Ali Amcanýn baypas ameliyatý olduðunu öðrendim. Kendisine geçmiþ olsun diyor ve acil þifalar diliyorum....
Süleyman Zaman 20 January 2010 14:55 |
KATÝLDEN KAHRAMAN YARATANLAR&..
Gerçekten çok enteresan bir ülke olduk&. Daha bugün Hrant Dinki katediliþinin 3. Yýlýnnda andýk. 24 Ocakta sevgili Uður Mumcuyu anacaðýz. Katlediþinin 17. Yýlý. Ahmet Taner Kýþlalý, Bahriye Üçok, Turan Dursun,&.v.s katledildiler. Peki, nerede bu aydýnlarýn suçlularý. Bunlar, aramýzda birer kahraman gibi dolaþýyorlar. Hapis yatan tetikçiler de birer kahraman edasýyla dýþarýya çýkýyorlar& Öyle bir ülke düþünün ki; katiliden kahraman çýkarabiliyor& Mehmet Ali Aðca diye birisi; bu ülkenin çok saygý deðer ve yurtsever bir yazarýný (Abdi Ýpekçi) acýmasýz bir þekilde öldürüyor ve daha sonra tutuklanýp hapse atýlýyor; bu þahýs birilerinin yardýmýyla hapisten çýkarýlýp yurt dýþýna kaçýrýlýyor ve bilndiði gibi Vatikan gibi bir yerde Papayý vuruyor. Sonra orada yakalanýyor. Ömür boyu hapis alýyor. Ve günün birinde bu þahýs Papa tarafýndan baðýþlanýyor&.. Ve oradan Türkiyeye gönderiliyor. Aðca, burada yargýlnaýyor ve otuz yýl hapis alýyor. Peki, ne oluyor sonra: Rahþan Ecevit affý olarak bilinen af yasasýyla cezasý iniyor ve artýk serbest&. Diyelim ki çýkmasý normal& Peki, bu kahramanlýk edasý nedir. Kendisini Mesih ilan edip, dünyaya kutsal bir görev için geldiðini söyleyen bu þahýs ne demek istiyor&. Sanki bu kiþi katil deðilmiþ gibi, medyanýn onu ciddiye alýp bir kahraman edasýyla kamuoyuna sunmasýna ne demeli&. Gerçekten toptan akýl yitirildi& Birileri bizi müthiþ iþletiyor. Bu þahýs hapiste çýkýyor ve dýþarda onu bekleyenler Türkiye seninle gurur duyuyur diyerek baðýrýyor&. Vay be; katilden gurur duyan anlayýþa bakýn&. Bu anlayýþta ki bir korteks ne kadar geilþmiþ olabilir ki? Bir katilden gurur duyan anlayýþla demokrasi nasýl gerçekleþebilir. Hele medyaya ne demeli. Mal bulmuþ magribi gibi (sanki çok iyi bir þey bulmuþ gibi) olayý þiþirdikçe þiþiriyor. Ne bu. Bu yaðcýlýk, bu görgüsüzlük, bu aldýrmazlýk, bu kendini bilmezlik, bu yaðcýlýkda nedir? Medya neyi ispat etmeye çalýþýyor&. Bu ülkenin deðerli bir aydýnýný öldürmüþ bir katil, nasýl olurda kahraman olabilir. Bu ortak akýlla, ortak vidanla, ortak duyguyla &v.s. alay etmek deðil midir? Yýllarca aydýnlarý katledenler el üstünde tutuluyor. Tetikçiler yakalanýyor, asýl katiller dýþarda dolaþýyorlar. Ama sonra bir gün bir bakýyorsunuz tetikçide serbest býrakýlmýþ. Ahhhh o da ne bildiðimiz tetikçi katil kahraman yapýlvermiþ?!... çok bilinmeyenli bir denklem sanki. Aslýnda çok kolay bilinen bir olayý, birileri çok bilinmeyenli bir konuma getirerek,bizim aklýmýzla alay etmektedirler. Neymiþ, bilmem hangi televizyon bu þahýsa film yaptýracakmýþ. Bilmem hangi yayýnevi söz konusu kiþiye Dolar, Euro üzerinden büyük rakamlar ödeyerek anýlarýný yazmasýný