Uzaklýk girse de, köyle araya Kimi arabayla, kimisi yaya Toplanýp geldiniz bugün buraya Esenlik içinde kalýnýz dostlar
Yüzünüzde neþe eksik olmasýn Gönül hanenizden güller solmasýn Sevgi pýnarýna, nefret dolmasýn Sevgi busesini salýnýz dostlar
Dümdüz bir ovada, çevre yemyeþil Muhabbet veriyor, her konuþan dil Farklý eðilimler zenginliktir bil Her zaman sunulsun balýnýz dostlar
Keklikpýnar ile bir de Ömeran Ne güzel insanlar, her birisi can Birlendik mekânda kalmadý unvan Enerji katýyor halýnýz dostlar
Gördüm ki haneler olmuþ hep viran Nerelerde þimdi, önceki kervan Dedem, ninem, atam, yürüyor devran Kýrýlmasýn erken dalýnýz dostlar
Deðiþmeyen yoktur hiçbiri an da Deðiþim görülür devrik zaman da Sor kimler yaþadý, bu koca han da Gelip geçicidir varýmýz dostlar
Anlamsýz bir görüþ, ayrý ve gayrý Yaþam sürgitin de olmasýn sayrý Katreyle bütünlük, deðildir ayrý Siz de katrelere varýnýz dostlar
Otuz bir yýl oldu, köyden ayrýldým Geldim de köyüme, geçmiþe daldým Anýlar içinde, enerji aldým Dostlarla can bulsun canýnýz dostlar
Koyunlar güttüðüm dostlarý gördüm Girdaplar içinde, deðerler ördüm Dost canlara dönük, olmuþtur virdim Dostluk denizine akýnýz dostlar
ZAMANIM, dostlarla doldu boþladý Aktý çok süreçler hatýram kaldý Belleðimde nice aný uyandý Sizin de varlaþsýn anýnýz dostlar 14.08.2013
Not: 10.08.2013 günü, köyümüzde yapýlan etkinlik öncesi yazdýðým bir þiirdir. Etkinliði düzenleyen ve katýlan tm canlarý içtenlikle selmalýyorum...
Süleyman Zaman 12 August 2013 19:38 |
Bu yýl, 10 Aðustos günü, köy derneðinin düzenlemiþ olduðu etkinliðe katýlmak için, köyüme yani Gökçeharman’a gittim. Bu yýl ikincisi yapýlan bu etkinliðe geçen yýl gidememiþtim. Aslýnda yerin uzak ve yolculuðun yorucu olacaðýný bile bile bu etkinliðe gitmeyi göze aldým. Ýyi ki gitmiþim. Bu etkinlik bana, köyümle yeniden buluþmamý saðladý. Geçmiþ anýlarým, yaþadýklarým belleðimde tazelendi. Çocukluðumu ve geçmiþimi yeniden yaþadým… Köyümüz iki mezradan oluþmaktadýr. Bu mezralardan birisi Keklikpýnar diðeriyse Ömeran’dýr. Keklikpýnar mezrasý tamamen Alevilerden, Ömeran ise hem Alevi hem de Sünni canlardan oluþmaktadýr. Aslýnda köyümüz, Anadolu Hümanizmasýnýn bir yansýmasýdýr. Yýllardýr iki köy, hiçbir sorun yaþamadan, mezhep farklýlýðý gözetmeden, birlikte, yan yana barýþ içinde yaþamasýný bilmiþtir. Bugün de bu anlayýþ sürmektedir. Köy derneðinin düzenlediði bu etkinlik, bu birlik ve beraberliðin yeniden duyumsanmasýnýn koþullarýný oluþturmuþtur. Bu etkinlikte Alevi ve Sünni canlar yan yana oldular. Kardeþlik duygusunu bilinçlerinde yeniden yaþadýlar bu olgular içinde, birlikte türküler söylediler, halaylar döndüler, yarýþmalar düzenlediler, birlikte neþelenip, birlikte güldüler. Bundan daha güzel bir ortam olabilir mi? Ben, köyümün insanlarýyla yýllar sonra yeniden buluþmanýn hazzýný yaþadým. Bir