bu Cumhuriyet
Ümmetten kurtulup özgür bireye Varmanýn, yoludur bu Cumhuriyet Hacýya, hocaya, dedeye beye Karþýdan durmaktýr, bu Cumhuriyet
Yýkarak kulluðu, olunur yurttaþ Herkes eþit olur, herkes vatandaþ Barýþ ortamýnda, herkesler kardaþ Bunlarý var eder, bu Cumhuriyet
Serbestçe kararlar verip almayý Yaþamda her zaman kendin olmayý Aklý duygulardan öne koymayý Öðretendedir özde, bu Cumhuriyet
Doðmadan arýnýp, bilimselliðe Sanata, tekniðe, dirimselliðe Güdümden kurtulup, hep kendinliðe Kavuþmaktýr özde, bu Cumhuriyet
Tiranlýk, krallýk, ve despotluðu Teokrasi, baský ve Monarklýðý Oligarþi, aða, bey ve hanlýðý Yýkmaktýr özünde, bu Cumhuriyet
Demokrasi onun, en büyük savý Yok ise olgunluk, bulmazsýn tavý Her zaman her yerde, tutuþan kavý Engeller elbette, bu Cumhuriyet
Çaðdaþlýða döner, onu yaþayan Uzak kalmaz, ondan ýþýk taþýyan Aklý ve istenci, ona baðlayan Vazgeçilmez olur, bu Cumhuriyet
Kara sabandan, fabrikalaþmaya Köylülükten çýkýp, kentli olmaya Uygarlýðý bilip, onu bulmaya Yönlendirip taþýr, bu Cumhuriyet
Dünyada barýþý, hep savunmayý Emperyal olana karþý durmayý Her zaman baðýmsýz ulus kalmayý Korumayý güder, bu Cumhuriyet
Aymazýn, duymazýn, özünü bilen Doðruyu, gerçeði, halka söyleyen Halk ile aðlayýp, halk ile gülen Ýnsanlar yaratýr, bu Cumhuriyet
Yýktý Padiþahý, var etti halký Yönetim erkine kattý bu halký Ýstendi ki bu halk, döndürsün çarký Laiklik yaþattý, bu Cumhuriyet
Hilafet yok oldu, kalktý sultanlýk Yurttaþ bilinciyle, kalmadý hanlýk Aydýnlýða döndü, onca karanlýk Benliði var etti, bu Cumhuriyet
Zamaným seninle, irþat olmuþtur Gerçek aydýnlýðý, sende bulmuþtur Her zaman özüyle, baðlý kalmýþtýr Halkýn güneþidir, bu Cumhuriyet
21.10.2005
Süleyman ZAMAN 28 October 2009 15:29 |
CUMHURÝYET DÜÞÜNCESÝ VE ATATÜRK CUMHURÝYETÝ
Cumhur; Arapça (cumhur: Halk; anlamýna gelir.) Arapça Cumhur sözcüðünden türemiþtir. Halkýn istenciyle seçtiði yöneticiler tarafýndan yönetilen devlet biçimidir. Cumhuriyet, yönetim erkini halktan alýr. Cumhuriyet yönetiminde yöneticiler güçlerini halktan alýrlar ve dolayýsýyla halka karþý sorumludurlar. Cumhuriyet, yöneticilerin güçlerini ilahi güçten aldýklarýný söyleyen teokratik yönetimin tam karþýtýdýr. Kral ya da padiþah monarþiyle devleti yönetirlerdi. Krala ya da Monarka dokunulmazdý. Çünkü bunlar güçlerini Tanrýdan aldýklarýný söylerlerdi. Tanrýdan alýnan güce kim karþý gelebilir ki? Bu yolla Monarka yani tek bir kiþi devleti keyfince yönetirdi. Cumhuriyetle yönetimler gökyüzünden; ilahi olandan yeryüzüne indirildi. Kutsal olan deðil, halkýn kendisi yöneticini belirler oldu. Halkýn egemenliðine dayanan Cumhuriyet; çaðdaþ dünyada uygulanan en geçerli yönetim þeklidir. Cumhuriyet yönetimiyle insanlar ümmet ve kul anlayýþýndan; yurttaþ ve birey olma anlayýþýna getirildiler. Cumhuriyet, kiþinin özüne kavuþmasý, kendi