teklif etmiþ!...bilmem hangi film þirketi þahsýn hayatýnýn filmini çektirecekmiþ&..bilmem hangi TV röportaj yamak için sýraya girmiþ. Oy anam oy&.. Bunlarý teklif eden insanlara sorsanýz eminim ki demokrat, özgürlükçü, liberal (Rahmetli Uður Mumcunun deyimiyle Liboþ), insan haklarý savunucusu, adalet yanlýsý&v.s. olduklarýný söyeleyeceklerdir. Ýnanýn burada toptan bir paranoya yaþanmaktadýr. Hey sizler! Suçlusunuz ayaða kalkýnýz!... Çünkü sizler; yani beyefendiler, kravatlýlar, hanýmefendiler, yüksek þahsiyetler& çünkü sizler bir katilden BÝR KAHRAMAN YARATTINIZ& Bu tarji-komik bir durumdur. Gülüyoruz aðlanacak halimize&. Aðca, ben Mesihim diyor. Mesih kimdir? Hýristiyan inancýna göre; insanlýk bir gün toptan yoldan çýkacak, kötülükler egemen olacak, kimse kimseyi tanýmayacak&iþte böylesi bir ortamda Hz. Ýsa yeniden bedenleþecek ve insanlýðý bu kötü durumdan kurataracak&. Ýþte Aðca, kendisini söz konusu Hýristiynalarýn beklediði bu kurtarýcý (yani Ýsa) olduðunu söylüyor. Ýslam inancýnda da Mehdi inancý vardýr. Bu inançta da Mehdi ayný Mesih gibi bir gün dünyaya gelecek ve bzoulmuþ olan dünyayý düzeltecektir&. Ama Aðca, Mehdi deðilde Mesih olduðunu söylüyor& Müslüman birisinin Mehdi deðil de Mesih olduðunu söylemesinin de bir açýklmasý olmalýdýr. Sanýrým Mehdi inancý daha çok Þiilierin inancýnda geçerlidir. Belki de bunun için Mesih olduðunu idda etmek istemiþ olabilir. Baþka neler olabilir bilemem. Çünkü Aðca, konuþmuyor. Ya da Ýngilizce konuþoyur. (Herhalde kendi dilini banal buluyor; yada tüm dünyaya ileti sunuyor. Ama þurasý bir gerçekki rolünü çok iyi yapýyor.) Aðca, lüks otelde kalýyor. Lüks arabalara biniyor. Yani lüks yaþýyor. Tüm insanlýðý kurtaracaðýný söyleyen þu insana bakýn&. Lüks bir yaþam. daha ötesi var mý? Birileri, böylesi bir katili kahraman yapmýþtýr. Bu çok önemlidir. Peki, bu durum suç iþlemeye eðilimli olan kiþileri özendeirmez mi? Toplumda ki eðilimi bu olguya doðru arttýrmaz mý? Benim bildiðim kahraman, insanlýk adýna yeni deðeler üreten, insanlýðýn kültür mirasýna yeni þeyler katan, insanlýðý zor koþullarda kurtarýp rahata ulaþtýran; insanýn daha güzel, daha saðlýklý ve daha fazla yaþamasý için çabalayan ve zorda kalmýþ olnalarý kurtaran& v.s. insandýr. Yoksa, insaný öldüren, insaný yaralayan, insana avý veren, insanlarda gelecek korkusu yaratan ve güvensiz bir ortam var eden bir kiþi asla kahraman olamaz&& Katilden kahraman çýkaran bir toplum asla ve asla çaðdaþ bir toplum olamaz. Ama bu durum gerçek demokrasiden, gerçek insan haklarýndan yana olanlarýn, yaþama hakkýnýn en temel hak olduðuna inanalarýn&. Duygularýný, duyunçlarýný kýrmýþtýr ve özmüþtür. Ama tarihin hiçbir döneminde bir katilden asla bir "kahraman" yaratýlmamýlþtýr. Tarih bu konuda ki hükmünü vermiþtir. Eskilerin deyimiyle gerisi "laf-ý güzef"týr (Yani boþtur.) Bu böyle biline.