yanýmda amcalarým, diðer yandan köyümün deðerli insanlarý; bir yandan çocukluðumu birlikte geçirdiðim çocukluk arkadaþlarým, Hasan, Vayis, Veysel, Ramazan vs; diðer yandan okumuþ-yazmýþ, öðretmen, avukat vs yeni nesil gençlerle tanýþmanýn ve tüm canlarla buluþmanýn, sohbetin, birlikte bir þeyleri paylaþmanýn verdiði coþku ve zevk, ne güzeldi. Davul-zurnayla oynanan halaylar, çalýnan sazlar ve söylenen türkülerle; yenen etli pilavla, birlikte geçen bu etkinlik, bedenimde, ruhumda büyük bir duygu yoðunluðu da yaþatmýþtýr… Bu etkinliði düzenleyen köy derneðimizin yöneticilerine baþta baþkan Hüseyin Erdoðan olmak üzere Cengiz Özgür’e ve Sinan Zaman’a ve diðerlerine çok teþekkür ediyorum… Daha nice güzel etkinliklerde buluþmak dileðimle… emeði geçen ve katýlan tüm canlara saygý ve sevgilerimi sunuyorum…
NOT: Önceki yazýmý geçersizdir...
Süleyman Zaman 12 August 2013 19:22 |
Bu yýl, 10 Aðustos günü, köy derneðinin düzenlemiþ olduðu etkinliðe katýlmak için, köyüme yani Gökçeharman’a gittim. Bu yýl ikincisi yapýlan bu etkinliðe geçen yýl gidememiþtim. Aslýnda yer uzak ve yorucu olacaðýný bile bile gitmeyi göze aldým. Ýyi ki gitmiþim. Bu etkinlik bana, köyümle yeniden bululmamý saðladý. Anýlarým tazelendi. Köyümüz iki mezradan oluþmaktadýr. Bu mezralardan birisi Keklikpýnar diðeriyse Ömeran’dýr. Keklikpýnar tamamen Alevilerden, Ömeran ise hem Alevi hem de Sünni canlardan oluþmaktadýr. Aslýnda köyümüz Anadolu Hümanizmasýnýn bir yansýmasýdýr. Yýllardýr iki köy, hiçbir sorun yaþamadan, mezhep farklýlýðý gözetmeden, birlikte, yan yana barýþ içinde yaþamasýný bilmiþtir. Köy derneðinin düzenlediði bu etkinlikte, Alevi ve Sünni canlar yan yana, kardeþlik duygusu içinde, türküler söylediler, halaylar döndüler, yarýþmalar düzenlediler, birlikte neþelenip alýp, birlikte güldüler. Bundan daha güzel bir ortam olabilir mi? Ben, köyümün insanlarýyla yýllar sonra yeniden buluþmanýn hazzýný yaþadým. Bir yanýmda amcalarým, diðer yandan köyümün deðerli insanlarý; bir yandan çocukluðumu birlikte geçirdiði Veysel, Ramazan vs; diðer yandan yeni nesil okumuþ*yazmýþ, öðretmen, avukat vs olmuþ köyümün gençleri… ve bunlarla birlikte buluþmanýn, sohbetin, birlikte bir þeyleri paylaþmanýn verdiði coþku ve zevk, ne güzeldi. Davul-zurnayla oynanan halaylar, çalýnan sazlar ve söylenen türkülerle; birlikte yenen etli pilavla geçen etkinlik, büyük bir duygu yoðunluðu da yaþatmýþtýr… Bu etkinliði düzenleyen köy derneðimizin yöneticilerine baþta baþkan Hüseyin Erdoðan olmak üzere Cengiz Özgür’e ve Sinan Zaman’a ve diðerlerine çok teþekkür ediyorum… Daha nice güzel etkinlikler buluþmak dileðimle… emeði geçen ve katýlan tüm canlara saygý ve sevgilerimi sunuyorum…
Süleyman Zaman 12 August 2013 13:34 |