bilincini, kimliðini, özgürlüðünü kazanmasýdýr. Cumhuriyet yönetiminde, hiçbir aileye, hiçbir guruba, hiçbir ýrka..v.s ayrýcalýk tanýnmaz. Herkes seçilmek koþuluyla yönetime katýlabilir. Cumhuriyet yönetiminde en önemli iþlev; devleti yönetenlerin Seçimle gelmiþ olmalarýdýr. Seçilenlerin görev süreleri Anayasayla, kanunla belirlenir. Yönetime seçilenler seçildikleri süre içinde görevlerini yaparlar ve süreleri dolduðunda ise görevi býrakýrlar. Görevi bitenlerin yerine yeniden seçim yapýlýr ve ayný görevi yeni seçilenler yürütürler ve bu iþlev sürer gider. Cumhuriyet yönetiminde erkler ayrýlýðý vardýr. Bu erkler ayrýlýðý Cumhuriyet Yönetiminin özünden sapmamamsý ve seçilenlerin de denetim altýna alýnmasýn için bir nevi kurulu düzeni kendi düzeminde sürdürmesi için kurulmuþtur. Buna göre Yasama, Yürütme ve Yargý üçlüsü Cumhuriyeti daha da önemli kýlan bir yönetim þekline sokmaktadýr. Cumhuriyetin halkýn örgütlenmesiyle yönetime katýlmasý, güçler ayrýlýðýnýn olmasý ve kamuoyunun yönetimde söz sahibi olmasýyla Demokrasi oluþur. Demek ki; Cumhuriyet; -Bireyin özgürleþmesi, -Yöneticilerin yönetme gücünü kutsaldan deðil halktan almasý; -Kulluktan yurttaþlýða geçilmesi; -Ümmet olmaktan kurtulup, kiþinin kendisi olmasý, -Teokratik yönetimden kurtulup, halkýn egemenliðinin geçerli olmasý; -Yönetenlerin yönetimlerini yasalar ve kurallar ölçüsünde yerine getirmesi, - Demokrasinin uygulanmasýnýn koþullarýnýn var olmasý, -Her türlü yönetim alanlarýnda keyfiliðin kalkýp, yasalarýn ve kurallarýn geçerli olmasý, -Halkýn seçilme ve seçme hakkýna kavuþmasý, - Aklýn ve bilimin öncülüðünde kararlar alýnmasý, - Yaþam hakkýnýn kutsal sayýlmasý&v.s
Görüldüðü gibi Cumhuriyet yönetimi toplumu dönüþtüren bir yönetim anlayýþýdýr. Cumhuriyet çaðdaþ deðerleri toplumsal anlayýþta geçerli kýlacak koþullarý özünde taþýr ve insaný merkez alýr. Ama Cumhuriyet bir yönetim þeklidir. Cumhuriyetin niteliðini belirleyen onun hangi anlayýþý geçerli görmesiyle ilintilidir. Cumhuriyetle ilgili Atatürkün 1924 yýlýnda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin II. Dönem I. Toplanma Yýlýný Açýþ Konuþmasýnda: Türk Milleti gerçek eðilimlerine uyarak devlet þeklini, cumhuriyet idaresi olarak kabul etti. Cumhuriyet idaresi memleketin en uç köþelerine kadar sevinç ve heyecanla kabul edildi. Millet, cumhuriyetin Türk vatanýný, asýrlarýn birikmiþ kötü idaresinden kurta¬racak ve memleketin hakký olduðu saygýnlýk ve hürmeti koruyup yükseltecek, tek idare þekli olduðu inancýný en açýk bir þekilde belirtti. Millet cumhuriyetin bugün ve yarýn bütün saldýrýlardan, sonsuza kadar dokunulmaz bulundurulmasýný istemektedir. Milletin isteði, cumhuriyetin denenmiþ ve doðruluðu anlaþýlmýþ bütün esaslarýnýn bir an önce ve tam ola¬rak kurulmasý þeklinde ifade olunabilir. sözleriyle Türk Milletinin asýrlarca özlem duyduðu bir idare þeklinin cumhuriyet olduðunu açýklamýþtýr. http://www.vda.org.tr/CumhuriyetveNitelikleri/