20.01.2010
erdal 17 January 2010 23:58 |
sevgiler selamlar
Süleyman Zaman 17 January 2010 02:00 |
TEKEL ÝÞÇÝLERÝ VE GENEL GREV Bugün Türk Emekçileri için tarihi bir gündür. Bugün 17.01.2010; bu tarih emekçilerin tarihine altýn harflerle yazýlacaktýr. Çünkü ülkede ki yanlýþ gidiþi ve insaný dýþlayan politik uygulamalarý durduracak tek güç emekçilerin üretimden gelen gücüdür. Bugün emekçiler hem haklarýný almak ve hem de ülkenin girmiþ olduðu olumsuzluklara dur demek için yürüyorlar. Ýþte gerçek “Sol” politika budur. Sol’u yeniden ayaða kaldýracak olan ve Sol’a beden verecek olan bu tür “sýnýfsal” politikalardýr. Yoksa “kimlik” üzeriden yapýlacak her politik duruþ Sol’u gerçek iþlevselliðinden uzaklaþtýrýr. Kimileri artýk Sol’ un iþlevinin bittiðini ve kapitalizmin tek gerçeklik olduðunu söyleyen açýklamalar yapýyorlardý ve halen yapýyorlar. Özellikle liberaller, Yeni Dünya Düzeni Paradigmasýný (modelini, söylemini) dillendirerek, sosyalizmin öldüðünü, geliþen bilimsel- teknolojik ilerlemeyle sýnýf kavramýnýn ortadan kalktýðýný... bg. dile getiren, bu gibi düþünceler ileri sürenler görüþler ileri sürmüþlerdir ve halende sürüyorlar. Bu tür görüþler; eðer bilinçli bir saptýrma taþýmýyorsa, tamamen bilgisizlikten, maddenin özünü kavrayamamaktan ve geliþimin yasasýný çözümleyememekten kaynaklanan; yalnýzca biçime, þekle, olay ve olgulara bakýp, bunlardan sonuç çýkarýp hüküm veren çocuksu bir bakýþýn ürünüdürler. Bugün kapitalizmin sonsuza kadar tek gerçek olarak yaþayacaðýný düþünmek, büyük bir yanýlgýdýr. Hiçbir þey mutlak deðildir. Bu görüþ her þeyden önce evrenin “nedensellik yasasýna” aykýrýdýr. Bu duruþ bilimsellikten uzak tutucu, statükocu ve biçimci bir duruþtur. Oysa sosyalistler; bilimsel bir duruþla, geliþimin sürekli olduðunu, hiçbir þeyin sonsuza kadar kalýcý olmadýðýný, görüntünün insaný yanýlttýðýný, aslýnda kalýcý ve güçlü gibi gözüken þeyin de (kapitalizmin de) bir gün tarihin sayfalarýna gömüleceðini bilmektedirler. Bundan dolayý da kapitalizmin de yerini sosyalizme býrakacaðýný söylemektedirler. Yani kapitalizm kendi kendisinin reddi olmak zorundadýr. Kalýcý olan ne var ki? Ýþte son bir yýldýr yaþananlar kapitalizmin zorlamayla ayakta tutulmaya çalýþýldýðýný görmekteyiz. Bugün Yeni Dünya Düzeni denilen þey, özünde “Yeni Emperyalizmdir”. Dünyayý yaklaþýk olarak 500 tröstün egemenliðine sokmak için uydurulan bir kavramdýr. Esas özü Dünya Sermayesinin, çalýþanlarý, emekçileri yalnýzlaþtýrma; tüm kazanýmlarýný elinde almaya yönelik bir saldýrýdýr. Bugün tüm dünya insanlýðý vahþi kapitalizm veya emperyalizm yüzünden büyük bir yoksulluk, vahþet, yalnýzlaþma, yabancýlaþma, deðerlerden