Kavramlar, insan yaratýmlarýdýr ve dolayýsýyla doðada hiçbir kavram yoktur. Ýnsan beyni, yaþanýlan tüm olgu ve olaylara anlamlar yükler. Kavramlar, Yüklenilen bu anlamlara gelen zihnimizdeki karþýlýklarýdýr. Her olay ve olgu, her algýlanan nesne için, beynimizde bir karþýlýk oluþur. Bu karþýlýk, süreç içinde kavrama dönüþür. Özünde her somut algý, zihnimizce algýlanýr ve belleðimizde bir yer oluþturur. Belleðimizde ki bu karþýlýk, zihinde canlanýr, bedenleþir ve zamanla soyut algýya dönüþerek kavramlaþýr. Her nesne, her olgu ve olay, insan zihni tarafýndan kavramlara dönüþerek, düþünsel dünyamýzýn besinini oluþtururlar. O halde her kavramýn nesnel bir karþýlýðý vardýr. Doðada deðiþmeyen, dönüþmeyen hiçbir þey yoktur ve bu anlamda kavramlarýn anlamlarý da, yüklendikleri iþlevlerde görecelidir ve zamanla her kavramýn anlamý da iþlevselliði de deðiþebilir. Önemli olan bir kavramýn zamanýn ruhunda ne anlama geldiðidir. Bir kavramýn yüz yýl önceki nesnel karþýlýðýyla, bugünkü nesnel karþýlý ayný anlamda deðildir ve olamazda. Böyle olunca, ezberi ve alýþýlmýþý dillendiren bazý insanlar (çoðunlukla), koþullarý ve nesnel dünyanýn verilerini algýlamadan, bir kavramý otuz yýl önceki anlamýyla kullanabiliyor. Oysa bir insan, düþünsel dünyasýnda üç temel algýyý veya diyalektiði gözetmelidir. Bunlardan birincisi ve ilki felsefi dildir. Ýkincisi bilim dilidir, üçüncüsüyse daha çok geleneksel algýnýn belirlediði inançsal dildir. Bunlar arasýndaki diyalektik baðý kurmadan yapýlan her analiz ve söylem, yaþadýklarýmýzý anlamamýza ve kavramlarýn bugünkü karþýlýklarýna varmamýza engel olacaktýr. Konuþtuðum birçok dostlarýmla özellikle bu konuda, çoðunlukla ideolojik ve gelenekçi bakýþlar, bir nebze de bilimsel dilin öne çýktýðýný; fakat felsefi dilin hiç kullanýlmadýðýný deneyledim. Oysa felsefi dil, sorgulayan, kurgulayan, analiz eden bir dil ve akýl yürütmedir. Bütün düþünsel yapýnýn en genel dili felsefi dildir. Doðal olarak felsefi dili kullanýlmayan insanlarla, dostlarýmla öne sürülen “kavramlarda” anlaþmak kolay olmamaktadýr. Bu yazýyý, iki gün önce, köyümüzde yapýlan bayram etkinliðinde, orada konuþtuðumuz bazý dostlarýmýn görüþ ve düþüncelerinin üzerimde býraktýðý izlenim sonucunda yazdým… Burada ki bazý canlarýn özellikle “ulus ve vatan” konusunda ki düþüncelerinin, þekilsel, biçimsel, ezberi ve nakilci olduklarýný gördüm. Kavramlarýn içi bu kadar boþaltýlamaz. Çünkü nesnel gerçeklikle uyuþmayan ve her zaman tersinir olabilecek nesnellikle çürütülecek konumda bulunan her düþüncenin, pratik bir etkisi olamaz. Çünkü yaþamýn pratiði her zaman belirleyici olandýr… Þimdi burada dostlarýma þu sorularý soralým: -Vatansýz veya yurtsuz her hangi bir nesne var mýdýr? Örneðin, daðlarýn, nehirlerin, bitkilerin vs, vataný yok mudur? Karadeniz dediðimiz de neden Pasifik anlaþýlmýyor? -Zamanýn ruhuna göre ortaya atýlan “vatansýzlýk” kavramýnýn günümüz pratik yaþama uygunluðu var mýdýr? -Eðer varsa, neden