Cumhu
riyet Devletin Yönetim Biçimini belirler. Yani devleti yönetenlerin, yönetme gücünü nerden aldýklarýna iliþkin alaný belirler. Ama asýl olan Cumhuriyetin niteliðidir. Yani özüdür. Cumhuriyetin niteliði onun nasýl bir Cumhuriyet olduðunu de ortaya koyar. Çünkü tek baþýna yöneticilerin halk tarafýndan seçilmesi Cumhuriyeti erdemli, akla uygun ve insaný merkezli bir yönetim yapmamaktadýr. Günümüzde bile faklý Cumhuriyet uygulamalarý bulunmaktadýr. Ýslam Cumhuriyeti; bugün bile Ýranda ve daha baþka Ýslam ülkelerinde uygulanan yönetimdir. Bugün Ýraný mollalar (din adamlarý) yönetmektedir. Ama Ýranda da bunlar seçim yoluyla gelmektedirler. Faþizm; burada da yönetim halk tarafýndan seçilmiþtir ama, baskýcý ve otoriter bir yönetim egemendir. Dolayýsýyla bu Cumhuriyet anlayýþýnda da akla, bilime ve insan merkezli anlayýþa uygun bir Cumhuriyet niteliði taþýmaktadýr. Oligarþi; burada egemen sýnýflarý temsil eden kesimlerin yönetimi söz konusudur. Böylesi bir yönetimde herkesi kapsayan, tüm halkýn yararýný gözeten bir Cumhuriyet anlayýþý söz konusu deðildir. Demokratik Cumhuriyet; iþte asýl olmasý gereken Cumhuriyet anlayýþý budur. Demek ki Demokrasi olmadan gerçek Cumhuriyeti; yani tüm halkýn yararýný düþünen halkýn katýlýmýný saðlayan bir yönetim söz konusu olamaz.
DEMOKRASÝ; Yunanca Demos(Halk) ve Kratos (Ýktidar) sözcüklerinden oluþan Demokrasi halkýn iktidarý anlamýna geliyor. Demokrasi, günümüz dünyasýnda ulaþýlmýþ olan en ideal yönetimdir. Demokrasi, Cumhuriyetin þekilselliðini ortadan kaldýran ve ona nitelik kazandýran özdür. Özdür çünkü demokrasi daha çok uygulamayla ilgilidir. Bir devletin Cumhuriyetle yönetilmesi o toplumun çaðdaþ insanlýðýn deðerleriyle yönetildiði anlamýna gelmez. Sorulmasý gereken þey Nasýl bir Cumhuriyet sorusudur. Ýþte bu Nasýl Cumhuriyet sorusu o Cumhuriyetin niteliðini de belirler. Bu sorunun yanýtý eðer Demokratik Cumhuriyet ise; o zaman da Demokratik Cumhuriyetin olmazsa olmazlarýnýn geçerli olup olmadýðýna bakýlýr. Bir Demokratik Cumhuriyette eðer; Laiklik yoksa o Cumhuriyet demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette eðer; halkýn örgütlenme özgürlüðü yoksa o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette eðer; yönetim denetlenmiyorsa, halk yönetime katýlamýyorsa; o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette eðer; halk kendi geleceðine kendisi karar veremiyorsa; o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette; eðer bilimsel ve akla dayanan bir eðitim sistemi yoksa orada çaðdaþ bireyler oluþturulamaz. Çaðdaþ düþünceye sahip olamayan bireylerle Demokratik Cumhuriyet korunamaz. Çaðdaþ düþünce ve çaðdaþ deðerler egemen deðilse, o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette; eðer