uzaklaþma, savaþ, ölüm, korku... bg. Yaþamaktadýr. Son dönemde, insanlarýn ortak çýkar adýna bir araya gelmelerini önlemek için, emperyalistler, insanlarý bölüp, parçalayarak birbirine yedirmek istiyorlar. Ülkemizde son çýkarýlan yasalara bakýn, bunlarý hemen fark edeceksiniz. Yeter ki, bilinçli bir beyinle bakasýnýz. Kapitalizmin sadece yüzyýllýk bir tarihine bakýn; son yüzyýlda, Pazar kapma savaþýmýnda 100 milyona yakýn insan ölmüþtür. Ve halen bu vahþet devam etmektedir. Ve büyük insanlýða açlýk, yokluk, fukaralýk... bg getiren böylesi bir sistem sonsuza kadar tek gerçek olarak kalacak öylemi? Bugün dünyanýn her yanýnda büyük insanlýk dramlarý yaþanmaktadýr. Bu mudur tek gerçek ve kalýcý olacak olan sistem? Bu mudur insanlýðýn önünü açacak olan toplumsal yapý?. Hadi caným sende!.... Bilinsin ki insanlýk bir gün bu vahþi kapitalizmden kurtuluþun sosyalizmle olacaðýnýn farkýna varacaktýr. Tarihin insanlýðý götüreceði aþama bu olacaktýr. Ýnsanlýk bu ortak bilince ulaþacaktýr. 1980’den bu yana büyük sermaye (uluslar arasý sermaye) bizi yönetenlere ne diyor. Her þeyi özelleþtirin. Sermayenin önündeki engelleri kaldýrýn. Ýç pazarý koruyan “gümrük duvarlarýný” yýkýn. Bunlar yapýldý. Yakon zamanda“Tekel” de özellþtirildi. Özelleþmeyen “kamu malý” kalmadý. Peki, bunun sonucunda zarar gören kim, kazanan kim olmuþtur. Bugün kendi ülkemize baktýðýmýzda bu politik uygulamalarýn insanlarýmýzý iþsiz býraktýðý, yoksullaþtýrdýðý, üretimi durdurduðu, borç sarmalýna soktuðu, fabrikalarý kapattýðý hemen görülecektir. Ayrýca sýnýf bilincinin yerini, etnik, cemaat ve tarikat bilincinin aldýðýný, insanlarýn mutsuz, saðlýksýz ve gelecek korkusu içinde bulunduðunu....bg. görüyoruz. Böyle bir sistemden yana olmak, insanýn özüne aykýrýlýktýr. Buna karþýlýk Sosyalizm. Emeðin, enerjinin ve sermayenin insanlýðýn yararýna kullanýlmasýný; üretimin kar için deðil, insanlýðýn gereksinimini karþýlamak için yapýlmasýný; baþýboþ bir piyasa anlayýþý yerine; planlý, projeli, yönlendirici bir üretim modelinin uygulanmasýný savunur. Sosyalizmde bireyin yararý deðil, bütünün, toplumun yararý düþünülür. Herkes çalýþacak, iþgücüne ve harcadýðý emeðe göre herkes katma deðerden pay alacak. Yoksul, barýnaksýz, doktorsuz, eðitimsiz kimse býrakýlmayacaktýr. Barýþ, dayanýþma, kardeþlik, birlik- bütünlük, eþitlik, yardýmlaþma ve adil paylaþým... gibi deðerler, sosyalizmin savunduðu etik deðerlerdir. Bu deðerleri küçümsemek insani bir duruþ olamaz. Kapitalizmin insan dýþý, doða karþýtý modeline, insanlýk sonsuza kadar katlanabilir mi? Bu söylem akla ve bilime aykýrýdýr. Bugün emekçiler sokakta. Sadaka gibi