bugün “ulus” yaratmak için mücadele edilmektedir? -YDD paradigmasýnýn ortaya koyduðu nesnel gerçeklik sonucunda, Sovyetlerden 14 ülke, Yugoslavya’dan 4 ülke yani vatan veya ulus ortaya çýkmýþtýr. Ayrýca, Irak, Libya, parçalanmýþ ve dolayýsýyla yeni uluslar veya vatanlar varlaþmýþtýr. O halde, “ulus öldü” kavramý ne kadar doðrudur? Eðer sýnýrlar kalktýysa, bu yeni sýnýrlar nedir? -Peki, güneþin, gezegenlerin vs vataný yok mudur? -Örneðin “Akdeniz Bitki Örtüsü” dediðimizde, bu kavram neyi yansýtmaktadýr. Bu bir konum, yer veya mekân deðil midir? Vatan da, felsefi anlamda, bir mekân, yer veya konum deðil midir? -Bedenimizi oluþturan her bir organýn bulunduðu yer veya konumu vardýr? Mideyi kalbin yerinde gören var mý? Gözün vataný neresidir? Bedenimizin kendisi bir alan deðil midir? Ünlü ozanýmýz Mahzuni Þerif iki dizesinde þöyle der: “Karýncalarýn bile vataný vardýr/Nidem ki dünyada ben vatanlýyým”; bu dizelerde bir yanlýþlýk var mýdýr? Karýncalarýn kendi yaþamlarýný sürdürdükleri bir vatanlarý yok mudur? -Dünya, Venüs’e göre bir vatan deðil midir? Asya, Avrupa’ya göre vatan mýdýr? -Benim köyüm, Keklikpýnar Köyü, bir baþka köye göre benim vataným deðil midir? -Aslan, dediðimizde neden kuþu anlamýyoruz, aslan kendi bütünselliði içinde, kendi bedeniyle bir vatan deðil midir? -Bedenimizde ki birçok organ bir araya gelerek, bizi biz yapar, bir organýmýzýn eksik olmasý, bizi bütünlüðümüzden koparýr. O halde, midesiz bir beden düþünebilir miyiz? Bu anlam da, vatan da, üzerinde yaþayan çok farklý görüþ ve düþüncelere, farklý guruplara, inançlara vs sahip insanlarýn ortak deðerlerde bir arada oluþturduklarý yaþam alaný deðil midir? -Bugün dünyada 5000 bin dolayýnda etnik gurup vardýr? Her birinin birer devlet kurmasý olasý mýdýr? Eðer bu mümkünse, o zaman, günümüzden yaklaþýk 7000 bin yýl öncesinin kabile veya aþiret toplumlarýna dönüþmez miyiz? Neden insanlýðýn var ettiði en üstün insani deðerleri öne çýkararak, ortak deðerlerin belirleyiciliðinde, bir arada yaþamanýn koþullarýný var edecek bir dili kullanmýyoruz? Bu sorulara eklenecek daha birçok soru ortaya konabilir. Dostlarýmýn bu sorulara yanýt vermesini bekliyorum… Bunlarýn her birinin nesnel yanýtý vardýr… Benim de bu konularda yanýtlarým vardýr, zamanla her bir soruya yanýtlarýmý vereceðim… Þunu da belirteyim ki, farklý görüþler zenginliktir ve geliþtiricidir…
12.08.2013
Süleyman Zaman 07 August 2013 12:13 | istanbul
Bayram birleþtirir, bayram güldürür Bayram insalýða, acý dindirir Bayram çocuklarý çok sevindirir Dostlar bayramanýz, dostlukla geçsin
Duygular þad olsun, dolsun esenlik Yýkýlsýn düþmanlýk, aþýlsýn kemlik Bayrama yakýþýr ulu erdemlik Dostlar bayramýnýz, bollukla geçsin
Nice gönüllerde, hüzün ve elem Nicesinde vicdan yoktur bir dirhem Nicesine bayram, olmuyor merhem Dostlar bayramýnýz, varlýkla geçsin