bilgi üretme, bilgi edinme, bilgi saðlama ve bilgiyi aktarma yoksa o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette; eðer kurumlar ve kurumlarýn kurallarý herkes için ayný derecede uygulanmýyorsa, o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette; eðer var olan kaynaklar üretime yönlendirilmiyorsa, yoksulluk ve yoksunluk artacaðýndan; yoksulluðun var olduðu böylesi bir Cumhuriyet asla Demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette; eðer yapýlan bütçe halk için yapýlmýyorsa; üretilen katma deðer adilce pay edilmiyorsa ve üretime katýlan halk; tüketim aþmasýnda söz sahibi deðilse; o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette; azýnlýkta olanlara, çoðunluðun baskýsý varsa; o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Çünkü demokrasi ayný zamanda azýnlýklarýn da hakkýnýn korunduðu yönetimdir. Bir Demokratik Cumhuriyette; erdemli olmak en temel niteliktir. Eðer, erdemli, ahlaklý, baþkalarýnýn haklarýna saygý gösterme, sevgi, barýþ, dostluk... v.s gibi deðerler geçerli deðilse, o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Bir Demokratik Cumhuriyette; eðer hoþ görü kültürü egemen deðilse; o Cumhuriyet Demokratik olamaz. Yüce Ata¬türk; "Cumhuriyet erdemli bir ahlaka da¬yanan yönetimdir. Cumhuriyet erdemdir... Cumhuriyet yönetimi erdem¬li ve namuslu insanlar yetiþtirir. " sözleriyle bizlere Cumhuriyetin niteliklerini öz bir þekilde dile getirmiþtir.
Cumhuriyetin demokratik Cumhuriyet olabilmesi için, laikliðin bir yaþam biçimi olarak benimsenmesi ve geçerli kýlýnmasý gerekmektedir. Laiklik olmadan bir bireyi, bir toplumu, bir yönetimi Demokratik kýlamazsýnýz.
LAÝKLÝK;
Laiklik? Etimolojik kaynaðý Yunancadan gelir. Yunanca Laos sözcüðü Halk anlamýna; Laikos sözcüðü ise ; din adamý olmayan, ruhban zümresinden olmayan anlamýna gelmektedir
Tarihsel süreçte Laiklik; Feodalizmden, Burjuvaziye geçiþ aþamasýnda, Burjuvazinin din adamýný ve dinsel yönetimin topluma olan etkisini yok etmek ve Feodalizmi tasfiye etmek amacýyla oluþturduðu bir üst yapý kurumu, bir toplumsal anlayýþ, bir yaþama biçimi olarak doðmuþtur. Üretici güçlerin geliþmesi, yeni bir üretim biçimini doðurmuþtur. Geliþen bu yeni üretim biçimi (Burjuvazi) kendini var edecek olan üst yapý kurumlarýný da yaratmýþtýr. Feodalizm kendi üst yapý kurumunun en tepesine din ve din adamalarýný koymuþtur. Dinin toplumda çok etkin olduðu bir üretim biçimidir. Dolayýsýyla Burjuvazi geliþtiðinde, Feodalizmin bu kurumuyla da büyük bir savaþým halinde olmuþtur. Ýþte Laiklik bu savaþýmýn bir ürünü olarak meydana gelmiþtir. Laiklik özünde dünyasallaþmanýn, yaþamý önemsemenin, dünyada var olan þeylere deðer vermenin bir baþka adýdýr. Laiklik yeni toplumsal sýnýfýn (Burjuvazinin) evrene, insana, topluma kendi özgünlüðünde bakýþýdýr. Din ve dinsel örgütlenmelere karþý yeni