verilen ücret artýþlarýný protesto ederken, üretimden gelen güçlerini kullanarak, ülkenin bu kötü gidiþine de dur deme güçlerinin olduðunu göstermeleri açýsýndan çok önemli bir eylem olduðunu görmekteyiz. Bu bilinç tarihin akýþýný deðiþtiren bilinç olacaktýr. Çünkü tarihin akýþýný her zaman emekçiler deðiþtirmiþtir. Emekçiler, çalýþanlar; bir yandan hak mücadelesi verirken, bir yandan da örgütlü bir yapý, gerçek demokrasi ve insan merkezli bir toplum var etmenin mümkün olduðunun iletisini vermiþlerdir ve de vereceklerdir. Ama “sarý sendika” buna engeldir. Tekel Ýþçilerinin yapmýþ olduðu bu þanlý dirteniþin ardýndan “genel gerevin” gelmesi, sýnýf mücadelesinin gücünü dahada geliþtirecekken; nedense “iþçiler” adýna kara verdiðini söyleyenler “Sendikalar” bu gücü kullanmaktan geri durmaktadýrlar. Hamasi nutuklarla bir yere varýlamayacaðý bir gerçektir. Böylesi bir grev ülkenin yönetilmesinde halkýn ve emekçilerin de sözlerinin bulunduðunu ve kötü yönetime emekçilerin ve halkýn dur diyeceðini göstermeleri açýsýndan da çok önemli bir uyarý görevinide yapmýþ olcaktýr. Böylesi bir grev ayný zamanda sýnýf mücadelesinin halklarý birleþtirdiðini ve halklar arasýnda kaynaþma ve birleþme yarattýðýný göstermesi açýsýndan da çok önemli bir ileti verecek ve bilinçlere sistemle gerçek mücadelenin "sýnýf mücadelesi" olduðunu gösterecektir. Bu açýdan da çok önemlidir. Böylesi bir genel greve tüm gücümüzle destek vermeliyiz ve emekçilerin, çalýþanlarýn yanýnda bulunduðumuzu göstermeliyiz. Tüm emekçilerin bu haklý ve demokratik eylemini kutluyor ve baþarýlar diliyorum. Bugün yapýlan ve tüm demokratik kuruluþlarý bir araya getiren bu miting ülke insanýn üzerindeki “ölü topraðýný” kaldýracaktýr. Artýk sýnýf uyanmýþtýr. Ýnsanlar hak aramanýn, ülkede ki üretimin arttýlmasýna dönük istemlerin, daha güzel daha ve gönençli bir toplum yaratmanýn… farkýna varmýþtýr. Bu bilinç geri döndürülemez. Bu anlamda umudumu yitrmedim. Ýþçiler, emekçiler… ülkemizin geleceðine yön vereceklerdir. Bugünkü miting; ülkede her þeyi yapabilme gücünü elinde bulundurduðunu sanan iktidarý frenlemiþtir. Ýþçi Sýnýfýnýn uyanýþýný selamlýyorum. Ýþçilerin kazandýðýný, kapalý kapýþar ardýnda gizli anlaþmalarla geri veren “sarý sendikacý” anlayýþýda kýnýyorum. Þurasý bir gerçe ki gerçek Sol Politika sýnýf mücadelesiyle olur. Yoksa "kimlik" üzerinden yapýlacak her mücadele emekçileri de birbirine düþman eder ve kazanan yine egemenler olur.
17.01.2010 Süleyman ZAMAN
naci 15 January 2010 16:24 |
sevgili Ali amca köydeki adý nagmý deger ''Aloo emmi'' geçirdiðin ameliyattan dolayý sana geçmiþ olsun diyor acil þifalar dilerim selamlar naci