bir duruþ ve bir toplumsal yapýlanma biçimidir. Bu toplumsal yapýlanmanýn özünde; Ümmetten Millete; kulluktan, yurttaþ olmaya geçmek vardýr. Laiklikte asýl amaç; aklýn, bilincin bireyselleþmesi ve özgürleþmesi,; kiþinin kendisi olmasý; egemenliðin kutsal (Tanrýsal) olandan,dünyasal olana (halka) býrakýlmasý ; Ýmparatorluktan Ulus Devletlere geçiþ, &.vb. gibi toplumsal ve sýnýfsal yapýlaþmanýn koþullarýný yaratmak vardýr. Laiklik; çaðdaþlaþmanýn, demokratikleþmenin, olmazsa- olmazýdýr. Laiklik olmadan özgürlükler yaratýlamaz. Laiklik olmadan demokrasi yaþatýlmaz veya var edilemez. Laiklik aklýn ve bilimin inançtan özgürleþmesi, herkesin inancýný baþkasýna dayatmadan özgürce yerine getirmesi ve inancý insanýn kendi iç dünyasýna býrakmasýdýr. Ýnanç kiþinin kendi iç dünyasýný rahatlatmasý olduðundan bu alana kimsenin girmemesi laikliðin en temel savýdýr. Laiklik dünyasallaþmadýr. Ýnanlarýn doðanýn kendisine sunduðu her türlü þeyden yararlanma ve bunun için üretimde bulunma ve doðayý iþleyerek gereksinimini giderme iþlevidir. Kaderci ve öbür dünyacý anlayýþtan kurtulmanýn ve insanýn kendisiyle ve doðayla yabancýlaþmasýný engelleyen bir duruþtur. Laiklik her farký inanca saygýlý olmak, kimsenin ibadetini küçümsememek, kimseyi dýþlamamaktýr. Laiklik yönetme erkinin Tanrýdan alýnýp, insanlara verilmesi; yönetimin gökyüzünden, yeryüzüne indirilmesidir. Ýnsanýn kendi istenciyle kendilerini yönetecek erki belirlemesidir. Laiklik, dokunulamaz, paylaþýlamaz ve kutsal (gücünü tanrýdan aldýðýný söyleyen) olduðu içinde mutlak olduðu kabul edilen ve Feodal erki oluþturan bir Kralýn, bir Padiþahýn ve Ataerkil aile yapýlanmasýnýn yýkýlmasýna yönelik bir eylemdir. Laiklik, efendi- kul iliþkisini kaldýrýp, yerine özgür birey ve yurttaþ olma bilincindir. Kiþinin kendisini özgürleþtirmesidir. Laiklik, aydýnlanmadýr. Kiþinin evrene, topluma ve insana bilincin aynasýnda bakmaktýr. Bilimi gerçeðe ulaþmada en geçerli yöntem olarak görmektir. Laiklik, olgu ve olaylara þüpheci ve eleþtirel bakmaktýr. Bu tanýmlamalara daha birçok taným eklenebilir. Yapýlan tanýmlamalardan da anlaþýlacaðý gibi; laiklik yalnýzca Din ve Devlet iþlerinin birbirinden ayrýlmasý demek deðildir. Bu taným Laikliði iþlevsiz kýlma ve onun alanýný daraltmaktan baþka bir þeye yaramaz. Bu anlayýþa göre Devlet Laik olmaz, kiþiler laik olur gibi garip bir anlayýþ olur. Yani Devlet dinsel örgütlenmeye karýþmasýn demenin bir baþka söylemidir. Bu Devletin Hukuku olmaz, insanlarýn Hukuku olur gibi anlaþýlmaz ve bilim dýþý, akýl dýþý bir söylemdir. Oysa Laiklik yaþamýn her alanýnda, bilimde, felsefede, sanatta, eðitimde, &vb. kiþinin ve kurumlarýn özgürleþmesinin adýdýr. Laik olmayan toplumlar çaðdaþ olamazlar. Barýþý ve dostluðu saðlayamazlar. Laik olmayan toplumlar aydýnlýk bir dünyaya ulaþamazlar. Bilimsel ve teknik geliþmeyi varlaþtýramazlar. Laik olmayan toplumlar, baðýmsýzlaþamazlar. Bilimsel düþünen beyinleri barýndýrmadýklarýndan geri bir toplum olurlar Laik bir toplumda, herkesin inancýnda özgür ve vicdanýnda rahat olduðu, dinsel olanla dünyasal olaný birbirinden ayýrdýðý, herkesin birbirine saygý ve sevgi beslediði özgür ve barýþ içinde yaþamak en büyük isteðimiz olmalýdýr. Bunu da ancak laik bir toplum saðlayabilir. Gerçek anlamda Laiklik, bir toplumun ekonomik anlamda kalkýnmasý, sanayileþmesi ve toplumda yoksulluðun ortadan kalkmasý, gelir daðýlýmýnýn hakça daðýtýldýðý, iþsizliðin yok olduðu, üretimin sürekli bulunduðu &toplumlarý var etmenin temel koþullarýný hazýrlar. Bu koþullarý yaratamayan toplumlar gerçek anlamda laik bir toplum olamazlar. Bundan dolayý gerçek anlamda laik bir toplum yaratmak istiyorsak; bunun yolu toplumu fabrikalaþtýrmak ve bütüncül bir kalkýnma modeli oluþturmak gerekir. Geri toplumlar laik olamazlar. Çünkü laiklik özgürleþmenin diðer adýdýr. Çalýþmayan bir insan özgür olabilir mi? Üretmeyen bir toplum özgür ve baðýmsýz olabilir mi? O zaman üreten, yaratan, özgür bireylere sahip bir toplum ancak laik bir toplumdur.
Yukarýdaki açýklamalar göstermektedir ki; laiklik olmadan demokrasi, demokrasi olmadan da laiklik olamaz. Ýki birbirine sýký sýkýya baðlýdýr. Var olan bir yönetimin niteliðini veya özünü belirleyen de bu iki deðerin varlýðýdýr. Gerek demokrasi ve gerekse laiklik tarihin belirli aþamasýnda meydana gelmiþ ve toplumda varlýðýný göstermiþ iki toplumsal deðerdir. Özellikle laiklik Burjuvaziyle birlikte ortaya çýkmýþ ve ulus devletlerin yönetim erkine girmiþtir. Çaðdaþ Cumhuriyetlere bakýldýðýnda laiklik ve demokrasi olmazsa olmazdýr. Her iki deðerin kurumsallaþmasý ancak bir toplumun bütüncül anlamda kalkýnmasýyla söz konusu olabilir. Yani, ekonomik, kültürel ve sosyal kalkýnmanýn gerçekleþmesi ve çaðdaþ üretim araçlarýnýn, çaðdaþ üretim deðerlerinin ve çaðdaþ tüketim ölçülerinin yerleþmesi gerekmektedir. Eðer bir ülkede üretim-tüketim dengesizliði varsa; üretimin pay edilmesinde büyük uçurumlar bulunuyorsa o ülkede gerçek anlamda ne laikliði ve ne de demokrasiyi gerçek almamda yaþatamazsýnýz? Atatürk bunlarý bildiði için bütüncül kalkýnma modelini uyguladý. Atatürkün kurmuþ olduðu Cumhuriyet; Laik-Demokratik Cumhuriyettir. Buna tek baþýna Cumhuriyet demek yanlýþtýr ve eksiktir. Cumhuriyetin niteliðini belirlemek gerekmektedir. Atatürkün altý ilkesinden ilk üçü Devletin niteliðini belirler. Buna Cumhuriyetçilik, Laiklik ve Ulusçuluk; devletin nasýl bir Cumhuriyet olduðunu açýklar. Türkiye Cumhuriyeti Laik bir Cumhuriyet ve Ulus bir devlettir. Osmanlýnýn Monarþik ve teokratik devlet yönetimini yýkan ve yerine getirdiði toplumsal deðerlerle ülkemizi hýzla çaðdaþ ve laik bir Cumhuriyetle buluþturan Atatürk; özetle þu deðerleri gerçekleþtirmiþtir.
- Kul yerine özgür insan; - Ümmet yerine, Yurttaþ bilinciyle donanmýþ birey; - Doðmalar yerine bilimsel düþünüþ; - Duygularýn egemenliði yerine akýl; - Metafizik yerine, pozitivizm; - Teokrasi yerine, Demokrasi; - Mutlakýyet yerine, Halk Cumhuriyet; - Ýmparatorluklar yerine, Ulasal Devlet; - Ýnançsal belirleyicilik yerine, Laiklik; - Üreten ve ürettiðini adilce paylaþan bir toplum; - Seçen ve seçilmesini bilen özgür insan; - Kul yerine, düþünen ve kendi kararýný kendisi veren vatandaþ; - Hurafe ve doðma yerine, bilgiyle, akýlla donanmýþ beyin; - Eþit bireylerden oluþan bir toplum;&. v.s.
Böylesi bir toplumsal yapýyý kurmuþ ve 1938 yýlýna kadar çok önemli yatýrýmlar yapmýþ ve Cumhuriyetin rotasýný çizmiþ olan Ulu Atatürk; eðer bugünleri görseydi sanýrým; benim kurduðum Cumhuriyet bumuydu? derdi. 1945 yýlýndan sonra uygulanan karþý devrimci bir anlayýþ bugün tamamen Laik Cumhuriyetin iþlevselliðini azaltan ya da gücünü zayýflatan bir yönetimi var kýlmýþtýr. Bugün Laik Cumhuriyet yerine bir Ilýmlý Ýslam Cumhuriyet düþüncesi uygulanmaya çalýþýlmaktadýr. Laikliðin olmadýðý bir toplumsal yapý da; ne özgürlük olur ve ne de demokrasi. Onun için Laiklik demokrasi ve özgürlükten yana olan insanlarýn sahip çýkmasý gereken en önemli deðerdir. Atatürkün bizlere emanet ettiði Laik Cumhuriyete sahip çýkmak, bizim en büyük amacýmýz olmalýdýr. Ulusumuza, toplumumuza çok önemli deðerleri býrakan Ulu önderimiz Atatürke saygýlarýmý sunarým. Onun býraktýðý ýþýk bizi aydýnlatýyor. 29 Ekim 1923 günü kurulan ve bugün 86. yýlýný kutladýðýmýz Laik Cumhuriyetimiz herkese kutlu olsun.
28.10.2009
naci 27 October 2009 12:34 |
yakup hocam sürekli desteðinden dolayý sana ayrýca teþekkür ederiz istanbul ekibi olarak
yakup zaman 25 October 2009 13:13 |
TEBRÝKLER ARKADAÞLAR; SÝZLERLE GURUR DUYUYORUZ-6-2 Köy takýmýmýz eksiklerine raðmen yüreðini ortaya koyup grubumuzdaki yenilgisiz takýmlardan OVACIK köy takýmýný yenmeyi baþardý.Ýlk haftadaki beraberliðin iþ kazasý olduðu belliydi.Eminiz ki artýk köy takýmýmýzýn elenmesini bekleyenler yeniden hayal kýrýklýðýna uðramýþlardýr.Altýn çamura düþþede deðerini yitirmez demiþler.Bizim takýmda aynen öyle iþte.Biz bu iþe baþ koyduk.Sonuna kadar,turnuvanýn son maçýna kadar ordayýz.bu nedenle vereceðimiz rahatsýzlýktan dolayý herksten özür diliyoruz.Tüm çocukalrýmýzý emeði geçen teknik adamlarýmýzý kutluyor baþarýlarýnýzýn devamýný diliyoruz.